İlk Türk Kadın Başbakan: Tansu Çiller

''Can veririm ama çakıl taşı vermem.''

Kadınların hikayelerini paylaşan, "Deneyim paylaşınca güzeldir" inancıyla çalışan BinYaprak ailesi olarak, 29 Ekim'de BinYaprak Hikaye Hasadı Hareketini başlattık. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına kadınların hikayelerini hediye etmek için çıktığımız Hikaye Hasadına, ilklerin hikayeleri ile devam ediyoruz.  

Tansu Çiller, Türk siyasetinin önemli figürlerinden biridir ve ülkede birçok ilki gerçekleştiren bir siyasetçi olarak bilinir. 24 Mayıs 1946'da İstanbul'da doğan Çiller, erken yaşlardan itibaren gösterdiği akademik başarılar ve liderlik vasıflarıyla dikkat çekmiştir. 

Eğitim Hayatı

Eğitim hayatına Robert Kolej'de başlayan Tansu Çiller, ardından İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde öğrenim gördü. Ekonomiye olan ilgisi ve başarısı, onu ABD'ye taşıdı. Connecticut Üniversitesi'nde ekonomi alanında yüksek lisans ve doktora yaparak akademik kariyerine güçlü bir temel attı. 

Kariyeri ve Çalışmaları

Siyasete olan ilgisi ve Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu değişimi gerçekleştirmek arzusuyla Tansu Çiller, 1990 yılında Doğru Yol Partisi'nden (DYP) milletvekili olarak siyasi arenaya adım attı. Hızla yükselen politik kariyeri, onu DYP'nin lideri Süleyman Demirel ile yakın çalışmalar yapmaya ve hükümette önemli görevler üstlenmeye yönlendirdi.

1991-1995 yılları arasında Türkiye'nin Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Tansu Çiller, ülkesini uluslararası platformlarda başarıyla temsil etti. Dış politika alanında etkili adımlar atan Çiller, Türkiye'nin itibarını yükseltmek için aktif bir şekilde çalıştı. Ayrıca, ülkenin ekonomik sorunlarının çözümüne odaklandı ve ekonomik reformlar için önemli adımlar attı.

1993 yılında Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte, Tansu Çiller Türkiye'nin ilk kadın başbakanı oldu. Bu, Türk siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktasıydı ve Çiller, kadınların liderlik pozisyonlarında başarılı olabileceğini kanıtladı, pek çok kadına ilham ve cesaret kaynağı oldu. Başbakan olarak görev yaptığı süre boyunca, ülkenin iç ve dış politikasında önemli kararlar alarak Türkiye'nin uluslararası alanda güçlü bir oyuncu haline gelmesine katkı sağladı.

Ancak Tansu Çiller'in başbakanlık dönemi, zorlu ekonomik koşullar ve siyasi istikrarsızlıkla mücadele etmek zorunda kaldığı bir dönemdi. Ülkenin ekonomik krizlerle boğuştuğu bir dönemde liderlik yapmak, büyük bir sorumluluk gerektiriyordu. Çiller, bu zorluklarla yüzleşirken kararlılıkla çalıştı ve reformları hayata geçirmek için çaba sarf etti.

Siyasi hayatının ardından Tansu Çiller, özel sektörde faaliyet gösterdi ve ulusal ve uluslararası kuruluşlarda danışmanlık yaptı. Aynı zamanda, Türk siyasetine ve kadın siyasetçilere olan katkılarıyla tanınan bir isim haline geldi. Cesareti, liderlik becerileri ve vizyonuyla Türk siyasetine önemli bir damga vurdu. 

''Başım dik, dimdik ayaktayım. Başım göğe değecek kadar dik. Eğer bir kara noktam olsaydı, böyle birine bu mücadeleyi yaptırırlar mıydı?''

Tansu Çiller, halk arasında samimiyeti, sıcakkanlılığı ve insan odaklı yaklaşımıyla da tanınır. İnsanlarla empati kurabilen bir siyasetçi olarak, toplumun farklı kesimlerine anlayışla yaklaşır ve sorunlara çözüm odaklı bir şekilde yaklaşmayı tercih ederdi.

Tansu Çiller'in siyasi başarısı ve toplumsal etkisi, kadınların liderlik, eşitlik ve güçlenme konularında seslerini duyurabilmeleri için önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Çiller, ekonomi alanında başarılı bir akademisyen ve politikacı olarak, kadınların ekonomik ve sosyal hayatta güçlenmesini destekleyen politikalara odaklanmıştır. Kadınların iş hayatına katılımını teşvik etmiş ve kadın girişimciliğini desteklemiştir. Kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatta daha fazla temsil edildiği bir toplum idealine doğru ilerlemekte önemli bir rol oynamıştır. Çiller'in başbakanlık görevi, genç kadınlara ve kız çocuklarına siyasette ve diğer liderlik alanlarında ilerleme potansiyeline sahip oldukları konusunda ilham vermiştir.