Milyon Kadına Mentorlarımızdan Sinem Sarıçoban ile Röportaj

    sinem_sarcoban3

    Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürlüğü'nde Güç Kalitesi Mühendisi olarak görev yapan Pamukkale Üniversite Elektrik-Elektronik Mühendisliği mezunu Sinem Sarıçoban ile ilham dolu bir röportaj gerçekleştirdik. Detaylar yazıda! Keyifli okumalar...

    1) Kısaca tanıyalım: Nerede doğdunuz, ne okudunuz, şimdi ne yapıyorsunuz? Biyografinizi bizimle paylaşır mısınız?

    1989'da Eskişehir'de doğdum, büyüdüm. Eskişehir Kılıçoğlu Anadolu Lisesi'nden 2007 yılında, Pamukkale Üniversite Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden 2013 yılında mezun oldum. 2013-2019 yılları arasında Eskişehir Tepebaşı Belediyesi'nde elektrik tadilat projelerinde Proje Kontrol Mühendisi ve Avrupa Birliği projesinde Enerji Proje Koordinatörü olarak görev aldım.

    Avrupa Birliği REMOURBAN projesi, Avrupa Komisyonu'nun birinci nesil ve Türkiye'nin ilk uygulamalı Akıllı Şehir Projesi olmakla birlikte Avrupa Komisyonu tarafından ülkemizde desteklenen en yüksek bütçeli ve en uzun süreli projesidir. Bu projede, fosil yakıt kullanımını geride bırakan düşük karbon emisyonlu ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan mekanik hibrit sistemlerinin tasarımında, uygulamasında, optimizasyonunda ve yönetilmesinde; çevre dostu ve sürdürülebilir kentsel ulaşımın oluşturulmasında ve geliştirilmesinde Enerji Koordinatörü olarak yer aldım.

    Değişime ve gelişime açık olmak, kariyer yolculuğumda vazgeçilmez bir tutkumdur. Strateji oluşturmak ve eylem planları geliştirmek, ardını bırakmadığım bir heyecandır. Nasıl mı? 2019 yılında kariyerime özel sektörde devam etme kararı alırken, tarihini kurtuluşa adamış Eskişehir'den Cumhuriyetin kalbi Ankara'ya taşınıyor olmam beni daha da çok heveslendirdi.

    Bugün, Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürlüğü'nde Güç Kalitesi Mühendisi olarak görev almaktayım.

    Yeni yerler görmekten, seyahat etmekten, gezmekten, yürüyüş yapmaktan, doğada vakit geçirmekten çok keyif alıyorum. Gittiğim yerlerde yöresel lezzetleri denemeyi, kültürel dokusunu ve doğal güzelliklerini görmeyi, olmazsa olmazım müze ziyaretlerine bayılıyorum. 

    2) Çalıştığınız kurumda hangi rolü üstleniyorsunuz?

    Enerjisa Dağıtım Şirketleri Genel Müdürlüğü'nde (Başkent EDAŞ, AYEDAŞ, Toroslar EDAŞ) Şebeke Yönetimi Müdürlüğü Güç Kalitesi Takımında Güç Kalitesi Mühendisi olarak çalışıyorum. Enerjinin dijitalleşmesi kapsamında IoT, RPA ve büyük veri projelerinde aktif olarak yer alırken Enerjisa'nın güç kalitesi süreçlerinde, bütçe yönetimi ile ilgili şartnameler ve ihale dosyalarının (RFI, RFP ve RFQ) hazırlanmasında, 14 ilde yürütülen teknik kalite iyileştirme süreçlerine yönelik saha çalışmalarında, analizlerinde ve çıktıların ilgili paydaşlara iletilmesinde, satın alma yönetiminde, doküman yönetim süreçlerinde, mevzuat gerekliliklerini karşılayacak şekilde kullanılan Güç Kalitesi İzleme'de gerçekleştirilen SAP, EDVARS süreçleri ve web sitesi ile ilgili analiz, tasarım ve devreye alma süreçlerinde kritik bir rol alıyorum. EPDK ölçüm noktalarında mobil güç kalite cihazları ile ölçüm süreçlerinin izlenmesi, raporlanması, denetlenmesini; müşteri şikayetleri doğrultusunda güç kalitesi ölçümlerinde teknik raporların hazırlanması, sorunların analiz edilmesi ve çözümlerin önerilmesini; cihazlara uzaktan erişim ile güç kalitesi analizörlerin yapılandırması gibi teknik süreçleri yürütüyorum.

    3) Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz, hangi dijital kaynakları takip ediyorsunuz?

    Kitaplarım var. Türk klasikleri, dünya klasikleri, kişisel gelişim kitapları, polisiye… Ben kitaplara zaman ayırmıyorum, kitaplar bana zaman kazandırıyor. Hayalimizin, sınırlarımızın ve zamanın ötesinde kapılar açıyor bizlere; doğru soruları sormayı, farklı bakış açısı ile bakabilmeyi ve kendimizi etkili ifade etme gücü kazandırıyor. Mario Quintana'nın dediği gibi "Kitaplar dünyayı değiştirmez, insanlar dünyayı değiştirir, kitaplar sadece insanları değiştirir." Bence de kitapla değişen insan, dünyayı değiştirir.

