Gülce Peker Bingüler ile Inhouse Avukatlık Üzerine

    Glce-Peker-Bingler---Fotoraf-1

    Sevgili Avukat Gülce Peker Bingüler'in kariyerine dair deneyimlerini ve tavsiyelerini bizlerle paylaştığı röportajımızı keyifle okumanız dileğiyle...

    Merhaba, sizi tanıyabilir miyiz?

    Öncelikle yazıyı okuyan herkese merhabalar. İsmim Gülce Peker Bingüler, 1988 yılında Ankara'da doğdum. İlköğretim ve liseyi TED Ankara Koleji'nde okudum ve akabinde eğitim hayatıma Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde devam ettim. Üniversiteden 2010 yılında mezun olduktan sonra iş olanaklarının daha çeşitli olduğu İstanbul'a taşındım. Kariyerime PricewaterhouseCoopers'ın(PwC) Ticaret ve Şirketler Hukuku departmanında başladım ve Gündüz Şimşek Gago Avukatlık Ortaklığı'nda (GSG) devam ettim. Yaklaşık 5.5 senenin ardından ilk şirket avukatlığı deneyimim olan Polat Holding'de çalışmak üzere PricewaterhouseCoopers'daki işimden ayrıldım. Aynı sene içinde Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde Ekonomi Hukuku yüksek lisansı programına başladım. Yüksek lisansım devam ederken, Polat Holding'de 1.5 sene çalışıp şirket avukatlığı hakkında deneyim kazanarak 2017 yılında halihazırda çalışmaya devam ettiğim Limak Yatırım'daki işime başladım. 2018 bahar döneminde yüksek lisansımı tamamladım.

    Lise dönemimde ilerideki mesleğimi belirleyebilmek için, seçebileceğim meslekler ile bu meslekler kapsamında yapılabilen işler konusunda araştırmalar yaptım ve okulun düzenlediği kariyer etkinliğinde çeşitli meslek sahipleri ile bu konular hakkında görüştüm. Bunlar neticesindeen fazla ilgi duyduğum mesleğin avukatlık olduğunu fark ettim. Tek tereddütüm hukuk fakültesinde okuduktan sonra bu mesleği gerçekten yapıp yapmak istemeyeceğimdi; ancak hukuk okuduktan sonra avukatlık haricinde birçok mesleği de yapabilmek mümkün olduğundan tereddütlerimi kenara bırakarak tercihimi yaptım.

    Kariyer yolculuğunuzda Inhouse avukatlık yapmaya nasıl karar verdiniz? Inhouse avukatlık yapmanın artıları ve eksileri sizce nelerdir?

    PwC ve GSG'deki işimde Türk ve (çoğunlukla) yabancı müvekkillere ticaret ve şirketler hukuku kapsamında Türkiye'de yapacakları çeşitli şekillerdeki yatırımlar, hukuki incelemeler, birleşme ve devralmalar, yapı değişiklikleri gibi konularda danışmanlık veriyordum. Genellikle hukuki danışmanlık hizmeti sunulurken, müvekkilin sizden beklediği çalışmaları ifa ettikten sonra yaptığınız çalışmayı müvekkilinizin şirkette nasıl uyguladığı, çalışmanın nasıl sonuçlandığı, buna dair şirket içindeki süreçlerin ne şekilde işletildiğini ve bir sorun çıktığında bunların nasıl çözümlendiğini tecrübe etme imkanınız bulunmuyor. Inhouse avukatlık tercih etme sebebim bu durumu deneyimleme hevesim oldu; ki bunun da inhouse avukatlığın artılarından biri olduğunu düşünüyorum.

    Gerçekten de inhouse avukatı olarak şirketin faaliyetleri kapsamında avukatı gerektiren tüm süreçlere dahil olabiliyorsunuz ve karşılaşılan soruları şirketteki bu konularda bilgili ve deneyimli diğer ekiplerle birlikte çözümleme imkanınız oluyor, bu hem işin yapılması anlamında hızlılık ve kolaylık sağlıyor hem de bu ekiplerden çoğu konuda yeni bilgiler öğrenebiliyorsunuz. İlaveten, şirketin faaliyette bulunacağı ve bilginiz dahilinde olmayan yeni işler de olabiliyor, bu işlerin nasıl yapılabileceğinin araştırılması, öğrenilmesi ve gerekli evrakın hazırlanması da gerekebiliyor.Bunlar da hâli hazırdaki bilgi ve tecrübelerinizi çoğaltıyor ve kanaatimce mesleki doygunluğu artırıyor. Bununla birlikte, inhouse avukatların üstlendikleri sorumluluklar bir hayli fazla. Inhouse avukat olarak, verdiğiniz kararlardan bizzat sorumlu oluyorsunuz, bu sebeple bu kararları almadan her bir konuyu ve bu konunun risklerini tüm açılardan değerlendirmek gerekiyor.Ayrıca, çalışılan şirkete ve şirketin faaliyet gösterdiği sektöre bağlı olmakla birlikte, şirketin faaliyetleri kesintiye uğramaksızın devam ettiğinden iş temposunda bir azalma olmuyor ve desteğinize farklı departmanlarca her an ihtiyaç duyulabiliyor.

    Hukuk bürosunda çalışma biçiminizi Inhouse avukatlık ile karşılaştıracak olsaydınız görev ve sorumluluklar bakımından ne gibi sonuçlara varırdınız?

    Aslında avukat olarak nerede çalışıyor olursak olalım işleri yapma prensiplerimiz (zamanında, iyi şekilde, sorumluluğun bilincinde olarak, araştırarak vb.) aynı. Ancak belirttiğiniz gibi görev ve sorumluluklar çalışılan yere ve bulunulan pozisyona göre farklılık gösteriyor. Inhouse avukatlıkta, önceki soruda değindiğim gibi, işi bizzat yaptığınızda ya da iş kapsamında dışarıdan hukuki danışmanlık aldığınızda da, ilgili iş en başından itibaren sizin gözetiminiz, takibiniz ve sorumluluğunuzda oluyor. Hukuk bürosunda o işin yapılıp tamamlanmasıyla görev ve sorumluluğunuz sona erse de, şirkette çalışırken bu söz konusu olmuyor. İlgili işin hazırlıklarını yaparken, şirket kültürüne ve dinamiklerine uygun
    şekilde sürecin nasıl yürütüleceğini planlamanız, bu planı uygulamanız, ilgili departmanların bu işe katkıları gerekiyorsa onlarla koordinasyon kurmanız ve katkılarını hazırlanan çalışmaya aktarırken doğru ve zamanında yansıtılmasını sağlamanız gerekiyor. Hukuk bürolarından danışmanlık alındığında da,yine yapılan çalışmanın içeriğinin ya da çalışmada öngörülen süreçlerin şirketin işleyişine uygun şekilde düzenlendiğini kontrol etme sorumluluğunuz bulunuyor. İlaveten, inhouse avukatlıkta şirketin işleyişine katkı sağlayan ve destek olan bir birim olduğunuzdan, hukuka bakış açınız ve hukuku uygulama biçiminiz de farklı oluyor. Inhouse avukat olarak, işlerin yürütülmesi ile ilgili tüm konular ve süreçler açısından, şirket açısından doğabilecek riskleri doğru tespit etmek, bunlara karşı gerekli önlemleri almak ve bunların şirketteki faaliyetlerin ifasını engellemeyecek ve şirket menfaatlerine aykırı olmayacak şekilde hukuka uygun bir biçimde uygulanmasını sağlamanız gerekiyor. Hukuk bürosundan farklı olarak hukuki konularda aldığınız kararlar açısından ileride bir sorun yaşandığında bunun sorumluluğu da size ait oluyor. Bu açıdan,inhouse avukatlıkta görev ve sorumlulukların kapsamı daha geniş ve fazla sayıda diyebiliriz.

    Mesleğinizi icra ederken karşılaştığınız bir zorluğu düşündüğünüzde bunu nasıl aştığınızı ve bu noktada inhouse avukatlık için mutlaka olmalı dediğiniz becerileri bizimle paylaşabilir misiniz?

    Avukatlık mesleğini icra ederken, çalıştığınız yerden bağımsız olarak, öncelikli olarak edinilmesi gerekilen becerilerden biri muhatabınız ile iyi iletişim kurmak ve konuya çözüm odaklı yaklaşmak olmalı. Mesleği icra ederken yaşanan en büyük zorlukların bunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Avukat olarak karşı tarafı iyi bir şekilde dinleyerek anlayabilmemiz ve anlatmak istediğimizi karşı tarafa aktarabilmemiz çok önemli. Ayrıca iyi iletişim kapsamında tarafların birbirlerinin konuya dair farklı görüşlerine saygı göstermesi ve konu hakkındaki hassasiyetlerini göz önünde bulundurularak aralarında konuyla ilgili mutabakat sağlanması gerekir. Tarafların birbirlerini anlamaması halinde tarafınızca yapılan çalışma, görüş ya da tavsiye mevcut duruma uygun olmayabilir ve bu da yapılan işin tekrarlanmasına sebebiyet verebilir.Uygulamada ben de bu tür zorluklarla karşılaştığımda bu prensipleri gözeterek zorluğu aşmaya çalışıyorum.

    Inhouse avukatlık kariyeri açısından, yukarıda da değindiğim gibi, insan ilişkilerini iyi tesis edip bunları yönetebilmenin, yapılan işleri sürekli takip etmenin, müzakere etme becerilerini geliştirmenin ve farklı görüşler olduğunda mutlaka ortak noktada anlaşmayı sağlayabilmenin, gereken durumlarda hukuk konusunda bilgili olan tarafın siz olduğunuzu nazikçe ifade etmenin, her durumda yapıcı ve çözüm odaklı şekilde davranarak iş esnasında karşılaşılan hukuki sorunlara farklı alternatifler sunmanın, yapılan işleri her zaman sorgulamanın ve doğru anlayıp aktardığınızdan emin olmanın ve detaylara takılmayıp aynı zamanda büyük resmi görmeye çalışmanın başarıya giden yolda aranan beceriler ve meziyetler olduğu kanaatindeyim. Genç avukatların ve öğrencilerin yapacakları her işte kendilerini bu anlamda geliştirmeleri kariyerlerinde ilerlemelerini sağlayacaktır.



    Avukatlığa başladığınız dönemde beklentileriniz nelerdi? Bu beklentilerinizin karşılandığını söyleyebilir misiniz?

    Üniversite döneminde öğrenimim ile birlikte yürüttüğüm sosyal aktivite ve kulüp çalışmalarında İngilizcemi kullandığım görevlerde ve faaliyetlerde bulundum. Bu görevlerim ve faaliyetlerim esnasında, müvekkillere dava haricinde hukuki danışmanlık hizmeti sunulması suretiyle avukatlık mesleğinin icra edilebileceğini ve özellikle bu tür hizmetleri talep eden yabancı müvekkilleri temsil eden hukuk bürolarının İngilizce bilen avukatları işe aldıkları bilgisini edindim. Üniversite dönemimde İngilizce bilen avukat sayısı bugüne nazaran daha azdı ve bundan dolayı hedefim ve beklentim uluslararası işleri ve yabancı müvekkilleri olan hukuk bürolarından birinde çalışmak oldu. Üniversite 3. sınıfta aldığımız ticaret hukuku dersi,diğer derslere kıyasla en çok ilgimi ve dikkatimi çeken ders olmuştu. Böylelikle uzmanlık alanımı da belirledikten sonra, bu uzmanlık alanında faaliyet gösteren bir hukuk bürosunda çalışmaya karar vermiştim. Sevgili dostum Ezgi Harmancı da bu kararımı biliyordu ve PwC'deki iş ilanını benimle paylaşarak bu sürecin başlamasına vesile oldu. Bu şekilde başlayan kariyer sürecim neticesinde gerek ilk işim gerekse sonraki tüm işlerimde bu beklentilerimin çoğunlukla karşılandığını söyleyebilirim.

    Inhouse kariyer düşünen genç avukatlara ve öğrencilere tavsiyeleriniz neler olur?

    Şahsen inhouse avukatlık esnasında hayliyle bilgi ve tecrübenin kazanıldığını ve kesinlikle gelişim açısından avukatların yerinde saymadığını düşünüyorum. Bununla birlikte, genç avukatların ve öğrencilerin inhouse avukatlık kariyeri öncesinde mutlaka bir hukuk bürosunda çalışmaları gerektiği kanaatindeyim. Hatta tek bir hukuk bürosu ile yetinmeyip birden fazla hukuk bürosunda çalışmak farklı çalışma ortamlarının ve işlerin tecrübe edilmesi bakımından avantaj sağlayacaktır. İlaveten, genç avukatların ve öğrencilerin hukuk bürolarında çalışırken hangi hukuk dalında uzmanlık kazanmak istediklerini belirlemeleri daha kolay olacaktır. Eğer ilgilerini çekmeyen bir uzmanlık alanı olursa,bu alandan vazgeçip yeni alan ile ilgili işlerde çalışma talebinde bulunabilirler. Uzmanlık alanlarını belirledikten sonra bu konuyla ilgili işi hukuk bürolarında sıklıkla yapacaklarından, uzmanlık alanlarında bilgi ve tecrübe edinmeleri de daha hızlı olacaktır. Bundan sonra uzmanlıklarına göre inhouse avukat olarak çalışmak istedikleri şirketleri belirleyerek kariyer değişikliği yapmalarını tavsiye ederim. Keza böylelikle şirkete ve işlerine adapte olmaları daha hızlı olacaktır ve işten olan beklentileri karşılanacaktır.

    Dünya ile bağınızı koruyabiliyor musunuz?

    Hukuk büroları gibi şirketteki inhouse avukatlık kariyerinin de iş temposu fazla oluyor. Bu durumlarda iş-yaşam dengesini sağlamak gerçekten zor olabiliyor. İş hayatına çok odaklanıp kendinize ve çevrenize yeterli zamanı ayırmadığınızda orta vadede bunun eksikliğini hissetmeye başlıyorsunuz ve iş yoğunluğu nedeniyle psikolojiniz olumsuz şekilde etkilenebiliyor. Aynı zamanda dinlenmeden çalışmak da yine sizin işlerde hata yapmanız ve veriminizin azalması ile sonuçlanabiliyor. İş hayatına ilk başladığınızda iş-yaşam dengesini kurmak biraz zaman gerektirecektir ancak deneyim kazandıkça işleri daha hızlı yapmaya başlıyorsunuz ve işler arasında önemlerine göre önceliklendirme yaparak işleri daha az zamanda efektif şekilde tamamlayabiliyorsunuz. Halihazırda bu konu üzerinde hala çalıştığımı ve kendimi geliştirmeye devam ettiğimi söylemem çok yanlış olmaz. Bazen iş hayatıma özel hayatımdan daha fazla önem verdiğim dönemler olabiliyor; fakat böyle zamanlarda bunlara verdiğim değeri eşitlemeye çalışıyorum.




     İş hayatına başladığınızda, ben doğru mesleği seçmişim dediğiniz oldu mu? Bu duruma dair varsa bir anınız bizimle paylaşabilir misiniz?

    Avukatlık stajı döneminde mahkeme ve avukat yanı staj, staj eğitim merkezi dersleri, rapor gibi sürekli bir meşguliyet içinde oluyorsunuz. Aynı zamanda hukuk fakültesinde öğrenilen bilgiler ile uygulamanın farklılıklar içerdiğini görüp yepyeni şeyler öğreniyorsunuz. Bu süreçte yapılması talep edilen işlerde size az sorumluluk verildiğinden avukatlık kariyerinin ve bu kapsamda yapılan işlerin tam kavranmadığını düşünüyorum. Bu sebeple, iş hayatına başladığımda avukatlıktan beklentimin ne olduğu ve gerçekten doğru mesleği seçip seçmediğim sorularına açıkçası tam olarak cevap veremiyordum. Bu soruları genel olarak cevaplayabilmem stajımın bittikten sonra avukat olarak bizzat ya da kıdemli avukat gözetiminde yürüttüğüm işler vesilesiyle tecrübe kazanmaya başladığım zamanlarda mümkün oldu. Bu dönemde, ticaret ve şirketler hukuku, iş hukuku, borçlar hukuku gibi hukuk dalları kapsamındaki işleri daha fazla ve sorumluluk alarak yapıp müvekkille doğrudan iletişim içinde olduğumda, bu alanların ve genel anlamda danışmanlık tarzı avukatlık kariyerini seçmemin benim açımdan doğru bir karar olduğunu anladım.Doğru mesleği seçmişim diyebileceğim spesifik bir anım olmasa da, aslında hukuk fakültesinde öğrendiklerimi gerçek hayatta uygulamaya başlayınca (başka bir deyimle teoriyi pratikte deneyimleyince) ve kariyerim ilerleyerek tecrübelerim arttıkça ve müvekkilleri ile etkileşim içinde oldukça doğru mesleği seçtiğime karar verdim.

    Kariyer yolculuğunuzda nereden ve nasıl ilham alıyorsunuz? Nasıl motive oluyorsunuz?

    İş hayatında aynı işleri yapmanın uzun vadede monotonluk yarattığını, motivasyonu düşürdüğünü ve sorgulama yetimizde azalmaya sebebiyet verdiğini düşünüyorum. Bu nedenle, bahsi geçen durumdan kaçınabilmek için yeni uzmanlık konuları üzerinde çalışılması veya(bunun yapılması doğrudan mümkün olmuyorsa)belirli sıklıklarla iş değiştirmenin faydalı olduğu kanaatindeyim. Özellikle farklı sektörlerde aktif şekilde faaliyet gösteren şirketlerde çalışıldığında mutlaka daha önce tecrübe etmediğiniz ve öğrenmeniz gerekli olan konular karşınıza çıkabiliyor. Inhouse avukatı olarak böyle durumlar ile sıklıkla karşılaşıyorum. Bunlara dair araştırma yapmak, bunu ekip içinde tartışmak, araştırma yaparken yeni şeyler öğrenmek, bunları sorgulamak ve neticede konu hakkında deneyim kazanmak bana ilham veriyor. Edindiğim her yeni bilgi ve deneyimin bakış açımı genişlettiğini ve bunları izleyen işlerime yansıttığımı fark ediyorum ve bunu neticesinde yaptığım işin değerinin arttığını tecrübe ediyorum. Bu bakımdan geliştiğimi gözlemlemek beni motive ediyor.

    Öğrencilik dönemine yeniden dönebilseydiniz neyi daha farklı yapardınız? Bugünün hukuk dünyasında gençleri farklı kılacak nitelikler, öne çıkaracak adımlar neler olabilir?

    Üniversite dönemine dönüp baktığımda yalnızca birden fazla yaz stajı yapabilirdim diyorum.Üniversite dönemimde, İstanbul'dan farklı olarak Ankara'da yaz stajı yapma kültürü bulunmamaktaydı. Buna rağmen 3. sınıfın sonunda Ankara'daki büyük bürolardan birinde yaz stajı yapmıştım. Mezun olduktan sonra İstanbul'daki hukuk büroları ile yaptığım mülakatlarda sorulan sorulardan biri mutlaka neden yalnızca bir kez yaz stajı yaptığım ile ilgili oluyordu ve bunun gerekçesini açıklamak durumunda kalıyordum. Hem mülakatlarda diğer adaylardan öne çıkmanızı sağlaması adına hem de yapılan yaz stajlarının hukuk öğrencilerine hukukun hangi dalına ilgili duyduklarını anlamaları açısından yol gösterici nitelikle olduğunu düşündüğümden, avukat adayı arkadaşlarıma farklı hukuk bürolarında çeşitli hukuk dallarına dair işleri deneyimleyebilecekleri birden fazla yaz stajı yapmalarını öneririm.Hukuk dünyasındaki gençlere kariyerleri boyunca yapacakları her işte meraklı olmalarını, sürekli araştırmalarını, belirli kalıplara bağlı kalmamalarını ve her zaman sorgulayarak işin özünü anlamaya çalışmalarını da hukuk nosyonlarının gelişmesi ve her yeni işte daha iyi neticeler elde etmeleri bakımından tavsiye ediyorum.

    Üniversitede öğrenimin yanı sıra çeşitli sosyal aktivitelerde bulundum.Bu dönemde Avrupa Genç Hukukçular Derneği (EuropeanLawStudents' Association –ELSA)'ne katıldım ve hem yerel hem de Türkiye yönetim kurulunda farklı pozisyonlarda görev aldım. İlaveten, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nin Model Birleşmiş Milletler kulübünün kurucu üyesi oldum ve Türkiye içerisinde Model Birleşmiş Milletler Derneği ve başkaca kurumlar tarafından gerçekleştirilen organizasyonlara katıldım ve bu organizasyonlar da farklı görevlerde yer aldım. Bu aktiviteler esnasında edindiğim dostlukların yanı sıra kazandığım çalışma becerileri ve olaylara bakış perspektiflerim de iş hayatımda başarılı olmamı sağladı. Bu sebeple, kişisel gelişim ve hayatın her anında ihtiyaç duyulabilecek sosyal ilişkilerin kurulması açısından önem teşkil ettiğinden, öğretim ile eş anlı bu aktiviteler içerisinde bulunmalarını öneririm.

    Son olarak, mesleğimiz kapsamında yaptığımız çoğu işte İngilizce başta olmak üzere mutlaka bir yabancı dilin bilinmesi gerekli oluyor. Genç avukat ve öğrencilerin kendilerini farklı kılmak adına en başta İngilizce'yi akıcı şekilde konuşabilecek ve yazı yazabilecek şekilde geliştirmelerinin çok önemli olduğunu ve fırsatları olursa başka yabancı dilleri de öğrenmelerini vurgulamak isterim.



     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.