Londra'da Esnek Çalışma: SEO Analisti Yağmur Şimşek

    Londra'da Esnek Çalışma: SEO Analisti Yağmur Şimşek yagmur-simsek-londra-da-esnek-calisma

    Pandemi bizi gerçekten durdurabildi mi? Bu süreci fırsata çeviren girişimci ve SEO Analisti Yağmur Londra'ya yerleşme serüvenini BinYaprak' la paylaştı. Keyifli okumalar !

    1) Yağmur, kısaca kendini tanıtabilir misin?

    2015 yılında Özyeğin Üniversitesi İşletme Fakültesi' nden mezun olduktan sonra kariyerimi İstanbul'da şekillendirdim. Digital Agency Network' te 2 yıl süren içerik maceram Opt.d.com Dijital Pazarlama Ajansı' nda SEO Analisti olmamla birlikte daha da heyecan veren bir sektör yolculuğuna dönüştü. Edindiğim motivasyon, bu alandaki gelişimim ve pandemi sürecindeki kararlarımın sonucu olarak da eylül ayında Londra'ya taşındım. Nisan ayı itibariyle de Londra'daki SEO ajansı Re:signal' de yine SEO Analisti olarak benim için sürprizlerle dolu yolculuğuma devam edeceğim.

    2) Yolun şimdiden açık olsun. Şimdi başa dönelim, sektör / meslek seçimini nasıl yaptın? 

    Mezun olduktan sonra dijital pazarlamanın çeşitli alanlarında staj ve kısa süreli deneyimler yaşadım ve ülkemizin ekonomik kriz döneminde başvurduğum tam zamanlı pozisyonlardan bir türlü olumlu dönüş alamayınca Londra'da şansımı denemek istedim. Ancak Londra'da geçirdiğim 2 senelik tecrübe sonucunda kendimde eleştirdiğim bir durum ortaya çıktı; tam olarak ne istediğimi, dijital pazarlamanın hangi alanında know-how kazanmam gerektiğini netleştirebilmiş ve bu alanda kendimi geliştirebilmiş değildim. Yurt dışında yaşarken maddi manevi birçok kaygınız oluyor ve bazen asıl hedefinizden şaşabiliyorsunuz. Dolayısıyla ben de Türkiye'ye dönüp profesyonel gelişimime odaklanarak yeteneklerimi ve deneyimlerimi geliştirdikten sonra geri dönmeye karar verdim.

    Change, before you have to.

    Jack Welch, Former CEO, General Electric
    Bu alıntı hep aklımın bir köşesindedir benim. Özel hayatımda da, iş hayatımda da gelişecek bazı konuları önceden görebilmeyi, tahmin etmeyi ve ona uygun bir stratejiyle hayatımı devam ettirmeyi faydalı buluyorum.

    İçerik dünyası her zaman kendime yakın bulduğum ve kişisel hayatımda yazılar paylaşırken de oldukça da keyif aldığım bir alandı. Bu alanda daha profesyonel şekilde ilerlemeye karar verdim. İçerik editörlüğünde başlayan, içerik yöneticiliği ile devam eden maceramı SEO (search engine optimization) alanına artan ilgimle birlikte daha da taçlandırmak istedim ve bu alanda da bana ilham olan kişilerden danışmanlık/eğitim alarak kendimi geliştirdim. Akabinde de content tarafından hiçbir zaman vazgeçmeyen bir SEO Analisti olarak değişimin sürekli olduğu dijital galakside yerimi aldım diyebilirim :) 

    3) Dijital kökenli biri olarak benim de en sevdiğim galaksi! Peki Yağmur, şu anda uzaktan çalışıyorsun. Esnek çalışma sistemine hazır olduğuna nasıl karar verdin? Bir de sen anlatırken her şey kolaylıkla, sırasıyla olmuş gibi. Londra'ya geçiş sürecinden de bahsedebilir misin?

    Esnek çalışma konusu benim her zaman radarımda olan ve aslında biraz da hayalini kurarak farklı projeler geliştirmeye başladığım bir konuydu. Hani o kafelerde ve havaalanlarında gördüğünüz laptopu ile haşır neşir olan profiller vardır ya; işte o kesinlikle benim :) Yani dürüst olmak gerekirse ben yıllardır buna hazırdım, yalnızca ülkemizde bu konsept yaygın olmadığından ben ve benim gibi istekli kişilerin bu tarz bir fırsatı yakalaması çok kolay olmuyordu.
    Çalıştığım ajans da pandemi başlangıcıyla birlikte uzaktan çalışma sistemine geçen ilk şirketlerden oldu. Pandemi sürecinde bir kez daha fark ettim ki esnek çalışma benim için oldukça verimli bir çalışma düzeni. Sonrasında bu sürecin daha da uzayacağını öngördüğüm için her zaman yapmaya çalıştığım gibi kriz lokal de olsa, global de olsa bunu kendim için nasıl bir fırsata çevirebilirim diye düşündüm ve açıkçası 2-3 sene sonra planladığım Londra'ya taşınma konusunu erkene çekmeye karar verdim. Nasılsa evden çalışıyorduk ve bu Londra'ya ilk taşındığımda geçireceğim adaptasyon sürecini en sakin şekilde geçirme fırsatım olabilirdi. (Bunun tam tersini düşünüp böyle bir süreçte buraya taşındığıma inanamayanlar da yok değil tabi…) Bu süreçte çalışmakta olduğum ajanstaki direktörlerimle bu konuyu paylaştım ve çok şanslıyım ki onların da desteğini alarak bu tarz bir girişimde bulunabildim.

    4) Birçoğumuz pandemi döneminde kilitlendik kaldık. Sen hayalini ertelemeyi bırak, direkt hızlandırmışsın. Çok büyük cesaret! Peki şu anda çalışma rutininin nasıl, bir iş gününü nasıl geçiriyorsun?

    SEO sektöründe çalışanlar bilir; genellikle müşterilerimizle SEO hizmeti için ayırdığımız haftalık/aylık saat içeren anlaşmalarımız oluyor. SEO projeleri uzun vadelere yayılan ancak istikrarlı bir şekilde geliştirilen stratejilerin uygulanması sonucu başarılara ulaşan projeler oluyor. Dolayısıyla benim esnek çalışma sistemimin şekillenmesinde bunun önemi var. Örneğin elimdeki marka ve markaların projelerini göz önünde bulundurarak günümü üçe bölüyorum. Sabah saatlerinde ilk kahvem eşliğinde daha odaklı çalışabildiğim için özellikle yaratıcılık gerektiren, beyin fırtınası yaptığım projeleri bu saatlere koyuyorum. Sonrasında bir 20 dk' lık mola verip kendi adıma "daily quick wins (günün hızlı kazanımları)" diye isimlendirdiğim mail gönderimleri, toplantı davetleri, Slack gruplarında cevaplandırmam/dahil olmam gereken konular, to-do-list' lerimi gözden geçirme, doküman update etme gibi günlük iş akışını düzene sokan işlemleri hallediyorum. Öğleden sonra 1 saatimi mutlaka Power Walk için ayırmaya çalışıyorum. Hava koşulları el verdiği müddetçe düşüncelerimi hafifletmek, bakış açımı temizlemek, bazı aklıma takılan konuları da daha objektif gözden geçirebilmem için bana ortam sağlıyor bu yürüyüşler. Döndüğümde ise bir kahve daha koyup eğer o gün başlamazsam sakız gibi uzayacağına inandığım işlerle yüzleşip en azından başlangıç yapıyorum :)

    5) Tabi esnek çalışıyor olmanın böyle bir güzelliği var. Gününü planlamak sana kalıyor, iş rutinine rahatlıkla yürüyüş vb. aktiviteler ekleyebiliyorsun. Şimdi madalyonun öbür yüzünü de konuşalım. Pandemi ile birlikte çalışma sisteminde neler değişti? Nasıl fırsatlar elde ettin?

    SEO sektöründe çalışan biri olarak paylaşmalıyım ki bu alana girdiğim günden beri hayatımı daha nasıl optimize eder, daha nasıl verimli hale getirebilirim diye sık sık düşünürken yakalıyorum kendimi… Öyle ki her ne kadar esnek çalışma modeli istediğim bir model olsa da doğru dengeyi kurana kadar biraz çaba sarf ettiğimi söylemeliyim. Örneğin, uzayıp giden To-Do list' lerim gözümü korkutmaya başladığında Reverse To-Do List yöntemi ile tanıştım; basit ama tüm gün yaptıklarınızı gözden geçirip verimliliğinizi hangi noktalarda kaybediyorsunuz keşfetmenize yardımcı olan bir yöntem. Ajans bloğunda uzaktan çalışma deneyimlerimizi paylaşmak için açmış olduğumuz Opt.d.Vibes kategorisi altında bu konuyla ilgili oldukça samimi bir yazı paylaşmıştım: Reverse To-Do List Yöntemi ile Hayatınızı Optimize Edin

    Ek olarak, bir önceki soruda da bahsettiğim gibi ofisteyken günlük çalışmayı ikiye ayırırken (öğleden önce & sonra), artık kendi adıma 3'e ayırıyorum ve aslında kendimi hangi saatlerde verimli hissedersem o saatlerde çalışma imkanı buldum ve hala devam ettiriyorum.

    Bununla birlikte İstanbul'dayken sabah ve akşam olmak üzere ulaşıma giden süreci çok daha farklı şekillerde değerlendirebildim. En güzel örneği, yaklaşık 2 senedir aklımda olan bir projeyi, Just Boutique'i hayata geçirmek için zaman ayırıp bir adım daha ileriye götürebilmek oldu. Just Boutique platformu uzaktan çalışırken seyahat edenler, dijital göçebeler (digital nomad) ve seyahat düşkünleri ile dünyanın farklı yerlerinde keşfettiğimiz lokal ve niş yerleri listelediğimiz, deneyimlerimizi ve önerilerimizi içeren yazıları yayınladığımız ve organik bir şekilde oluşturulan az ama öz bir kitleyle farklı iş birlikleri sayesinde farklı deneyimler elde etmeyi amaçladığımız bir platform olma hayaliyle tarafımdan kuruldu ve şimdi birbirinden harika, ilham veren gönüllü üyeleriyle daha da gelişmeye başladı.

    Onlar da uzaktan çalıştıkları için işlerimizden kafamızı kaldırıp farklı konular konuşabildiğimiz, birbirimizi yeni yeni tanırken çok farklı bilgiler, bakış açıları da keşfettiğimiz harika bir yolculuk oluyor. Bu gönüllü topluluğa katılmak isteyenleri bekleriz >> Become a Just Boutique Author

    6) Çok güzel bir oluşum, okurunuz bol olsun! Esnek / uzaktan çalıştığın günlerde Londra'da nerede, nasıl çalışıyorsun?

    Londra'da şimdilik mekanlar, ofisler veya co-working / paylaşımlı ofis alanları açılmadığı için evden çalışıyorum. Oda, salon, bahçe gibi alanları sonuna kadar kullanıyoruz diyelim :)
    Covid durumları biraz normale dönerse özellikle farklı kahveler tadabileceğim üçüncü nesil kahvecilerde çalışmayı çok seviyorum. Bizzat wifi bağlantısı kuvvetli olanları araştırıyor ve o tarz yerleri tercih ediyorum.

    7) Esnek çalışırken ortak ekip işlerini nasıl yönetiyorsun?

    Açıkçası şanslıyım ki hem İstanbul'da çalıştığım ajansta, hem de Londra'da yeni çalışmaya başladığım ajansta iletişim kanalı olarak Slack platformunu kullanıyoruz. Acil durumlar olduğunda daha hızlı ulaşmak adına Whatsapp gruplarımız da aktif bir şekilde devam ediyor.

    Proje yönetimlerinde Asana, Basecamp, Monday ve Float gibi proje yönetimi araçlarını kullanma fırsatım oldu hem şu anda hem de öncesinde. Özellikle Monday ve Float'ı kendi bakış açıma daha yakın buldum diyebilirim.

    8) Geldik biraz daha karmaşık bölüme; iş – sosyal yaşam dengeni nasıl koruyorsun?

    Boşluğum olsun olmasın, her zaman ilk önceliğim ailem. Gün içerisinde mutlaka onlarla iletişim kurmak için zaman ve alan yaratmaya çalışıyorum. Özellikle uzakta olduğumuz ve iletişimimizi 3 saat farkla ilerlettiğimiz için kısıtlı zamanımız oluyor, dolayısıyla önceliğim onlar.

    Kendi özelimde de disiplini sağlayabilmek için kendime haklar veriyorum. Haftalık öncelik sıralamamı yapıyorum ve öncelik sıralamamdaki proje/taskların 10'da biri bitmeden o haftaya gezerek, farklı sosyal planlar yaparak veya saatlerce dizi izleyerek başlamıyorum mesela…

    Özellikle 2021 ile birlikte kendime şimdiye kadar bazı istisnalar dışında verimli devam ettirdiğim bir çalışma planı çizdim. Bu planda haftanın mutlaka 1 akşamı ve 1 full gününü kendime veya sosyal çevreme ayıracağım şekilde konumlandırdım planlarımı.
    Her şeyi not alıyorum; gerçekten her şeyi…

    Takvimlerimi de tek bir takvimde birleştirdim ve konuştuğum, planladığım en ufak bir şeyi Google takvimime sanki bir etkinlik/toplantıymış gibi eklemeye başladım. Bahsettiğim gibi gönüllü bir şekilde gelişen Just Boutique için de bu seneki planım biraz hızlanmak olduğu için o tarafta da yoğunluğu arttırdım. Dolayısıyla bu konuda da disiplini sağlayabilmek için kendime karşı bazen katı olmam gerekebiliyor ancak bu beni Londra sokaklarında saatlerce yürüme keyfinden de alıkoymuyor. Aksine daha farklı stratejiler geliştirmem için beni besliyor; Londra, inanılmaz mimarisi, sokakları ve caddeleri, mekanlarıyla ilham kaynağı da oluyor bana.

    9) Sürekli beslenmek, daha doğrusu sürekli beslenecek motivasyon kaynakları yaratabilmek ne kadar güzel! Bir yandan da büyük dönüşüm süreçlerinde yol kat ettikçe, "Şimdiki aklım olsa bunu farklı yapardım" moduna girebiliyoruz. Bugünkü Yağmur, neyi farklı yapardı? Senin gibi Londra'da uzaktan çalışmayı hedefleyen kişilere önerilerin olur mu?

    Londra'da uzaktan çalışma süreci benim yaklaşık 5 aydır deneyimlediğim bir süreç olmasına rağmen şu anda iyi ki de gelmişim diyebiliyorum. Londra sürecini daha önce yaşadığım için birçok konuda hazırlıklı geldim aslında. Buraya gelmeyi planlayan kişilerle yaptığım hazırlıklardan bahsedecek olursam;

    Bir kere iş bulsanız da, halihazırdaki işinizle birlikte gelseniz de hiçbir maddi dayanağınız olmasaydı nasıl geçim sağlardınız diye düşünerek şimdiden kenarda birikim yapmanızı öneririm.

    Birçok kültürel farklılıkla karşılaşacağınıza şüpheniz yoktur zaten. Önemli olan olumlu/olumsuz yaşayacağınız her şeyin bir tecrübe olduğunu bilmek ve olumsuzluk varsa o anda hayıflanmak, üzülmek, motivasyonunuzu düşürmek yerine nasıl çözebileceğinizin yollarını araştırabilmek. Bu bir süreç ve istikrarlı olmak gerekiyor. Pes etmemeye kendimizi hazırlamak gerekiyor.

    Kendinizle yalnız kalmayı, bireyselliğinizi seviyorsanız burası tam şehri diyebilirim. Evet, birçok yerde farklı kişi ve gruplarla sosyalleşme imkanınız oluyor ancak günün sonunda herkesin kendisi için koyduğu sınırlardan öteye gidemiyorsunuz ya da hemen hızlı bir şekilde samimi bir arkadaş / çalışma grubu oluşturabileceğiniz hissini alamıyorsunuz. Dolayısıyla ilk zamanlarda kendinizle bol bol zaman geçirmeniz mümkün. Farkında olarak gelmek lazım.

    Bu ülkenin bizim ülkemizden farklı olarak birçok kuralı var. Öğrendikçe şaşırmayın, şaşırdıkça daha fazlasını öğrenmekten kaçınmayın. Biraz kendinizi push edin. Böylece daha hızlı adapte oluyorsunuz kültüre :)

    Bunları anlatıyorum ve aslında konuşulmayan şeyler değil ancak bazen bilsek de bu tarz durumlar bizi hem aldığımız kararlardan soğutabiliyor hem de çıktığımız yoldan geri dönmemize sebebiyet verebiliyor. Şimdiki aklım olsa yıllar önce ilk gelişimde bu şekilde bir bakış açısıyla gelirdim mesela.

    10)  Çok teşekkürler önerileri için. Peki, son olarak esnek / uzaktan çalıştığın günlerde yanında bulundurduğun olmazsa olmazların neler?

    • Laptop yükseltici (bu benim ve sağlığım için kesinlikle önemli bir aparat)
    • Not defterim (evet biraz old school bir dijitalciyim :))
    • Kulaklığım
    • Dışarıda çalışıyorsam power bank'im ve laptop şarj aletim
    • Kahvem
    • Yeni normalle; maskem, küçük bir dezenfektan.

    BONUS 1: Esnek çalışma sistemi açısından Türkiye ve Londra'yı karşılaştırdığında gördüğün temel farklar neler?

    Geçmişteki Londra deneyimlerimi ve Türkiye'deki çevremden duyduğum farklı şirket deneyimlerini de göz önünde bulundurarak genel bir iki not düşebilirim sanırım:
    Yüzyüze veya online; Londra'da şirket için çoğu toplantı yarım saati geçmiyor. Eğer günlük bir toplantıysa ve 15 dk' lık slot ayrılmışsa 15 dk' yı bir dk bile geçtiğine denk gelmedim. (benim deneyimlediğim kadarıyla diyelim)
    Bizim belki de yıllarca kendimizi kanıtlama çabamızın da getirmiş olduğu psikolojiyle uzaktan çalışma sürecinde sanki ilk başta ülkecek afalladık ve "ya çalıştığımız anlaşılmazsa, ya birisi bana chat' ten yazdığında online olup cevap veremezsem" gibi bir hissiyatla gereğinden fazla çalışıp kendimizi hırpalamış olma ihtimalimiz yüksek Türkiye' de. Kiminle konuşsam duydum bunu ne yazık ki. Londra'da özellikle çevremde de gözlemlediğim şey, bir iş arkadaşınıza sabahın 09:00'unda bile yazsanız size geri dönüşü akşam mesaisinden beş dk önceyi veya ertesi günü bulabiliyor eğer çok acil bir konu değilse; çünkü öncesinde kendisi için halletmesi gereken daha önemli işler vardır. Belki de tüm gün bir projeye odaklandı. Bundan da suçluluk duymuyor.
    Ben Türkiye'de genel olarak böyle bir psikolojik baskının yıllarca çalışanlara bilinçli/bilinçsiz işlendiğini düşünüyorum çevremden edindiğim haberler ve paylaşılan deneyimleri de düşününce. Tabi ki her şirket ve kültür böyle değil ancak bu da yadsınamaz bir gerçek bence.
    Şunu da belirtmekte fayda var; son yıllarda bazı Türk şirketleri çok farklı şirket vizyonları açıklıyorlar ve bu beni çok mutlu ediyor. Ne şanslıyım ki yaklaşık 2 senedir çalışma fırsatı bulduğum Opt.d.com da Mar-tech vizyonu kapsamında sektöre ilham olan bir yol haritası açıkladı ve bu kültürel değişimin bir parçası olmak beni gerçekten çok özel hissettirdi. Yakında heyecan verici projelerin haberlerini alıyor olacağız

    BONUS 2: Çalışırken müzik dinler misin? Eğer evetse bizimle müzik listeni paylaşır mısın?

    Eğer odaklanmam ve aslında yaratıcılığımı konuşturmam gereken bir task ile ilgileniyorsam bazen hiç müzik dinlememeyi tercih ediyorum. Ancak bazı süreçlerde de müzikle besleniyorum. Bahsetmiş olduğumuz Just Boutique ekibiyle birlikte ortak bir Spotify playlist oluşturmaya karar verdik; bizi müzik de birleştirsin diye.

    Esnek çalışma deneyimlerini bizimle paylaşan Yağmur Şimşek'e, röportajımıza katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun

    Duygu Çelebi Kaya, 1988'de Kdz. Ereğli'de doğdu. İlkokul, ortaokul ve liseyi farklı şehirlerde okudu. Lisans eğitimini Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı ve Halkla İlişkiler ve Tanıtım (çift anadal) bölümlerinde tamamladı. Ardından yine Yeditepe Üniversitesi'nde Pazarlama İletişimi yüksek lisansı yaptı. Çalışma hayatına İstanbul Kalkınma Ajansı'nda Kurumsal İletişim Sorumlusu olarak başlayan Duygu, Hollanda merkezli bir dijital pazarlama ajansında ve sonra da BinYaprak'ta çalıştı. İstanbul'da başladığı BinYaprak macerasına bir süre sonra dijital göçebe olarak devam etti. Şu anda BinYaprak'ta geleceğin trendlerinden "esnek çalışma işgücü" yolculuğunun yönderi olan Duygu, Balıkesir'de aile şirketi için çalışmakta ve 2-5 yaş arası öğrencilere Yaratıcı Düşünce dersleri vermektedir.

    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.