Yeni Üniversite, Yeni Şehir, Yeni Hayat

    Yeni Üniversite, Yeni Şehir, Yeni Hayat

    Aileden uzakta üniversite okumak bir dönüm noktası denilebilir. Yabancı bir şehre alışma stresine değil de, kendini keşfetme fırsatına odaklanmanın nasıl olacağına birlikte bakalım mı? Keyifli okumalar!

    18 senelik bir "aileli eğitim" sürecinden sonra başka bir şehirde yepyeni bir hayata başlamak bazılarımız için tadından yenmese de bazılarımız için dünyanın sonu olarak görülebiliyor. Bense Samsun'da doğup büyüyen, ardından Sabancı Üniversitesi'ni kazanarak İstanbul'a taşınıp kendini üniversitenin hayatımın dönüm noktası olacağına inandıranlardanım. Eh tabi, her dönüm noktasının pozitif veya negatif olabilme ihtimalleri var. Başka bir şehirde olmak da cabası!

    Helikopter ebeveynlerden* uzakta

    Ebeveynlerimiz doğumumuzdan itibaren bütün sorunlarımızı çözmeyi görev edinir. Şehir dışında üniversite okumak aslında çoğumuzun iyi niyet kurbanı olduğu bu hassas noktada hem ebeveynlere hem de biz çocuklarına yardımcı oluyor. Ulaşımdan yemeğe, okuldaki idari problemlerden arkadaşlara kadar birçok problemin olacak. Bazen işin içinden asla çıkamayacağını sanacaksın ama her seferinde çıkmayı başaracaksın. Problemlerini kendin çözmenin keyfine vardıktan sonra aslında tek ihtiyacının kendin olduğunu göreceksin ve zorlukları aşman her seferinde daha da kolaylaşacak. Eskiden dünyayı yıktığın problemlerin artık uzaktan birer karıncaya dönüşecek. Bütün konularda problemlerini kendin çözüyor olmak emin ol hem seni hem de ebeveynlerini mutlu edecektir.

    Ulaşmak ya da ulaşamamak, işte bütün mesele bu

    Benim en büyük problemlerimden biri sevgili  okulumun fazlasıyla şehir dışında olmasıydı. Öyle ki, okulumuzda "şehre inmek" diye bir tabir vardı! Yurtta kalmıyorsan okuldaki servisler dışında herhangi bir vasıta ile "şehre inmek" en az 2-3 saatini alıyor. Ve sen de benim gibi gidebileceğin maksimum uzaklığın 30 dakika olduğu bir şehirden İstanbul'a geliyorsan toplu taşıma ile serüvenin ilk başlarda biraz sinirini bozacak. Ama yıkılmak yok! Bu noktada şartlar seni bir trafik analistine dönüştürüyor ve tabii ki telefonundaki navigasyon uygulaması da can yoldaşın oluyor; böylece gideceğin noktaya ulaşman mutlaka kolaylaşacaktır. Toplu taşıma için en çok kullanacağın, mobil uygulaması da bulunan adresi şöyle bırakıyorum: http://www.iett.istanbul/tr

    Şehrin tadını çıkar

    Hangi şehre gidersen git, artık yeni bir hayat ve yeni bir şehir keşfedilmek için seni bekliyor. Dışarı çık ve tadını çıkar! Şehirde gezilmedik müze, izlenmedik tiyatro, dinlenmedik sanatçı bırakma! Fırsatları takip edersen, aslında bunların çok da zor olmadığını göreceksin. Ayrıca öğrenci statüsü sağ olsun, bunların birçoğuna indirimli veya ücretsiz ulaşabilirsin. Galata severler için Salt Galata, denize nazır bir müze gezisi istiyorsan Sakıp Sabancı veya İstanbul Modern gibi pek çok müzeye belirli günlerde ücretsiz giriş sağlayabilirsin. Ücretsiz giriş yapabileceğin bazı favori müzelerim için de seni şöyle alayım: http://listelist.com/istanbul-ucretsiz-muzeler/ Bunun yanı sıra birçok ünlü oyunun ücretsiz olarak sergilendiği Kadıköy Tiyatro Festivali 18 Ağustos'a kadar devam edecek. Mesela buradan başlayabiliriz gezmelere!

    Neleri sevdiğini keşfet

    Konfor alanının tamamen dışına çıktığın bu 4-5 yıllık süreç aslında neyi sevip neyi sevmediğini anladığın, kendini keşfettiğin bir zaman dilimi haline geliyor. Yapabileceğin en güzel şey sürekli kendini nasıl geliştirebileceğini araştırma halinde olmaktır. Neye inanıp neyi sevdiğini keşfettiğin zaman bir topluluğun parçası olmak her zaman seni evinde hissettirecektir. Öyle ki, bir tane bile kız kardeşe sahip değilken bir anda yüz tane kız kardeşe sahip olduğun hissini veren bir topluluğun içinde bulabiliyorsun kendini. Bkz. CampusWIN programı! Bu his hangi toplulukta olursan ol, seni evinden veya ailenden uzak olma fikrinden kurtarıp rahatlacaktır. 

    Yani ye, iç, gez ve en önemlisi kendini tanı, gerisi zaten gelecektir!

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun

    Merve Cankız Çoruh, 1996 yılında Samsun’da doğdu. Merve, Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü 4. sınıf öğrencisi. Üniversitenin ilk senesinde Girişimcilik Vakfı tarafından desteklenen Onward programı ile New York’a giderek 1. sınıfın sonunda New York girişimcilik ekosisteminde staj yapma şansına sahip oldu. 2017 yazında ise Arçelik-LG’de Üretim Mühendisliği Yöneticiliği stajı yapmakta. Aynı zamanda Sabancı Üniversite’sinde Civic Involvement Projects adı altında Çocuk Gelişimi, Sığınmacı Hakları ve Toplumsal Cinsiyet projeleri başta olmak üzere birçok sivil toplum projesinde yer aldı. TurkishWIN’de Event Komitesi’nde Komite Liderliği yapmakta. Merve, profesyonel kayakçılık yanı sıra lisanlı binici ve Sabancı Üniversitesi Binicilik Kulübü Yönetim Kurulu Başkanıdır.

    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.