    Biriktirdiğim insanlar var. Kitaplarım sessizlikleriyle, dostlarım sesleriyle benim yanımdalar. İnsanın kendi yolculuğunda inandığı değerlere göre yaşamasının en doğru yaşam olduğunu düşünüyorum. Bu yolculuk, gitmek istediğimiz yere karar verdiğimizde değil, bulunduğumuz yerden artık ayrılmamız gerektiğini fark ettiğimizde başlıyor.

    Hedeflerim var. Uçurtma avcılarından uzak durun diyorum. Kendinize hedefler belirleyin ve var gücünüzle savaşın. Tavsiye ederim, çok işe yarıyor!

    Çalışmakta olduğum şirkette şuan bize kendimizi pek çok yönden geliştirebileceğimiz katma değeri yüksek ve çarpan etkisi güçlü eğitimler veriliyor. Zaman yönetimi, psikolojik sağlamlık, değişimin parçası olmak, koçluk, mesleki eğitimler bunlardan bir kaçı

    Linkedin, Medium severek takip ettiğim dijital platformlar. Ayrıca her gün bir TEDx konuşması dinlemeye çalışırım.

    4) Tekrar 20 yaşına dönme şansınız olsa neyi farklı yapardınız? Ya da kariyeriniz için 20'li yaşlarda iyi ki yapmışım dediğiniz şeyler nelerdir?

    Kariyerimin ilk yıllarında hata yapmaktan çok çekinirdim o yıllara dönme şansım olsa daha fazla insiyatif alır, daha fazla hata yapar, daha fazla deneyimlerdim. Öğrendiğimiz sürece hiçbir şey hata değildir artık, deneyimdir. Yaşanmışlığın ölçüsü ne kadar çok şeyi başarabildiğinizle değil; ne kadar çok şeyi deneyimleme cesaretini gösterebildiğinizle ilgili aslında. Çünkü öğrendikleriniz; başarılarınızın ışığından ziyade deneyimlediklerizin gölgesinde saklı.

    Hiç deneyimim yokken kurumsal, iyi bir firmada iş bulmanın çok zor olduğuna, tecrübesiz birini işe almadıkları konusunda kendimi ikna etmiş, başvurmayı denememiştim bile. Yeterince zorlamamıştım kendimi. Geri dönme şansım olsa tüm şartları zorlar her şeyden önce bunun mümkün olabileceğine sonuna kadar inanır ve sonunda da başarırdım diye düşünüyorum. Zira; inanmak başarmanın yarısı gerçekten. (Bu bir klişe değil , gerçek :) )

    Bir de hayal kurmaktan çok korkardım ben, yaa olmazsa buna dayanamam bu hayal kırıklığını kaldıramam sanırdım. Oysa ne de yanlış bir düşünce şekli. Hayalleriniz varsa beklemeyin. Hayaller, emek ile birleştiğinde gerçekliğe kavuşur. Hayaller kurun, bir gün gerçekleştirmek için uyanmamız gerektiğini bilerek.

    Şimdilerde ise ne kaybederim? En fazla olmaz diyorum. Aslında bizler engelleri, yapamazsınları, düşüncelerimizi hatta zihinsel yetilerimizi ve olası başarılarımızı bir nevi sınırlıyoruz. Kaybetseniz bile yeniden başlamaktan korkmayın. Çünkü kaybettiğinizde sıfırdan başlamıyorsunuz, deneyimden başlıyorsunuz. Bir şeyi istiyorken değil, yapabiliyorken yapmanızı tavsiye ederim.

    Neyi mi iyi ki yaptım.? İyi ki tüm olumsuzluklara rağmen hep çok çalıştım, hep öğrenmek istedim, hep şeffaf, dürüst oldum, hatalarımı kabul etmeyi bildim, sivri yönlerimi törpilemeye açık oldum, sorularıma cevap alamadığımda pes etmeyip azimle araştırdım, doğru cevaplara önünde sonunda ulaştım. Ne görev verilirse sonuna kadar gittim, hiç bir işimi yarıda bırakmadım. Olaylarla, sorunlarla, hep sonuç odaklı çalıştım. Sorunlar olduğunda bahanelerle değil çözümlerle, önerilerle yol haritamı oluşturdum. İlk bakıldığında zor, sorunlu, sıkıntılı işler kısa vadede olumsuzluğa düşürse de pes etmediğimde, elimden geleni yapıp kendime inandığımda mucizevi şekilde başardığımı ve uzun vadede farklı fırsatları yakalamama vesile olduğunu gördüm. İşin özü krizleri fırsata çevirdim.

    5) Yeni işe başlayacaklara kariyer yolculuğunda tavsiyeleriniz nelerdir?

