Derya Akalın Uysal: Cesaret, Deneyim ve Kendini İfade Etmenin Gücü

Sesini bul, kendini ifade et ve bunu ifade ederken hata yapmaktan çekinme.

Birçok yerde deneyimi olan ve kanseri yenen Derya Akalın Uysal'ın hikayesini sizlerle de paylaşmak isteriz.

Derya Akalın Uysal, hayatta öğrendiği en önemli şeyin cesaret olduğunu düşünüyor. Eğitimini Kanada'da almış ve Sosyoloji ile İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümlerini bitirmiş. Bu eğitimlerin ardından özellikle İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde tiyatro ağırlıklı bir eğitim almış olması, onun sahnede çok rahat bir şekilde durmasını sağlamış. Annelerinin ona genç yaşta tiyatro ile tanıştırmasının ne kadar etkili olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Annesinin ve babasının hayatındaki rolü çok büyük. Babasının sakinliği ve analitik düşünme tarzı, onun "Dert değil" sözünü hayatına kazandırmış. Bu söz ona her zaman, karşısına çıkan zorluklarla başa çıkabileceği gücü vermiş

Derya Hanım, ailesinin çok yoğun çalıştığı yıllarda bile ona geniş bir alan tanımış. Genç yaşta okulun yanı sıra çalışmaya başlamış ve bu deneyimler, hayatına yön vermiş. 13 yaşından 37 yaşına kadar kesintisiz çalışmış, perakende sektöründen restoranlara kadar birçok alanda deneyim kazanmış. Düşünceleri, "Eğer yeniden başlasam, çalışmayı bırakıp eğlenmek istemezdim," şeklinde. Genç yaşta kazandığı bu deneyimlerin onu, 28 yaşında önemli bir sivil toplum kuruluşunun genel müdürü yapacağını fark etmesi, gerçekten kendine güvendiğini gösteriyor ve beni hayran bırakıyor.

Kanada'da Telekom sektöründe süreç iyileştirmede çalışmaya başladıktan sonra, en önemli şeyin insanları motive etmek ve onları sürece dahil etmek olduğunu keşfetti. Bu deneyim, kariyerinin şekillenmesinde ona yol gösterdi.

Türk kimliğini daha yakından anlamak isteyen Derya Hanım, Türkiye'ye taşınarak Türk olmanın ne anlama geldiğini keşfetmeye karar verdi. İstanbul'daki büyük deprem, hayatını bir dönüm noktasına taşımıştı. Deprem bölgesine yardımda bulunduğu sırada, eğitim verdiği konuları tekrar gözden geçirdi ve AÇEV ile tanışarak yeni bir yola girdi. AÇEV ve Özyeğin Vakfı'nda genel müdürlük yaptı, aynı zamanda Türkiye'deki çocuklara ve annelere hizmet eden çok renkli bir ekip ile çalıştı.

Ancak annelik, onun hayatında yeni bir dönemi başlatmıştı. 37 yaşında ilk çocuğunu dünyaya getiren Derya Hanım, 39 yaşında ise ikinci çocuğunu kucakladı. Tam zamanlı annelik, onu keyifli bir süreçten geçirdi ama aynı zamanda yaşadığı tiroid kanseri gibi zorluklarla karşılaştı. Kanseri yenip sağlığına kavuşunca, yeniden insanlara kendilerini ifade etmeleri konusunda yardımcı olmak istedi ve ETUDIST adında bir eğitim ve danışmanlık şirketi kurdu. Bu şirket aracılığıyla insanların kendi hikayelerini daha etkili bir şekilde anlatmalarını, İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşmalarını ve sahnede daha net fikirler aktarabilmelerini sağlıyor. Hem özel sektörle hem de sivil toplum kuruluşlarıyla çalışarak büyütüyor bu projeyi. 

İngilizceyi ikinci dil olarak öğrenip kariyerinde önemli adımlar atmış birisi olarak, hala İngilizce konuşmaktan korkan kişilerle çalıştığında, bu psikolojik engeli aşmalarına yardımcı olmanın ne kadar değerli olduğunu vurguluyor. "Hata yapmaktan korkmayın, hata yaptıkça kendinizi daha iyi ifade edebilirsiniz" diyor. Hata yapmayı öğrenmek ve pes etmemek, onun en önemli mesajı.

Derya Hanım, kendi işini kurmaya başladığında her şeyin çok zor göründüğünü itiraf ediyor. "Evraklar zor olacak, mali işler zor olacak…" diye düşündüğünü ama aslında tek farkın, cesaret edip adım atmak olduğunu fark ettiğini belirtiyor. İnsanlar, "Onlar daha iyi yapıyordur, sen yapma," dedikçe, kendisi onlara "O yaptıysa, ben de yaparım" diyerek yoluna devam etti. Bu cesaret, ona yalnızca başarılı bir iş kurmakla kalmamış, aynı zamanda bir rol model olma yolunda ilerlemesini sağlamış.

Derya Akalın Uysal'ın hayatı, cesaret, deneyim ve insanlara kendilerini ifade etme konusunda yardımcı olmakla şekillenmiş bir yolculuk. Herkesin karşılaştığı zorluklar farklı olsa da, önemli olan pes etmemek ve kendimize güvenerek adım atmak. Derya Hanım'ın hikayesi de bunun bir örneği. Her bir adımı, cesaretin ve kararlılığın bir yansıması. Bu hikaye, hepimize ilham verebilir.