Kadınların hikayelerini paylaşan, "Deneyim paylaşınca güzeldir." inancıyla çalışan Bin Yaprak ailesi olarak, 29 Ekim'de Bin Yaprak Hikaye Hasadı Hareketini başlattık. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına kadınların hikayelerini hediye etmek için çıktığımız Hikaye Hasadına, sevgili kız kardeşlerimizin hikayelerini yayınlayarak devam ediyoruz. Ülkemizin her köşesinde anlatacak çok şeyi olan güçlü ve başarılı kadınlarımız var; bu yazıda olduğu gibi, kız kardeşlerimizin hayat hikayelerini, deneyimlerini, bilgeliğini, ilhamını ve hayat enerjisini dijitale taşıyıp, sözleri ve yaşadıklarıyla bıraktığı izlerini binlerle paylaşmak istiyoruz.
"Bilim benim için sonu belli olmayan, merak ve tutkuyla beslediğim bir yolculuk."
Dr. Dilara Nemutlu Samur
Kütüphanelerde sıra sıra dizilmiş kitapların arasında başlayan bir merak… Bugün Parkinson hastalığının gizemini çözmeye adanmış bir bilim yolculuğuna dönüştü.
Dr. Dilara Nemutlu Samur, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Onun için bilim, sonu belli olmayan ama tutkuyla yürüdüğü bir keşif alanı.
Bu yolculuğun en heyecan verici duraklarından biri Oxford Üniversitesi oldu. Samur, Parkinson hastalığının ilk evrelerinde bağırsak ve beyin arasındaki gizli iletişimi anlamak için İngiltere'ye gitti. Orada, sinir sistemi hastalıklarını laboratuvar ortamında incelemeyi sağlayan özel sistemler üzerinde çalıştı. Oxford'daki araştırma grubuyla birlikte, hastalığın vücudun bir bölgesinden diğerine nasıl yayıldığını gösterebilecek yeni bir model geliştirdi. Bu çalışma, Parkinson'un erken teşhis edilebilmesi için umut veren bir adım oldu.
Samur'un araştırmalarında asıl amacı, hastalığı sadece tedavi etmek değil, erken fark edebilmek. Bunun için geliştirdiği sistemlerle vücuttaki hücrelerin birbirleriyle nasıl konuştuğunu anlamaya çalışıyor. Kısacası, o bilimin diliyle insan hayatına dokunuyor.
Ama Dr. Samur'un hikâyesi sadece laboratuvarla sınırlı değil; aynı zamanda azim, cesaret ve inançla örülmüş bir kadın hikayesi. Bilim yolculuğu boyunca birçok zorlukla karşılaştı; ama hiçbirinde pes etmedi. "Kadın bir bilim insanı olarak karşılaştığım zorluklar bana emeğimin değerini sahiplenmeyi öğretti," diyor.
Bu azmi ve bilime kattığı değer, 2025 yılında iki önemli ödülle karşılık buldu. Bugün, L'Oréal Türkiye & UNESCO Türkiye Millî Komisyonu "Bilim Kadınları İçin" Ödülü, onun yalnızca bir araştırmacı değil, aynı zamanda geleceğin kadın bilim insanlarına ışık tutan bir rol model olduğunu gösterdi. Ayrıca Türk Farmakoloji Derneği'nin R. Kazım Türker Genç Farmakolog Teşvik Ödülü ile genç yaşta bilime yaptığı katkılar tescillendi.
Dr. Samur, bilimin yanında durmanın bir cesaret işi olduğunu belirtiyor. "En büyük arzum, bu yolculuğun bilime adım atan genç kadınlara cesaret veren bir hikâyeye dönüşmesi." Bugün o, bilimin sadece laboratuvarda değil; merakta, inançta ve tutkuda da var olduğunu kanıtlıyor.
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.
![]()
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum