"Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez."
M.K Atatürk
Kadınların hikayelerini paylaşan, "Deneyim paylaşınca güzeldir" inancıyla çalışan BinYaprak ailesi olarak, 29 Ekim'de BinYaprak Hikaye Hasadı Hareketini başlattık. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına kadınların hikayelerini hediye etmek için çıktığımız Hikaye Hasadına, ilklerin hikayeleri ile devam ediyoruz.
Türkiye'deki kadınlar milletvekili olabilmek için ilk adımı 1923'te attılar. Bu adım, kadınların 1923 yılında Nezihe Muhiddin önderliğinde ilk kadın partisi "Kadınlar Halk Fırkası"nı kurma isteğidir. Fakat 1909 Seçim Kanunu sebebiyle bu parti kurma girişimi, Kadınlar Halk Fırkası'nın Türk Kadınlar Birliği adlı derneğe dönüşmesi ile sonuçlandı.
5 Aralık 1934'te Mecliste görüşülen önerinin ardından yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis'te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi. Anayasanın 10. ve 11. Maddeleri değiştirilerek her kadına 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı verildi.
Türkiye'de kadınların katıldığı ilk genel seçimleri, 8 Şubat 1935 yılında yapılan TBMM 5. dönem seçimleridir. Bu seçimlerde 17 kadın milletvekili TBMM'ye girdi. 1936 yılı başında boşalan milletvekillikleri için yapılan ara seçiminde emekli öğretmen Hatice Özgenel'in Çankırı milletvekili olarak seçilmesiyle meclisteki kadın milletvekili sayısı 18'e çıktı.
Türkiye'de kadınlar, 1934 yılı sonunda seçme ve seçilme hakkını kazandılar. Bu hak, eğitim, din, hukuk ve yaşamın diğer alanlarında Osmanlı'da başlayan, Cumhuriyet döneminde zirvesine ulaşan reform sürecinin bir parçasıydı. Bu reformlar sayesinde kadınlar, eğitimin her düzeyine katılabilme, iş yaşamının her alanında yer alabilme, kültürel hayata, bütün sanat dallarına katılabilme, giyim kuşamda, aile yaşamında, kişi ve miras hukukunda dini gericiliğin zincirlerini kırabilme imkanlarına kavuştular.
Türkiye'de kadınların 1934 yılındaki seçme ve seçilme hakkı kazanmaları, siyasi ve toplumsal arenada önemli bir dönüşümü simgeliyor. Bu hak, kadınların sadece siyasette değil, aynı zamanda toplumun diğer alanlarında da etkin rol alabilmelerine olanak tanıdı. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e uzanan bu tarihi süreç, Türk kadınlarının özgürlük ve eşitlik mücadelesindeki önemli adımlardan sadece biridir.
İşte, Türkiye tarihinin ilk kadın milletvekilleri…
Hatı Çırpan (Satı Çırpanoğlu)
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın köy muhtarlarından ve ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM V. dönem Ankara milletvekili olarak görev yapmıştır.
1890 yılında Ankara'nın Kazan Köyü'nde doğan Türk kadını, babası Kara Mehmet Efendi ve annesi Emine Hanım'a sahipti. Genç yaşta babasının ölümü üzerine, mirası için köyün zorbalarından Kara Yusuf ile mücadele etmek zorunda kaldı. Bu mücadeleyi kazanarak, gerçek adı Hatice olmasına rağmen, Satı Ağa olarak anılmaya başlandı.
Balkan Harbi sırasında gırtlağından yaralanan Halil Çırpanoğlu'nun eşi olarak biliniyordu. Beş çocuk annesiydi.
İstiklâl Harbi'nde orduya malzeme yetiştirmek için mücadele etti ve çiftçilikle uğraştı. Harf İnkılabı'nın ardından açılan Millet Mektepleri'nde okuma-yazma öğrendi. 26 Ekim 1933'te, kadınlara muhtar olma hakkı tanındıktan sonra Kazan köyünün muhtarlık seçimlerini kazanarak, babasının yerine muhtar oldu. Türkiye'nin ilk kadın muhtarlarından biri olarak tarihe geçti. 1935 seçimlerinde TBMM'ne giren 18 kadın milletvekilinden biri oldu.
Satı Kadın'ın milletvekilliği süreci, Mustafa Kemal Atatürk ile tanışmasıyla başlamıştır.
Satı Kadın, Kazan köyü muhtarlığı yaptığı dönemde Atatürk'ün Kızılcahamam'a doğru gittiğini öğrenince, köyü temizletmiş ve köylüyü toplatarak Kazan'a yakın Bitik Nahiyesi'ne gitmiştir. Atatürk gelince elini öpmüş, köylüler hazırladıkları ayranı Atatürk'e ikram etmekte çekindiklerinde ise Satı Kadın bizzat kendisi ikramda bulunmuş ve hatta ayranı çekinen köylülerin "Seni astırır, kestirir, hiç korkun yok mu?" şeklindeki endişeli sözlerine aldırmadan, "Ondan insana fenalık mı gelir?" diyerek ayranı Atatürk'e ikram etmiştir. Atatürk, Satı Kadın'ın Kazan köyünün muhtarı olduğunu öğrenir. Hatta Atatürk, kendisine muhtarlıktan memnun olup olmadığını sormuştur ve Satı Kadın memnun olduğunu ifade etmiştir.
Atatürk, ayrıca, "Senin kocan kim?" diye sorduğunda, Satı Kadın, kocasının Sakarya Savaşı'nda boğazından yaralanmış bir cengâver olduğunu söylemiştir. Atatürk bir soru daha sorar: "Ne zaman doğdun?" Satı Kadın, "1919'da, Atatürk Samsun'a çıktığı zaman doğdum..." cevabını verir. Atatürk düşünür ve bu ifadeye göre 15 yaşında olması gerektiğini belirtir. Ancak, Satı Kadın, memleketin işgal altında geçirdiği acı yılları ima ederek nükteli bir şekilde, "Evet Paşam. Ondan evvel yaşamıyordum ki..." der.
Atatürk, Nuri Conker'e dönerek "İşte mebus olacak kadın" diyerek Satı Kadın'ın adını ve köyünü kaydettirir. Atatürk'ün ziyaretinden birkaç ay sonra, köyün bekçisi tarafından bölük kumandanı tarafından çağrıldığı söylenir. Bölük kumandanı, Satı Kadın'a "Biz seni köy muhtarlarının başına ireyis yapacağız" der. Satı Kadın ise, "İyi ya olurum. Hükümetin emrine kellem bile feda olsun" şeklinde cevap verir. Kısa bir süre sonra gazetelerde Hatı Çırpan'ın aday gösterildiği yazılmıştır. Seçimlerin ardından Kazan köyü muhtarı olan Hatı Çırpan, muhtarların başı olarak "ireyisliğe" seçilmiştir.
O dönemde Hatti ile ilgilenen Mustafa Kemal'in isteği üzerine Satı adını Hatı olarak değiştirmiştir. Kamuoyunda Satı Kadın olarak bilinse de TBMM kayıtlarına adı Hatı Çırpan olarak geçer. Hatı, Mustafa Kemal'in Orta Asya Türkleri arasında ün yapan bir kadından esinlenerek kendisine verdiği bir isimdir.
Satı Kadın, meclise girdikten sonra yaptığı röportajlarda evli çiftlerin boşanması halinde çocukların zarar gördüğü ve bu yüzden boşanmamaları gerektiği yönünde görüş bildirip mecliste boşanmanın engellenmesine yönelik çalışacağını, ayrıca köylülere modern tarım araç-gereçlerinin temini ve köylere yol, su, sağlık ve eğitim hizmetlerinin götürülmesi için girişimleri destekleyeceğini söylemiştir. Halkevi çalışmalarının yaygınlaştırılması için de gayret göstermiştir.
Ankara'da milletvekilliği yaptığı süre zarfında bir köy evinde yaşamış, köyünden gelenleri bu evde ağırlamıştır ve milletvekilliği yapmadığı zamanlarda da köylüsünün sorunlarıyla ilgilenmiştir.
Satı Kadın, milletvekilliği görevini tamamladıktan sonra Kahramankazan'a döndü. 21 Mart 1956 günü hayatını kaybetti.
Kahramankazan'da anıt mezarı bulunur ve evi restore edilerek müze haline getirilmiştir.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM IV, V, VI ve VII . dönem Afyonkarahisar milletvekiliği yapmıştır.
Mebrure Gönenç 1900 yılında İstanbul'da doğdu.
İlk öğrenimine Üsküdar Doğancılardaki Kız Sanayi Okulunda başladı, Beşiktaş-Akaretler'deki özel bir okulda sürdürdü. 1919 yılında Kolej'den mezun oldu.
Bir süre Çamlıca Kız Lisesi'nde, bir süre de özel bir okulda ingilizce öğretmenliği yaptı, ingilizce'den başka Fransızca ve Almanca da bilirdi. 1929 yılında Kıbrıslı Doktor Remzi Beyle evlendi. Eşinin görevi nedeniyle bir süre Adana ve Mersinde bulundu. Bu evlilikten iki kız dünyaya getirdi.
1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkının sağlanması üzerine, önce Mersin Belediye Meclisi üyeliğine, sonra İl İdare Kurulu'na seçildi. Bu faaliyetler ona Atatürk'le tanışma imkânını sağladı.
Mebrure Gönenç, TBMM'nde Afyonkarahisar'ı 4., 5., 6. ve 7. dönemlerde temsil etti ve bu görev 1946 yılına kadar devam etti. Zira o yılki seçimlerde kaybetti. Gönenç 1981'de Ankara'da vefat etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM V. dönem Antalya milletvekili olarak görev yapmıştır.
1900'de Üsküdar'da doğdu. Babası Mehmet Sabri Bey, annesi Abide Hanım´dır.
İlk ve ortaöğrenimini Bezmialem Lisesi'nde gördükten sonra Darülfünun Felsefe şubesinde yükseköğrenim gördü.
On yıl süresince, Türkan Hanım, Feyziati (Boğaziçi) Lisesi'nde öğretmenlik ve idarecilik görevlerini üstlendi. Bu dönemde genellikle okulda konaklayarak öğrencileriyle sürekli bir arada oldu Feyziati Lisesi'nde ictimaiyat, ruhiyat, mantık ve metafizik derslerini öğrencilere aktaran Türkan Hanım, 1927 yılında Kız Muallim Mektebi'nde üç ay süreyle, ardından 1930 yılında İstanbul Kız Lisesi'nde üç ay süreyle felsefe derslerine vekaleten girdi.
1935 genel seçimlerinde, Türkiye'de kadınların seçme ve seçilme hakkını elde ettiği dönemde, Türkan Hanım, CHP tarafından Antalya milletvekili adayı olarak gösterildi ve 590 seçmenin oyuyla V. dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girmeye hak kazandı. 1 Mart 1935'te yemin ederek görevine başlayan Türkan Hanım, 7 Mart 1935'te mazbatasını aldı. Görev süresi 27 Aralık 1938'de sona eren Baştuğ, bir sonraki dönem de 3 Nisan 1939'da tekrar milletvekili seçildi.
Türkan Hanım, milletvekili seçildiği sırada çıkan Soyadı Kanunu'na göre, cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından "Başbuğ benim. Senin soyadın Baştuğ olsun" diyerek "Baştuğ" soyadını aldı. 1937'de evlendiği Bekir İzzet Örs ile olan evliliği 1946'da sona erdi ve Türkan Hanım tekrar "Baştuğ" soyadını aldı.
TBMM'deki milletvekilliği görevi 15 Aralık 1943'te sona eren Türkan Hanım, ardından Ankara Atatürk Lisesi'nde felsefe öğretmeni olarak atandı. 5 Ekim 1963'te emekli olana kadar öğretmenlik görevini sürdürdü. Türkan Hanım, 27 Eylül 1975'te İstanbul'da vefat etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM V. dönem Balıkesir milletvekil VI. ve VII dönem Samsun milletvekili olarak görev yapmıştır.
Sabiha Hanım, 1900'de Bergama (Balıkesir)'da doğdu. Baba adı Aziz, annesi ise Nadire Hanım'dı. 1934'de Soyadı Kanunu'yla "Gökçül" soyadını aldı.
Sabiha Gökçül İstanbul'da Kız Muallim Mektebi'ni (Darü'l-muallimât) bitirdikten sonra Yüksek Öğretmen Okulu (Darü'l-muallimât-ı Âliye İhzarî) hazırlık kısmından 1919'da mezun oldu. İyi derecede Fransızca bilmekteydi, kültürlü ve milliyetçi bir öğretmendi.
Eğitimini tamamladıktan sonra, 19 Eylül 1919-21 Haziran 1920 tarihleri arasında Edirne Darü'l Muallimâtında (Kız Öğretmen Okulu) Türkçe öğretmenliği yaptı. 22 Ekim 1923'te İzmir Kız Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmenliği, 1 Aralık 1923'te Kız Muallim Mektebi İdare-i Leyliyye müdürlüğü ve 3 Şubat 1924'te İzmir Kız Lisesi Terbiye-i Etfâl öğretmenliği ve müdür yardımcılığı görevini yaptı. 13 Ekim 1924'te Adana Kız Muallim Mektebi müdürlüğü ve Edebiyat öğretmenliği, 1 Eylül 1925'te tekrar İzmir Kız Muallim Mektebi Türkçe öğretmenliği, 1 Haziran 1927'de İzmir Kız Muallim Mektebi Edebiyat öğretmenliği ve aynı okulun müdürlüğüne de 11 Kasım 1930'da atandı. 26 Şubat 1935 tarihine kadar bu görevleri sürdürdü.
İzmir Kız Muallim Mektebi'nde Edebiyat öğretmenliği ve müdürlük görevini üstlenirken, kadınların ilk kez oy kullandığı TBMM V. Dönem seçimlerinde Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından milletvekili adayı olarak gösterilen Sabiha Gökçül, bu süreçte 1.172 oy alarak Balıkesir milletvekili seçildi. TBMM V. Yasama Dönemi'nde (1935-1938), Sabiha Gökçül, Riyaset Divânı Kâtipliği'ne seçilerek, Türkiye tarihinde bu görevi yürüten ilk kadın milletvekili unvanını kazandı. Aynı dönemde Gümrük ve İnhisarlar Encümeni üyeliği ve kâtipliği görevini de üstlendi.
Sabiha Gökçül, TBMM VI. Yasama Dönemi'nde 26 Mart 1939'da yapılan genel seçimlerinde Balıkesir'den milletvekili seçilemedi. 16 Haziran 1939 - 10 Ağustos 1941 tarihleri arasında Erenköy Kız Lisesi'nde Edebiyat öğretmenliği yaptı. Samsun Milletvekili Meliha Ulaş'ın 17 Temmuz 1942'deki vefatının ardından yapılan ara seçimde, Cumhuriyet Halk Partisi adayı olarak 642 oy alarak Samsun Milletvekili seçildi ve 11 Ağustos 1942'de Meclise katıldı.
TBMM VI. ve VII. Dönemlerde Gümrük ve İnhisarlar Encümenine üye seçilen Sabiha Gökçül, VII. Dönem'de arzuhal encümeni için kura ile çekilen üç mebustan biri oldu ve 280 oy alarak Gümrük ve İnhisar Encümeni azalığına seçildi. VII. Dönem'de yükseköğrenimle ilgili bir öneri teklifinde bulundu. Sabiha Gökçül, TBMM V, VI. ve VII. Yasama Dönemlerinde meclis çalışmalarına katılmış, ancak hiçbir konuşma yapmamıştı.
29 Aralık 1943'te Av. Mustafa Ulvi Erbay ile evlenen Sabiha Gökçül, eşiyle birlikte Ankara'da kurulan Trabzonlu Yüksek Tahsil Gençlerine Yardım Derneği yönetim kurulunda yer aldı. Milletvekilliği sonrasında, 1 Şubat 1947'den 9 Ekim 1948'e kadar Ankara Gazi Lisesi'nde Edebiyat öğretmenliği yaptı ve daha sonra emekli oldu. Sabiha Gökçül, 31 Ağustos 1998 tarihinde İstanbul'da vefat etti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM V. dönem Bursa milletvekili olarak görev yapmıştır.
1886'da İstanbul'da doğdu. II. Abdülhamit devrinde İnegöl'ün İsaören köyüne yerleşmiş bir aileye mensuptur. Babası 19. yüzyıl Osmanlı devlet adamlarından Baruthane Nazırı Necip Mehmet Paşa'nın torunu Doktor Şekip Bey, annesi İstanbul Alman Lisesi mezunu bir hanım olan Fatma Şefika Hanım'dır.
Gençlik dönemini İstanbul'da geçirdi. Kız Sanayi Mektebi'nin orta kısmını ve Almanca Mektebini bitirdi.
1905 yılında Mehmet Kemalettin Bey ile evlendi. Yusuf Cemil adında bir oğulları oldu. Oğlunun eğitimi için bir süre Almanya'da yaşadı. 1932 yılında eşini kaybetti. Eşinin ölümünden sonra ailesinin İsaören köyündeki çiftliğini yönetti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın köy muhtarlarından ve ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM V. dönem Bursa milletvekili olarak görev yapmıştır. 8 Şubat 1935'te mazbatasını alan Şekibe Hanım, 1 Mart 1935'te yemin ederek Meclis toplantılarına katılmaya başladı. Mazbatası 7 Mart 1935'te TBMM genel kurulunda onaylandı. Meclis'te Ziraat Encümeni'nde görev yaptı.
Milletvekilliği dönemi bittikten sonra siyaseti bıraktı; İnegöl'de çiftçilikle uğraştı. 29 Mart 1970'te öldü.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM V. dönem Çankırı milletvekili olarak görev yapmıştır.
1865'te Selanik'te doğdu. Babası Şeyh Mustafa Efendi, annesi Fatma Hanım'dır. İlkokulu Selanik'te, Kırmızı Mektep'te okudu. İleride modern Türkiye'nin kurucusu olacak Mustafa Kemal ile, komşu olmaları nedeniyle ilk gençlik yıllarında tanıştı.
Kızların öğrenim görmesi için Selanik İnâs Rüşdiye'sinin açılması üzerine bu okula devam etti.
14 Ekim 1878'de Selanik İnâs Rüşdiye Mektebi öğretmen yardımcılığına atandı. 1885 Eylül'ü sonuna kadar bu görevi sürdürdü. Bebek İnâs Rüşdîsi öğretmen yardımcılığı yaparken 1894 Eylül'ü sonunda istifa etti. Selanik Gümrük müdürü Cemal Bey'le evendi; Mevhibe Mahmut Kemal , Fatimatüzzehra ve Zeynep adını verdikleri dört çocukları oldu.[
14 Ağustos 1900'de Bebek İnâs Rüşdîsi'ne muallim-i ulâ (başöğretmen) olarak atandı. 14 Ağustos 1911'de bu göreve resim öğretmenliği de eklendi. 1911 Kasım ayı sonuna kadar görevini sürdürdü. Selanik'in Yunanlılarca işgal edilmesi dolayısıyla 14 Aralık 1912-19 Mart 1913 arasında menâtık-ı harbiye maaşı (savaş devam eden beldedeki devlet memurlarına ödenen mağduriyet maaşı) aldı.
Öğretmenlik mesleğini İstanbul'da sürdürdü. 20 Mart 1913'te İstanbul Kız Öğretmen Okulu (Dârül Muallimât) tarih öğretmenliğine, 22 Mart 1914'te Süleymaniye İnâs Rüşdiyesi 9 Aralık 1914'te İstanbul Kız Sanayi Mektebi, 30 Mart 1915'te Kadıköy Kız Yetim Yurdu (İnâs Darüleytâm) Müdür Yardımcılığına, 9 Eylül 1916'da Bebek Kız Yetim Yurdu, 1 Şubat 1919'da Çağlayan Kız Yetim Yurdu müdürlüğüne, 1 Temmuz 1924'te Beykoz Kız Yetim Yurdu öğretmenliğine atandı. 24 Ağustos 1924'de emekliye ayrıldı.
Emekli olduktan sonra eşi ile birlikte, o sırada Hermann Spierer Tütün Şirketi muhasebecisi olarak İzmit'te bulunan oğulları ziraat mühendisi Mahmut Bey'in yanına yerleştiler.Zehra Hanım eşi Mahmut Bey'in 1928 yılında ölümünden sonra İzmit'te yaşmaya devam etti.
1935 yılında Türkiye'de kadınlar seçme ve seçilme hakkını elde etti ve kadınların da milletvekili adayı olabildikleri ilk genel seçimler yapıldı. 17 kadın milletvekilinin de meclise girdiği 1935'te yapılan seçimlerden sonra, boşalan milletvekillikleri için 1936'da yapılan ara seçimlerde Mustafa Kemal Atatürk'ün isteği ile Çankırı milletvekili seçildi.
5. dönem TBMM'deki 18 kadın milletvekilinden biri olan Özgener, milletvekilliği süresince Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Encümeni'nde çalıştı. Milletvekilliği dönemi sona erdikten kısa bir süre sonra21 Şubat 1940'ta İzmit'te öldü. Kocaeli Kent Mezarlığına defnedildi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerindendir. V. dönem Diyarbakır milletvekili olarak görev yapmıştır.
Cumhuriyet dönemi çocuk edebiyatının ilk özgün örneklerinden olan Köprüaltı Çocukları adlı çocuk romanını yazarıdır.
1887'de İstanbul'da doğdu. Babası Bahaddin Bey, annesi Ayşe Hanım'dır.
İlk ve ortaöğrenimini Leylî Sanayi Mektebi'nde yaptıktan sonra özel öğrenim gördü.
Bir süre Bursa Amerikan Mektebi'nde Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra Londra Üniversitesi'nde kadınlar bölümü olan Bedford Koleji'nde pedagoji eğitimi gördü.
İstanbul Kız Muallim Mektebi ile İİstanbul İnas İdadisi'nde pedagoji ve uygulama dersi ile ev idaresi derslerini okuttu. Balkan Savaşı'ndan sonra muhacirlere açılan kurslarda ders verdi ve türlü hayır işlerinde çalıştı,Hilal-i Ahmner Cemiyetii'nin açtığı kursa giderek gönüllü hasta bakıcı oldu. 14 Eylül 1914'te açığa alınan Huriye Hanım, 16 Kasım 1926'da Beyoğlu 3. Rum Okulu öğretmenliğine atandı. Ardından Haydarpaşa Musevi Okulu, Galata Musevi Erkek Okulu, Hasköy Ermeni (Kalfayan) Okulu'nda, Feriköy Merametayan (Merametciyan) Okulu'nda, Yeniköy Rum Okulu'nda öğretmenlik yaptı.Milletvekili seçilmeden önce Yeniköy Rum Okulu'nda Türkçe öğretmenliğine devam etmekteydi.
1935 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından milletvekili adayı olarak gösterildi ve 629 oy alarak V. dönem Diyarbakır milletvekilliğine seçildi. V. dönem boyunca Maliye Encümeni'nde görev yapan Huriye Hanım İş Kanunu Lâyîhası, Orman Kanunu, İzmir Vilayeti Turistik Yolların İnşası Hakkındaki Kanun, Kayseri-Eskişehir Tayyare Fabrikası Mütedavil Sermaye verilmesi için kurulan geçici encümenlerde de görev yaptı.
Soyadı Kanunu ile Baha soyadını aldı. Siyasi hayatı V. dönemle sınırlı kalan Huriye Öniz, öğretmenlik mesleğine dönerek İtalyan Lisesi ve Ticaret Lisesi, Erenköy Kız Lisesi, Beyoğlu Kız Lisesi'nde Türkçe öğretmenliği yaptı.
Milletvekilliği sırasında "Köprüaltı Çocukları" (1936) adlı bir çocuk romanı yazdı. Kimsesiz çocukları konu alan eser, o dönemde çocuklar için yazılan hikâye ve romanlar arasında tek örnek olarak değerlendirilmiştir ve cumhuriyet dönemi çocuk edebiyatının kurucularından kabul edilmiştir. Eser, 1923-1950 dönemi çocuk romanlarının birçoğu gibi, çocukların okunması için yazılmış bir roman değil de onların yaşadıklarını konu edinen ve karşılaştıkları olumsuzlukları dile getiren romanlardandır.
1939 yılında Bir Öğretmenin Romanı adlı kitabını yayımladı. Orta Anadolu'da bir köyde öğretmenlik yapan idealist bir öğretmen olan kahramanın hikâyesini anlattı.
2 Kasım 1950'de İstanbul'da vefat etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın milletvekillerindendir. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesinden sonra 1935 genel seçimlerinde aday olup ilk kadın milletvekilleri olarak meclise giren kadınlardan olmuş ve TBMM V., VI. VE VII. dönem Edirne milletvekili olarak görev yapmıştır.
1903'te Safranbolu'nun Akviran köyünde doğdu. Babası ekmekçi ve un taciri Şakir Bey, annesi Cemile Hanım'dır.
İlköğrenimine Safranbolu'da başladıktan sonra sekiz yaşında babası ile birlikte İstanbul'a giderek Beyazıt İnas numune Mektebi ile Bezmiâlem Valide Sultan Mektebi'nde okudu. 1923 yılında liseyi bitirip Darülfünun Tıp Fakültesi'ne girdi. 1929'da Tıbbiye'den birincilikle mezun oldu. 1929-1931 yılları arasında Vakıf Gureba Hastanesi'nde dahiliye ihtisası yaptı.
1934 yılında dahiliye uzmanı olduktan sonra 1935'te Gureba Hastanesi poliklinik şefi oldu. Aynı zamanda Cumhuriyet Halk Fırkası Eminönü Kaza Merkezi Heyeti idare asil üyesi ve vilayet merkezi yedek üyeliğinde bulundu.
8 Şubat 1935 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Edirne milletvekili adayı olarak gösterildi. V. dönem Edirne milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Dönem boyunca Sıhhat ve İçtimaî Muavenat Encümeni'nde katiplik görevi yaptı. Ayrıca İş Kanunu'na ek kanun lâyîhası ve Spor Teşkilâtı Kanun Lâyîhası'nı görüşmek üzere kurulan geçici encümenlerde de görev aldı.
Milletvekilliğinin yanı sıra hayır işleri ve kültürel faaliyetlerde bulundu; Çocuk Esirgeme Kurumu İdare Heyeti ve Kızılay Genel Merkez'inde çalıştı, Halkevi sosyal kolunda haftada bir poliklinikte görev yaptı.1935-1947 yılları arasında 3 dönem boyunca Edirne Milletvekilliği yapmıştır. 1947-1949 yılları arasında Ankara Numune Hastanesi dahiliye uzmanlığı, 1950-51 yıllarında İstanbul İşçi Sigortaları Beşiktaş Dispanseri dahiliye uzmanlığı, 1951'den 1968'e kadar Şişli Çocuk Hastanesi dahiliye poliklinik şefliği görevlerinde bulundu. 1968'de emekli oldu.
9 Şubat 1991'de hayatını kaybetti.
Türkiye'de kadınların seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. V. dönem Erzurum milletvekili olarak görev yapmıştır.
1882 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Sivaslı Gedikoğullarından Mehmed Ali Efendi, annesi Zeliha Hanım'dır.
Nakiye Hanım'ın eğitim hayatı dört buçuk yaşında "Rehber-i Marifet Mektebi" adındaki özel bir okula gönderilmesi ile başlamıştır. İbtidai ve rüştiye kısımları olan ve erkeklere yönelik bir eğitim kurumu olmasına karşın okulda eğitim gören az sayıdaki kız öğrenciden biri olmuştur. İlköğretiminin ardından o dönemde kadınlar için uygun görülen mesleklerin başında gelen öğretmenliği seçmiş ve Darülmuallimat'a (Kız Öğretmen Okulu) kaydolmuştur. Buradan 1901 yılında mezun olmuştur.
1901 yılında Kız Muallim Mektebi'ni başarıyla tamamlayan Nakiye Hanım, mezuniyetinin ardından 1911 yılına kadar aynı okulda edebiyat öğretmenliği görevini üstlendi.
II. Meşrutiyet'in ilanından sonra, 1911 yılında yeni açılan İstanbul İnas Mektebi'ne atanarak görevine devam etti.[3] Eğitimci kimliğinin yanı sıra sosyal hayatta da etkin bir rol oynayan Nakiye Hanım, Teal-i Nisvan Cemiyeti'nde katiplik görevini üstlendi; bu cemiyet, Osmanlı'daki ilk kadın örgütlerinden biriydi. İnas Mektebi'nde görevi sırasında Maarif Nezareti tarafından, eğitim kademelerini yenileme amacıyla sisteme öncülük edecek bir proje hazırlaması istendi. Nakiye Hanım, fiziki şartların eğitime etkisini göz önüne alarak, elektriği bulunan, öğrencilerin masalarının beyaz örtülü sınıflarda ders alması gerektiğini savunan bir proje hazırladı. Ancak projesi lüks bulunarak reddedildi ve bu durum üzerine 1914 yılında istifa etti.
1914-1917 yılları arasında Evkaf Nazırlığı'nda çalışan Nakiye Hanım, Sultanahmet'te kurulan Vakıf Mektepleri'nin ıslahı ve düzenlemesi ile ilgilendi. Ayrıca, Suriye Valisi Cemal Paşa'nın daveti üzerine Halide Edip Hanım ile birlikte Suriye'ye giderek Türkçe eğitim veren kız öğretmen okullarının kurulmasına öncülük etti. Ancak Maarif Nezareti'nin vakıf okullarını merkezileştirmesi üzerine resmi okul hayatında kendisine bir görev kalmadığını düşünerek bu görevden ayrıldı.
Mustafa Satı Bey'in okul müdürlüğünden ayrılmasıyla dağılma noktasına gelen "Yeni Mektep" adlı özel okulu yeniden kurma teklifini kabul eden Nakiye Hanım, bu okulu 1917 yılında Fevziye Lisesi adıyla tekrar tesis etti.[3][5] On bir yıl süren müdürlük görevini sürdürdüğü okulu, Beyazıt'taki konağının yetersiz kalması nedeniyle 1923 yılında Şişli'ye (Teşvikiye Karakolu karşısında bulunan Naciye Sultan Konağı'na) taşıdı.
I. Dünya Savaşı boyunca Hilal-i Ahmer'de çalışan Nakiye Hanım, savaşın ardından Anadolu'nun işgalini protesto etmek amacıyla İstanbul'da düzenlenen mitinglerde Muallimler Cemiyeti başkanı olarak konuşmalar yaptı. 23 Mayıs 1919'daki büyük mitingde kalabalığa hitap eden konuşmacılardan biriydi. Bu mitinglere katılmasıyla Nakiye Hanım, siyasal bir figür haline geldi.
Türk Kurtuluş Savaşı'nın başlamasıyla, savaşta kimsesiz ve yardımsız kalan aileleri korumak amacıyla Şehid Ailelerine Yardım Cemiyeti'ni kurdu. Feyziye Okulu'nun depolarında savaş malzemelerini saklayarak Milli Mücadele'ye destek verdi. Şehid Ailelerine Yardım Cemiyeti, savaşın sonunda görevini tamamladı ve Nakiye Hanım, 1928 yılında Feyziye Okulu'ndaki görevinden ayrıldı.
Savaş sonrasında, Nakiye Hanım Ankara'da kurulan Türk Tayyare Cemiyeti'nin İstanbul şubesinin açılışında görev aldı ve bu şubenin başkanlığını üstlendi. Ayrıca İktisat ve Tasarruf Cemiyeti İstanbul şubesinde görev aldı ve daha sonra Halkevleri İstanbul Şubesi İdare Heyeti'nde çalıştı. 1929 yılında çalışma hayatına geri dönen ve İstanbul Kız Lisesi müdürlüğüne atan Nakiye Hanım, 1930'da kadınlara belediye ve il genel meclisine seçilme hakkı verilince öğretmenlik görevinden ayrıldı. İstanbul Meclis-i Umumî'ne Beyoğlu üyesi olarak girdi ve Meclis Daimi Encümeni üyeliğine seçilen ilk kadın oldu. 1934 seçimlerinde yine İstanbul Umumi Meclisi ve Daimi Encümeni'ne seçildi.
Şehit Ailelerine Yardım Cemiyeti görevini tamamladıktan sonra, 1929 yılında çalışma hayatına geri dönen ve İstanbul Kız Lisesi müdürlüğüne tayin edilen Nakiye Hanım, 1930 yılında kadınlara belediye ve il genel meclisine seçilme hakkı tanındığında öğretmenlik görevinden ayrılarak İstanbul Meclis-i Umumî'ne Beyoğlu üyesi olarak girdi. Meclis Daimi Encümeni üyeliğine seçilen ilk kadın idi. 1934 seçimlerinde yine İstanbul Umumi Meclisi ve Daimi Encümeni'ne seçildi.
5 Aralık 1934 tarihinde kadınlar milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde ettiğinde, bu önemli dönemde Nakiye Hanım, kadınların kutlamalarında aktif bir rol üstlendi. 8 Şubat 1935 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından milletvekili adayı olarak gösterilen Nakiye Hanım, 870 oy alarak V. dönem Erzurum milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi. Milletvekilliği süresince Dahiliye Encümeni'nde görev aldı ve VI. ve VII. dönemlerde de Erzurum milletvekili olarak seçilmeye devam etti.
Nakiye Hanım, milletvekilliği döneminde 24 Mart 1935'te Kadın Esirgeme Kurumu'nun dördüncü toplantısında başkanlığa seçildi. Ayrıca, 25 Mayıs 1935'te Türk Hava Kurumu'nun 6. Kurultayı'nda kurumun Merkez Yönetim Kurulu üyeliğine, ve 13 Haziran 1936 tarihinde Çocuk Esirgeme Kurumu Umumi Kongresi'nde bu kurumun Umumi Merkez Heyeti üyeliğine seçildi. 1938'de Topkapı Fukaraperver Cemiyeti'nin başkanlık görevini üstlendi ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü.
Nakiye Hanım, İstanbul'da 22 Mart 1954'te hayatını kaybetti. Osmanbey'de bir sokağa adı verilerek, onun anısını yaşatmaya devam edilmektedir.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. V., VI., VII., VIII. dönemlerinde İstanbul ve Ankara milletvekilliği görevlerinde bulundu.
1900 yılında İşkodra'da doğmuştur. Babası İstanbullu bir zabit olan İsmail Efendi, annesi Azize Hanımdır.
İlköğrenimini İstanbul'da Koca Mustafa Paşa İlk Mektebinde tamamladıktan sonra İstanbul Kız Muallim Mektebini dördüncü olarak bitirdi. Yüksek öğrenimine bir süre İnâs Darülfünunu (Kadın Üniversitesi) Edebiyat Şubesinde devam etti. Ancak daha sonra teyzesinin kızı Şukûfe Nihal Hanım ile birlikte Coğrafya Bölümü'ne geçti ve bu bölümden mezun oldu
1922'de Kandilli Kız Lisesi Coğrafya öğretmenliğine, 1923'te Bursa Kız Muallim Mektebi Tarih ve Coğrafya öğretmenliğine atandı. Bu okulda öğretmenliğin yanı sıra müdür muavini olarak da görev yaptı. 1931 yılında Bursa Kız Lisesi müdürü olarak atandı ve siyasete atılana kadar bu göreve devam etti.
1935 seçimlerinde, Türkiye'de kadınların ilk defa oy kullanabilme ve seçilme hakkına sahip oldukları dönemde, Ayşe Şekib Hanım ile aynı şehirden iki kadın aday olmaması amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nden aday olan Fakihe Öymen, Bursa'dan değil, İstanbul'dan milletvekili adayı olarak seçimlere katıldı. Bu seçimde, 8 Şubat 1935'te gerçekleşen V. Dönem seçimlerinde 35 yaşında İstanbul'dan milletvekili olarak seçilen Öymen, 1 Mart 1935'te Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden biri olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) katıldı. Evli ve çocuksuz olan Öymen, seçildiği sırada bu göreve memnuniyetle yaklaştığını belirtti.
Öymen, milletvekilliği süresince İstanbul'un sorunlarıyla ilgilenerek, 1935, 1936 ve 1937 yıllarında diğer İstanbul milletvekilleriyle birlikte hazırladıkları raporlarda çeşitli konuları ele aldı. Bu raporlarda, Türkler arasında işsizliğin azaltılması, Türklere ait olmayan işyerlerinde Türklerin istihdam edilmesi, devlet memurlarının daha etkili ve halka daha iyi hizmet etmeleri için çaba gösterilmesi, İstanbul'da eğitim seviyesinin artırılması, tarihi eserlerin turizme kazandırılması gibi konular yer aldı.
Ayrıca, Öymen'in milletvekilliği döneminde İstanbul'daki Halkevleri faaliyetleri, ekonomik durumları ve halka sundukları hizmetler raporlarda detaylı bir şekilde ele alındı. Fakihe Öymen, V. Dönem boyunca Bütçe Komisyonu'nda yer aldı ve VI., VII. ve VIII. dönemlerde İstanbul, VIII. dönemde ise Ankara Milletvekili olarak görevine devam etti.
Öymen, aynı zamanda Dil Kurultaylarına katılarak Türk dilinin gelişimine katkıda bulundu. 1936'da gerçekleşen Üçüncü Türk Dil Kurultayı'nda Gramer – Sentaks Komisyonu başkanlığına seçilen Öymen, komisyon üyeleriyle birlikte Türk diline dair çeşitli konularda raporlar hazırladı.
Milletvekilliği dönemleri boyunca Bütçe Komisyonu üyeliği, Seçim Tutanaklarını İnceleme Komisyonu görevi gibi çeşitli görevlerde bulunan Öymen, çeşitli konularda Meclis Genel Kurulu'nda konuşmalar gerçekleştirdi. Ayrıca, Türk Maarif Cemiyeti'nin başkanlığını da üstlendi. İsmet İnönü'den sonra bu göreve getirilen Öymen, 1941-1949 yılları arasında Türk Eğitim Derneği başkanlığını da yaparak eğitim ve dil konularında önemli çalışmalara imza attı.
Mehmet Edip Bey ile evlenen ve İsmail Emil Edip adında bir oğlu olan Fakihe Öymen, 6 Nisan 1983'te 83 yaşında Ankara'da hayatını kaybetti. Cenazesi 9 Nisan'da Cebeci Asri Mezarlığı'na defnedildi.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. TBMM V. dönem Kayseri milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.
Ferruh Güpgüp 1935'te Kayseri'de doğmuştur. Babası, Osmanlı Devleti'nin Şam Vilayeti Valisi olan ve aynı zamanda Türk Musikisi Bestekarı olan Ahmet Midhat Güpgüpoğlu'dur. Dedesi,İslam ve Tasavvuf ilmiyle uğraşan, aynı zamanda ruhi ve bedeni hastalıkları tedavi eden Şeyh İbrahim Tennurî'dir. Ahmet Midhat Güpgüpoğlu, Şeyh İbrahim Tennurî'nin 18. torunudur.
Kayseri'de hususi öğrenim gördü.Arapça ve Farsça dersleri aldı ve iyi derecede konuşuyordu. Türk Sanat Musikisi ve muhasebe dersleri aldı. Piyano çalmayı öğrenmiş ve çok sevdiği biliniyordu.
CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) üyesi olarak, Kayseri Vilayet İdare Heyeti üyeliği ve Kayseri Belediye Meclis Üyeliği görevlerinde bulunan, aynı zamanda TBMM Divan Muhasebat Encümeni Azalığı görevini üstlenen bir kadın, 1935 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) milletvekili olarak seçilmiştir. 5. Dönemde 925. sırayı alarak 8 Şubat 1935 tarihinde mazbatasını alan ve 1 Mart 1935'te Kayseri milletvekili olarak TBMM'ye katılan bu kişi, Meclis Genel Kurulu kürsüsünde 1936 yılında Muvazene-i Umumiye Kanunu ile ilgili bir konuşma yapmıştır.
1935 yılında, o dönemde kadınlar için alışılmamış bir şekilde, bir kadın kravat takarak TBMM'ye gelmiştir. Bu olayın fotoğrafı, o dönemin Türkiye'sinde kadınların medeniyete ve demokrasiye katkısını simgeliyordu. TBMM'ye seçilen bu kadın, Osmanlı İmparatorluğu'nda görev almış bir aileden gelerek, Müdafaa-i Vatan'ın cesur askerlerinden biri olmuş ve memleketin bölünmesine karşı durmuştur. Gururlu ve kararlı bir kişiliği olan bu kadın, piyanosuyla olan bağını simgileyen siyah beyaz bir fotoğraf eşliğinde tarihe not düşen bir isimdir.
Son yıllarını İstanbul Moda da geçirdi. 18 Nisan 1951'de vefat etti. Mezarı Kayseri Asri Mezarlığı'nda babası Ahmet Mithad Bey ve oğlu Abdullah Güpgüpoğlu'nun yanındadır.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. TBMM V. dönem Konya milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.
1897'de Bosna'da doğdu. Babası Hasbi (Bedi) Bey, annesi Esma Hanım'dır.
Tahsilini Bolu'da yaptı.
Resim öğretmeni olan Bahire Hanım, Bolu Kız Sanayi Mektebi'nde 4 yıl görev yapmış, 1927 yılında gözlerindeki bir rahatsızlık nedeniyle mesleğini bırakmak zorunda kalmıştır. 1930 yılından itibaren Bolu Belediye Meclisi üyeliğinde bulunmuş, Cumhuriyet Halk Fırkası teşkilatında ve Bolu Halkevi'nde çalışmıştır.
1935 yılında Bahire Bediz'in ev sahipliğinde Halkevi'nde balo düzenlemiştir.
Atatürk'ün yaptığı bu teklif, 5 Aralık 1934'te Türk kadınlarına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmasının ardından hayat bulmuş, Bahire Bediz 1935 Genel Seçimleri'nde CHF'den milletvekili adayı gösterilmiştir. Seçime katılan tüm ikinci seçmenlerden aldığı 1352 oyla V. Dönem TBMM'ne Konya Milletvekili seçilen Bahire Bediz Morova, böylelikle Türkiye'nin ilk 18 kadın milletvekillerinden biri olmuştur. Milletvekilliği süresince her yasama yılı başında (7 Mart 1935, 6 Kasım 1935, 9 Kasım 1936, 5 Kasım 1937, 7 Kasım 1938) üye seçildiği Gümrük ve İnhisarlar Encümeni'nde görev yapmıştır. Seçim bölgesi Konya için 1935 yılında bir rapor hazırlamış, bu raporda Konya Ovası'nın sulanması, şehir ulaşımının geliştirilmesi, tarihi eserlerin bakımı ve halkın resmi işlemleriyle ilgili sorunlara dikkat çekerek çözümler önermiştir. Türkiye'de kadın haklarının sağlanması konusunda çalışan Morova, 9 kadın milletvekili ile birlikte 18-26 Nisan 1935 tarihleri arasında İstanbul'da toplanan 12. Uluslararası Kadınlar Birliği Kongresi'ne katılmıştır. 1939 seçimlerinde tekrar adayı gösterilmeyen Morova'nın siyasi hayatı bu dönemle sona ermiştir.
Bolu'nun tanınmış ailelerinden Eczacı Faik Morova ile evli, Hulusi Morova ile Makbule Yuğurgen'in annesi olan Milletvekili Bahire Bediz Aydilek Morova, Atatürk'ün 27. ölüm yıldönümünde, 10 Kasım 1965 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. TBMM üç dönem Malatya milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.
Mihri İffet Pektaş, 1895 yılında Bursa'da doğmuştur. Babası, Bursa'nın tanınmış tüccarlarından Hacı Mehmet Efendi, annesi ise Bursa'nın ileri gelen ailelerinden Hacı İbrahim Ağa'nın kızı Fatma Hanım'dır. Mihri İffet, beş kardeşin en büyüğüdür. Çocukluğu Bursa'da geçen Mihri İffet, ilkokulu bitirdikten sonra ailesinin isteği üzerine İstanbul'a gelmiş ve Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'ne kaydolmuştur. Burada yatılı olarak öğrenim görmüş ve 1914 yılında mezun olmuştur.
Mihri İffet Pektaş, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde öğrenim gördüğü sırada, Türkçe öğretmeni olan Hüseyin Pektaş ile tanışmış ve 1915 yılında onunla evlenmiştir. Hüseyin Pektaş, aynı zamanda İngilizce, Fransızca ve Almanca bilen bir tercümandır. Mihri Pektaş, mezun olduktan sonra aynı okulda Türkçe öğretmenliği yapmaya başlamıştır. Daha sonra Bezmialem Kız Lisesi ve Robert Kolej'de de İngilizce öğretmenliği yapmıştır. Eğitim hayatı boyunca, hem kendi gelişimine hem de öğrencilerinin gelişimine önem vermiş, öğrencilerine Türk kültürü ve tarihi hakkında bilgiler vermiş, milli duygularını aşılamıştır.
Mihri İffet Pektaş, eğitimci olarak çalıştığı dönemde, çeşitli yardım cemiyetlerinde de aktif olarak görev almıştır. Himaye-i Etfal, Hilal-i Ahmer, Kadıköy Fukaraperver Cemiyeti gibi kuruluşlara üye olmuş, savaş mağdurlarına, yetimlere, fakirlere yardım etmiştir. Eşi Hüseyin Pektaş, Lozan Barış Konferansı'na katılan Türk heyetinde tercümanlık yapmış ve Mihri Pektaş da ona eşlik etmiştir. Bu sayede, uluslararası ilişkiler konusunda da deneyim kazanmıştır.
1935 yılında, kadınların seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Malatya'dan milletvekili adayı gösterilmiştir. 785 oy alarak meclise girmiştir. Üç dönem Malatya milletvekilliği yapan Pektaş, Kütüphane Encümeni ve Divan-ı Muhasebat Encümeni'nde görev yapmıştır. Ayrıca Milletler Cemiyeti toplantılarına Türkiye adına katılan ilk kadın delegelerden biri olmuştur. Mecliste, kadın hakları, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi konularda çalışmalar yapmış, yasal düzenlemeler için öneriler sunmuştur. 1946 yılında siyaseti bırakarak tekrar öğretmenliğe dönmüş ve 1961 yılına kadar Robert Kolej'de çalışmıştır.
Mihri İffet Pektaş, 4 Temmuz 1979 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. TBMM Samsun milletvekilliği görevinde bulunmuştur.
Ayşe Meliha Ulaş Ekeman, 1901 yılında Sinop'ta doğdu. Babası Sinop Belediye doktorluğu yapmış olan İstanbullu Hüseyin Kamil Bey, annesi Fatma Ulviyye Hanım'dı. Eğitimine başlamadan çok erken bir yaşta aile ocağında okuyup yazmaya başlamıştı. İlk defa İstanbul Küçük Mustafa Paşa İnas Rüştiyesi'nin dördüncü sınıfına girmiş ve çok iyi derece ile birincilikle mezun olmuştu.
Rüştiyeden sonra Darülfünun'un Edebiyat Şubesi'ne girdi. Buradaki eğitimini başarıyla tamamlayarak 1923 yılında mezun oldu. Fransızca ve İngilizce dillerini iyi derecede biliyordu.
Mezun olduktan sonra İstanbul Kandilli Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yapmaya başladı. 1925 yılında Erzurum Kız Muallim Mektebine başmuallim olarak atandı. Burada beş yıl görev yaptıktan sonra Samsun Lisesi'ne edebiyat öğretmeni olarak atandı.
1930'lu yıllarda Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı henüz tanınmamıştır. Ancak, Atatürk'ün liderliğinde yürütülen kadın hakları mücadelesi sonucunda 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.
Ulaş Ekeman, bu hakkı elde ettikten sonra hemen siyasete atılmak istemiştir. Cumhuriyet Halk Partisi'ne üye olarak Samsun milletvekili adayı olmuştur. Zorlu bir seçim kampanyası sonucunda 706 oy alarak Samsun'u temsil eden sekiz milletvekilinden birisi olmuştur. Ayşe Meliha Ulaş Ekeman, Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden biri olarak önemli bir yere sahiptir. Eğitimli ve başarılı bir kadın olan Ulaş Ekeman, milletvekilliği yaptığı süre boyunca kadınların hak ve özgürlükleri için mücadele etmiştir.
Ayşe Meliha Ulaş Ekeman, 17 Şubat 1942 tarihinde aramızdan ayrılmış, ancak Türk siyasi tarihine bıraktığı miras, kadın hakları ve eğitim alanındaki çabalarıyla daima hatırlanacaktır.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. TBMM V. dönem Adanamilletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.
Esma Nayman, 1899 yılında İstanbul'da doğmuştur. Fransızca, İngilizce ve Rumca bilmekteydi. 1927 yılında Adanalı avukat Süleyman Zihni Bey ile evlenerek Adana'ya yerleşmiştir.
Esma Nayman, Fransız Mektebi'nde ve özel hocalarla eğitim görmüştür. Bezmiâlem Kız Lisesi'nde yedi yıl Fransızca öğretmenliği yapmıştır.
Esma Nayman, Adana Belediye Meclisi Üyesi ve Kâtipliği görevlerinde bulunmuştur. 1936 yılında Üçüncü Türk Dil Kurultayı'nda sekreterlik yapmış, Güneş-Dil Teorisi ve Dil Karşılaştırmaları Komisyonu'nda yer almıştır. 1946 yılında Anadolu Ajansı'nda Fransızca ve İngilizce mütercimliği yapmıştır. 1952 yılında Lahor'da Bütün Pakistan Kadınlar Birliği'nin senelik toplantısına ve Napoli'de 16. Milletlerarası Kadınlar Birliği Kongresi'ne katılmıştır. 1959 yılında Ankara'da kurulan Türk Kadınlar Konseyi'nin genel sekreterliğini üstlenmiştir.
Esma Nayman, 1930 yılında kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verilmesi üzerine belediye meclisi üyeliğine seçilmiştir. 1935 yılında ise kadınlara genel seçimlerde seçme ve seçilme hakkı tanınması sonrasında V. Dönem Seyhan (Adana) Milletvekili olarak TBMM'ye girmiştir. Milletvekilliği döneminde İktisat ve Maliye Encümeni'nde üye ve kâtip olarak görev yapmıştır. Çocuk suçları, çocuk ıslah evleri ve çocuk mahkemeleri oluşturulması konularını meclis gündemine taşımıştır. 1938 yılında Cenevre'de gerçekleşen Milletler Cemiyeti 19. Asamble Toplantısı'nda Türkiye'yi temsil eden heyette bulunmuştur.
Esma Nayman, 7 Aralık 1967 tarihinde hayatını kaybetmiştir.
Sabiha Görkey, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarında eğitim ve siyaset alanlarında önemli katkılar sağlamış bir kadındır. 1888 yılında Üsküdar'da doğan Sabiha Görkey, İstanbul Üniversitesi'nin öncülü olan Darülfünun'un ilk mezunlarından biri olmuş, pek çok okulda öğretmenlik yapmış, 1935 yılında ise Sivas milletvekili seçilerek Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden biri olmuştur.
Ailesi, Sabiha'nın eğitimine önem vermiş ve onu Üsküdar Kız Sanayi Mektebi'ne göndermiştir. Sabiha, burada başarılı bir şekilde eğitimini tamamladıktan sonra, 1906 yılında İstanbul Dârülmuallimât'ını bitirmiştir. Sabiha, eğitimine devam etmek isteyen az sayıdaki kadından biri olmuş ve 1917 yılında Dârülfünun Riyaziye Şubesi'nden mezun olarak matematik öğretmeni olmuştur. Sabiha, aynı zamanda Fransızca da öğrenmiştir.
Sabiha Görkey, meslek hayatına oldukça erken bir tarihte atılmıştır. Nitekim 1906 yılında tamamladığı Dârülmuallimât'ın hemen ardından İstanbul'da pek çok okulda nakış öğretmeni olarak görevde bulunmuş, diğer taraftan da yüksek eğitimine devam etmiştir. 30 Ocak 1907 tarihinde Molla Gürani İnas Rüştiyesi'nde nakış öğretmeni olarak meslek hayatına başlayan Sabiha Görkey, 15 Mart 1908 tarihinde Üsküdar Kız Sanayi Mektebi'nde aynı göreve devam etmiştir.. 1 Ocak 1912 tarihinde Üsküdar Kız Sanayi Mektebi öğretmeni olarak sürdürdüğü 2 yıllık görevinin ardından 1 Ocak 1914 tarihinden itibaren Açık Türbe İnas Mektebi, 14 Ekim 1914 tarihinden itibaren ise Mal Hatun İnas Mektebi öğretmenliklerinde bulunmuştur. Bu süre zarfında elde etmiş olduğu meslekî tecrübenin yanı sıra Dârülfünun eğitimi de sona eren Sabiha Görkey, ilk İstanbul dışı görevine 24 Eylül 1917 tarihinde Bursa Dârülmuallimât müdür yardımcısı ve matematik öğretmeni olarak atanmış ve böylece kariyerinde yeni bir sayfa açılmıştır.. Fakat izinli olarak geldiği İstanbul'dan görev yerine dönmemesi nedeniyle müstafi sayılan Sabiha Görkey, 10 Ekim 1917 tarihinden itibaren Kadıköy Numune Rüştiyesi öğretmeni olarak meslek hayatına devam etmiştir. Daha sonra 15 Şubat 1919 tarihinde Edirne Kız Öğretmen Okulu müdür yardımcısı ve matematik öğretmeni olarak atanmıştır.
Sabiha Görkey, Edirne'de görev yaparken, Edirne Erkek Öğretmen Okulu müdürü ve matematik öğretmeni olan Kemal Bey ile tanışmış ve evlenmiştir. Kemal Bey, hukuk mezunu ve mühendislik eğitimi almış bir kişi olup, Sabiha Görkey'in hayat arkadaşı ve meslektaşı olmuştur. Sabiha Görkey, 9 Eylül 1922 tarihine kadar Edirne'de sürdürdüğü bu görevin ardından 1 Ekim 1922-15 Eylül 1923 tarihleri arasında yaklaşık 1 yıl görev almamıştır. Bu sürecin ardından 16 Eylül 1923 tarihinde Adana Kız Muallim Mektebi matematik öğretmeni olarak yeninden göreve başlayan Sabiha Görkey, burada yaklaşık 1 ay çalışmış, akabinde hayatındaki en önemli dönüm noktası olan Sivas'a tayin olmuştur. 25 Ekim 1925 tarihinde Sivas Kız Muallim Mektebi matematik öğretmeni olarak göreve başlayan Sabiha Görkey, bu görevini 31 Ağustos 1933'e kadar sürdürmüştür. Sabiha Görkey ve Kemal Bey'in ilk çocukları olan Rezzan, Sivas'ta dünyaya gelmiş fakat Görkey çifti, kızlarını difteri hastalığından henüz 6 yaşındayken kaybetmiştir. 1929 yılına gelindiğinde ise çiftin Şükran adını verdikleri 2. kızları dünyaya gelmiştir.
Sabiha Görkey, 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesiyle birlikte siyasete atılmıştır2. 1935 yılında yapılan seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nden Sivas milletvekili seçilerek Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden biri olmuştur. Sabiha Görkey, mecliste eğitim, sağlık, sosyal işler ve kadın hakları konularında çalışmalar yapmış, pek çok kanun teklifine imza atmıştır. Sabiha Görkey, 1939 yılında yapılan seçimlerde yeniden aday olmamış, ancak 1943 yılında tekrar aday gösterilmiştir. Fakat bu sefer seçilememiş ve siyasetten çekilmiştir. Sabiha Görkey, 1963 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda ve gelişmesinde önemli rol oynamış bir kadın olarak tarihe geçmiştir.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. TBMM V. dönem Trabzon milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.
Seniha Hızal, 1897 yılında Adapazarı'nda doğdu. Annesi Hüsniye Hanım, babası Nafiz Bey'dir. Küçük yaşta ailesiyle birlikte İstanbul'a taşındı. İlk öğrenimini Fatih Rüşdiyesi'nde, orta öğrenimini özel bir Kız Sanat Mektebi'nde yaptı. Yüksek öğrenim için Darülfünun Fen Fakültesi'ne girdi. Burada fizik, kimya ve biyoloji dersleri aldı. 1918 yılında mezun oldu. Darülfünun'un ilk kadın mezunlarından biri oldu. İyi derecede Fransızca biliyordu.
Seniha Hızal, henüz Darülfünun'da öğrenciyken, 1916 yılında Darülmuallimat bünyesindeki Ana Muallim Mektebi'nde tabiat bilgisi dersi vermeye başladı. Böylece öğretmenliğe adım attı. Mezun olduktan sonra Muğla Darülmuallimatı'na müdür olarak atandı. Ancak kısa süre sonra istifa ederek İstanbul'a döndü. Erenköy Kız Lisesi'nde iki yıl kadar tabiat bilgisi ve sağlık bilgisi dersleri verdi. 1921 yılında Darülmuallimat-ı Aliye'de tabiat bilgisi dersi vermeye devam etti. Aynı yıl Maarif Umum Müfettişliği'ne atandı. Türkiye'de Cumhuriyet döneminde maarif müfettişliği yapan ilk kadın oldu. Kurtuluş Savaşı yıllarında zor koşullar altında müfettişlik yaptı. 1923 yılında Kandilli Kız Orta Mektebi'ne atanarak öğretmenlik ve idarecilik yaptı. 1924 yılında Bursa Darülmuallimatı'na müdür olarak atandı. Bu okuldaki müdürlüğü sırasında, daha sonra TBMM'de onunla birlikte milletvekili olarak görev yapacak Fakihe Öymen de müdür yardımcısı olarak çalıştı. 1925 yılında tekrar İstanbul Kız Muallim Mektebi müdür yardımcılığı görevine döndü. Bu okuldaki görevi sırasında ise ileride TBMM'de ilk kadın milletvekillerinden biri olarak birlikte yer alacakları, dönemin Feyziye Mektebi müdürü Nakiye Elgün ile sık sık görüştü. 1926 yılında yeniden müfettişlik görevine atandı ve iki yıl boyunca müfettişlik yaptı. 1928 yılında Selçuk Kız Sanat Mektebi müdürü ve fen bilgisi öğretmeni oldu. 1929 yılında Özel Feyziye Lisesi'nin müdürlüğü teklifini kabul ederek Selçuk Kız Sanat Mektebi'nden istifa etti. 1931 yılında İstanbul Şişli'de "Yeni Türkiye" adlı özel bir okul açtı ve müdürlük görevinde bulundu.
Seniha Hızal, 1935 yılında yapılan genel seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi'nin Trabzon milletvekili adayı oldu. Seçimlerde başarılı olarak TBMM'ye girdi. Böylece Türkiye'nin ilk kadın milletvekillerinden biri oldu. Mecliste V. dönem boyunca görev yaptı. Kadın hakları, eğitim, kültür, sağlık ve sosyal konulara ilgi gösterdi. Çeşitli komisyonlarda çalıştı. Atatürk'ün yakın çevresinde yer aldı. Cumhuriyetçi, çağdaş ve Atatürkçü bir kişilik sergiledi. Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği bir ankette kadınların siyasete katılımı hakkındaki görüşlerini şöyle dile getirdi:
"Cumhuriyet Hükümetimizin her alanda olduğu gibi siyasal haklarımızı da tanıması, yüreğimde engin sevinçler yarattı. On beş yirmi yıl önce düşümüzde görmediğimiz değerlere erdik. Büyük önderin gösterdiği ışıklı yolda yürümek ve yurdun dileğini ülkü yapmak, şimdiye kadar kültür yolunda olduğu gibi, bilgilerimi yurda faydalı gördüğüm şeylerle bezendirmek ve başarmak isterim...Kadın-erkek arasında saylav olursa olsun dilek ve güç yönünden hiçbir fark görmüyorum; yeter ki yurdlarını ve işlerini sevsinler...İstiklal Savaşımız Türk kadınının yurdunu korumak için yaptığı yararlıklarla doludur."
Seniha Hızal, 1939 yılında milletvekilliği görevini tamamladıktan sonra, 1940 yılında emekli oldu. Emeklilik yıllarında İstanbul'da yaşadı. 22 Haziran 1985 yılında İstanbul'da vefat etti. Cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkının tanınmasıyla TBMM V. dönemde TBMM'ye giren 18 kadın milletvekilinden biridir. TBMM V. dönem İzmir milletvekilliği görevlerinde bulunmuştur.
Benal Nevzat İştar Arıman, Hayatı boyunca siyasi, sosyal ve kültürel alanda pek çok çalışmaya imza attı. Cumhuriyet döneminin ilk kadın milletvekilleri arasında yer alan Arıman, kadın hakları, eğitim, sağlık, kültür, sanat, ekonomi gibi konularda yaptığı kanun teklifleri ve konuşmalarla Türkiye'nin gelişimine katkıda bulundu. Aynı zamanda şair, yazar ve tiyatrocu olan Arıman, edebiyatımızda da iz bırakmıştır.
1903 yılında İzmir'de doğan Arıman, gazeteci ve şair Tevfik Nevzat Bey'in kızıdır. Babasının siyasi sebeplerle sürgün edilmesi ve ölümü sonrası annesi Cemile Hanım tarafından yetiştirilen Arıman, küçük yaşta şiirle tanıştı ve millî piyeslerde rol aldı.
Arıman, eğitim hayatına İzmir'de başladı. İlköğrenimini Bedreka-yı İrfan adlı özel bir okulda, orta öğrenimini İzmir Dame de Sion Fransız Okulu'nda tamamladı. Daha sonra kız kardeşleriyle birlikte Paris'e giden Arıman, Sorbonne Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Fransızca, Rumca, sosyoloji, belediyecilik ve edebiyat dersleri aldı.
Arıman, 1926 yılında Türkiye'ye döndüğünde sosyal faaliyetlere katıldı. Hilâl-i Ahmer, Himaye-i Etfal, Veremle Mücadele Cemiyeti, Türk Hava Kurumu, Yeşilay ve aşevleri gibi hayır kuruluşlarında üye olarak çalıştı. Aynı yıl Cumhuriyet Halk Fırkası'na üye oldu ve 1927'de partinin Vilayet İdare Heyeti Üyeliğine seçildi. 1930 yılında belediye seçimlerinde İzmir Belediye Meclisi'ne seçilen ilk kadın üye oldu ve 1934'e kadar bu görevini sürdürdü.
Arıman, siyasi çalışmalarının yanı sıra edebi çalışmalar da yaptı. Hizmet, Ahenk, Fikirler, Halkın Sesi, Anadolu gibi çeşitli gazete ve dergilerde şiir, hikâye, makale ve çevirileri yayımlandı. Kadın konularına özellikle ilgi gösteren Arıman, 1931'de Tokadizade Şekip'in başkanlığında kurulan Edebiyat Cemiyeti'nde ve 1932-1934 yılları arasında İzmir Halkevi'nin Dil-Tarih-Edebiyat komitesinde yer aldı.
Arıman, 1934 yılında Anayasa'da yapılan değişiklikle kadınlara verilen milletvekili seçme ve seçilme hakkını kullanan ilk kadınlardan biri oldu. 1935 yılında yapılan genel seçimlerde İzmir milletvekili olarak meclise girdi ve 1946 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Arıman, mecliste kadın hakları, eğitim, sağlık, kültür, sanat, ekonomi gibi konularda çeşitli kanun teklifleri sundu ve konuşmalar yaptı.
Arıman, 1946 yılında siyasetten çekildikten sonra İstanbul'a yerleşti. Edebi çalışmalarına devam eden Arıman, 1950 yılında Aytım adlı şiir kitabını yayımladı. 1954 yılında ise İzmir'in Kurtuluşu adlı tiyatro eserini yazdı. Arıman, 19 Temmuz 1990 yılında İstanbul'da hayatını kaybetti.
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum