Büyük Babaannem Meryem Pulatkonak: Ailemizdeki Güçlü Kadınların Gizemli Kahramanı

    Ailenin-Buyugu-Meryem-Hanim

    Sizin ailede durumlar nasıl bilmiyorum ama bizde hikaye hasadının tam zamanı. Bugün sizler ve ailemde bilmeyenlerle büyük babaannem ve Cumhuriyet Kadını Meryem Pulatkonak'ı tanıştırmak istiyorum.

    Melek 

    Hayatımda aldığım cesur ve özgür kararların arkasında hep güçlü kadınlar var. Bunların başında annem ve halalarım geliyor. Özellikle Asuman halama olan düşkünlüğümü beni tanıyan herkes bilir. 

    Hıkayesini biraz çıtlatayım sizlere :-) 1936 doğumlu olan halam, gençliğinde eşi kendisinden boşanmıyor diye konuyu inada bindirip 1962 yılında Amerika'ya göç etmiş. Mantığı ise çok yalın: "Ben Amerika'da başka biriyle evlenirsem kocam beni boşar." O dönemin Istanbul'unda onunla evli olmasına rağmen evlenecek damad adayını nasıl buldu ve Amerika'ya nasıl gidip evlendi… Bu bile bir başarı. Amerika'daki yeni yaşamının 8. yılında boşanmayı başaran halam, bir daha Türkiye'ye dönmedi. Amerika'daki ilk Türk kadın girişimcilerden biri olan Asuman Pulatkonak (Polat)'ın cesur kararlarını ve kişiliğini hayal edebilmeniz için bir kolaj paylaşıyorum. 

    Asuman halamın rol modeli acaba kim diye düşünüp, aile içinde sorgularken karşıma Meryem Pulatkonak, babamın babaannesi çıktı. 1881 yılında İstanbul Gümüşsuyu'nda doğan Meryem Hanım, kendinden 24 yaş büyük olan İzzet Bey ile evlenmiş.  


    İsim Annem Meryem Hanım 

    İsim annem olan büyük babaannemin hikayesini araştırıp, dinledikçe, babam vefat etmeden onunla da konuşmadığıma çok pişmanım. Halam, Meryem Hanım'ın saraylı olduğunu ve İzzet büyük dedenin sarayda tablakar başı olarak çalıştığını söyler. Meryem Hanım'a herkes Melek dermiş. 

    Harika ud çalan ve şarkı söyleyen Meryem Hanım'ın halamın kulaklarında kalan şarkısı ise "Bahriyelim Güzelsin Beni Neden Üzersin." 

    Yangın Sonrası Aşılan Zorluklar  

    1915 yılındaki Cihangir yangınında yanan 135 binadan birisi de bizim aile evimizmiş. Kardeşi Fatma teyze ile evden çocukları ve bir sardunya saksısı ve bir dikiş makinasıyla çıkmayı başaran iki kız kardeşi, zor bir dönem karşılamış.

    Üç oğluna bakamayacağına karar veren Meryem Hanım, en büyük oğlu Halil'i Darülaceze'ye bırakmak zorunda kalmış ve en büyük amcamız Halil orada 15 yaşında vefat etmiş. Evde kalan iki oğlu, Kazım ve Mehmet Emin (dedem) çocuk yaşta ve savaş döneminde çalışmaya başlamışlar. Kazım amca bir matbada çalışırken, o dönem 5-6 yaşlarında olan dedem pavyonlarda kibrit satarmış. Dedemin çalışma hayatı bu şekilde başlamış. Çok zeki ve çalışkan olan dedem, ölene kadar da çalıştı.

    Kendimi bugün Meryem Hanım'ın yerine koyuyorum. 34-35 yaşındayım. Savaş dönemi. Herşeyimizi kaybetmişiz. Koca bir evden bir göz odaya geçmişim. Çocuklarıma kol kanat germeye çalışıyorum. Küçük oğlumun omzuna kibrit tablası geçiriyorum ve pavyon çıkışında sağ salim çıkmasını bekliyorum. Yaşadığı acı, hayal kırıklığı ve stresi hayal bile edemiyorum. 

    Bu dönemde eşi İzzet dede nerede? Tek bildiğim 1919 yılında vefat ettiği. Dedem 9 yaşında iken.

    Bu zor dönemde dedemin ve kardeşi Kazım'ın memenjit geçirip, büyük bir işitme kaybı yaşadıklarını biliyorum. Dedemin zil ile çağrıldığı çıraklıklarda, zile tüy taktığını ve dudak okuduğunu söylerler. 

    Torunlarına Annelik Eden Meryem

    İki oğlunu hep bir arada tutan Meryem Hanım, onların arkasındaki itici güç olmuş. Dedem yengesinin altın dişini sermaye yapan bir kuyumcu olmuş. Çıraklıktan yetiştiği meslekte ilerlemiş. Varlığı hızlıca yoktan var etmenin en kestirme yolu olan girişimciliği kendine meslek edinmiş ve çok çalışmış. 

    Daha sonra, dedem evlenip, kısa bir zaman sonra babaannem Talat Hanım'dan boşanınca, ilginç bir şekilde babam ve halam, babalarıyla yaşamaya başlamışlar. Ne yazık ki Talat Hanım da 38 yaşında vefat edince, babamı ve halamı büyüten ve kollayan gene Meryem Hanım olmuş.  Aşağıdaki fotoğrafta Meryem Hanım, babam Aydın ve halam Asuman yer alıyor. 


    Ayakkabını Kafana Giyersen Komik Olursun

    Akıllı ve kudretli bir kadın olan Meryem Hanım aileyi hep bir arada tutmuş. 1964 yılında ve 83 yaşında vefat eden Meryem Hanım'dan sonra aile görüşmeleri azalmış.

    Ailenin Mısır ile bir ilgisi olduğunu ve Nasır'ın döneminde gelin mallarınızı alın dendiğinde, Meryem Hanım'ın Mısır'a gittiğini ve dönüşte üzüntüsünden yataklara düştüğünü biliyoruz.

    Meryem Hanım'ın torunlarıyla sohbet ettiğini, onlara tavla gibi oyunlar öğrettiğini, önemli değerler aşıladığını-yaşattığını ve genlerimizdeki aileci yapı taşının temeli olduğunu da biliyoruz. 

    Torunlarının kiminle arkadaş olması gerektiğine kadar ailenin her kararında otoriter bir tutum sergileyen Meryem Hanım, bir konuya katılmadığında hep "Ayakkabını Kafana Giyersen Komik Olursun" dermiş. Halamın kulaklarında bunun gibi birçok Meryem özlü sözleri halen yakınlanmakta. 

    Varlıklı bir hayattan sonra herşeyi kaybeden ve tek başına çocuklarınla yeniden hayatını kuran Meryem Hanım'ın azmine ve kudretine hayranım. Cumhuriyet'in kuruluş dönemiyle ailemizin küllerinden doğmasının da aynı döneme gelmesi çok manidar. 

    Siz Herşeyi Yaparsınız

    Asuman halama ve babama her daim öz güven aşılayan ve hayata karşı duruşuyla hepimize örnek olan Meryem Hanım, büyük babaannem, seni tanımayı çok isterdim. 

    Asuman halam Kapalıçarşıda 1960lı yıllarda dükkanını açıp, çalışmaya başladığında yaparsın diyen sensin. Dedemin dalgalı seyreden hayatındaki sakin liman ve dengeleyici kaya gene sensin. Eminim, senin cesaretlendirmen olmasaydı dedem de girişimci olamazdı. 

    Torunlarının çocuklarına - bize gelince-  sanırım yalnızca Yalkın seninle dolu dolu vakit geçirebildi. Aşağıdaki fotoğraf bu yüzden çok değerli. Şanslıymış. 


    Büyük Babaannem Meryem'e

    İyi ki varsın, iyi ki bizleri var etmişsin ve iyi ki kudretini hepimize geçirmişsin. Sana çok şey borçluyuz. Unutulmadın, unutulmayacaksın. 
     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.