Birçoğumuz bir şekilde sosyal girişimcilik kavramıyla bir yerlerde karşılaşıyoruz. Fakat kaçımız, gerçekten neden sosyal girişimcilik diye kendine soruyor?
Oldukça popüler bir sektör olan girişimciliğin bu kadar popüler olmasının tabi ki birçok nedeni var. İlk olarak sabah dokuz akşam beş çalışmak birçok kişi için büyük bir kısıtlama haline geliyor. Eğer aklından birçok fikir geçen bir kişiysen ve bunlar birbirinden farklı sektörle alakalıysa ister istemez kurumsal hayattan kopmaya ve girişimciliğe belki de sosyal girişimciliğe doğru kaymaya başlıyorsun. Farklı fikirlere sahip olan insanlar aynı zamanda araştırmayı ve öğrenmeyi seven insanlar oluyor. Yaratıcılığı yüksek olan bu insanlar hayatlarına yeni bir anlam katmayı ve dünyayı bir şekilde değiştirmeyi hedefliyorlar.
Bunların yetmediğini düşündüğünüzde, daha fazlasını istemeye başladığınızda dünyaya ve toplumlara bir iz bırakmak istediğiniz zaman o zaman karşınıza sosyal girişimcilik çıkıyor. Sık sık duyduğumuz her kavram gibi sosyal girişimcilik kavramını da birçok farklı tanımı olsa da kısaca toplumsal bir etki yaratan sürdürülebilir bir değişim olarak tanımlayabiliriz.
Sosyal girişimciliğin, girişimcilik kavramından en büyük farkı amacının kar elde etmekten önce toplumsal sorunlara çözüm bularak toplumsal bir fayda sağlamasıdır. Doğru gözlemlerle toplumsal sorunların farkına vararak toplumsal bir etki ile mevcut durumu değiştirerek soruna çözüm bulunmasını aynı zamanda da mali anlamda da bir katkı sağlanmasını amaçlar. Elde edilen karın toplumsal etkinin büyümesi için ya da farklı toplumsal sorunlar için kullanılması ise sosyal girişimciliği girişimcilikten ayıran bir başka bir faktördür.
Sivil toplum kuruluşları toplumların sorunlarını fark ederek toplumların yaşam şekillerini iyileştirmek üzerine kurulmuşlardır. Aynı düşünceye sahip gönüllü insanların bir araya gelerek bir çatı altında resmi kurumlardan bağımsız olarak toplanmasıyla oluşur. Sivil toplum kuruluşları herhangi bir ticari faaliyette bulunmazlar. Birçok kişi tarafından sosyal sorumluluk ya da STK ile birbirine karıştırılsa da sosyal girişimcilik bağışçılara bağlı değildir ve kendi kar maksimizasyonu ile daha kalıcı çözümler üretmeyi amaçlar.
Günümüzde sosyal girişimcilik insanların para kazanmaktan başka sorunları fark etmesiyle birlikte daha ön plana çıktı. Sanayi devrimiyle ortaya çıkan kapitalizm eşitsizlikleri ve ekolojik dengenin bozulmasını beraberinde getirerek insanlar ister istemez kendi hayatlarına kapandı. Farkındalık kazanma ile birlikte insanlar toplumsal ve çevresel sorunlara odaklanmaya ve çözüm getirmeye başladı.
Sen de kendini bir girişimci olarak görüyorsan fakat eşitliksizlere tahammülün kalmadıysa, doğal çevrenin giderek bozulduğuna, asıl çözümün toplumda olduğuna inanıyorsan, kalıcı çözümler üretmek istiyorsan ve bir iz bırakmak istiyorsan kendine sormalısın; neden sosyal girişimcilik olmasın?
Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Ödül Akyol tarafından yazılmıştır.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum