Kendine Güven Kızım: Fulya Türk

    Fulya-Trk-kapak2

    "Annemin geçmişte yaptıkları/yapmadıkları, benim kendi kariyerimi yönlendirmemde, kariyer harici seçimlerimde büyük bir etken."

    Irmak Türk

    Değerli annelerimizden Fulya'nın hikayesini anlatan kızı sevgili Irmak Türk'e teşekkür ederiz.

    Kadınların hikayelerini paylaşan, "Deneyim paylaşınca güzeldir." inancıyla çalışan BinYaprak ailesi olarak, 29 Ekim'de BinYaprak Hikaye Hasadı Hareketini başlattık. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına kadınların hikayelerini hediye etmek için çıktığımız Hikaye Hasadına, sevgili kız kardeşlerimizin hikayelerini yayınlayarak devam ediyoruz. Ülkemizin her köşesinde anlatacak çok şeyi olan güçlü ve başarılı kadınlarımız var; bu yazıda olduğu gibi, kız kardeşlerimizin hayat hikayelerini, deneyimlerini, bilgeliğini, ilhamını ve hayat enerjisini dijitale taşıyıp, sözleri ve yaşadıklarıyla bıraktığı izlerini binlerle paylaşmak istiyoruz. 

    "Fulya, benim annem. Kendisini ailesine adamış diyebileceğim, kariyerinde cinsiyet ayrımını da, görüş ayrımını da yaşamış, zaman zaman yanlış kararlar vermiş, zaman zaman yanlış yönlendirilmiş -belki direkt yönlendirilmemiş- çevrenizdekilerden birine benzer hikayesi olan bir kadın. Annemin geçmişte yaptıkları/yapmadıkları, benim kendi kariyerimi yönlendirmemde, kariyer harici seçimlerimde büyük bir etken. Bu 'basit' hikaye benim için çok değerli çünkü medyada 'farklı' kadınların hikayelerini görmekteyiz ama çoğumuzun çevresi bu basit hikayelerle dolu. O kadınlardan birinin hikayesinde pişmanlıklarını, keşkelerini, iyikilerini inceliyorum bugün. Sonra da küçük bir soru cevapla sonlandıracağım."

    Annem 1974 yılında plansız bir şekilde 7 aylıkken dünyaya gelmiş. O zamanın şartlarına göre zor gerçekleşen bu doğumdan sonra gidilen farklı doktorlar farklı teşhisler koymuşlar, hatta ölür demişler annem için. Anneannem de annemin doğumu sırasında küçük olduğu için annem uzun süre kendi anneannesinde kalmış, belli bir süre annesiz büyümüş. Babası hakim, annesi öğretmen olduğu için, annesiyle okula gide gele okumayı sökmüş ve 5.5 yaşında başlamış okula. O zamana kadar da hep bakıcılar bakmış. 4. sınıftayken Maraş'tan İstanbul'a gelmişler. Kendisinden 4 yaş küçük bir kardeşi var annemin, artık evde onla beraber tek başına kalıyorlarmış. Anneannem anneme listeler hazırlarmış; balkonu yıka, toz al, yeri sil. Madde madde yazar anneme verir, işe gidermiş. Annem hem bunları yapar, hem kardeşiyle ilgilenir, hem okula gidermiş. Bunları anlatıyorum çünkü annem kişilik gelişiminde önemli noktalar olduğunu düşünüyor, o yaşta bir çocuk için büyük sorumluluklar aldığını söyler hep.

    Mesleğinizi/kariyerinizi nasıl seçtiniz? Aileniz destek oldu mu, nasıl yönlendirdi sizi?

    "Hayvanları hep çok sevdim, o yüzden veterinerlik fakültesi okumak istedim. Açıkçası üstüne çok da detaylı düşünmedim. İzmirde o zamanlar veterinerlik fakültesi yoktu, ben de kuzenimin eşi Konyada veteriner hekimlik yaptığı için bana göz kulak olurlar diye Konya'ya gittim okumaya. Ailem de destek oldu kararıma, arkamda durdular." 

    "Doktorayı bırakmak zorunda kaldım. Devam edebilmiş olsaydım her şey farklı olabilirdi."

    Fulya Türk

    Hayatınızı/kariyerinizi etkileyen önemli anlar var mı?

    "Var tabii, veterinerlik fakültesinden mezun olduktan sonra doktoraya başladım. Danışman hocamla görüş ayrılıklarımız vardı. Kadro alımında ve dağıtımında aynı fikirlerde olmadığımız için önerilmedim. Maaş da alamadım bu yüzden. Bir yandan hala ailemden para alıyordum, ailemden uzakta, başka evde kalıyordum ev arkadaşımla, haliyle çok masraf da oluyordu. Araştırmalar için Ankara'ya gidip geliyordum, fotokopiler vs. her şeye para gidiyordu. Giderlerimi karşılamak için kanatlı sektöründen iş buldum ama iş İzmirdeydi, bana da haftanın 2-3 günü Konya'da olmalısın dediler. Okulla iş çakıştı, kadro için de hocam yardımcı olmadı, doktorayı bırakmak zorunda kaldım. Devam edebilmiş olsaydım her şey farklı olabilirdi şu anda.

