Gerçek anlamda akışın bir parçası olduğumuz veya akışı değiştirenlerden olduğumuz bir zaman dilimindeyiz. Bunu sağlayan güç sadece Büyük Veri yani ''Big Data''. Büyük Veriyle ilgili detaylar yazıda.
Günümüzde neredeyse her hareketimiz bir veri oluşturmakta. İster evde film seyrediyor ister dışarıda alışveriş yapıyor ya da trafikteyken arabada oturuyor olalım, arkamızda dijital izler, ve hatta veriler bırakıyoruz. Kullandığımız tuvalet kağıdı markasından, her gün hangiyollardan geçtiğimize kadar pek çok verimize ulaşılabilir durumda.
Dünyada bir dakika içerisinde 18 milyon SMS ve 38 milyon Whatsapp mesajı atılıyor, 3.7 milyon Google araması yapılıyor ve 4.3 milyon Youtube videosu görüntüleniyor.
Sadece biz insanların verilerinin toplanması da değil! Giderek yaygınlaşan ''nesnelerin interneti'' (IoT -Internet of Things) adı verilen kavram yaninesnelerin internete bağlanması ve 'nesne' verilerle oluşan veri havuzunun büyüklüğünü hayal etmek bile güçleşiyor!
Hemen akla bu verilere ne olduğu sorusu geliyor. İnternetin uçsuz bucaksız boşluğunda yok olup gidiyorlar mı?
Bunların bir kısmı veri havuzunda kalabalığa karışırken, bir kısmı toplanıyor, toplananların da bir kısmı işleniyor ve değerlendiriliyor. Büyük veri anlamındaki ''Big Data'' adı verilen bu konsept, 2000'li yılların başında Doug Laney tarafından 3V volume (hacim), velocity (hız) ve variety (çeşitlilik) olarak tanımlanıyor ve ivme kazanıyor. Günümüzde ise metin analizleri, makine öğrenimi, veri madenciliği, istatistik, doğal dil işleme ve yapay zeka teknolojileri ile veriler işlenebiliyor.
Bu noktada ise verilerin büyüklüğü değil, bu verilerin içinden alakalı olanlarının seçimi ve işletmelerin bunları nasıl değerlendirdiği önem kazanıyor.
İşlenen Verilerimizin Tekrar Karşımıza Çıkışı
İşletmeler müşterilerinin geçmiş alışkanlıklarını, beklentilerini ve davranışlarını izleyerek gelecek planlarını tutarlı tahminlere dayalı oluşturabiliyor, sorunları hızlıca çözebiliyor ve ürün/hizmetlerini müşterilerinin gerçek ihtiyaç ve tercihleri doğrultusunda geliştirebiliyor. Böylece kullanıcılarını yakından tanıma ve alışkanlıklarını takip etmeleriyle kişiye özelleştirilmiş deneyimler sunabilme imkânı buluyorlar.
En basit örnekleriyle, sevdiğimiz film ve müziklere göre beğenebileceğimiz örnekler sıralanabiliyor, köpek maması için yaptığınız aramadan iki gün sonra ise karşımıza çıkan mama indirimleri tahmin edersiniz ki tesadüf olmuyor.
Dahası Bir Hayal Uzaklıkta
Buluta bağlı buzdolabımızın içtiğimiz her bardak içeceğin takibini yaparak yaşımız, kilomuz, cinsiyetimiz, bulunduğumuz bölge ve hava sıcaklığı gibi birçok veriden sıvı tüketme alışkanlığınızın modelini çıkartıp, biz bardaktaki son damlayı bitirmeden evimize yenisinin geldiği bir geleceğin hayal olmadığını düşünüyorum.
Ya da bizim en sevdiğimiz şarkıların uyaklarını, kullanılan enstrümanları, ritimlerini ve daha birçok farklı parametrenin oluşturduğu büyük verinin işlenmesiyle, yapay zekanın bize özel oluşturacağı şarkıları arkadaşlarımızla paylaşmamız çok uzak değil.
Son Bir Soru
Tüm bu verilerin toplanması, işlenmesi günün sonunda her şeye bir şeffaflık mı getirecek yoksa tüm gizliliğimizi ve dokunulmaz alanımızı ortadan mı kaldıracak?
Son zamanlarda büyük tartışmalara neden olan bu sorunun cevabını, teknolojiyi nasıl kullanmak istediğimize karar vererek bizler yanıtlayacağız.
Daha Detaylı Bilgi İçin:
https://www.ibm.com/analytics/hadoop/big-data-analytics
https://www.weforum.org/agenda/2017/12/chart-of-day-internet-minute-text-sms-anniversary/
https://www.sas.com/en_us/insights/big-data/what-is-big-data.html
Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından İlayda Büyükdoğan tarafından yazılmıştır.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum