Adana'nın Kadın Liderleri: Zuhal Dinçer

    WhatsApp-Image-2020-10-30-at-17.23.56

    Bu haftaki röportajımızın konuğu; vizyonu kadınların okuryazarlık ve kız çocuklarının okullaşma oranında yüzde yüz oranına ulaşıldığı; kadınların eşit, aktif ve özgür yurttaşlar olarak toplumun her düzeyinde katılımcı oldukları, karar mekanizmalarında değişimin öncüsü olabildiği, çağdaş, laik ve demokratik bir toplum düzenine ulaşmak olan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'nin Adana şube başkanı Zuhal Dinçer! 

    1) Sizi kısaca tanıyalım: Nerede doğdunuz, ne okudunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?

    Adana'da doğdum ama babamın memuriyeti nedeniyle eğitim hayatımın çoğu Eskişehir'de geçti. Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'ndan mezun oldum. Sonrasında Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünde yüksek lisans yaptım. Önce Milli Eğitim Bakanlığında özel kalemde ve daha sonra Mesleki Teknik Öğretim dergisinde çalıştım. Ardından Kültür Turizm Bakanlığına geçiş yapıp Adana'ya geldim. İl Halk Kütüphanesi'nde müdür yardımcılığı yaptım ve son olarak Mersin İl Halk Kütüphanesi müdürlüğünden emekli oldum. Yirmi senedir, genç kızların eğitim alanında ve ilerideki meslek hayatlarındaki fırsat eşitsizliklerinin önüne geçmek, onlara maddi manevi destek olmak amacıyla Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'nde üyelik yapıyorum. İki dönemdir de derneğimizin Adana şube başkanıyım.

    2) Sizi yönlendiren anlar ve kişiler kimlerdi? Hayatınızı genç kadınların eğitimine ve geleceğine adamaya nasıl karar verdiniz, karar anlarınız neler oldu?

    Babam mutlaka okumamı ve bir diploma sahibi olmamı, hayatta hiçbir şeyin güvencesi olmadığını, ne kendisine ne de ilerde evleneceğim adama maddi yönden bağımlı kalmamam için bir meslek sahibi olmamı ve o mesleği de yapmamı istedi. Annem de babam da istediğin mesleğe yönel, biz arkandayız dediler. Okulumu çok seviyordum fakat ne yazık ki 75-79 döneminde Ankara'nın bir öğrenci için en zor olduğu zamanlarda okudum. Yine de kendimi yetiştirmeyi bildim ve bunun yanında çok değerli hocalarım oldu. Bana hukuku sevdiren Prof. Dr. Safa Reisoğlu'ydu. Onun dışında Prof. Dr. Fahir Armaoğlu beni çok etkileyen bir hocamdı. Bize "Tarihini bilmeyen gelecek tarihini yazamaz." derdi ve bu söz beni çok etkiledi. Fahir Armaoğlu'nun bu sözleri aklıma mıh gibi çakıldı. Bunun yanında Prof. Dr. Bülent Daver gazete okumayanı ve o günkü gündemi derste anlatmayanları not alırdı ve sınavlarda buna göre değerlendirme yapardı. Ülkenizde, dünyada olanları öğrenin sonra benim dersime gelin; gazetecilik okuyorsanız gazetecilik kültürünüz olsun, gazete kokusu almadan bu okuldan nasıl mezun olacaksınız derdi. Hocalarım benim çok büyük şansım oldu.

    Kadın erkek eşitsizliği konusuyla Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği'ne üye olduktan sonra ilgilenmeye başladım. Bu konuyla ilgili araştırmalar yaptım, derneğimizin ve baronun yayınlarını takip etmeye başladım. Ailemde kadına verilen değerin üzerine, bu araştırmalar bende şok etkisi yaratmıştı. Sonradan sahip olduğum bu farkındalıkla birlikte genç kızlarımızın yaşadıkları fırsat eşitsizliği ortamına olumlu yönde bir katkı yapmam gerektiğini düşündüm ve hayatıma bu yönde devam etmeye karar verdim.

    3) Ailenizle olan ilişkilerinizin bu kararı vermenizle ilgili bir etkisi oldu mu? Kariyer yolculuğunuzda sizi desteklediler mi?

    Ben tek çocuk olarak büyüdüm. Babam ziraat mühendisiydi. Hayatımın yönlenmesinde annemin ve babamın çok büyük desteğini gördüm ve benim hayattaki en büyük şansım onlardır diyebilirim. Birbirlerine çok saygılı, aile bağları güçlü ve bir o kadar da milletine bağlı, Atatürk sevdalısı bir evde yetiştim. Atatürk'ün bize kazandırdıklarını ben ailemde yaşayarak öğrendim. Annem ilkokul mezunuydu fakat kendi ayakları üzerinde duran gerçek bir cumhuriyet kadınıydı. Hem babamı hem beni yönlendirmede aile içinde çok etkiliydi. Babam bana çok değer verirdi, benim için "Sen bizim mermerde yetiştirdiğimiz çiçeksin" derdi. En yakın arkadaşlarım annem, babam ve kitaplardı.

    4) Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

    Çok okuyorum. Kitap okumak, küçüklükten itibaren kazandığım bir alışkanlıktır. Kitapları öylesine de okumazdım. Babam kitap okuduktan sonra kitapla ilgili beni en çok neyin etkilediği, bana neler hissettirdiğiyle ilgili sorular sorardı. Bu yüzden kitapları anlayarak okumaya mecburdum. Okumayı çok seviyorum ve insanı geliştiren en önemli şeyin okumak olduğunu düşünüyorum. Ama tek yönde değil, fikriniz ne olursa olsun o fikrin doğruluğunu anlayabilmek için mutlaka karşı fikri de öğrenebilmeniz lazım. Hayata at gözlüğüyle değil geniş perspektiften bakmanız lazım. Bakış açınız ne kadar geniş olursa kendinizi geliştirmeniz de o kadar kolay olur.

    5) Hayatınıza etki eden, ilham aldığınız kişiler kimler, bize onlardan bahseder misiniz?

    İlkokul öğretmenim Muzaffer Taylan. Çok sert bir öğretmendi buna rağmen ondan sonraki hayatımda onu hep saygıyla sevgiyle andım. Özellikle güzel konuşmanın ve güzel yazmanın insan hayatına kazandırdıklarını ondan öğrendim. Eskişehir'de de bana hem İngilizceyi sevdiren hem de hayatıyla ve duruşuyla bana hep örnek olan İngilizce öğretmenim Candan Özer. 60 yaşından sonra kadına yönelik o kadar güzel kitaplar yazdı ki… Çocuk istismarını, kadınların çektikleri zorlukları anlatan kitapları oldu. İlkokuldan üniversitenin sonuna kadar tüm eğitim hayatım boyunca hocalar konusunda çok şanslıydım ve bana ilham olan hep onlar oldu.

    6) Kendimizi geliştirmek için hangi dijital kaynakları takip edelim? Mutlaka okumalısın dediğiniz kitaplar var mı?

    Pek teknolojiyle aram yok, fakat kaynak olarak sürekli olarak gazeteleri takip ederim. Günümüz dünyasında her şey dijitale döndü. Artık gazeteleri de dijital olarak takip etmek mümkün. Bu yüzden sizlere dijital kaynaklardan gazete takip etmenizi ve ülkemizin, dünyanın gündeminden devamlı haberdar olmanızı öneririm. George Orwell'ın 1984 ve Hayvan Çitfliği kitapları yıllar öncesinden günümüz dünyasını tasvir edebilmeyi başarmış, mutlaka okunması gerektiğini düşündüğüm kitaplar. Gençlerin özellikle Türk ve Dünya klasiklerini okumaları gerektiğini düşünüyorum. Türk romancılardan, aynı zamanda Çukurovamızın da tasvirini çok başarılı şekilde yapan Yaşar Kemal; kelime haznesi çok geniş, betimlemeleri çok gerçek hissettiren ve mutlaka okunması gereken bir yazardır. Bu topraklarda yaşayan biri olarak onun her kitabını keyifle okudum.

     7) Tekrar 20 yaşında olsanız neyi farklı yapardınız?

    Şimdiki aklım olsa şu anki gençlerin yaptıklarını yapmak isterdim. Gençlere hayranım. Üniversite ve meslek anlamında keşke diyebileceğim tek nokta ise dönem şartlarının daha iyi olmasını çok isterdim ve gazetecilik yapmak isterdim.

    8) Genç kızların eğitimine destek olmak isteyenlere neler tavsiye edersiniz?

    Bizim derneğimiz 1949 yılında kurulan köklü bir dernek. Dönemin ilk üniversite mezunu on kadını tarafından kurulmuş. Süreyya Ağaoğlu, Türkan Rado gibi dönemlerinin başarılı ve öncü kadınları tarafından kurulmuş. Derneğimizin birinci amacı Atatürk ve cumhuriyet değerlerine sahip çıkan kadınların yetiştirilmesi ve genç kadınların yükseköğrenim görüp meslek sahibi olmaları, yurt içi ve yurt dışında ülkelerini başarıyla temsil etmeleri. Bir kadın aydınlanırsa bin insanı aydınlatır. Yıldız Kenter'in bir sözü vardır: "Gülen kadınlar bir ülkenin sokak lambalarıdır ve o gülen kadınlar, o ülkenin aydınlık yarınlarıdır." Bir kadının ülkesinde mutlu olması ona tanınan haklarla oluyor. Mutlu kadınlar, eğitimli kadınlar bu ülkenin aydınlık yarınlarını getirecektir. Kızlarımızın özellikle eğitimlerine, meslek sahibi olmalarına, ayakları üzerinde dimdik durmalarına ve kimseye muhtaç olmadan yaşamalarına önem veriyoruz ve bu doğrultuda Türkiye genelinde 1300 civarı kız öğrenciye yükseköğrenim bursu veriyoruz. Adana'da da sayımız 56. İmkânımız olsa bu sayıyı çoğaltıp daha çok kızımızın geleceğine dokunmayı çok isteriz. Okumak isteyip maddi manevi zorluklar çeken çok kızımız var. Bursun yanında okul sonrasında da bursiyerlerimizle bağlantıyı koparmıyor ve onlara meslek hayatında da destek oluyoruz. Ne kadar çok kız çocuğuna dokunabilirsek ülkemize o kadar katkımız olur. Gönüllü burs verenlerimizin sayısı artarsa çok daha fazla kız çocuğuna ulaşabiliriz. Tüzüğümüz gereği Adana şube olarak yalnızca Adana'da okuyan kızlarımıza burs verebiliyoruz. Genç kızlarımızın eğitimlerine destek olmak isteyenlere derneğimizin gönüllü burs verenleri olmalarını gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. 

    Bu yazı BinYaprak misafir yazarları Eylül Satır tarafından yazılmıştır. Teşekkürler Eylül!

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    Eylül Satır henüz özgeçmişini yazmamış
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.