Bilim İnsanlarının Medya ile İmtihanı

    Bilim İnsanlarının Medya ile İmtihanı

    Medyanın hayatımıza girişi oldukça yeni olmasına rağmen giderek artan kitle iletişim araçları sayesinde hızla payını yükselten bir alan. Bilimin bu alana hem akademik hem de bilimsel gelişmeleri aktarması yönüyle ilgi duyması kaçınılmaz. Medyanın hayatımıza girişiyle birlikte bilim insanlarının da rahat ettiği söylenemez. Gelin birlikte bilim insanlarının medyayla olan imtihanını inceleyelim. Keyifli okumalar!

    Medyanın hayatımıza girişi oldukça yeni olmasına rağmen giderek artan kitle iletişim araçları sayesinde hızla payını yükselten bir alan. Bilimin bu alana hem akademik hem de bilimsel gelişmeleri aktarması yönüyle ilgi duyması kaçınılmaz. Taraflardan birinin yeterli özeni göstermemesi telafisi çok güç hasarlara sebep olabilmekte. Söylemlerimiz kalabalık bir sınıftaki grip virüsü misali hızla yayılıyor. Bir de bu sürece "medyada ne kadar varsan o kadar iyisin"ciler ile her gün oturduğu yerden büyük komployu çökerterek sansasyonel bir çıkış yapanları da dahil ettiğimizde dev bir kaos ile baş başa kalıyoruz. Bu sınıfın içerisinde birkaç tedbirli ve aşılı öğrenci dışında hepsi hasta olmuş buluyor kendini.

    Konunun ilk ayağı bilim insanlarının medya kullanımlarındaki en önemli unsurlar. Bunların başını "dil" çekmekte. Yıllar yılı akademik dile alışan söylemlerin alan dışından insanların anlayabileceği hale getirilmesi fazlaca emek gerektiren bir nokta. Halk sağlığına dönük araştırmaların, diyetlerin ya da gündelik hayata dair bilimsel gelişmelerin paylaşıldığı ortamlarda ağzınızdan çıkan ya da bir anda yazıya döktüğünüz kelimeler sizin olmaktan çıkarak size hükmetmeye başlıyor. Tarih boyunca bilimi iyilik için kullananlar hep var oldu fakat aksi de hiç eksilmedi. Sansasyon = Ün = Para denklemi kuruldu. İnsan en çok ekranda gördüğünü, en son söyleneni, en basit olanı algılamakta. Bu sebeple ana haber bültenlerinin hep aynı kişilerle yayın yaptığını söyleyebiliriz.

    Değişen çağa ayak uyduran "BEN HOCAYIM" hissiyatından uzaklaşan bilim insanları sosyal medyayı oldukça aktif ve faydalı kullanıyor. Hayatım boyunca Güneydoğu Asya benim için öylesine bir coğrafya idi. Kaplumbağa Büyükelçisi Gözde Çilingir'in Twitter hesabını (@didicikit) takip ettiğimden beri belki ömrümde hiç görmeyeceğim yerlerde bilim adına ömür geçiren, bunu çok anlaşılır bir dille paylaştığından beri kaplumbağalarla ilgileniyorum. Bir başka bilim insanı olan sevgili dostum İnci Kadribegiç'in hem şahsi twitter hesabı (@ikadribegic) hem de kök hücre konusunda tematik hesap olarak oluşturduğu (@StemmyCell) üzerinden bilim ve bilim dünyasına dair tadına doyulmaz paylaşımlar var. Fizik üzerine Türkçe en güzel mikroblog yayını yapan hesap olarak (@bohringerstein) sayesinde kuantum fiziği ve nice fen bilim konusunu öğrenmeniz mümkün. Veri biliminin, büyük verinin, yapay öğrenmenin kısaca bugünün dünyasında yaşanan son gelişmelerin çoğu kez tatlı bir mizahla anlatıldığı (@sibirbil) İlker Hoca'nın hesabı. Bu hesapların ortak özelliği önce iyi insan olmak ve bilim insanı olmanın getirdiği sorumlulukla hangi ülkede ya da nasıl bir programla boğuşuyor olursa olsun topluma faydalı olmak. Podcast üzerinden bilim yayını yapan Muhabbet teorisi. Tevfik Uyar ve farklı alanlardan bilim adına çalışan dostları ile yaptığı bilim adına bir şey öğrenmek isteyen herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği bir podcast bu. Bilim insanları tüm çalışma yüklerinin yanı sıra karşılık beklemeden bunları açık paylaşımlara dönüştürüyor.

    Bilim insanının iyi ya da kötü olduğunu nasıl anlayacağız?

    "Kötü bilim insanına bir yaptırım oluyor mu?" sorularımız var. Şahsi sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımların bire bir kişilere zarar vermeye yönelik olmadıkça yaptırım pek mümkün olmuyor. Yukarıda okyanusta damla misali örneğini verdiğim değerli bilim insanları gibi alanlardaki boşlukları doldurmaya, seslerimizi gürleştirmeye ihtiyacımız var. Hep birlikte bir kere daha avazımız çıktığı kadar tekrar edeceğiz "Hayatta en hakiki mürşid ilimdir, fendir."

    Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Alp Aslandoğan tarafından yazılmıştır.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    BinYaprak Misafir Yazar henüz özgeçmişini yazmamış
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.