Her Kadının Bir Hikayesi Var / Pelin Ayan

    PelinAyan
    "Önce kendini dönüştür, dünya da değişir. / Transform yourself first, then the World changes."

    "Her Kadının Bir Hikayesi Var"ı tasarlarken amacım, hikayelerin herkese ilham olması... Şahsen güçlü içeriklerin çok güçlü sormaktan geçtiğine inanıyorum. Vizyonuna, fikrine güvendiğim bir kaç dost ile taslak sorularımı paylaştım. Hemen hepsi, soruların güçlü olduğunu ancak cevaplamanın da bir o kadar zor olacağını tüm naiflikleriyle hissettirdiler. :) Her konuda derin öğrenmek için bizzat deneyimlemeye çok inanan biriyim. Sözün kısası; çıktığım zor ama heyecan verici bu özel. yolculuk için yaşam mottomdan aldığım ilhamla kendimden başlıyorum. Bakalım sorular ne kadar zorlayıcı?

    • Çok klasik olacak ama Pelin Ayan kimdir?

    25 yıla yakındır medya, internet, telekom ve perakende sektörlerinde pazarlama, dijital pazarlama, strateji ağırlıklı ve son yıllarda da dijital strateji ve dönüşüm odaklı rollerde görev alıyorum. Ekolay, XING, Avea, Turkcell gibi hepimizin bildiği teknoloji markalarının yanı sıra son 8 yılımı Koç Grubu'nda - dünyanın lider beyaz eşya markalarından biri olan Beko Global'de geçirdim. Gerek Türkiye gerekse global ve regional heyecan verici rollerde çok farklı ve bol öğrenimli - Güney Asya gibi coğrafyaları da içeren çoklu kanal dönüşümü, e-ticaret gelişim ve içerik programlarını yönettim. 2024 Temmuz'dan bu yana ise Easycep'te Dönüşümden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak ürün, deneyim ve sürekli digitalleşme odağında tüm değişim & dönüşüm insiyatiflerinin liderliğini yapıyorum. (Edit: Nisan 2025 itibariyle Easycep'teki görevimden ayrıldım. )

    Herkes gibi benim de kariyerimde karakterimin etkisi büyük. Klasik olacak ama çocukluğuma inmek lazım: Aşırı meraklı bir çocuktum. O merak duygusu farklı alanlarda her gün yeni bir keşfi, o deneyimler de her alanda öğrenmeyi beraberinde getiriyor. Hala günü bitirirken " bugün yeni ne öğrendin Pelin?" sorusunu kendime sorarım. İşte tam bu nedenle kendimi her gün yeniden keşfeden bir dönüşüm lideri olarak tanımlıyorum.

    • Sizi bugün kariyerinizde bulunduğunuz yere getiren önemli dönüm noktaları vardır. Bunlardan en önemlisi hayatınızı ve bakış açınızı nasıl değiştirdi?"

    Kariyer hayatımın en ciddi kırılma anlarından biri; 3 yıla yakın çalıştığım XING'in Türkiye'deki operasyonlarını durdurup merkezine taşıma kararıydı. Kendi isteğim dışında çok sevdiğim, mutlu olduğum işime son verilmişti. Kariyerimin 12.yılında yaşadığım bu tatsız deneyim, esasen kendimi, potansiyelimi, beklentilerimi keşfetmek için hayatımın en özel fırsatlarından biri oldu. Karşımda 2 seçenek vardı: Ya hızlıca yeni bir işe girmek ya da çoğu insanın hayalini kurup yapamadığı ya da cesaret edemediği bir işe ara vermek-"sabbatical" deneyimi yaşamak... İçimin gittiği harika teklifler gelse de "ben her zaman iş bulurum; bu evrenin bana bir mesajı" diyerek kısa süreliğine İspanya'ya gittim. Çok yoğun çalışan biri olarak adeta akan hayatı düşük vitese almak, her sabah iş dışında bir kalkma nedeni bulmak, tüm profesyonel kimliklerinizden arınmak, "ne yapıyorsun?" sorusunda duraksamak, üniversitede yeniden öğrenci olmak, farklı kültürlerden insanları anlamaya çalışmak, onları min. önyargılarla kucaklamak, yeni yerler keşfetmek, Madrid sokaklarında amaçsızca kaybolmak vb. hayat ve anlamı üzerine inanılmaz farkındalık yaşadığım bir dönemdi. Bu özel ara, şu anda beni ben yapan önceliklerin ve kariyer hayatımdaki beklentilerimin de belirleyicisi oldu. O nedenle kariyer hayatımı İspanya öncesi ve sonrası diye ayırıyorum. O boşluk hissi diye tanımladığım, hayat amacımı aradığım dönem 2 önemli şeyi keşfetmeme yardımcı oldu: 1- Kendimden razı olmayı 2- Kendimi önceliklendirmeyi öğrenmeyi... Meğer benim için son gibi görünen bu durum, gerçek bir başlangıçmış. Bu nedenle herkese, fırsatı olduğu an kariyere ara verip "sabbatical" almasını şiddetle öneririm.  

    • Karşınıza çıkan en büyük zorluk neydi ve bununla nasıl başa çıktınız?

    Büyük dönüşüm süreçlerini yönetirken benim için en büyük "challenge"-zorluk, insanların değişime olan direnciyle başa çıkmak... Farklı coğrafyalarda köklü iş geleneklerinin, iş yapış biçimlerinin ve güçlü hiyerarşik yapıların olduğu büyük ve kurumsal şirketlerde dönüşüm, sadece teknoloji değişimi değil, aynı zamanda bir "mindset/kafa yapısı" değişimi... Siz en iyi stratejilere, en güçlü teknolojilere sahip olabilirsiniz. Ancak insanları sürecin bir parçası haline getirmek, onların kaygılarını anlamak ve güvenlerini kazanmak işin en kritik ve zorlu kısmı…Ben bunu dönüşümün kültürel boyutu olarak tanımlıyorum. Hani derler ya " Culture eats strategy for breakfast"... Ne kadar harika bir stratejiniz olursa olsun, eğer şirket kültürü insanları bunu hayata geçirmeye teşvik etmiyorsa, işler çok kolay yürümüyor. Beklenen dönüşüm, istenen kalitede ve hızda gelmiyor. Ben bu zorluğu nasıl aşıyorum derseniz? 

    Benim öğrenimim en büyük anahtarın empati ve doğru iletişim olduğu… Adeta bir terapist edasında insanların korkularını, geçmiş deneyimlerini ve değişime karşı neden temkinli olduklarını anlamak en kritik nokta…. Sonrasında, onlara dönüşümün yalnızca bir zorunluluk değil, kendileri için nasıl bir fırsat sunduğunu anlatmaya çalışıyorum. Deneyimlerimde küçük küçük ama anlamlı başarılarla güvenlerini kazandıkça, en büyük direnç gösterenlerin bile dönüşümün en güçlü savunucularına dönüştüğünü görüyorum. Sonuç olarak, değişim sadece süreçleri değil, insanları da dönüştüren bir yolculuk oluyor.  

    • Bugün sizin geçtiğiniz yollardan geçen bir kadına tek bir şey söyleyebilseydiniz, bu ne olurdu?

    Bence kariyer, sürekli tırmanılacak bir merdiven değil... Bazen hızla yükselirsiniz; bazen de paralel ilerlersiniz. Bazen de daha büyük resmi görmek adına uzaklaşmanız, bir iki adım geriye gitmeniz gerekebilir; hatta tamamen durmanız bile.. Bunların hepsinin bir sebebi olduğunu öğreniyorsunuz. Ben kariyer gelişiminin tek yönlü, sürekli bir çıkış ve sadece zirveye ulaşmakla değil, yolculuğun kendisiyle ilgili olduğunu düşünüyorum. Kariyerinizin ilk yıllarında, çok çalışarak en üst düzey hayalinize kadar hiç durmadan geleceğinizi düşündüğünüz çok an oluyor. Ancak hayat düz bir çizgi olmadığı gibi, kariyer hayatınızda da seçim yapmak durumunda kaldığınız, elinizde ya da elinizde olmayan bir sürü deneyim yaşıyorsunuz. Örneğin az önce bahsettiğim ispanya'ya gitme kararım gibi... Acaba burada kalsaydım? Ne farklı olurdu diye çokça düşünmüşümdür. Bununla beraber burada önemli olan, verdiğiniz kararlarla kendinizden razı olup yolculuğunun her anını büyük bir farkındalık kucaklamak, doğru hedefleri koymak, kendine güvenerek bu yolda çok değil akıllıca çalışarak ilerlemek… Elbette bu yolculukta öğrenmek kadar keyif almak da yolculuğun sürekliliği için kritik. Çünkü hayat, yolculuğun ta kendisi: "Life is a journey, not a destination." – Ralph Waldo Emerson  

    • Dünyanın dört bir yanındaki kadınlara umut, cesaret ve güç verecek bir mesaj paylaşsanız, ne söylerdiniz?

    "Transform yourself first, then the world changes. / Önce kendini dönüştür, sonra dünya da değişir." Bu benim kişisel mottom... 25 yıla yakın deneyimlerimin bir çıktısı... Gerçekten ben bir kadının kendi potansiyelini keşfettiğinde; cesaretini, vizyonunu, değerlerini ve gücünü kucakladığında, etrafındaki her şeyi yeniden ve harika bir şekilde şekillendireceğine yürekten inanıyorum. Düşünsenize: Her gün en yeni versiyonu gelen harika bir teknoloji; sürekli öğrenerek değer yaratan, işleri dönüştüren olağanüstü bir yapay zeka uygulaması gibi...Bu noktada dönüşümün başlangıç noktası biz; her şey kendi içimizde başlıyor. Çünkü biz dönüştükçe, her şeye bakış açımız da değişiyor. Hayallerine giden yolda, öz farkındalıkla neyi istediğini neyi istemediğini keşfetmek, keşfederken öğrenmek, öğrenirken pozitif bir yaklaşımla hiç yılmamak, dahası zirveye değil yolculuğa odaklanmak… İşte bu dönüşüm, sadece kişisel değil, toplumsal bir değişimi de beraberinde getiriyor. Kadınların elinin değdiği yerdeki pozitif dönüşüm, değişim bunun en güzel göstergesi… O zaman bugünden başlamak üzere size de tavsiyem: "Transform yourself first, then the world changes. / Önce kendini dönüştür, dünya da değişir."  

    Her gün yeni bir öğrenim, sonsuz merak içgüdüsüyle tasarladığım HER KADININ BİR HİKAYESİ VAR için tarifsiz ve çok heyecanlıyım. Açık olacağım; ilk konuğu olarak kendi kendime sorduğum bu sorularda zorlanmaktan öte güzel nostalji yaptım kariyerime ama fena bir içerik olmadı sanki. (Geribildirimleriniz çok değerli) Çok değerli konuklarımın kendilerini yeniden keşfetmelerini beklediğim bu sorularla, hepimize ilham verecek harika kadın hikayelerini her ay burada paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Projenin amacı ve detaylarınu burada bulabilirsiniz.

    Bitirirken, şiddetten, cinayetten uzak, hepimizin sadece başarı ve mutluluklarını konuştuğumuz nice günlerimiz olsun. Çünkü HER KADININ BİR HİKAYESİ VAR :)

    Sevgilerimle,

    Pelin Ayan

    Yazar Hakkında: Pelin Ayan, 25 yıla yakın kariyerini dijital, telekom, perakende sektörlerinde Doğan Online, Avea (Turk Telekom), Turkcell, Arçelik Türkiye, Beko Global gibi Türkiye ve dünyanın önde gelen şirketlerin global, bölgesel ve lokal organizasyonlarında çevik liderlik rollerinde geçirdi. Uzmanlık alanları: Strateji, pazarlama, e-ticaret, müşteri deneyimi, dijital ve omnichannel dönüşüm... Profesyonel kariyerinin yanı sıra, kadın girişimcilik programlarına ve üniversite kariyer kulüplerine mentorluk desteği ve danışmanlık vermektedir.

     

    Yorum

    Yorumlar herkese açık kullanıcılar tarafından kullanılamaz.Yorum görüntülemek/eklemek için lütfen önce giriş yapın.
    Pelin Ayan henüz özgeçmişini yazmamış
    © 2025 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.