    İkinci önemli nokta da eşimle tanışmam olabilir. Ben İzmir'de kliniğe başlamıştım, o sırada eşimle tanıştık. O İstanbuldaydı ve devlet memuru olduğu için oradan ayrılamıyordu, ben özel sektörde çalıştığım için İstanbula gittim. Gidince de hemen iş bulamadım, sonrasında kızım Irmak doğdu zaten, ardından da oğlum Deniz. O sıralarda et deposunda ya da mesleğimle alakalı olmayan yerlerde de çalıştım. 2011 den sonra İzmir'e tayinimiz çıktı, işi yine bırakmak zorunda kaldım, oğlum da küçük olduğu için bir süre tekrar başlamadım. Tam Deniz büyüdü, okula başladı, bu sefer kızım Irmak lösemiye yakalandı. Bu da hayatımızı kökünden değiştiren anlardan biri tabii ki, hepimizin hayatını etkiledi. 2-3 yıl kadar sürekli kızımlaydım. Sonrasında da pandemi, işsizlik, deprem gibi sebeplerde tekrar başlayamadım. Şu anda da çalışmıyorum ancak çalışmak istiyorum."

    "Büyüklerim benden daha tecrübeli olmalarına rağmen beni doğru yönlendiremediler."

    Fulya Türk

    Tekrar 20 yaşında olsanız neyi farklı yapardınız? Bu meslegi seçmeyi düşünenlere ne tavsiye edersiniz?

    "Okumak isteyeceğim bölümü daha detaylı düşünürdüm. Genelde duygularıyla değil mantığıyla hareket eden bi insanım ama bölüm seçimimi yeterince düşünmemişim diyorum şimdi geriye bakınca. Bir dönem farklı iş fırsatları gelmişti meslekle ilgili olmayan. Büyüklerim benden daha tecrübeli olmalarına rağmen beni doğru yönlendiremediler, daha öngörülü olmalarını dilerdim.

    Biraz mükemmeliyetçiyim. Her şeyi doğru yapmak istiyorum genelde. O yüzden bazen bir şeye başlamaktansa eksik varsa kendimi geri çekiyorum, başlamıyorum. Bu yanını törpüle derdim geçmişteki kendime.

    Bir de konservatuar, içimde kalan şeylerden biridir. 1. basamağı geçmiştim ve kazanabilecek adaylardan biriydim. 2. basamağı kazanırsam, üniversite sınavı puanım düşecekti, o zamanlar öyleydi sistem, hala öyle mi bilmiyorum. Ailemde biraz burayı okursan işsiz kalırsın düşüncesi vardı, bana 'Sen veteriner fakültesini dene, kazanamazsan sonra tekrar hazırlanabilirsin konsevatuara, puanını düşürme.' dediler. Aslında mantıksız değil söyledikleri ama o dönem biraz daha dikkatli düşünebilirdim neyi istediğimi/istemediğimi."

    "Ben hala çalışmak istiyorum"

    Fulya Türk

    Hikayenizin devamını nasıl hayal ediyorsunuz?

    "Defteri kapatmadım, ben hala çalışmak istiyorum. Emeklilik yaşıma gelene kadar çalışmak istiyorum. Çocuklarım da büyüdü, pek çok dönem de atlattık, geçmiş dönemde belki de bakıcılara bırakmak zorunda kalacaktım, kendim doya doya büyüttüm, bu açılardan şanslıyım. Ama artık büyüdüler, kafam rahat çalışabilirim diye düşünüyorum. İlla kendi mesleğim olsun diye de diretmiyorum. Yaşımız da geçiyor, bir an önce çalışmaya başlamak istiyorum, bir süredir de uğraşıyorum. Umarım çabalarım sonuç verir."

    Son olarak bana (kızına) ve başkalarına tavsiyelerin var mı?

    "Kendine güven kızım. İnatçılığını, girişkenliğini hep takdir ediyorum, bu yönünü hiç kaybetme. Bir şeyin hayalini kuruyorsan, elde etmek için çabalamaktan vazgeçme. Hayatını, gençliğini iyi değerlendir. Kötü şeyler için moralini bozma, hayattaki her şey deneyimdir, o gözle bak. Hata yaptığın zaman çıkarabileceğin derse odaklan. İç sesine güven. İnsan genelde yaptıklarından değil yapmadıklarından pişman olur, hayatında keşke bırakmamaya çalış. İnsanın bazen kendi ailesi bile bazı şeyleri net göremeyebilir, kendi ayakların üzerinde dur. Çevreden gelen tavsiyeleri göz ardı etme ama onlara takılıp kendini geride de tutma. Günün sonunda önemli olan senin mutluluğun."

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun

    BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.

    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.