Reklamcılıkta Nasıl Kariyer Yapabilirim? Ceren Şehitoğlu’yla Konuştuk

    Reklamcılıkta Nasıl Kariyer Yapabilirim? Ceren Şehitoğlu’yla Konuştuk
    Reklamcılık sektörüne büyük bir hızla giriş yapmak istiyor ama nereden başlayacağını bilemiyor musun? TBWA İstanbul Stratejik Planlama Direktörü Ceren Şehitoğlu'yla reklamcılık alanında kariyer yapmayı konuştuk.

    Ne okudunuz? Eğitiminizden bahseder misiniz?

    Bilgi Üniversitesi'nde %100 burslu reklamcılık okudum.  Komiktir, anneler bursu mutlaka söylemeni isterler. Yan dalım sosyolojiydi. Okulu bitirip çalışmaya başladıktan sonra da sivil toplum alanında, sosyal fayda projeleriyle ilgili bir şeyler yapmak istiyordum. Türkiye'de buna özel bir bölüm yoktu, Kuzey Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da vardı. Amerika'da zaten her şeyin bölümü var, Beatles'a özel master bile var. Ben bunları araştırırken, yine Bilgi Üniversitesi'nde, çok çok iyi bir kadroyla, tam istediğim bölüm açıldı. Adı, Sosyal Projeler ve Sivil Toplum Kuruluşları Yönetimi. Hemen başladım, ilk mezunlarından oldum.

    Nerede çalışıyorsunuz? İşinizin tanımı nedir?

    TBWA İstanbul'da, Stratejik Planlama Direktörü olarak çalışıyorum. Öncesine dönersek, aslında üniversitenin ilk yılında staj diye bir şey olduğunu duyduğum an çalışmaya başladım. Önce reklam yazarlığı stajı yaptım, sonra müşteri tarafında, Coca-Cola'da deneyim kazandım. Mezun olana kadar birkaç farklı şey denedim, böylece neyi isteyip neyi istemediğimi anlamıştım. Stajlar en çok kafayı netleştirmeye yarıyor zaten. Mezun olur olmaz Y&R İstanbul'da planlamacı olarak işe başladım. Yaklaşık 4 yılın sonunda oradan ayrılıp TBWA'e geçtim. Burada çok güzel bir ekiple, aynı işi her gün nasıl daha farklı ve yenilikçi bir yolla yaparız diye düşünerek çalışmaya devam ediyorum.

    Aldığınız eğitim ile sektör deneyimleriniz birbirini tutuyor mu?

    Reklamcılık okumasan da reklamcı olabilirsin. Benim bu tutarlılığımın ne faydası oldu dersen, reklam sektöründeki insanlarla daha erken tanıştım. Sektörü takip etmeye erken başladım. Birçok şeyle ilgili erken gözüm açıldı. Bir yandan da okuması zevkli ve bana göre rahat bir bölümdü, bu sayede sosyoloji de okuyabildim. Onun da toplumun dinamiklerini anlama açısından bir planlamacıya ciddi katkısı oluyor, işe derinlik katıyor.

    Sektör seçimini nasıl yaptınız? Sektörü sevmeniz ve devam etmeniz noktasındaki kararınızda etkili olan "kıvılcım anı" nedir?

    Hep yaratıcı bir sektörde çalışmak istediğimi biliyordum. İş hayatı – normal hayat gibi bir ayrım yapmaktansa, tüm hayatıma daha doğal bir şekilde entegre olabilecek, beni hep canlı tutacak, besleyecek bir iş yapabileceğimi de biliyordum. Reklamcılık bunun için iyi bir seçim. Sürekli yeni bir sektörü öğreniyorsun, belki normalde hiç ilgilenmeyeceğin konularla ilgileniyorsun. Bir gün modayla ilgili konuşuyorsun, ertesi gün bebek maması. Anne olmadan bir anne ne hisseder çok iyi biliyorsun mesela. İşin insanlarla, duygularla, yeniliklerle olan güçlü bağı beni heyecanlandırıyor.

    Keşke şunu okusaydım veya şu konuya yönelseydim mesleğime şu an katkısı olurdu dediğiniz bir bölüm veya eğitim var mı?

    Master öncesi olmuştu. Planlamacı olunca, dünyada ne yükselişte, neler trend sürekli takip ediyorsun, bunu yaparken de bazen bir ışık yanıyor. Ajansta her gün bir markanın duyulması, sevilmesi, insanların bir ürüne karşı istek duyması için çalışıyoruz. Benzer yöntemleri insanların sosyal fayda projelerine katılımını sağlamak, bazen onları harekete geçirmek için de kullanabiliriz diye düşünüyordum. Aynı şekilde markaların da bu projelere daha fazla kaynak yaratması ve onu doğru kullanmaları gerekiyordu. Bu düşünce dünyada da yükselişe geçmişti. Bunun için, sosyal fayda alanıyla ilgili okumak, yeni insanlarla tanışmak, biraz o dünyanın dinamiklerini anlamak isteyip masterı yaptım.

    Tipik bir gününüz nasıl geçiyor? Sorumluluklarınız neler oluyor?

    Sabah ajansa geliyorum, genelde ilk 15 dakikadan sonra gün full tempo başlıyor. Toplantısız geçen bir gün büyük lüks. O günlerde projelere daha fazla odaklanıp, birçok işi hızlıca tamamlayabiliyorsun. Ama tipik bir günüm çok konuşarak geçiyor. Ajansta kreatif ekibe brief verirken, ekip olarak çalışırken, müşteriye sunum yaparken. Akşam ajansta kalmak genelde sevilmez ama bazen akşamları biraz daha sakin bir şekilde işlerin üzerinden geçmek iyi bile geliyor.

    İşinizin en zorlu ve en tatmin edici tarafları nedir?

    Zorlu noktası herhalde çok matematik bir iş olmaması yani bir tane doğru, tek bir yöntem olmaması. Mesela doktor için hastanın tedavi yolu daha nettir. Ama burada inandığın doğruya birçok kişiyi ikna etmen gerekiyor. Bir yandan da sürekli gündemi takip etmek ve kendini güncellemek durumundasın. Bu da hem zor hem tatmin edici tarafı. Seni genç tutuyor, bu sayede yaşlansan da çocuğunla ortak bir dili konuşabilirsin.

    Bir projeye başlarken nelere dikkat ediyorsunuz?

    Önce gelen brief'i tam anlamak, doğru soruları sormak gerekiyor çünkü bu en kritik evre. İşi mümkün olduğunca netleştirmek ve sadeleştirmek istiyorum. Eğer önceden bilmediğim bir sektörse iyi bir araştırma yapıyorum. Mutlaka o konuyla ilgili insanlar ne düşünüyor, konuşuyor anlıyorum. Örneğin konu banka kredisiyse, kim neden alır, aldığında ne hisseder, motivasyonu ve bariyerleri nelerdir hepsini bilmek gerekiyor. Ancak böyle reklam için gerekli içgörüye ulaşabiliyorsun. Bu nedenle birçok forumda farklı nickname'lerle üyeliğim var… Bir de tabii bulduklarını güzel sunabilme meselesi var. Mesela çok büyük bir sunum yapılacaksa, bazen önce şeklini, tasarımını düşünerek başlıyorum ve önce bütün slideları, nerede ne söyleneceğini kağıda taslak olarak çiziyorum. Eğer kağıtta netleşirse, iş çok hızlanıyor.

    Başarılı bir reklam stratejisinin/projesinin olmazsa olmazları nelerdir?

    İyi bir içgörü olmazsa o iş olmaz. Tüketiciyle ve kültürle ilgili doğru noktayı tespit edemezsen gerisi gelmiyor. Aslında reklam fikrinin özü bu.

    Sabah rutininiz nedir? Sabah rutininizin içinde maillerinizi kontrol etmek kaçıncı sırada yer alıyor?

    Aslında değiştirmek istediğim bir rutinim var çünkü gözümü açar açmaz şöyle bir ne var ne yok diye telefonuma bakıyorum. Önce mailler, sonra kısaca haberler. Yani o gün gündemde neler var ve beni neler bekliyor anlayıp öyle yataktan kalkıyorum. Bir de hava durumuna bakıp, dolabın önünde bir beş dakika ne giyeceğim diye düşünme bölümü var. O bazen biraz daha uzayabiliyor, tamamen o günkü modumla ilgili.

    Kariyerinize en çok ilham veren bir kişi veya idolünüz var mi?

    Aslında takdir ettiklerim çok var ama idolleştirdiğim biri yok. Biyografi okumayı / izlemeyi çok severim mesela, sanırım herkesten ufak ufak bir şeyler öğrenmeyi seviyorum.

    20'li yaşlarda sektöre ilk kez giren Ceren'e tavsiyeniz ne olurdu?

    Ah keşke şunu yapsaydım dediğim çok bir şey yok. Sadece biraz daha her şeyi kendim yapayım, kimseden yardım almayayım kafasındaydım. Şimdi bazı konularda yardım almanın, başkalarıyla birlikte gelişmeye daha açık olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Kapalı olma derdim yani, çok insanla tanış, konuş, yorum al, önerilerini dinle. Herkesin sana olacak katkısını daha çok önemse.

    Mesleğinizle ilgili ve/veya ilgisiz, başkalarına en çok hediye ettiğiniz bir kitap var mı?

    Genelde kendi çevreme tavsiye ettiklerim daha çok, içinde yeni bir bilgi olduğuna inandığım güncel makaleler oluyor. Ama son dönemde, Jean-Marie Dru'nun "The Ways to New: 15 Paths for Disruptive Innovation" kitabı, inovasyon konusuna en iyi yaklaşanlardan biri. Kafa açması ve teoride kalmadan kendi markalarına uygulayabilmeleri açısından bu sektördekilere tavsiye edebilirim.

    Ceren Şehitoğlu kimdir?

    İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklamcılık ve Sosyoloji Bölümleri'nden derece ile mezun oldu. Okuduğu dönemde Coca-Cola Pazarlama İletişimi'nde çalıştıktan sonra, ajans hayatına Y&R Reklamevi'nde Stratejik Planlamacı olarak başladı. Burada Danone, Kotex ve Huggies gibi global markaların ve Arçelik'in iletişim stratejileri üzerine çalıştı. 2013 yılında TBWA\Istanbul'a geçti. Bugüne kadar yaptığı çalışmalarla 10'dan fazla Effie ödüllü kampanyanın parçası oldu. Sosyal Projeler ve STK Yönetimi alanında yaptığı master sonrasında markaların sosyal fayda projeleri konusunda da çalışmalar yapmaya başladı. Bugün, TBWA\For Good oluşumunu kuran ve yöneten ekipte yer alıyor.

    Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Doğa Tekin tarafından yazılmıştır. 

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    BinYaprak Misafir Yazar henüz özgeçmişini yazmamış
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.