Dışarıdaki Gürültüleri Azaltın, Özünüze Dönün

İçindeki sesi dinlemek mi yoksa dışarıdaki seslerin esiri olmak mı? Yeni yazımız sizinle, keyifli okumalar! 

İnsanların fikirlerini almak; eksik kaldığımız konularda bilgilenmek, farklı bakış açılarının alacağımız kararlara renklilik katması, deneyim sahibi kişilerin yaşadıklarından ders çıkarmak açısından çok kıymetlidir.

Evet, diğer fikirlere açık olup insanlara danışmak çoğunlukla avantajlı olup kimi zaman kafa karışıklığına sebebiyet verebilmektedir. Burada sözüm çoğu olayların dışında tutulmalıdır çünkü benim amacım insanlara hiçbir zaman danışmayalım, sadece kendi bildiğimizi okuyalım gibi şeyler değil. Benim amacım, kendimiz hariç bütün seslerden sıyrılıp "ben" sesini duyabilmemizi sağlamaktır.

Bu konuyu seçmemin temel sebebi "dış dünya gürültülerini" azaltma konusunda pek iyi değildim. Bu yüzden ne isteyip ne istemediğimden emin olamıyordum. Kararları kendim verdiğimi sanıyordum. Meğerse önceden beynime sokulmuş düşünceler, kafamın arka planında çalıyormuş ve kararlarımı, o fısıltıların gücü veriyormuş.

Bunu fark ettiğimde buna bir dur demek istedim ama görüldüğü kadar kolay değildi. Bu yüzden çok kez denemek zorunda kaldım. Kendime sordum: Bu sadece benim kararım mı yoksa dış etkenlerin yön verdiği bir karar mı? 

Hızlıca akıp giden zaman bunları düşünmemize engel olur. Örneğin; üniversite sınavına girmiş bir genç, bölüm tercihlerini yaparken asla sadece kendi yetkinlik ve ilgi alanına göre bir seçim yapmaz. Bu bölümün önü açık, bu bölümde artık atama yapılmıyor, bu bölümün kıymeti kalmadı...gibi dışardan gelen seslerle birlikte bir sonuç çıkar ortaya. Halbuki kişinin geleceği için vereceği en önemli kararlardan bir tanesidir fakat sadece karar aşamasında bilgilenmek için sorulan fikirlerin karar verdiği sıklıkla görülmüştür.

Bu sadece bir örnekti ancak bunun gibi örneklerle hayatımız geçip gidiyor. Bu hayat bizim, gece kafamızı yastığa koyduğumuzda vicdanımızın sesini yalnız biz duyuyoruz. O sesin gücünü arttırmalıyız. Bu sayede kararlarımızı gönül rahatlığıyla alabileceğimize inanıyorum.

Bu yazının temeli, mutfak masasında beyaz duvarlara boş boş baktığımda oluştu. O duvarlara ne zaman baksam hayatımı gözden geçirirken bulurum kendimi. Çünkü o anlarda bütün her şey durur. Sadece ben ve benim içimi kemiren; bunu niye yaptımlar, böyle mi yapsaydımlar, nasıl daha mutlu olurumlarla birlikteyim. Bu anlar, bizim için dönüm noktası olabilecek güce sahiptir. Hayatını bütün şeffaflığıyla görürsün ve müdahale etmek istediğin yerlerin altını çizersin. Çizmekle de kalmayıp değişim için adım atarsın. Bu yüzden, birçok önemli kararın mutfak masasında alındığını düşünerek yazımı bitiriyorum.

Bu yazı BinYaprak misafir yazarları Sevilhan Odabaşı tarafından yazılmıştır.