Sosyal Medyada Taraf/tar Olmak

    Sosyal Medyada Taraf/tar Olmak

    Sosyal medya kullanırken eylemlerimizi bilinçdışımız mı belirliyor? Sosyal medyada taraf/tar olmak bizi kolaylıkla 'sahibinin sesi' yapabilir mi? Sosyal medya benliğimizle günlük yaşamdaki benliğimiz birbiriyle örtüşüyor mu?

    Siz de kendinize bu gibi sorular sorup bulduğunuz cevaplarla tatmin olmayan veya hala ''Ötesi de var mı?'' diye düşünenlerdenseniz yazının devamında kendinize birtakım cevaplar bulabilirsiniz.

    "Hevesle sosyal medya hesabınıza girdiniz. Zaten yaklaşık on dakika önce de girmiştiniz ya neyse. İlk karşınıza çıkan gönderide yüzünüz dağıldı. Maviler ilk turu kaybetmişti. Vücudunuza yayılan öfkenin ateşini hissediyordunuz. Bu nasıl mümkün olabilmişti ki?"

     "Ardından gelen gönderiyi gördünüz. Yeşillerden birisi mavileri morarmakla itham etmişti. Hırsla maviliğin üstünlüğünü savunan bir yazı yazdınız. Gönder tuşuna basmanızla ekranınıza bildirimler yağmaya başladı. Popüler olmuştunuz. Yeşillerin hakaretleri ve mavilerin övgüleri aynı anda yağıyordu. Başınızı göğe kaldırdınız. İçinizdeki dev öfke yumağı güç hissine dönüşmüştü. Hızlıca hipodroma girdiniz. Bir sonraki yarışlar başladığında sloganlarınız mavi ya da yeşillerden çıkıp İmparator Jüstinyen'e yönelmişti. Sosyal medya hesabınıza birlik mesajları yağmaya başlamıştı. 532 yılı Kostantinopolis'inde imparator için böyle bir sosyal ağ ile karşı karşıya kalmak oldukça üzücüydü. Hemen internetin kesilmesi emrini verdi."

    Tarihe "Nika" isyanı olarak geçen isyan günümüz teknolojisine sahip olunsa sanırım böyle geçerdi. İnsan en sık kullanılan şekliyle sosyal bir varlıktır. Dünya üzerinde bu derece etkin bir tür olmasını büyük oranda sosyalliğine borçludur. Karmaşık sosyal düzen oluşumu için gruplar vazgeçilmezdir. Avcı toplayıcı dönemden gelen güven işaretlerinin evrimi günümüz modern toplumunda hayatın her alanında etkilidir. Kıyafet, saç, sakal, duruş ve seçilen kelimeler gibi belirteçler grup olarak nereye ait olduğumuzu belirtmektedir. Teknolojik gelişim ve Web 2.0 ile birlikte bu karmaşık sosyal ağlar büyük oranda sanal ortamlara taşınmıştır. Bu taşınma sonucunda bireyler belirteçleri kullanarak kendilerine ait olabilecekleri grupların yansımalarını oluşturmuşlardır.

    Günlük hayattakinin aksine sosyal medya aitliği daha yoğun olarak ortaya çıkmaktadır. Fakat uzun süreli devam etmeyen bu aidiyetler genellikle günlük hayata taşınan ya da günlük hayattan sosyal medyada taşınan imgeler üzerinden yürütülmektedir. Sosyal medya kullanımındaki temel motivasyon görünür olmaktır. Bu açıdan bakıldığında taraf/tar olmak her zaman kazançlıdır. Aynı siyasi örgüt, spor takımı, eğitim düzeyi gibi belirgin ya da duruma tepkisi yönüyle anlık taraf olmak kazançlıdır. Suskunluk sarmalı kuramı 1974 yılında Elisabeth Noelle-Neumann tarafından ortaya atılmıştır. Bu kurama göre; insanlar, toplumun çoğunluğu tarafından dışlanmak korkusu ile fikirlerini açığa vurmaktan çekinirler. Kitle iletişim araçlarında yer alan görüşler ne kadar baskınsa, bireysel karşıt görüşlerini açıklamakta o kadar sessiz kalmaktadırlar. Bu durum bizi yankı odası dediğimiz sadece görüşlerimizin uyumu olduğu insanlarla bir araya gelmeye itmektedir. Bu yankı odaları güvende ve doğru hissetmemizin en kolay yoludur. Sosyal medyada en büyük eksik olan vücut dili işaretlerini bu gibi yollarla saf dışı bırakmaya çabalıyoruz. Bir paylaşımla karşılaşan kişi ne yazdığından önce kimin yazdığıyla ilgileniyor. Bu durum da çoğu kez linç ve hakaretle karşılanıyor.

    Bu durumdan sosyal medya kullanımında belli başlı bazı ilkeler kullanarak kurtulabiliriz. Özellikle sosyal medya paylaşımında özgür olduğumuz fikrinin toplumsal normları orada geçersiz kılmadığını anlamak önemli. Farklı fikirleri takip ederken ya da fikrine uymayan insanları eleştirirken bağlamın ve kişilik haklarının farkında olmak gerekli. Tümünü özetlemek gerekirse, sosyal medyada taraf/tar olmak bizi çok kolaylıkla sahibinin sesi yapabilir. Bu yüzden pişman olmamak adına son bir gözden geçirme oldukça önemli.

    Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Alp Aslandoğan tarafından yazılmıştır.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    BinYaprak Misafir Yazar henüz özgeçmişini yazmamış
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.