Kadınların hikayelerini paylaşan, "Deneyim paylaşınca güzeldir" inancıyla çalışan BinYaprak ailesi olarak, 29 Ekim'de BinYaprak Hikaye Hasadı Hareketini başlattık. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına kadınların hikayelerini hediye etmek için çıktığımız Hikaye Hasadına, ilklerin hikayeleri ile devam ediyoruz.
Bir ömür boyu kendisini Anadolu kültürünü, geleneksel kıyafetleri ve el sanatlarını araştırmaya adayan Sabiha Tansuğ, yalnızca Türkiye'de değil dünyada da bir ilke imza atmasıyla bilinmektedir. Sabiha Tansuğ'un portresinin 1970'li yıllarda madeni 50 kuruşların üzerine basılmasıyla kendisi, "paraya resmi basılan ilk halktan kadın" olarak tarihe geçti. Türk kültürüne duyduğu derin ilgi, onun hem koleksiyonerlik hem araştırmacı yazarlık hem de etnolog kimliğiyle unutulmaz yolculuğunda ilk adımlarını sağladı.
Çocukluk Yılları ve Dönüm Noktası
1933 yılında Yunanistan'da Türk bir ailenin çocuğu olarak doğan Sabiha Tansuğ, henüz 8 yaşındayken ailesiyle birlikte Türkiye'ye göç etti. Çocukluğu Ege'nin farklı kasabalarında geçti. İlkokul yıllarında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında kafasına taktığı "eğribaş" adlı gelin başlığı, hayatının dönüm noktası oldu. Bu başlığa duyduğu hayranlık ömrü boyunca sürecek ve onun mesleki serüvenini şekillendirecekti.
Eğitimi, Sanata Dair İlk Adımları
Sabiha Tansuğ, İzmir Göztepe Kız Sanat Enstitüsü'nde eğitim aldı. Burada şapka yapmayı öğrendi, diktiği şapkaları satarak genç yaşta geçimini kazanmaya başladı. Ayrıca Kemeraltı'nda satılan taş kuklalara Anadolu giysileri dikti.
1951'de İstanbul'a taşındığında seçkin ailelere elbiseler dikerek hayatını sürdürdü. Geleneksel kıyafetlere olan ilgisini yalnızca Anadolu'da değil, yurtdışında gezdiği birçok ülkede de derinleştirdi; farklı kültürlerin giyim biçimlerini inceleyerek geniş çaplı bir birikim oluşturdu.
Gazetecilik ve Koleksiyonerliğinin Başlangıcı
Otuzlu yaşlarında Meydan Gazetesi'nde turizm yazıları yazmaya başladı. Yazılarından birini hazırlamak için çıktığı gezide aracı bozulması üzerine, tamir için beklerken girdiği köy kahvesinde çocukken başına taktığı "eğribaş" gelin başlığını yeniden gördü. Onu satın almasıyla birlikte Anadolu'nun farklı köylerini gezerek kadın başlıklarını ve düğün çeyiz eşyalarını toplamaya başladı, bunları kayıt altına aldı.
Türk kültürüne dair birikimlerini, Pierre Loti Kahvesi'ni Osmanlı kahve kültürüne uygun şekilde restore ederek halka açtı. Türkiye'de bir kahvehaneye ilk kez turizm belgesi aldırarak da etnograf kimliğini pekiştirdi.
Sergileri ve Dünya Çapında Yankısı
1968'de kurduğu "Anadolu Kadın Başlıkları" sergisi büyük yankı uyandırdı. Kendisi Japonya'da imparatorluk tarafından ağırlandı; ardından Belçika, Rotterdam, Strazburg, Roma Üniversitesi ve Köln'de sergiler açtı.
Bu başarı üzerine dönemin Darphane Müdürü Sait Tanaçan, Sabiha Tansuğ'un "eğribaş" başlıklı portresini 50 kuruşun üzerine basmak istedi. Bu gelişme, onun için hayatının en büyük ödülü oldu:
"Birçok ödül aldım, folklorda da ödül aldım ama en büyük ödül, paraların üstüne geçmemdir benim. Çünkü bugüne kadar Dünya tarihinde madeni paraya halktan bir sanatçı ve kadın geçmemiştir."
Kültürel Mirası Yaşatma Gayesi
Tansuğ'un en büyük arzusu, topladığı yüzlerce eseri kendi ülkesinde bir müzede sergilemekti. 1974'te Kültür Bakanlığı'na başvurdu, ancak isteği kabul görmedi. Tüm engellere rağmen çalışmaya devam eden Tansuğ, iki kitap ve 200'den fazla makale yayımladı. Ancak 2007 yılında koleksiyonunun 430 parçası çalındı. Bu olay onu derinden yaraladı.
Sabiha Tansuğ Etnografya Müzesi'nin Kuruluşu
Sabiha Tansuğ, 2010'da oturduğu daireyi boşaltarak burayı bir müze haline getirerek, binlerce eserden oluşan koleksiyonunu gün ışığına çıkarttı. Çalışmalarıyla pek çok onura layık görüldü. Sabiha Tansuğ, 2023 yılında aramızdan ayrılarak ardında eşsiz bir kültürel miras bıraktı. 2010'da açtığı Sabiha Tansuğ Etnografya Müzesi bugün hâlâ eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Kendisi Türk kültürünün derinliklerine yaptığı yolculukla ve köy köy dolaşarak topladığı binlerce eserle dünyayı kültürel zenginliklerle buluşturmuş bir araştırmacı yazar, etnolog ve koleksiyonerdi. Onun öyküsü, bir kadının tutkusu ve emeğinin toplumda ne denli bir etkisi olabileceğinin değerli bir göstergesi.
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum