Bilgi Toplumu Olma Yolunda

Uğur Okulları Bursa Kampüsü'nde Fen Bilimleri Öğretmeni olan Ayça Güngör'ün hikayesini dinliyoruz.

 STEM tanımını ilk duyduğumda dört temel bilimin bütünleştirilmesi şeklinde yorumlamıştım. Halbuki çok daha fazlasıymış… Her bir uygulama sonrasında sadece disiplinler arası olmadığını bir kez daha anladım. İlgililik, alanda derinlik ve eşitlik ilkelerini derslerimize yansıttıkça öğretmenliğimiz de bütünleşiyor aslında. Dersler, öğretmek istediğimiz kazanımlar için ilgi çekici bir girişle başlıyor. İlk intiba çok önemli; hem de hayatın her alanında. Test ederken ürünlerimizi, alanda derinleşebilen öğrenciler için farklı bir kılavuza bürünüyor öğretmenliğimiz. Ve tabii ki her bir öğrenciye dokunmak, herkesi o dersin bir parçası yapmak, aidiyet duygusuyla da pekişmekte. Bu işin en can alıcı kısmı Bilgi Temelli Hayat Problemi (BHTP). Artık sadece sınav sorularına doğru cevaplar işaretleyen değil, bilgi temelli hayat sorunlarına doğru çözümler geliştirebilen bireyler yetiştirme ilkesiyle hareket ediyoruz. Sınavlar için gereken doğru cevaplar, bir bakmışız ki zihinlerde yer edivermiş ünite sonlarında.

STEM sadece ürün değil. Süreç de eşit derecede önemli. Duyarlı, farkındalığı yüksek, üretken ve cesaretli davranışlar, ana disipline ait ders planlarında yazılı olmayan, STEM ders planlarında var olan hedef kazanımlar arasında. Öğrencilerin eğitim-öğretim dönemi sonucunda istendik davranışlar kazanmalarını isteriz.

Ben çevre sorunlarına ait hazırladığım bir ders planını uygulama sırasında, öğrencilerimin duyarlı söylemleri karşısında çok mutlu oldum. Bir insan bir toplumu değiştirebilir. O çocuklar aileleri ile fikirlerini paylaşıp evde kimyasal ürünlerin kullanımını en aza indirebilir. Ve belki de bu şekilde Dünya değişir.

Başka bir derste, fen bilimleri derslerine ilgisi az olan, daha doğrusu görsel sanatlar ve tasarıma gönül vermiş bir öğrencimin bilgisayarda bir enerji santrali tasarımı için grup arkadaşları ile birlikte ders içindeki aktif tavırları ve ders sonunda enerji dönüşüm basamaklarını eksiksiz sıralıyor oluşu da bir kat daha artırdı bu eğitimlere olan bağlılığımı. Çünkü bilimin nerede, nasıl kullanılabileceğini gördü.

Çağımızın en önemli ihtiyacı bilgi toplumu. Ve tabii bu süreç sırasında öğretmenlerin de ihtiyaçları var. 21. yüzyılın değişen koşullarında öğrenciler teknolojik kazanımlar edinirken, öğretmenleri de geride kalmamalı. Onlardan bir adım önde olmalı ki doğru yönlendirmeler yapabilsin. Veya kendinden bir adım önde gördüğü öğrencisini desteklesin ve ona inansın.

Ayça Güngör

Fen Bilimleri Öğretmeni

Uğur Okulları Bursa Kampüs