Adana’nın İlham Veren Kadınları: Avukat Sinem Tanrısınatapan

    Adana’nın İlham Veren Kadınları: Avukat Sinem Tanrısınatapan ADANA'NIN İLHAM VEREN KADINLARI

    Adana'nın ilham veren kadınlarından Adana Baro Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Avukat Sinem Tanrısınatapan ile röportaj gerçekleştirdik. İlham olması dileğiyle keyifli okumalar!

    Bugün Adana'nın ilham veren kadınlar serimize hukukta ve iş hayatında bize ışık tutacak bir rol model ile devam ediyoruz. Adana Baro Yönetim Kurulu Üyesi ve Kadın Hakları Merkezi Koordinatörü Avukat Sinem TANRISINATAPAN ile gerçekleştirdiğimiz keyifli ve bilgilendirici sohbetimiz umarım sizlere "Ben De Yaparım" dedirtir.

    1) Sizi kısaca tanıyalım: Nerede doğdunuz, ne okudunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?

    1979 İskenderun doğumluyum. 1996 Ankara Hukuk Fakültesi girişliyim. 2005 yılında evlenip Adana'ya yerleştim ve o tarihten beri Adana'dayım. 2012 yılında Adana Barosu'nun Kadın Hakları Merkezi'nde üye olarak katıldım daha sonrasında başkanlık görevini yürüttüm. Şimdi de Adana Barosu yönetim kurulu üyesiyim. Kadın Hakları Merkezi'nden sorumluyum ayrıca kadın haklarıyla ilgili derneklere üyeyim. İki tane çocuğum var ve avukatlık yapmaya devam ediyorum. 

    2) Sizi yönlendiren anlar ve kişiler kimlerdi? Mesleğinizi nasıl seçtiniz, karar anlarınız neler oldular?

    Bizler lisede kredili sistemin son öğrencileriyiz bu yüzden liseyi iki buçuk yılda bitirdim. O dönemde de aklımda ve tercihlerimde hep hukuk fakültesi vardı. Hatta Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesine yerleşmek bana hep zor geliyordu ama çalışıp ilk tercihime yerleşince gerçekten çok mutlu olmuştum. Şöyle söyleyeyim lisenin ikinci döneminde zaten ne olacağıma tam olarak karar vermiştim kafamda tek bir hedef vardı, o yüzden ben avukat olacağım dediğim dönem lisenin ikinci dönemidir. Şu an üniversiteye hazırlananlara söyleyebileceğim tek şey çok erken karar vermesinler. Çünkü şu an oldukça fazla seçenek var. İnsan karar vermek için kendini tanımalı. Hayatımın ikinci dönüm noktası ise evlilikle oldu. Çünkü İskenderun'u çok seven ve hala bağları olan bir insanım hep orda yaşamayı düşünmüştüm ama 2005 yılında Adana'ya geldim. Üçüncü dönüm noktam ise Adana Barosu'nun Kadın Hakları Merkezine üye olmamdı. 

    3) Aileniz kariyer yolculuğunda sizi nasıl yönlendirdi, destek oldu mu?

    Şöyle ki ailenin ilk çocuğu olduğum için aile üyelerimden, geniş ailemden destek aldım. Annemle babam ilkokul mezunu onlar her şeyi bana bıraktılar o anlamda bana ağır bir sorumluluk getirdi aslında ama her zaman da yanımda oldular. Sadece mesleğimin başında özellikle babam hakim veya savcı olmam için ısrar etti ama ben hiçbir zaman hayalim olan avukatlık mesleği dışında bir meslek düşünmedim. 

    4) Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

    Bir alanda uzmanlaşmak veya yüksek lisans yapma fırsatım şehir değişikliği ve çocuklardan dolayı olmadı ama yeni gelen arkadaşlara mutlaka uzmanlaşmalarını ve yüksek lisans yapmalarını öneririm. Özellikle Kadın Hakları Merkezi'ne dahil olmam eşimle ve çocuklarımla olan ilişkime hatta iş ilişkilerime ve yaptığım seçimlere kadar da sirayet etti. Ayrıca yön çizmeme de yardımcı oldu. Farkındalığımın ve duyarlılığımın daha da artmasını sağladı. Tabii bu yolculuk hâlâ devam ediyor. Eğitimler almaya da devam ediyorum. Ayrıca kadın haklarında dayanışmanın ne kadar güzel olduğunu gördük üyelerimizle birlikte. Zor olanı başarıyoruz, gönüllü çalışıyoruz ve gösterdiğimiz emeğin maddi bir karşılığı yok tamamen manevi anlamda bir tatmin. Hepimiz işimizden ailemizden vakit ayırıp oraya gidiyoruz. Şu anki tasamız daha fazla kadına, çocuğa nasıl ulaşırız, yardım ederiz ve bu tasayla çalışmaya devam ediyoruz. Birçok kurumla işbirliği yapıyoruz. Hatta bu süreçte kızlarımın da farkındalığı arttı biz ailecek bu durumdan çok mutluyuz. 

    5) Hayatınıza etki eden, ilham aldığınız kişiler kimler, bize onlardan bahseder misiniz?

    Öyle hemen aklıma gelmedi ama Betül Mardin diyebilirim. Çünkü onu ne zaman izlesem veya dinlesem bir yaşam enerjisi hissediyorum. En iyi tarafı ise bu yaşta olmasına rağmen hâlâ ne yapabilirim kaygısı taşıması. Bu da beni oldukça etkiliyor ve umarım ben de o yaşta o enerjiyi taşıyor olurum. Bir de çok klasiktir ama zaten çoğumuz farkında olmadan annesini rol model alır ve ben de aslında bunu sonradan fark edenlerdenim. Öyle tek tek sayamam ama hukuk alanında, kadın hakları konusunda layıkıyla çalışan her arkadaşımıza saygım var. 

    6) Şu anda Adana Barosu mevcut yönetim kurulunda ve Baro'nun Kadın Hakları Merkezi Koordinatörlüğünde bulunuyorsunuz ve ayrıca 31. Genel Kurul'da da Türkiye Barolar Birliği Delege adaylığınız var. Sizden sonra gelecek genç kadın meslektaşlarınıza ne önerirsiniz?

    Dünya öyle bir yere dönüştü ki artık her şeyden biraz bilmeniz yetmiyor. Bir alanda uzmanlaşmak çok önemli, bu uzmanlaşma ister yüksek lisansla ister farklı uygulamaları incelemekle veya eğitimler alarak olabilir. Zaten kişiler kendilerine eğitim ve uzmanlık olarak kattıkları her şeyi kendi işleri olarak görmeli ve bu bilinçle hareket etmeliler. En önemli şeylerden biri de hiçbir şey için beklemesinler. Bir derneğe mi girmek istiyorsunuz veya baroda bir komisyona mı katılmak istiyorsunuz bunları ertelemeyin. Belki ertelediğiniz şeylerin zamanı hiç gelmeyecek o yüzden içinde bulunduğumuz zaman diliminde kafamızdakileri hayata geçirmeliyiz. Özellikle kadın haklarıyla alakalı faaliyetlere gittiğimde veya dernek toplantılarında dikkatimi çeken şey kadınların çoğu belli bir yaşın üstünde oluyordu ve bu durum benim çok dikkatimi çekiyor ayrıca da düşündürüyordu. Çocukları yetiştirmek, iş hayatı, evlilik hayatı hayatımızın büyük bir bölümünü kapsıyor ve ancak belli bir süreden sonra böyle faaliyetlere zaman ayrılabiliyor diye düşünmeye başladım. Neyse ki ben bu konuda şanslıydım eşim beni hep destekledi ve yardımcı oldu, onun hakkını yiyemem. O yüzden gençlere de öneriyorum hiçbir şeyi ertelemesinler zaman çabuk geçiyor. Ben mesleğin on yedinci yılındayım ve nasıl geçtiğini anlamadım bile ve bir şeyi yapacaklarsa bunu samimiyetle yapsınlar benim hayattaki mottom budur. Bir şey gerçekten içimden geliyorsa yaparım yoksa da zaten içinde yer almam. Bir işe samimiyetle yaklaşırsanız zaten o iş sizlere hem sosyal anlamda hem iş hayatınızda hem de toplumsal ilişkileriniz anlamında başarı ve mutluluk getirir ben buna çok inanıyorum. 

    7) Hukuk camiasında bir kadın olarak yer almak sizi zorladı mı, siz bunu nasıl aştınız?

    Bu konuda Adana şanslı yerlerden biri ve kadın meslektaş sayımız fazla. Sayımız erkeklerle başa baş ve oldukça güzel çalışıyorlar. Herhangi bir kadın erkek ayrımcılığı da yok. Özgürlükçü bir ortam hakim bu açıdan şanslı bir yerde yaşıyoruz. Ama tabii ki dışarda kadın olmakla alakalı sıkıntılar maalesef her yerde olduğu kadar burada da var. 

    8) Sizce hukuk camiasında kadınlar aktif mi, aktif olmak için neler yapılmalı?

    Kadın meslektaşlarımız için söylemem gerekirse gerek adliye gerek iş ortamında kadın olmaktan kaynaklı bir olumsuzluk duymadım, ben de yaşamadım. Özellikle kendi işini kuracak, kendi bürosunu açacak arkadaşlar için söylemem gerekirse bunun bir rahatlık olmadığının farkına varmaları gerekiyor. Çünkü evet, hukuki yardıma ihtiyacı olan insan sayısı çok ama avukat sayısı da fazla ve tabii ki bir rekabet var. Bizim yaptığımız her işte önce kendi iç disiplinimizi oluşturarak o işe çok sıkı sarılmamız gerekiyor, çok iyi takip etmemiz gerekiyor. Çok donanımlı ve güncel gelişmeleri çok sıkı takip eden biri olmamız gerekiyor ki işlerimizde başarıyı yakalayalım. Ben mezun olduktan sonra kanunların büyük bölümü değişti bu yüzden birçok şeyi baştan tekrar tekrar öğreniyoruz ve bunun bir sonu yok. Bu sürecin hiçbir zaman gerisinde kalmamak gerekiyor. Oldukça fazla okumak gerekiyor. Yeni mezun arkadaşlar "biz üniversitede fazla okuduk iş hayatında rahat ederiz" diye düşünmesinler asıl okuldan sonra daha fazla okumak gerekiyor. Tabii göz korkutmak da istemem. Önemli olan bunların keyifle yapılmasıdır. Hukuk derya deniz bu yüzden önümüze gelen işlerle kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bir şeyi biliyoruz diye yola çıkmamalıyız, bir daha baştan bakacağız, bir daha emin olacağız bir daha kontrol edeceğiz.

    Evet, belki şu an yönetim kadrolarında kadın sayımız az ama bu alanlarda çalışan gönüllü çok sayıda da arkadaşımız var. Aktif çalışan kadın sayısının her alanda artması gerekiyor. Bizlerin dayanışmayla çok güzel işler yaptığını ve yapacağını düşünüyorum bu konuda da çok umutluyum ve arkadan sizler de geliyorsunuz umarım ilerleyen zamanlarda birlikte de çalışacağız. Gerçekten bu bizler için çok önemli, devamlılığın olması da çok kıymetli. Ben her çalışmamızda söylüyorum kadınlar olarak her alanda daha çok olmamız gerekiyor. 

    9) Bilindiği üzere hukuk fakülteleri hem okuması hem de iş hayatı gerek hakimlik gerek savcılık ve gerek avukatlık oldukça zor ve stresli bir alan. Siz bunu nasıl aştınız ne önerirsiniz?

    Hukukçu olmak zaten başlı başına bir olay çünkü sorunu olan insanlar size çözüm için geliyor. Size anlattıklarında artık o sizin sorununuz haline geliyor. Onlar kapıdan çıktıktan sonra artık işim avukatımda ya da kararı verecek hakimde veya mütalaayı verecek savcıda deyip rahatlıyorlar ama bütün sorumluluk sizin üzerinize geliyor. Emeği görünmeyen bu kadar ağır sorumluluğu olan başka bir meslek de yok sanıyorum. Tabii doktorluğa da ayrı parantez açmak gerekir zaten bu tür meslekler, yeminli mesleklerden olduğundan sorumlulukları da o derece ağır oluyor. Evet, mesleğimiz yorucu ama bu iş de her iş gibi sevilmeden yapılamaz. Ben bir gün bile başka bir iş yapsa mıydım diye düşünmedim çünkü çok isteyerek okudum, çok isteyerek de mesleğimi yapıyorum. İşte bu yüzden hangi iş olursa olsun sevmediğiniz bir işi asla yapmayın. 

    10) Kendimiz geliştirmek için hangi dijital kaynakları takip edelim? Mutlaka okumalısınız dediğiniz kitaplar var mı?

    Takip ettiğim belirli bir dijital kaynak yok ama eğitimlerimizde bize katılan eğitim veren akademisyen arkadaşlarımızın önerdiği güzel kitaplar var. Hatta şu an bizlerin de incelediği bir dosyaya ışık tutacak irade kavramıyla ilgili okuduğum bir kitap var. Bu bir yolculuk hiçbir zaman olduk diyemeyiz ve ne kadar çok okursak o kadar az bildiğimizi fark ediyoruz. Bir de ayrıca kitap kulübüm var. Farklı meslek gruplarından arkadaşların olduğu bir grup ve her ay bir film, bir kitap belirleyip onu okuyoruz daha okuduğumuz kitapları ve izlediğimiz filmleri değerlendiriyoruz, oldukça keyifli oluyor.

    11) Tekrar 20 yaşında olsanız neyi farklı yapardınız? Bu mesleği seçmeyi düşünenlere ne tavsiye edersiniz?

    Yine aynı şeyleri yapardım çok da farklı bir şey yapmazdım ama yüksek lisans yapmak isterdim. Belki ilerleyen zamanlarda çocukları büyütünce yapabilirim çünkü çok istiyorum. Yabancı dili de tabii ki öğrensinler. Ama çalışmaya çok odaklı olmasınlar çünkü bizim mesleğimiz aynı zamanda sosyal bir meslek bu yüzden sosyal yanlarını da geliştirsinler. Mesleğimizi seçecek genç arkadaşlara söyleyeceğim son şey kendilerini kapatmasınlar, algılarını açık tutsunlar, hayata karşı dik dursunlar.

    Bu yazı BinYaprak misafir yazarlarından Bahar Şen tarafından yazılmıştır. Teşekkürler Bahar. 

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    BinYaprak Misafir Yazar henüz özgeçmişini yazmamış
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.