Kendinizi dinlemeyi unutun. Veri çağında, tüm cevaplar algoritmalarda.
İnsanlar binlerce yıl boyunca otoritenin tanrılardan geldiğine inandı. Daha sonra modern çağda hümanizm otoriteyi yavaş yavaş tanrılardan insanlara doğru kaydırdı. Jean-Jacques Rousseau bu devrimi 1762 yılında yayımladığı Emile'de çok iyi özetledi: duygularımızın ve isteklerimizin nihai anlam kaynağı olduğunu savundu ve en yüksek otoritenin özgür irademiz olduğuna bizi ikna etti.
Şimdi ise yeni bir otorite değişimi yaşanıyor. Büyük Verinin ve algoritmaların iktidar olduğu bu yeni ve evrensel öğreti Dataizm olarak adlandırılabilir.
En uç haliyle Dataistler, evreni veri akışı olarak algılayan ve organizmaları neredeyse biyokimyasal algoritmalar olarak gören kişilerdir. Dataistler ayrıca, yeterli biyometrik veri ve işlem gücü ile insanlığı insanlardan çok daha iyi anlayacak sistemlerin yapılabilirliğini savunmaktadır.
Şimdiden kimsenin anlamadığı devasa bir sistemin küçük çipleri haline gelmeye başladık. Beyin ve bedenin çalışma prensiplerini tartışan bilimsel anlayış, duyguların yalnızca insana içkin ruhsal bir kavram olmadığını söylüyor. Daha ziyade duygular, tüm memelilerin ve kuşların hayatta kalma ve üreme şanslarını artırmak için hızlıca karar vermelerini sağlayan birer biyokimyasal mekanizma olarak tanımlanmakta. Bir babun, zürafa veya insan bir aslanla karşılaştığında korku duygusu artar çünkü beynindeki bir biyokimyasal algoritma alakalı veriyle hesaplama yapar ve ölüm riskinin yüksek olduğu kanısına varır. Bahsettiğimiz bu biyokimyasal algoritma ve benzerleri, milyonlarca yıl boyunca işlevselliğine göre bir sonraki nesle aktarılarak (veya aktarılmayarak) evrilmiş ve gelişmiş algoritmalardır.
Günümüzde bir yandan biyologlar insan vücudunun –özellikle beyninin- gizemlerini deşifre etmeye çalışırken öte yandan bilgisayar bilimciler emsalsiz bir veri işleme gücü üretiyor. İkisi birleştirildiğinde, bizi ve duygularımızı bizden daha iyi anlayan harici sistemler elde ediliyor. Büyük Veri bizi bizden daha iyi anlar hale geldiğinde, algoritmalar otoriteyi devralacak.
Bu değişim basit şeylerle başlıyor, mesela kitap alışverişi… Hümanist toplumdaki bireyler nasıl kitap seçerler? Bir kitapçıya giderler; içlerinden bir ses onlara doğru kitabı bulduğunu söyleyene kadar reyonlar arasında gezinir, ellerine birkaç kitap alarak arka kapaktaki yazıları okurlar. Dataistler ise Amazon kullanırlar, çünkü Amazon'a girer girmez Amazon onlara geçmişte beğendikleri kitaplara dayanarak yeni kitaplar önermektedir.
Amazon'un Kindle'ı gibi elektronik kitap cihazları kullanıldıkları süre boyunca kullanıcılardan veri toplar. Kindle'ınız kitabın hangi kısmını hızlıca veya yavaşça okuduğunuzu, hangi sayfada kitabı bıraktığınızı izler. Fakat bu sadece başlangıç…Eğer Kindle biyometrik sensörler ve yüz tanıma yazılımıyla güncellenecek olsa, okuduğunuz her cümlenin kalp atışınızı ve tansiyonunuzu nasıl etkilediğini bilebilirdi. Sizi neyin güldürdüğünü, neyin üzdüğünü veya neyin kızdırdığını da anlayabilirdi. Bu tip veriler kısa süre içinde Amazon'un size olağanüstü öneriler yapmasını sağlayacaktır.
Mantıklı bir sonuca bağlayacak olursak, bir süre sonra insanlar hayatlarındaki önemli kararlar için dahi algoritmalara güvenmeye başlayacaklar. Ortaçağ Avrupa'sında evlilik için eş seçimi kararlarındaki otorite, kilise papazı ve ebeveynler idi. Hümanist toplumlarda bu otorite insanın kendi duyguları olarak değişti. Dataist toplumda ise kiminle evleneceğimizi Google'a danışacağız.
Evlilik kararı için Google bize "Seni doğduğun günden beri tanıyorum. Tüm yazışmalarını okudum, telefon konuşmalarını kaydettim, en sevdiğin filmleri, DNA'nı ve kalbinin tüm biyometrik geçmişini biliyorum. Tüm romantik buluşmaların hakkındaki verilere sahibim. Buluşmaların boyunca kalp hızının, tansiyonunun, şeker seviyenin değişimlerini gözlemiyorum. Tahmin edebileceğin üzere, seni tanıdığım kadar tüm potansiyel eşlerini de bu şekilde tanıyorum. Tüm bu verileri milyonlarca ilişkiyle eğitmiş olduğum muhteşem algoritmalarımla işlediğimde senin için en tatmin edici ilişkinin X kişisiyle olacağını düşünüyorum." diyebilecek.
Dataist dünya görüşü bilim insanları için yüzyıllardır aranan özelliği sağlıyor: teorik olarak biyolojiden müzikolojiye, fizikten ekonomiye tüm bilim dallarını kapsıyor ve birleştiriyor. Bu Dataizm'i, tüm bilim insanlarına ortak bir dil vaat eden ve akademik alanlar arasındaki uçurumları kapatan inanılmaz çekici bir fikir haline getiriyor.
Elbette önceki kapsayıcı dogmalar gibi Dataizm de hayatın yanlış anlaşılması üzerine kurulmuş olabilir. Şu anda 'bilinç' kavramını Dataist bir yaklaşımla açıklamaya epey uzağız. Fakat Dataizm, hayat hakkında yanılıyor olsa bile yine de dünyayı ele geçirebilir. Olgusal hatalara sahip bir çok öğreti geçmişte ün ve popülarite kazanmıştı.. Hristiyanlık veya komünizm yapabildiyse, Dataizm neden yapamasın?
Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Mehveş Altay tarafından yazılmıştır.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum