Merakla Başlamak

 Hayret edebiliriz, sorular sorabiliriz, merakla heyecan duyabiliriz; ancak devamında yapmaya başlamak, burası belki de cesaretimizi sınadığımız, işin zorlayan kısmı. Merakın içindeki çocukça tat bize niyetimizi ortaya koyarak hata yapma kredisi de veriyor, almaya gönlümüz varsa.

Biraz da doğum günüme yaklaşmanın etkisi ile "ne yaptım, ne yapamadım" hesaplaşmasını ağır yapan biri olarak kendi üzerimde denediğim bir örneği masaya getiriyorum.

İlk adım: 100 cm'lik bir metre alıyorsunuz.

İkinci adım: Bu metre sizin yaşamınızı gösteriyorsa, yaşınıza kadar kısmını kesebilirsiniz. Sorumuz, devamında ne yapacağımız çünkü…

Üçüncü adım: Ailenizin öyküsünü de dikkate alarak öngördüğünüz yaşam sürenize göre metrenin diğer ucundan da kesmek istediğiniz süreyi kesin.

Dördüncü adım: Geriye kalan parçanın uyku ile geçeceğini varsaydığımız üçte birlik kısmını da istediğiniz taraftan kesin.

Kesme aktivitemizi tamamladık, şimdi kalan parçaya tekrar alıcı bir gözle bakın. 🎈 Bu kadar bir zamanımız var, görselleştirmek iyi mi kötü mü bilmiyorum ama çok güçlü bir yaklaşım. 😉

Buradaki cümle "zaman nakittir, kaçıyor ve acelemiz var" değil; aksine "Zaman çok değerli o nedenle biraz yavaşlayıp tadını çıkarıp dolu dolu devam edelim." İşte tam bu nedenle yoğunluğa saklanmak yerine başlamak için nefis bir zamandayız.

Nereden başlasam bilemiyorum derseniz meraklı sorumuz gelsin:

Varsayalım önümüzdeki 12 ay olası hiçbir riskiniz yok, dilediğiniz inisiyatifi gerçekleştirebilme özgürlüğünüz var. Nereden başlardınız?

Şimdi verdiğiniz yanıtın ilhamı ile harekete geçmek için atacağınız en küçük ilk adımı kendinize sorun. Bir şekilde harekete geçmenize engel olan küçük bahanelerinizden vazgeçmek için her şeyin çok da mükemmel olmasını beklemeden olduğu kadarıyla ne yapabilirsiniz?

Devrilen cümlesiyle de olsa yazı yazmanın devamında paylaşırken "enter" tuşuna basmak işimin en eğlenceli anı. 🎈 Covid-19 ile hepimize bol bol tanınan hata yapma ve deneme kredisini çekinmeden kullanabiliriz. 😉

Nereden başlasam daha iyi olur? En iyi, en doğru başlangıç nasıl olur? Sorularının tuzağına düşmeden ortadan, sonundan canınızın istediği bir yerden başlayın. Sonra hareket etmeye devam edin, oyuna tanıdığınız veya tanımadığınız insanları davet edin. Birlikte deneyin, ortaya daha önce hiç söylenmemiş en muhteşem bir eser çıkmayabilir, belki de çıkar kim bilir 😎 ancak yolda şahane yeni hikayeleriniz ve sürprizleriniz olur. Sonunu bildiğiniz bir filmi izlemekten çok daha renkli bir deneyiminiz olur. İçinde de daha fazla merak olur. 🎈

Müziğe felsefesini katan John Cage de "İstediğiniz yerden başlayın." diyor. Sadece başlayın. Yolda değiştirebilirsiniz, çok da güzel olur ayrıca. Eğer bundan altı ay önce hazırladığınız sunum, yazdığınız bir yazı size bugün de çok şahane görünüyorsa son altı ayda ne kadar yol aldığınızı merakla sorabilirim.

Başı nasıl olsun, sonrasında ne gelecek diye mükemmellik bahanesine sığındığımızda sizi seçen ilham periniz de o fikri hayata geçirecek yeni birilerini aramaya başlayabilir. Hikayenin devamı tanıdık gelebilir. "Benim de aklıma gelmişti", "Benim de benzer bir fikrim vardı" cümleleri kendilerine yeni anne/baba bulmuş fikirlerden gelebilir.

Meraklı birkaç öneri daha isterseniz:

1. Çok da üzerinde düşünmeyin, bir mola verin mesela. Yürüyüşe çıkın, bir dergi veya kitap karıştırın. Sonra fikriniz size gelecektir.
2. Bir kahramanınızı davet edin. Tarihten bir isim veya çizgi romandan çıkmış biri de olabilir, lisedeki matematik öğretmeniz de... Ancak ondan yanıtı almaya çalışmadan, size soracağı soruları tahmin etmeye çalışın. Yanıt da devamında gelecektir.
3. Birileriyle sohbet edin, eski bir çocukluk arkadaşı da olabilir ya da genelde fikirlerini başlangıçta sindirmekte zorlandığınız biri de olabilir. Sorun sonra sadece dinleyin, yanıt vermeyin, ama diyerek kendinizi de anlatmaya çalışmayın. Sonra duyduklarınız üzerinde uyuyabilirsiniz, sabah bir hoş bir sürprizle karşılaşabilirsiniz.

Yeni başlangıçlarınız olsun. 🎈

Bu yazı BinYaprak misafir yazarlarından Mine Kobal tarafından yazılmıştır. Teşekkürler Mine!