Kendimizi İfade Etmenin Gücü

    0x0-kadin-ve-erkek-beyninde-empati-farki-var-1520424974690

    Kendi iç dünyamızı fark edebiliyor muyuz? Peki bunu fark edip ona göre kendimizi yönetebiliyor muyuz? Kendimize ne kadar merakla bakıyoruz? Bu sorular ve daha fazlası yazımızda. Keyifli okumalar!

    İç dünyamızı dışarıya yansıtırken Duygusal zekanın rolü

    Biliyoruz ki içimizde çok zengin bir dünya var. Her türlü duygu, düşünce, inanç sistemleri ve değerleri barındıran zengin bir tiyatroya sahibiz. Duygusal zeka konuşurken öncelikle öz farkındalıktan bahsediyoruz. İçimizdeki zengin kaynağı fark etmeyi, duymayı ve ona alan açmayı konuşuyoruz. Fakat kendi iç dünyamızı fark etmek ve kendimizi yönetmek yetmiyor. Kendi iç dünyamızı dışarıya yansıtırken kendimizi doğru ifade etmek, iç ve dış dünyamızın uyumlu bir hale gelmesi, daha tatminkar ve otantik bir hayat yaşamamız için şart.

    İnsanoğlu yaratılışı gereği sosyal bir yaratık. Bizler sosyal bir grubun parçası olmaya, bir gruba aidiyet hissetmeye kodlanmış varlıklarız. O yüzde yaşadığımız sosyal ortam içerisinde görülmek, duyulmak, sevilmek bizim temel ihtiyaçlarımızdan bazıları. Sosyal çevremizde daha anlaşılır olabilmek için kendimizi doğru ifade ediyor olmamız şart. Her ne kadar bazen biz söylemeden diğerlerinin bizi anlamalarını arzu etsek de kendi duygu ve düşüncelerimizi net bir şekilde ortaya koymazsak başkalarının bizi anlaması çok zor. Biz ancak kendi duygularımızı, ihtiyaçlarımızı ve beklentilerimizi net bir şekilde ifade edebilirsek o zaman karşıdaki bununla ilgili bir aksiyon alabilir. Aksi takdirde başkalarının bizi anlamasını beklersek, o zaman hiçbir zaman gelmeyebilir. Çok yakınımızdakiler bile bizi zaman zaman göremeyebilir, duymayabilir ya da anlayamayabilir. Bunlar onların bize değer vermediğinden değil bizden daha farklı bir iç dünyaları olduğundandır. Unutmayalım ki bizim içimizde nasıl zengin bir iç dünya varsa karşımızdakilerin de içinde kendi zengin iç dünyaları var. Onların ihtiyaç ve beklentileri farklı olduğu için biz söylemezsek bizi görmeleri ve anlamaları zaman zaman zor olabilir. O zaman alma verme dengesi olan sağlıklı ilişkiler kurabilmek için kendimizi ifade etmemiz çok önemli.

    Aslına bakarsanız kendimizi kelimelerle ifade etmesek bile farklı yollardan kendimizi sürekli ifade ediyoruz. İnsanlar hem bilinç hem de bilinç altı seviyesinden aslında sürekli birbirlerine mesaj veriyor. Çevremizle olan iletişimimiz iki boyuttan sürekli devam ediyor. Bu bazen kelimelerle bazen de ses tonumuz, beden dilimiz, yüz ifademiz ile olabiliyor. Burada önemli olan iç dünyamızla dışarıya verdiğimiz mesajın uyumlu olması. Yaptığımızla söylediğimizin tutarlı olması. Ancak böyle olduğu zaman kendi otantik kişiliğimizi ortaya daha rahat koyar ve arzu ettiğimiz hayatı ve ilişkileri yaşayabiliriz.

    Kendimizi doğru ifade etmemiz için gereken ilk kriter özfarkındalık. Kendi duygu ve düşüncelerimizi, dinlemek, duymak ve anlamlandırmak. Aklımıza gelen ilk düşünceyi söylemek ya da gelen ilk duygunun seline kapılıp dürtüsel hareket etmek değil. Merak ile bakmak kendimize... Ne oldu bana? Ne hissediyorum? Ne düşünüyorum? Neye ihtiyacım var? Ne bekliyorum? Diye sorular sormak ve bunların cevapları bulmaktan bahsediyoruz. İlk önce ben ne istediğimi, neye ihtiyacım olduğunu anlamalıyım ki bunu karşıdakilere aktarabileyim.

    Kendi bağımsızlığımızı esas almak da kendimizi ifade etmek için çok önemli ve kritik. Bu anlamda bağımsızlık kendi düşünce ve davranışlarımızda duygusal olarak bağımsız olmak, kendi düşünce ve davranışlarımızı kendimizin kontrol etme ve yönetme yetisidir. Tabi ki de sevdiklerimizden, çevremizdekilerden tavsiye alabilir, onların düşüncelerini duymak isteyebiliriz fakat günün sonunda tüm düşünceleri bir filtreden geçirip kendimiz için en doğru kararı verecek olan kişiler kendimiziz. Unutmayalım ki her yetişkin neyin kendisi için en iyi, doğru ve tatminkar olacağını sadece kendisi bilebilir çünkü içindeki zengin dünyaya sadece kendisi erişebilir. O yüzden kendimizi ifade ederken başkalarının ne duymak isteyeceğine değil kendimizin ihtiyaçlarına odaklanmamız gerekir. Başkalarını mutlu etmek için değil kendimizi mutlu etmek için kendimizi doğru ifade etmeliyiz.

    Başkalarının ne düşüneceği endişesiyle kendimizi ifade etmekten kaçınırsak ya da sürekli başkalarının duymak istedikleri söylersek o zaman kendi hayatımızın direksiyonuna başkalarını oturtmuş oluruz. Unutmayalım ki kendi sınırlarımızı çizebilmek ve yönetmek aynı zamanda özsaygıyı da beraberinde getirir.

    Tabi direksiyonun başına geçmek yolda istediğimiz hızda, kendi kurallarımızla arabayı sürmek demek değil. Sosyal normları da göz önünde tutarak, toplumun bir parçası olduğumuzu unutmadan arabayı sürmek aslında. Kendimizi ifade ederken agresif olmadan, kırmadan, incitmeden ve karşıdakini rencide etmeden kendini duygu, düşünce ve inançlarımızı ifade edebilmeli, kişisel haklarımızı savunmayı bilmeliyiz. Bu anlamda kendi hayatımızın sorumluluğu almak, kendi sınırlarımızı çizebilmek ve bu sınırları yönetebilmek için kendimizi kararlı, net ve doğru bir şekilde ifade etmemiz şart.

    Kendimizi güçlü ifade etmek de kendi gelişim yolculuğumuzun bir parçası. Kendini ifade etmek her zaman o kadar kolay da olmayabiliyor. Bazen karşımızdakini kırmaktan, incitmekten korktuğumuz için, tam olarak ne istediğimizi bilemediğimiz için, kendi iç dünyamızı, kırılgan tarafımızı göstermekten kaçtığımız için, savunmaya geçtiğimiz ya da yapıcı bir şekilde kendimizi ifade etmeyi bilemediğimiz için ifade etmek yerine içimize atabiliyor ya da ifade ettiğimizi zannedip etrafı yıkıp dökebiliyoruz.

    Aslında kendi iç dünyamızı daha çok keşfettikçe, kendi duygu ve düşüncelerimizi ortaya koyma cesaretini daha çok gösterdikçe ifade kabiliyetimiz de artar. Bunu yaparken tabi ki de düşmek ve kalkmak işin doğası. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru şekilde kendimizi ifade edebilmek belki birçok başarısız denemenin sonunda olabilecek. Muhakkak hata yapacağız, belki istemeden karşıdakini kıracağız ya da istediğimiz sonuçları elde edemeyeceğiz fakat her seferinde kendimize dönüp bir dahaki sefere neyi farklı yapmalıyım diye sorarak, her seferinde bir tuğla ekleyerek ifade gücümüzü arttırmamız mümkün. Kendinizi daha net ifade ettikçe daha da özgürleşip, güçleneceğinizi hissedeceksiniz. 

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.