Esnek Çalışma Deneyimleri: PwC Hollanda Creative Advisor'ı Murat Eren ile Röportaj

    Murat-Eren-remote-working-cover-fot_20200306-112807_1

    İş hayatındaki motivasyonu artırmak için rutini kırmanın önemine inanan Murat Eren, Amsterdam'da PwC'nin merkez ofisinde gözlemlediği esnek çalışma deneyimlerini bizlerle paylaştı.

     1. Kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?

    Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı ve Grafik Tasarımı bölümlerinden %100 burslu okuyup birincilikle mezun olduktan sonra yine burs alarak Amsterdam Vrije Universiteit'te Design Cultures bölümünde yüksek lisans yaptım. 8,5 senedir Amsterdam'da yaşıyorum. 3,5 senedir de PwC'de pazarlama departmanında "Creative Advisor" olarak çalışıyorum.

    2. Sektör / meslek seçiminizi nasıl yaptınız?

    Tasarım okuduktan sonra insanlar Türkiye'de genel olarak reklamcılığa yöneliyorlar. Ben tasarıma reklamdan daha ilgiliydim ve dijital alanda ilerlemek istedim. Uzun süre web tasarımcı olarak çalıştıktan sonra şu anki rolümü aslında kendim yarattım diyebilirim. Şu an yine tasarım, "brand governance" ve yaratıcı strateji karışımı bir iş yapıyorum.

    3. PwC'de uygulanan esnek çalışma sisteminden kısaca bahsedebilir misiniz?

    PwC genel olarak esnek çalışmayı şirket politikalarından biri olarak benimsemiş bir şirket. Hafta içerisinde çalışma saatlerini günlere göre istediğiniz gibi bölebiliyorsunuz. Bir gün fazla çalışıp başka bir gün daha az çalışabiliyorsunuz veya izin olarak alabiliyorsunuz. Bunun dışında Hollanda'da 36 veya 32 saatlik kontratlar çok fazla yaygın. Çoğu iş için bu seçim insanlara sunuluyor. Benim çalıştığım şirkette de, maalesef çocuk bakma işi hala onlara bırakıldığı için, özellikle kadınlar arasında bu çok yaygın. Bunların dışında da evden çalışma konusunda ve çalışma saatleri konusunda büyük esneklik sağlanıyor.

    4. Esnek / uzaktan çalıştığınız günlerde nerede, nasıl çalışıyorsunuz?

    Ben genelde Cuma günleri evimden veya yaşadığım binadaki ofis alanından çalışıyorum. Eğer hafta içinde halletmem gereken bir işim varsa bazen bu günü değiştiriyorum.

    İnsanın hayatında kırktan fazla yılını, haftanın beş günü ofise gidip gelip, bir ekrana bakarak geçirmesi bence çok çılgın bir fikir.

    5. Esnek / uzaktan çalıştığınız günlerde iş saatlerinizi nasıl yönetiyorsunuz?

    Açıkçası ben gün içerisinde dikkatini kaybedebilen bir insanım. O yüzden aslında öğle yemeğine çıkıp yarım saatten fazla zaman geçirmektense gün içerisinde küçük molalar vermeyi tercih edebiliyorum. O yüzden özellikle evden çalıştığımda öğle molası vermek yerine bir yandan yemek yiyip, bir yandan çalışıp, aralarda da ufak molalar verebiliyorum. Onun dışında genel olarak normal çalışma saati düzenimi takip ediyorum.

     6. Esnek / uzaktan çalıştığınız günlerde ekip çalışmalarınızı nasıl yönetiyorsunuz?

    Şirket içerisinde kullanılan yazılımlarla bu gayet kolay oluyor. Zaten şirket içerisinde de olsak bizim aktivite bazlı "flex-space" çalışma ortamımız olduğundan ve aynı zamanda firma da fiziksel olarak çok büyük olduğundan kimin nerede olduğunu bilemeyebiliyorsunuz ve yine insanlara mesajlaşma programlarından veya telefonla ulaşmak en iyisi oluyor. 

    Eğer yüz yüze yapılması daha uygun olacak bir görüşmem varsa ofise gitmeyi tercih ediyorum. Haftalık programıma göre buna karar verebiliyorum. Zaten fiziki olarak uzakta olan ve zaman farkı olan çalışma arkadaşlarımla hep sesli ve görüntülü konuşma üzerinden konuşuyoruz; o yüzden nerede olduğumuzun çok önemi olmuyor. Şirket içerisinde de global ve bölgesel olup takımdaki bireylerin hepsinin farklı ülkelerde olduğu birçok ekip var.

    7. İş – ev ve sosyal yaşam dengenizi nasıl kuruyorsunuz?

    Hollanda'yı sevmemin en büyük nedenlerinden biri de burada olan iş ve kişisel yaşam arasındaki farkın hem genel kafa yapısı sayesinde hem de yasalar ve genel düzenlemeler sayesinde korunuyor olması. Özellikle bunu politika olarak belirlemiş bir şirkette çalıştığınızda bu zor olmuyor. Çalıştığınız takım ve diğer iş arkadaşlarınızla iletişim halinde olduğunuz sürece de herhangi bir sorun olmuyor.

    Son zamanlarda okuduğum bazı yazılarda "eğer işinizi çok severseniz o zaman kişisel yaşam ve iş yaşamı ayrımına ihtiyacınız olmaz, işte geçirdiğiniz zamanı da kişisel veya sosyal yaşam olarak görebilirsiniz" vesaire gibi fikirler görüyorum. Ben bunu bazı şirketlerin çalışanlarını sömürmek için ortaya attığı bir fikir olarak görüyorum ve iş dışındaki yaşamıma saygı göstermeye çalışıyorum. İş saatleri dışında da eğer alanımla ilgili bir şey araştırmak ve öğrenmek istersem bunu kendi tercihim olarak yapmayı daha uygun buluyorum.

    8. Esnek / uzaktan çalıştığınız günlerde yanınızda bulundurduğunuz olmazsa olmazlarınız nelerdir?

    Evden çalıştığımda özel bir şeye ihtiyacım olmuyor. Fakat ofiste çalıştığımda işime daha konsantre olabilmek için mutlaka kulaklıklarıma ihtiyaç duyuyorum veya ofisteki sessiz ve kişisel çalışma alanlarını tercih ediyorum.

    9. Sizce esnek / uzaktan çalışacak personelin hangi becerilere sahip olması gerekir?

    Bence bu işin üç büyük kuralı var; çalışanın da esnek olması, iletişim ve eşitlik. 

    Esnek çalışmayı eğer bir hak gibi görür ve siz de esneklik göstermezseniz bu sorun olabiliyor. Örneğin, her gün işe geç gelip, işten geç çıkan bir iş arkadaşınızdan programınız yoğun olduğu için bir günlüğüne 9'da gelmesini rica ediyorsanız ve bunu reddediyorsa, bence bu esnek çalışmadan çıkmış demektir. Veya eğer kişi öz iradesi ve öz disiplini çok gelişmiş bir birey değilse ve onu sürekli idare edecek birine ihtiyaç duyuyorsa, bu sistem ona uygun olmayabilir. Bana göre bu işverenin veya müdürün gözlemlemesi ve destek vermesi gereken bir konu.

    İletişime gelince, çalıştığınız insanlara ve müdürünüze nerede olduğunuzu, ne zaman çalışacağınızı ve sizden bekledikleri işi ne zaman teslim edeceğinizi söylediğiniz takdirde hiçbir sorun kalmayacaktır.

    Son olarak da esneklik herkese eşit olarak sağlanmalı. Kafesteki maymunlar deneyindeki gibi eğer çalışanlara farklı muamele yapılırsa ortaya haksızlık hissi çıkabiliyor. Yukarıda saydığım her şeyi bir müdür çalışanından beklerken aynı zamanda çalışanına da aynı şekilde davranırsa çok daha adil ve aslında çalışmayı kolaylaştıran bir tavır olur.

    Bunların hepsinde ise güven temel unsur. Bu sistemi sömürmeye yatkın insanlar da görmedim değil.

     10. Esnek çalışma gününden sonra işe tekrar adaptasyonu nasıl sağlıyorsunuz?

    Açıkçası bana insanın hayatında kırktan fazla yılını, haftanın beş günü ofise gidip gelip, bir ekrana bakarak geçirmesi çok çılgın bir fikir gibi geliyor. O yüzden yine ekrana bakacak olsanız bile bir gün de olsa başka bir ortamda olmak bence insanı deşarj eden bir şey. O yüzden ofis dışında bir gün geçirip ofise dönen herkeste ben pozitif bir değişim görüyorum.

    Biz okul yıllarından itibaren bağımsız iş yürütmeye çok hazır yetiştirilmiyoruz. Sürekli bir kontrol ve geri bildirim ihtiyacı bizim yapımıza işlemiş.

    11. Uzaktan çalıştığınız günleri, ofiste çalıştığınız iş günlerinden farklı yapan şey / şeyler nedir? Bu sistemi faydalı buluyor musunuz?

    Kesinlikle buluyorum. Dediğim gibi değişiklik hissi ve o rutini biraz da olsa kırmak bana büyük ölçüde enerji veriyor. Ofis ortamında da aktivite odaklı ve esnek alanlar olduğu için takım olarak sesli veya bireysel olarak sessiz çalışmak için farklı alanlar bulabiliyorum. Ama genelde tek başıma çalışacağım günlerde evden çalışmak bana iyi geliyor. Tek sorun evde fazladan ekranımın olmaması. Eğer ekrana çok fazla ihtiyacım olursa bisikletime atlayıp gün ortasında da olsa ofise gidiyorum.

    12. Sizce Türkiye esnek çalışmaya ya da göçebe çalışma sistemine hazır mı?

    Açıkçası ben Türkiye'de çok fazla çalışmadığım için bu konuda çok bir şey söyleyemeyeceğim. Ama genel olarak Türkiye alışılagelmişin dışındaki şeylere çok açık olmadığı ve yönetim kültürü olarak mikro yönetim yaygın olduğu için bunun oturması zor olur diye düşünüyorum. Aslında çalışana kendi zamanını istediği gibi kullanma özgürlüğü tanınsa verimlilik eminim artacaktır, fakat işverenler buna ne kadar sıcak bakıyorlar pek fikrim yok.

    Bir de özellikle buraya eğitim için geldiğimde fark etmiştim aslında, biz okul yıllarından itibaren bağımsız iş yürütmeye çok hazır yetiştirilmiyoruz. Sürekli bir kontrol ve geri bildirim ihtiyacı bizim yapımıza işlemiş var sanırım. Yüksek lisans yaparken kimi zaman haftada bir gün okula gidip geri kalanında tamamen bağımsız proje yürütmek ve çalışmak bana zor gelmişti örneğin. Burada iş yaşamında da bunu yaşadığım zamanlar oldu. O yüzden; bu, eğitim sisteminden itibaren öğretilebilecek bir şey diye düşünüyorum.

    Son olarak, kısa bir zaman önce Hollanda'daki çalışma kültürü ve yaşam üzerine paylaşımlar yaptığım bir Youtube kanalım var. Haftalık paylaşımlarımı görmek için herkesi oraya beklerim!

    Röportajımıza katkılarından dolayı Murat Eren'e çok teşekkür ederiz.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun

    Duygu Çelebi Kaya, 1988'de Kdz. Ereğli'de doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi farklı şehirlerde okudu. Lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı ve Halkla İlişkiler ve Tanıtım (çift anadal) bölümlerinde tamamladı. Ardından yine Yeditepe Üniversitesi'nde Pazarlama İletişimi yüksek lisansı yaptı. Çalışma hayatına İstanbul Kalkınma Ajansı'nda Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak başlayan Duygu, Hollanda merkezli bir dijital pazarlama ajansında ve sonra da BinYaprak'ta çalıştı. İstanbul'da başladığı BinYaprak macerasına bir süre sonra dijital göçebe olarak devam etti. Şu anda BinYaprak'ta geleceğin trendlerinden "esnek çalışma işgücü" yolculuğunun yönderi olan Duygu, Balıkesir'de aile şirketi için çalışmakta ve 2-5 yaş arası öğrencilere Yaratıcı Düşünce dersleri vermektedir.

    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.