Sizlere Optimist'ten harika bir yazı getirdik! Gelişen teknolojiye karşı önyargılarımızı kırmak için neler yapabiliriz? Kimberly D.Elsbach ve Ileana Stigliani'nin 2020 Ekim ayında yazdığı Yeni Teknolojilerin Değerlendirilmesi yazısını sakın kaçırmayın.Keyifli okumalar!
Yeni teknolojilere yönelik önyargıları, ortaya çıkmakta olan teknolojilere dair otomatik olarak (bilinçsiz şekilde) harekete geçen algılar olarak tanımlıyoruz. Bu gizli önyargılar teknolojiye dair genel inançlardan kaynaklanır ve akıllı telefon uygulamalarından uçakları idare etmekte kullanılan uçuş enstrümanlarına dek her şeye dair algıları etkiler. Şirketlerin günümüzde teknolojiyi yoğun şekilde kullandığı düşünüldüğünde, liderlerin sadece yeni teknolojilere yönelik önyargıların farkında olmakla kalmaması, aynı zamanda bu önyargılar nedeniyle yeni teknolojilerin benimsenmesinin ya da göz ardı edilmesinin sonuçlarını görebilmesi gerekir.
Aşağıda insanların yeni teknolojilere dair genel inançları, bu inançların her birinin yarattığı önyargıları ve her önyargının doğurduğu riskleri bulabilirsiniz.
İnanç: Yeni Teknolojiler Gizemli ve "Mucizevidir"
Yarattığı Önyargı: Yeni teknoloji mevcut seçeneklerden daha iyidir.
Risk: Liderler başarısı kanıtlanmadığı halde yeni teknolojilere destek verebilir.
Hepimiz teknolojinin mucizevi şekilde gelişmekte olduğunu ve bu gelişmelerin gündelik yaşantımızı değiştirdiğini düşünüyor olabiliriz. Dahası başarılı teknolojik inovasyonları aklımızda tutarken, başarısız olanları unutma eğilimine gireriz. Yeni teknolojilere yönelik bu hayranlık hissi, insanların bilinçsiz şekilde, yeni teknolojilerin performansının eskilerinden daha üstün olduğunu düşünmesine yol açabilir. Liderler açısından risk, bilinçsiz şekilde, yeni teknolojileri, sırf yeni olmalarından dolayı, mevcut teknolojilerden üstün tutmalarıdır; yeni teknolojilerin yeniliği diğer problemleri gizlediği, mevcut teknolojilerin daha başarılı olduğu test edildiği ve kanıtlandığı halde. Ayrıca, bir ekosisteme bağımlı olan (teknolojinin çalışabilmesi için gerekli tamamlayıcı hizmetler, standartlar, yasal düzenlemeler gibi) henüz olgunlaşmamış teknolojileri satın alma riski de vardır. Sony'nin Reader ile girdiği e okuyucu sektöründe yaşanan buydu. Ürün düzgün çalıştığı halde okunabilecek e-kitaplara ihtiyacı vardı ve bu kitaplar mevcut değildi. Bu sıkıntı teknolojinin yeniliğinden büyülenen yöneticiler tarafından görmezden gelindi. Amazon daha sonraları Kindle'ı piyasaya sürdüğünde, bu sorunu anında ve sorunsuz bir şekilde indirilebilen çok sayıda e-kitap yayınlayarak çözdü. Amazon bu sayede ürününe rekabet avantajı getiren bir ekosistem kurmuş oldu.
İnanç: Yeni teknolojiler karmaşıktır ve anlaşılması güçtür.
Yarattığı Önyargı: Liderler yeni teknolojiler konusunda uzmanların tavsiyelerini dinlemelidir.
Risk: Liderler gereken özeni göstermez ve uzman olmayan isimlerin kaygılarını dinlemez.
Yeni teknolojilerin karmaşık olduğu hissi, insanların matematik ve bilim gibi alanlardaki akademisyenlerin tavsiye ettiği teknolojilerin daha makul ve güvenilir olduğunun düşünülmesine neden olur. Bu durum, başka insanlar karşı çıksa bile değişmez. Uzmanlar tarafından tavsiye edilen yeni teknolojilerin daha güvenilir olduğu önyargısı insanların teknoloji ve yatırım kararlarını, bu teknolojiye dair iddiaları teyit etmeden vermesine yol açabilir. "Aşırı güven önyargısı"nın en somut örneklerinden biri Silikon Vadisinin önseziler konusundaki beceriksizliğine örnek teşkil eden 400 dolarlık sebze sıkacağı Juicero'dur. Girişim sermayedarları teknolojisi kulağa çok etkileyici gelen girişimci Doug Evans'ın soğuk sıkım makinesine 120 milyon dolar yatırım yaptı; iki Tesla otomobili havaya kaldırabilecek güç ürettiği söylenen, Wi-Fi bağlantılı taratıcısıyla sıktığı sebzelerin son kullanım tarihlerini kontrol edebilen bir sebze sıkacağı. Ancak Juicero'nun tek becerisi önceden hazırlanmış 5 dolarlık organik sebze paketlerini sıkmaktı. Kısa süre içinde de insanların sebzeleri elle sıktığı videolar dolaşmaya başladı. Sonuç itibariyle, Juicero, "teknoloji teknoloji içindir" anlayışının bir ürünü haline geldi ve daha düşük teknolojili alternatifler (sebzeleri eski moda mekanik sıkacaklara koymak) galip geldi.
Yeni teknolojilere yönelik önyargılardan kaçınma yolları
1. Yeni teknolojinin fonksiyonlarına, performansına ve pratik önemine odaklanın. Liderlerin teknolojinin yeniliğini bir kenara bırakması ve çözmesi gereken problemle, kıyaslayabileceği diğer olası çözümlere odaklanması gerekir. Şirketin asıl ihtiyacı nedir? Müşteriler neyi kabullenmeye hazır? Liderlerin bir başka önyargı olan sürü psikolojisinden de kaçınması gerekir. Örneğin günümüzde yapay zekâ inanılmaz derecede popüler. Dünyanın dört bir yanındaki şirketler bu teknoloji sayesinde rekabet avantajı yakalamayı, operasyonel maliyetleri azaltmayı, müşteri deneyimini geliştirmeyi umuyor. Ancak tüm şirketler yapay zekâyı kullanmaya hazır değil. Şirketlerin, çözümü için yapay zekâ kullanmayı gerektiren spesifik problemleri dikkatle değerlendirmesi, kurulu veri toplama sistemlerine, algoritmaları hayata uygulayacak ve yönetecek becerikli uzmanlara sahip olup olmadığını bilmesi gerekir.
2. Yeni teknolojiler konusundaki kararları alacak ekiplere uzman olmayan isimleri ve gündelik kullanıcıları da dahil edin.
Geçmişteki araştırmalardan teknoloji meraklılarının ve bilim insanlarının, yeni teknolojiler konusunda risk almaya uzman olmayan isimlere oranla daha istekli olduğunu, teknolojiyi değerlendirme becerisine gereğinden fazla güvendiğini biliyoruz. Yeni teknolojilerin ortaya çıkardığı problemlerin birçoğu uzman olmayan isimler kullanmaya kalktığında ortaya çıkar. Bu isimlerin karar süreçlerine dahil edilmesi, uzmanların göremediği ya da görmezden geldiği problemlerin ortaya çıkmasını sağlar. Apple'ın iPhone 4'üyle birlikte ortaya çıkan anten tartışmasını ele alalım. Telefonu sol eliyle kullanan kimi kullanıcıların sinyal seviyesi azalıyor, konuşmaları kesiliyordu. Görünüşe göre elleri antenin aldığı sinyalleri kesiyordu. Şirketin o dönemdeki CEO'su Steve Jobs önce kullanıcıları suçlayarak, "telefonu o şekilde tutmamalarını" söyledi. Oysa özellikle solak kullanıcıların katılımıyla gerçekleştirilen daha fazla test, bu problemin daha erken ortaya çıkmasını sağlayabilirdi.
3. Teknolojinin "görüntüsü" ve "uyandırdığı his" konusundaki öznel değerlendirmelerle nesnel performansı birbirinden ayırın.
Daha insani görünen ve hareket eden yeni teknolojilere potansiyel kullanıcılar tarafından daha fazla güvenildiğini bilen karar vericilerin teknolojinin performansını daha nesnel şekilde değerlendirmesi, hata sayısı, görevleri yerine getirme süresi, mahremiyet ihlalleri gibi şeylere bakması gerekir. Karar vericilerin hangi tepkilerinin öznel olduğunu ve teknolojiye ve kullanıcı memnuniyetine duygusal tepki verdikleri durumları bilmesi gerekir.
Amazon'un Alexa'sı ya da Apple'ın Siri'si gibi kişisel dijital asistanları ele alalım. Birkaç yıl öncesine dek çok fütüristik bir fikir gibi görünen sesli sohbet asistanları organizasyonlarda kendilerine yer bulmaya başladı. Bu asistanlar verileri gerçek zamanlı olarak takip edebilir; akıllı cihazlar, bulut hizmetler gibi kaynaklardan gelen verileri bir araya getirebilir; yapay zekâ kullanarak bu verileri bilgiye dönüştürerek müşteri hizmetleri maliyetlerini düşürebilir.
Ancak bu araçların görmezden gelinen karanlık bir tarafı da vardır. Topladıkları ve kullandıkları verilerin büyük kısmı kişisel, tespit edilebilme potansiyeli taşıyan, hassas bilgiler içerir. Dijital asistanların uzaktan kontrol edilebilmesi, ciddi mahremiyet ihlallerine yol açabilir. Dolayısıyla, dijital asistan kullanan şirketlerin insani teknolojilere gereğinden fazla güvenmenin yaratabileceği sıkıntıların farkında olması gerekir
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum