Güney Asya' dan Avrupa' ya Dijital Göçebelik Deneyimleri

    zeynep-gabrali-esnek-calisma-roportaji
    Sizce hangi ülkeler dijital göçebelik için daha uygun, dijital göçebeler hangi etkinlikleri mutlaka takip etmeli? Rimuut İş Geliştirme Yöneticisi Zeynep Gabralı, cevapları BinYaprak' la paylaştı!

    1. Aramıza hoşgeldin Zeynep! BinYaprak okurları için kısaca kendini tanıtır mısın ?

    2010 yılında Bahçeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden mezun oldum. Medina Turgul DD ve Promoqube gibi ajanslarda çalıştıktan sonra Stanford Üniversitesi'ne kabul aldım. MSx programında eğitimimi tamamladıktan sonra yaklaşık 3 sene Amerika'da yaşadım. San Francisco'da ve New York'ta dijital pazarlama alanında Talenthouse, The Farm Soho gibi teknoloji girişimlerinde çalıştım. Türkiye'ye dönüp Glaxo Smith Kline'da Dijital Pazarlama Danışmanı ve Onedio'da Strateji Direktörü olarak görev aldım. 2016 yılında ise iş modelimi tamamen Dijital Pazarlama ve İş Geliştirme danışmanlığı modeline taşıyarak dünyayı gezmeye başladım. 2016 yılından bu yana Güney Asya ve Avrupa pazarı ağırlıklı olarak çalışmaktayım. 2020 yılında freelance çalışanlar için faturalandırma ve ödeme kolaylığı sunan Rimuut Ailesi'ne katıldım.

    2. Peki, dijital göçebe olmaya nasıl karar verdin?

    2013 yılında ''Digital Nomad'' kelimesini ilk kez Stanford Üniversitesi'nde katıldığım bir etkinlikte duymuştum. Oldukça ilgimi çeken bu çalışma modeli ofise bağlı kalmadan, uzaktan servis edilebilen her alanda çalışmayı sağlıyordu. 2016 yılında bu çalışma modelini denemeye karar verdim ve Bali'ye taşındım. Bali bu konuda herkes için başlangıç noktası sanıyorum:)
    3. Özellikle o zamanlar için çok cesur bir başlangıç aslında. Şu ana kadar hangi ülke/şehirlerde dijital göçebe olarak çalıştın?
    Endonezya, Tayland, Kamboçya, Singapur, Malezya, Polonya, Macaristan, Slovakya, Slovenya, Bulgaristan, İtalya, İspanya, Portekiz, Fransa, Bulgaristan, Yunanistan, Norveç, Çekya, Almanya, Sırbistan ve Makedonya ilk aklıma gelen ülkeler.

    4. Saymakla bitmiyor, pandemiyi atlatsak da tekrar seyahat edebilsek. Sence hangi ülkeler / şehirler dijital göçebe olarak çalışmaya daha uygun?

    Bu aslında ne beklediğiniz ile alakalı.
    Ben daha çok gittiğim ülkenin kültürünü öğrenmeyi ve farklı hayatları tanımayı seven biriyim. Mesela, Bali dünyanın her yerinden dijital göçebeleri barındıran bir ada. Bali' de aktif dijital göçebe toplulukları ve hubları var. Tropikal iklimi ve muhteşem doğası nedeniyle de tercih edilebilir.
    Chiang Mai de hem kültür hem de uygun yaşam koşulları sebebiyle dijital göçebeler tarafından tercih edilen bir şehirdir.
    Güzel coğrafyası ve diğer Avrupa ülkelerine göre yaşamın daha uygun olduğu Portekiz de dijital göçebe olarak çalışmaya uygun ülkelerden biri.
    Malezya'nın kuzeyinde bulunan Penang Adası farklı kültürleri bir arada barındırması ve uzun süreli kalış vizesi vermesi nedeniyle dijital göçebeler tarafından çokça tercih edilen lokasyonlardan biri.
    5. Ülkenden uzun süre uzakta çalıştın ve özellikle pandemi öncesi sıkça seyahat ediyordun. Senin için "ev"in tanımı nedir? Uzaktayken "ev" özlemi çeker misin?
    Güzel soru:) Ev kendini huzurlu ve mutlu hissettiğin yerdir.
    Yolculuklarımda öğrendiğim şey insanın birden fazla evi olabilir. İnsan alışan bir varlıktır. Bu nedenle gittiği ülke, şehir neresi olursa olsun orayı ev yapan insanlardır, arkadaşlarıdır.
    Mesela ben dünya üzerinde üç ayrı şehri evim olarak görüyorum.

    Öyle mi? Hangi şehirler bunlar?

    İstanbul, Penang ve Porto. 

    6. Sık seyahatin en zor yanlarından biri de beslenme, uyku, spor vb. rutinleri korumak. Günlük yaşam rutinlerine bağlı mısın?
    Sık seyahat etmek kulağa çok güzel gelse de bazı zorlukları bulunmakta. Mesela sık iklim değiştirmenin bağışıklığı zayıflatma durumu söz konusu. Vücudun bulunduğu iklime adapte olması, o iklim şartlarının zaman zaman vücudu yorma durumu söz konusu olabiliyor. Bu nedenle düzenli olarak spor yapıyorum ve beslenmeme çok dikkat ediyorum.
    Seyahat ederken saat farkına bağlı olarak kendi rutinlerimi oluşturup vücudumun buna göre adapte olmasını sağlıyorum.

    7. Mevcut çalışma sisteminden bahsedebilir misin? Bir iş gününü nasıl geçiriyorsun? 

    Genelde sabahları erken kalkan biriyim.

    Kahvaltımı edip 8.30 -9.00 gibi çalışmaya başlıyorum. Gün içerisinde toplantılarım yoğun olduğu için zaman yönetimimi iyi yapmak zorundayım. Bu nedenle bir gece öncesinden sonraki günün iş planını oluşturuyorum. Evde çalıştığım alan ve sosyalleştiğim alanı kesinlikle ayırıyorum. Çalışacaksam bunu kesinlikle çalışma masamda yapıyorum. Akşam 6-7 civarı günlük çalışmamı bitiririm.

    8. Bugün kariyerine yeniden başlayacak olsan neyi farklı yapardın?

    Kariyerime yeniden başlayacak olsam; kariyerimin başlarında iş konusunda kendime yaşattığım stresi yaşatmazdım. Bunun dışında değiştirmek istediğim bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bu çalışma modeline geçmek için kurumsal hayatı ve yoğun mesaili dönemleri yaşamam gerektiğine inanıyorum ve iyi ki de yaşayıp kendime farklı bir alternatif çalışma modeli bulmuşum. 

    Dijital göçebe olmak isteyen kişilere öneri verebilecek bir otorite değilim :)

    Teknoloji ve internet çağında uzaktan yapılabilen her iş alanında seyahat ederek çalışmak mümkün.

    Pandemi döneminde sanıyorum herkes en azından evden çalışmayı deneyimledi, bundan sonra belki herkes için bu modele geçiş daha kolay olacak.

    9. İçerik üretimi, kod yazma vb. birçok meslek gelecekte yapay zeka kontrolüne geçebilir. Bu açıdan dijital göçebeliğin geleceğini nasıl görüyorsun? 

    Nasıl her meslek ve iş modeli evriliyorsa bu model de çağının getirdiklerine göre evrilecektir. Birçok meslek yapay zekaya evrilirken, gelişen teknoloji ile birlikte yeni meslekler de ortaya çıkıyor. Bu nedenle bu modelin çok etkileneceğini düşünmüyorum, sadece evrilir ve gelişir. Belki 5 sene sonra dijital göçebelik dışında bambaşka bir çalışma modelini konuşuyor oluruz.

    10. Birçok konuda olduğu gibi dijital göçebelik konusunda da bilgi kirliliği mevcut. Kurumların ticari hedeflerine takılmadan, güvenerek takip edip, içine dahil olabileceğimiz kaynak önerebilir misin?
    Bilinen en büyük yanlışlardan biri dijital göçebeliğin bir meslek sanılması. Halbuki dijital göçebelik bir çalışma modeli.
    Bu alanda kurum ve dernekleri takip etmiyorum. Bir kurum ve dernek çatısı altında olacağına da pek inanmamaktayım. Bilgi alışverişi sağlamak adına düzenli olarak takip ettiğim Facebook grupları ve topluluklar var. HUBUD, Freedom X Festival, Digital Nomads World gibi topluluk ve etkinlikleri düzenli takip ediyorum.

    BONUS: Çalışırken müzik dinler misin? Eğer cevabın evet ise bizimle müzik listeni paylaşır mısın?

    Çalışırken pek müzik dinlemem, dinlediğim zamanlarda ise Tango dinlemeyi tercih ederim.

    Dijital göçebe deneyimlerini bizimle paylaşan Zeynep Gabralı'ya röportajımıza katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun

    Duygu Çelebi Kaya, 1988'de Kdz. Ereğli'de doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi farklı şehirlerde okudu. Lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı ve Halkla İlişkiler ve Tanıtım (çift anadal) bölümlerinde tamamladı. Ardından yine Yeditepe Üniversitesi'nde Pazarlama İletişimi yüksek lisansı yaptı. Çalışma hayatına İstanbul Kalkınma Ajansı'nda Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak başlayan Duygu, Hollanda merkezli bir dijital pazarlama ajansında ve sonra da BinYaprak'ta çalıştı. İstanbul'da başladığı BinYaprak macerasına bir süre sonra dijital göçebe olarak devam etti. Şu anda BinYaprak'ta geleceğin trendlerinden "esnek çalışma işgücü" yolculuğunun yönderi olan Duygu, Balıkesir'de aile şirketi için çalışmakta ve 2-5 yaş arası öğrencilere Yaratıcı Düşünce dersleri vermektedir.

    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.