    -Bir pozisyona başvururken bu işi yapmak ister miyim? Bana katkısı ne olur? Artıları neler? Eksileri neler? Çalışırken hevesli olur muyum? Bu işi uzun soluklu düşünür müyüm? Ya da bu işten sonraki hamlem ne olur? Hayatımızın neredeyse yarısını işte geçirdiğimizi kendinize hatırlatın ve seçimlerinizi buna göre yapın. Kendinizi mutsuz edecek işleri tercih etmeyin, hayat sandımığımız kadar da uzun değil, bir zaman sonra yılların su gibi akıp gittiğini göreceksiniz.

    -Her şeyden önce kendinize inanın. Çalışkan, dürüst, öğrenmeye aç olun, en önemlisi merak duygunuzu hiç kaybetmeyin. Denemekten, reddedilmekten, başarısız olmaktan korkmayın. Kırk başvunuz reddedilse de kırk birinciye hevesiniz kırılmadan başvurun. Kendinize hep içeriden değil biraz da dışarıdan bakın, kısaca kendinize geniş perspektiften bakın.

    -Kim olmak istiyorsanız onun gibi giyinin, onun gibi konuşun, onun gibi çalışın..

    -İş yerinizde kendinize rol-model birini seçin ve onun deneyimlerinden faydalanın, o kişinin fikirlerini alın, o kişiyi gözlemleyin.

    -Esnek olun, su gibi bulunduğunuz yere, konuma, duruma göre şekil alın. Sadece iş hayatında değil, sosyal hayatta, doğada dahi güçlü, zeki olanların değil uyumlu olanların hayatta kaldığını kendinize hatırlatın.

    -İletişimin her şey olduğunu unutmayın. İşler bir şekilde hallolur, ama çalışma arkadaşlarınıza bu süreçte ne hissettirdiğiniz baki kalır. Akıllarında tüm aksikliklere rağmen iyi izler bırakın. Unutmayın ne söylediğiniz önemli, nasıl söylediğiniz ise daha önemlidir, ne hissettirdiğiniz ise hayatidir.

    -Hakkettiğinizi düşündüğünüz hayatı yaşamak istiyorsanız cesur olun. Başarmış olanların hayat hikayelerini dinlerseniz göreceksiniz ki hayatlarında muhakkak ki cesur, riskli, radikal kararlar almışlardır.

    -İki kez düşünüp bir kez konuşmayı hayat felsefesi edinin ki ağzınızdan çıkması muhtemel yanlış kelimeleri filtrelemiş olun, ne kadar faydalı olduğunu deneyimleyerek göreceksiniz.

    -İşler her zaman yolunda gitmeyecektir, bu zamanlarda umutsuzluğa kapılmayın, göğe bakın, derin bir nefes alın ve her şey güzel olayacak, yoluna girecek diye kendinize tekrar edin.. Göreceksiniz gerçekten her şey yoluna girecek.!

    -Nil Karaibrahimgil'in 'Gençliğime Sevgilerimle' kartlarından aşağıdaki söz ile tavsiyelerimi noktalamak isterim.

    "Önce anlatıyorsun, sonra anlattığını yaşıyorsun.

    Sanırdım ki,

    Önce yaşıyorsun sonra anlatıyorsun hayatı.

    Halbuki tersiymiş.

    Kendine anlattığını yaşıyormuşsun."


    6) Milyon Kadına Mentor Programı hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?

    Çalıştığım şirket vesilesi ile bu programdan haberdar oldum. Böyle bir programın varlığı umut ve heyecan verici olmakla birlikte umarım başka programların doğmasına da ilham verir. Bir kadının hayatına bile dokunabiliyorsak ne mutlu bu programa, ne mutlu bu programın hayata geçmesine vesile olanlara, katkı sağlayanlara..

    Hepimizin bildiği gibi sadece ülkemizde değil tüm dünyada kadınlar iş dünyasında hala hakettiği konumda değil. Çalışan kadın sayısı eski dönemlere göre artsa da henüz yeterli düzeyde değil. Daha da önemlisi karar verici konumda olan kadınlar küçük bir azınlıktan oluşuyor, aynı pozisyonda çalışan kadınlar erkeklerden daha az maaş alıyor.. Bu tarz haksızlıkları minimize etmek, toplumdaki bu algıyı yıkmak, farkındalık yaratmak için de güzel bir program. Mentilerin bunu başarmış kadınlarla bir araya getirilmesi her şeyden önce kariyerine yeni başlayacak/başlamış kadınlar için büyük bir şans ve ilham verici. Dilerim bu program amacına hizmet noktasında çok daha fazla kadının hayatına dokunur. Milyon Kadına Mentor Programı; şans, hafiflik, ilham, başarı biz kadınlar ve sizlerle olsun.! 

    Bu röportaj CampusWIN yazarlarından Özge Kaplayıcı tarafından yapılmıştır. İlham dolu katkılarından dolayı Sinem Sarıçoban'a çok teşekkür ediyoruz.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    Milyon Kadına Mentor programı, CampusWIN Akademi gönüllülerinden oluşan bir çember.
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.