Academy Meeting @Google; Bilişsel Esneklik

Bu Akademi Toplantısının konusu çok çarpıcıydı, bilişsel esneklik. Buna ek olarak, bu konu hakkında düşünülmesi gereken en muhteşem yerlerden biri yani Google'daydık. Bizi daha çok düşünmeye itse bile, gerçekten ilham veren bir tecrübeydi. Hepimiz güleryüzle ayrıldık.

İlk olarak, Bülent Hiçsönmez, Google kültürünün harika bir tanımını yaptı. Bugünün dünyasında "ne kadar hızlı o kadar iyi" nin önemini vurguladı. Daha sonra işe alım süreci ile devam etti. Hiçsönmez, nitelikli bir kişiyi işe almanın destekçisi çünkü iyi işlerin, nitelikli kişiler ile geleceğine inandığını belirtti. Bu noktada, işe alım sürecinin ne kadar önemli olduğunu vurguladı.

Hilmi Aydın ise teknolojiye odaklanan bir bakış açısıyla sunumuna başladı. Makine öğreniminin derin öğrenmeyi içerdiğini ve yapay zekânın her ikisini de içerdiğini video klip destekleriyle anlamamıza yardımcı oldu. Makine öğrenmesi sayesinde, Google Fotoğraflar uygulamasının sadece anahtar kelime kullanarak, hem de herhangi bir dilde, binlerce görsel arasından anahtar kelimeye uygun olan görseli bulması, bizi hayretler içinde bıraktı. Aydın bununla birlikte, her ne kadar bu teknolojik gelişmelerin insanlık için büyük adımlarmış gibi gözüktüğünü belirtse de, bunun daha bir başlangıç olduğunu belirtti. İnsanların yenilikçi yardımı ile yapay zekanın hayal gücümüzün ötesine geçeceğini belirterek sunumunu sonlandırdı.

Bilişsel Esneklik Paneli çok bilgilendirici, çünkü 3 farklı bakış açısıyla analiz etme şansımız oldu. Zuhal Baltaş (psikoloji), Eren Çamlıkaya (dijital ürün yönetimi), İhsan Elgin (girişimcilik) alanlarında başarılı olmakla beraber hepsinin bilişsel esneklik hakkında yararlı görüşleri vardı. Zuhal Baltaş, düşünce tarzımızın şablonlarından kurtulmamız gerektiğini ileri sürdü. Beynimizde yeni kanalları açmanın, bakış açımızı esnek hale getirmek için her zaman mükemmel bir yol olduğunu belirtti. İhsan Elgin, farklı bakış açılarından yararın önemi üzerinde durdu. Bir şey hakkında ne kadar fazla çalışılırsa, bu şeye farklı açılarla bakma durumumuzu kaybedeceğimizi öne sürdü. Çözüm olarak, iş bittikten sonra, işle ilgili olmayan insanlara fikirlerini sormak, bizi başka bakış açılarıyla bakma konusunda referans noktamız olarak, bizi o iş hakkında daha esnek düşünen bir birey yapar. Eren Çamlıkaya bilişsel esnekliği değişen koşullara uyum olarak tanımladı. Her şey hakkında küçük miktarlarda bilgi sahibi olmanın önemli olduğundan bahsederken, bilginin yeni bir trend olduğunu ileri sürdü.

Panelde üçünün de bilişsel esneklik hakkında ortak çıkarımları oldu. Bunların ilki, konfor alanımızdan çıkmadığımız sürece esneklik kazanamayacağımızdı. Konfor alanlarımız, bizi tembelleştirir ve yeni formlar bulmamızı engeller. Konfor alanımızı aşabildiğimiz sürece hepimiz esneklik kazanabiliriz. İkincisi ise özetleme yeteneği. Mesela yapay zekaya hayran kalsak bile, insanlar için anlamlı olan bir özetleme yapmak gibi bir becerileri yok. Anlamlı özetleme yetisini, bilişsel yeterlilik için ölçü olarak düşünebiliriz. İşte bu yüzden anlamlı özetlemeyi nasıl yapmamız gerektiğini ve nasıl geliştirebileceğimizi öğrenmemiz gerekir. Son cümle ile ilgili olarak Zuhal Baltaş, bir önceki gece izlenen film hakkında aklımızda kalanları not etmek beynimizi zorlayarak, hatırlama becerilerini geliştirmek için çok faydalı bir araç olduğunu ifade etti. Bir diğer tavsiye, günlük hayatta, bir problemi çözmeye çalışırken, insan odaklı düşünmek yerine, fikir odaklı düşünmeye başlamamız gerektiğiydi.

Gün, yine bilişsel esneklik hakkında Zuhal Baltaş'ın ilham verici sunumuyla sona erdi. Baltaş, kişinin kendi düşünce-duygu-davranış ilişkisi üzerinde bir kontrolü olması gerektiğinin üzerinde durarak, kişinin kendini ancak bu şekilde tam olarak anlayabileceğini belirtti. Sunum sırasında ise düzenli olarak darkside'ımızı bilip, üzerinde düşünmemiz gerektiğini hatırlattı.

Yazan: Beril Müge Günay