"Hayatımda mesud olduğum ilk gece, sanatın, ruhuma verdiği güzel sarhoşluk içinde idim."
Kadınların hikayelerini paylaşan, "Deneyim paylaşınca güzeldir" inancıyla çalışan BinYaprak ailesi olarak, 29 Ekim'de BinYaprak Hikaye Hasadı Hareketini başlattık. Cumhuriyetimizin 2. yüzyılına kadınların hikayelerini hediye etmek için çıktığımız Hikaye Hasadına, ilklerin hikayeleri ile devam ediyoruz.
Afife Jale 1902 yılında İstanbul Kadıköy'de dünyaya gelmiştir. Türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk kadın oyuncudur.
İlk Yılları:
İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde eğitim gördü. Darülbedayi'nin açtığı tiyatro kursu sınavını kazandı ve 10 Kasım 1918'de kuruma kabul edildi. Afife Hanım, kabul edilen beş Müslüman kadından biri idi. Afife Hanım, Rakibe piyesindeki Leyla rolünden sınava girerek stajyer oyuncu kadrosuna girdi.
İlk Oyun: Yamalar
İlk defa İstanbul'un Kadıköy ilçesindeki Apollon Tiyatrosu'nda sahnelenen "Yamalar" adlı oyununda Emel rolünü canlandırdı. Asıl ismi Afife olan sanatçı, bu oyunda "Jale" takma ismini kullanmış ve daha sonraları Afife Jale adıyla anılmaya başlanmıştır.
Afife Jale ilk sahneye çıktığı o geceyi, altı yıl sonra Refik Ahmet Sevengil'e şu sözlerle anlattı: "Hayatımda mesut olduğum ilk gece. Sanatın ruhuma verdiği güzel sarhoşluk içindeyim. O piyeste güzel bir sahne vardır; ağlama sahnesi. Orada taşkın bir saadetle gerçekten ağladım. Alkış, alkış, alkış… Perde kapandı, açıldı. Bana çiçekler getirdiler. Perde tekrar kapandı. Muharrir (Hüseyin Suat Bey) kuliste bekliyormuş. Ben çıkarken durdu, alnımdan öptü. 'Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazımdı. Sen işte o fedaisin' dedi."
Sahne Yaşamı ve Zorluklar:
Afife Jale, Yamalar oyunundan sonraTatlı Sır oyununda Neyir rolü ile Kadıköy Tiyatrosu'nda sahneye çıktı ve o gece polis tarafından tutuklanmak istendi, ancak Jale kaçtı. Vasfi Roza Zobu'nun anılarında bildirdiğine göre, Kadıköy Polis Başkomiseri, bir Türk Müslüman kadının sahnede yer almasını İslam adabına aykırı kabul ederek Ceza Kanununda "Adab-ı İslamiyyeye mugayir hareket etmek" suç sayıldığı gerekçesi ile tutuklamak istemişti. Bir sonraki oyunu "Odalık"ta da tiyatroya gelen polislerden kaçan Jale, sokakta yakalanarak karakola alındı.
Afife Jale'nin Darülbedayi'de oyunculuğu birkaç ay sürdü. Müslüman kadınların sahneye çıkarılmamasına dair 1921'de İçişleri Bakanlığı'nın kararı ile Belediye 27 Şubat 1921 tarihli ve 204 sayılı bildiriyi yayınlayarak Darülbedayi yönetim kuruluna göndermiş ve Afife Hanım, Darülbedayi tarafından kadrodan çıkarılmıştır. Polis baskısı ve tutuklanma korkusunu kariyeri boyunca yaşamaya devam etti.
Yaşadığı Zorluklar ve Geriye Kalan Hayatı:
Yapmış olduğu ücretli görevine son verilen Afife Jale, bu olanlardan sonra yalnız başına kalmış olsa da sahne hayatından yine de vazgeçmemiştir. Bu süreçte ciddi bir baş ağrısı çekmiştir ve gittikçe ilerleyen bu hastalığına doktoru, morfin tedavisinin uygun olduğunu söylemiş ve tedaviye hemen başlamıştır. 1923 yılında Cumhuriyet'in ilan edilmesi ile Türk kadınlarının sahneye çıkma yasağı ortadan kaldırılmıştır. Morfine olan bağımlılığı süresince Afife Jale artık özgür kalmıştır. Fakat tedavi süresince ilerleyen hastalığı sayesinde Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi görmüştür.
Afife Jale, 1928 yılında besteci Selahattin Pınar ile Kadıköy Kuşdili Çayırı'nda Hafız Burhan konserinde karşılaşmıştır. 25 yaşlarında olan Afife Jale ve Selahattin Pınar ilk görüşte aşk olduğuna inanarak 1929 yılında evlenmişlerdir.
Afife Jale, zamanla tiyatronun boşluğunu dolduracak hiçbir sevginin olmadığını düşüncesiyle tekrar morfin tedavisine devam etmeye karar vermiştir ve bu tedavi sürecinden kimseye bahsetmemiştir. Geçen zaman ile birlikte bir gün Afife Jale odasında dinlenirken eşi Selahattin Pınar şüphelenerek odanın anahtar deliğinden bakmıştır ve damarına morfin enjekte ettiğini görmüştür. Selahattin Pınar daha çok destek olmak içgüdüsü ile daima Afife Jale'nin yanında olmuştur. Aynı zamanda kendisinin de morfin tuzağına düşeceğini fark etmiştir ve bu durum Afife Jale'yi son derece rahatsız etmiştir. Afife Jale; "Terk et beni yoksa sende mahvolacaksın" diye defalarca kez uyarmıştır. Selahattin Pınar ise 6 ay yanında kalmayı başarmıştır ve çözüm olacak düşüncesi ile Afife Jale'yi bırakmıştır.
Kimsesiz kalan Afife Jale ise ilerleyen dönemmde aş evlerinde yemek yemiştir ve parklarda uyumuştur. Uyuşturucu bağımlılığından kurtulamamıştır ve Darülbedayi'den arkadaşlarının yardımı ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne yatırılmıştır. Bir deri bir kemik kalacak kadar çok zayıflamıştır. 24 Temmuz 1941′ de henüz 39 yaşındayken hastanenin morfinmanlar bölümünde hayata gözlerini kapatmıştır.
İlk kadın tiyatrocumuz Afife Jale'yi sevgi ve saygıyla anıyoruz.
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.
BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum