Erasmus+ Maceramız

CampusWIN üyelerimizden Kübra Takcı, Sevilhan Odabaşı ve Zeliha Tecik katıldıkları Erasmus+ projesini sizin için anlattı. Keyifli okumalar dileriz!

Üç ortak olan KobieTY (Polonya merkezli bir STK), Asociación "Eo, Eo" (İspanya merkezli bir STK) ve SDG Student Hub (Türkiye merkezli gayri resmi bir grup) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile ilgili iyi uygulamalarını paylaşmak için bir araya gelerek "Sustainable Youth. Young Youth Workers Creating Sustainable Communities" adlı Erasmus+ Projesini (2020-3-PL01-KA205-094839) yazdılar.

Bu 21 aylık süreçte her bir SKA için yerelde yapılan faaliyetlere ek olarak dört hareketlilik düzenlendiler. Üç ülkeden 30 kişinin bir araya geldiği bu hareketliliklerde katılımcılar olarak bizler yerel faliyetlerde öğrendiklerimizin üstüne koyayarak fikirlerimizi tartışıp SKA'ları destekleyen yeni alışkanlıklar edinmeye çalıştık.

Sonuç ne mi oldu dersin?

Kısaca göz atmak istersen videomuzu izleyebilirsin.

Instagram sayfamızı ziyaret edebilirsin.

İçerisinde yaptığımız birçok yerel faaliyetlerin arasından seçtiğimiz en iyi uygulamalarımızı, hareketliliklerde yaptıklarımızı ve her bir SKA için bir araya getirdiğimiz önerilerimize bulabilirsin. Umarız ilham alabileceğin keyifli bir okuma olur.

Ayrıca yazının geri kalanında Erasmus+ maceramız hakkında paylaşmak istediklerimizi bulabilirsin.

Kübra: ''Hayattaki en önemli şeylerden birinin iletişim olduğunu düşünmekteyim. İletişim için de kendini ifade edebilme yeteneği büyük rol oynamaktadır. Ancak kendi kültürümüzden olmayan kişilerle de çağımız gereği birçok noktada birleşiyoruz ve başka bir dile ihtiyaç duyuyoruz. Özellikle, uluslararası bir kimliğe sahip olmak istiyorsak başta İngilizce olmak üzere yeni bir dile başvuruyoruz. 

Yaklaşık iki sene önce tam da bu nedenlerden ötürü İngilizce konusunda yetersiz olduğumu düşündüğüm ve iletişim kurmaktan çok çekindiğim bir dönemdeydim. Çevremde pek çok uluslararası öğrenciler bulunmaktaydı ve her gün çeşitli projeleri beraber yürütmekteydik. Çekindiğimden kaynaklı verimli görüşmeler olmadığı kanaatindeydim. 

Bir gün karşıma bu proje çıktı ve başvurdum. İlk İngilizce mülakatımı gerçekleştirdim. Daha sonrasında projede Polonya ve İspanya gibi ülkelerden akranlarımız ile bir araya geldik. O zaman, anladım ki İngilizce konusundaki tek engelim kendimmiş. Kimse kimseyi yargılamıyor ve bir şekilde iletişim kurulabiliyormuş. Ayrıca farklı dillerden insanlar olarak bir araya gelmiş olmamız bizleri daha çok öğrenmeye de teşvik etti. Bu proje sürecinde başta kendi koyduğum engeli kaldırdım ve sonrasında şevkle daha çok öğrenmeye motive oldum.

Unutmayın ki İngilizcenizi sizden başka kimse yargılamaz.''

Sevilhan: ''Katılmış olduğumuz bu proje, farklı insanlarla çalışma disiplinine sahip olmamıza yardımcı oldu. Herkes birbirinin düşüncesine saygı duyarak kendi fikirlerini ortaya koydu. Tamamen orijinal, rengarenk çıktılar elde ettik.

Elde ettiklerimiz sadece proje çıktıları değildi tabi ki. Bir konuyla ilgili ne kadar farklı fikir olabileceğini de görmüş olduk. Bu durum olaylara karşı, bir değil birçok açıdan bakmamı sağladı.

Farklı kültürlerle harmanlanmış katılımcılara sahip olmanın avantajlarından bir tanesi de bizim için zor olan şeyler onlar için gayet olağandı. Bu sayede, zihnimizde kendi oluşturduğumuz bariyerleri aşmamız gerektiğini anlamış oldum.

Oturduğum rahat koltuktan kalktım ve proje için elimden geleni yaptım. Bu da aslında konfor alanımdan çıkmam için de güzel bir motivasyon oldu. Ve bir kere bunu yapabileceğini gördüğün zaman gerisi geliyor. En azından benim için böyle oldu. Yeri geldiğinde elimi taşın altına koymaktan çekinmiyorum ve aksiyon alıyorum.'' 

Zeliha: ''Yılın son günlerinde hayatın bana sunduğu fırsatları yakalayıp doğru şekilde değerlendirip değerlendirmeği düşünürken buldum kendimi. Fark ettim ki bu proje yakaladığım en güzel fırsatlardan biri olmuş benim için.

İlk yurt dışı deneyimimi bu projeye borçluyum. Güldüğüm, ağladığım sayısız anı biriktirdim. Örneğin hayatımda ilk defa saatlerce rötar yapan bir uçağı bekledim, başka bir ülkede turist olmanın heyecanını yaşadım, yeni şehirler keşfettim, güneşi farklı bir ülkede batırdım, gökyüzündeki yıldızları dünyanın başka yerlerinde izledim, sokaklarda kayboldum ve gezgin olmanın bana ne kadar iyi geldiğinin farkına vardım. 

Ayrıca dünyanın neresinde olursak olalım ''insan'' olarak hepimizin dertlerinin, hüzünlerinin, sevinçlerinin, umutlarının aynı olduğunu gördüm. 

Ek olarak İngilizce sohbetler ederek bu konuda kendimi geliştirdim ve farklı milletlerden yeni arkadaşlar edindim. Ne diyebilirim ki iyi ki bu projenin bir parçası oldum ve bu projeye katılarak kendime bir ''iyilik'' yaptım. 

Hayatlarımızda ''iyiliklerin'' artması dileği ile!''

Bu yazı BinYaprak misafir yazarları Kübra Takcı, Sevilhan Odabaşı ve Zeliha Tecik tarafından yazılmıştır.