Umay Şaplakoğlu ile İlham Röportajı

    IMG_0556

    Cytiva firmasında Chief Digital Officer olarak çalışan Umay Şaplakoğlu ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızda keyifli okumalar dileriz. 

     Sizi kısaca tanıyalım: Nerede doğdunuz, ne okudunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?

    Ankara da doğdum. Ankara Kolejinden (TED) mezun oldum daha sonra ODTU de Biyoloji lisansı, yüksek lisans ve doktora yaptım. Doktoram sırasında kızımdünyaya geldi ve bu nedenle doktoram bir yıl kadar uzadı. Şu anda Cytiva (Bir Danaher firması) adında bir yaşam bilimleri şirketinde Chief Digital Officer (CDO) olarak çalışıyorum.

    ODTU de doktoramı tamamladıktan (1996) sonra eşimin iş değişikliği sayesinde Amerika'ya geldik. Ben vizem uygun olur olmaz bir postdoc pozisyonu buldum. İki yıl UMDNJ (University of medicine and dentistry of New Jersey) de CABM (Center for Advanced Biotechnology and medicine) bölümünde bir "developmental biology" lab'ında çalıştım. Oldukça zor bir dönemdi benim için. 2000 yılında oğlum doğunca ayrıldım ve iki yıl çalışmadım. İki yılın sonunda Amersham Bioscience a technical support specialist olarak girdim ve beş yıl boyunca da bu işi yaptım. Şirkete girmem için en düşük pozisyondu ve de hala bu stratejik adımı attığım için çok memnunum. Hem sınırları çok belli bir işti, dolayısıyla iki çocuğuma gerekli zamanı ayırabildim, hem de şirketin nasıl çalıştığını iyice anlama fırsatım oldu. Bu arada GE Healthcare şirketi satın aldı. Bu dönemin sonunda Fast Trak grubuna "application scientist" olarak geçtim. Daha sonra aynı grubun Amerika biriminde yönetici oldum. İki yıl sonra global Fast Trak gruplarının yöneticiliğine ve sonra da genel müdürlüğüne atandım. Fast Trak grubu şirket içinde müşterilerden proje alan ve süreç geliştirme (process development), biyoteknoloji eğitimi ve faz 1 ve 2 'drug substance" üreten bir ekip ve Amerika, İsveç, Hindistan, Çin ve Güney Kore de 10-20 kişilik ekipleri ve laboratuvarları olan bir grup. 2016 yılında İstanbul'da da bir uydu ekip de kurduk ve bir laboratuvar açtık eğitim vermek üzere ve bu sırada iki üç defa İstanbul'a gelip, ilaç firmaları, Tübitak ve üniversitelerle konuşma olanağım oldu.

    Fast Trak in içinde geçirdiğim 10 yılı aşkın bir zamandan sonra, hem yönetici olarak gelişmemi hızlandırmak, hem de yeni bir heyecan ve konuya yönelmek üzere digital ekibin başına Chief Digital Officer olarak geçtim. Bu arada Danaher firması bizi satın aldı ve adimiz Cytiva olarak değişti. Son 18 aydır da bu işi yapıyorum. Benim için çok ilginç bir atlama oldu bu. 4 kişiyle başlayıp bir yıl içinde 36 çalışana çıkan bir ekip kurdum. İçinde yazılımcılar, ürün menajerleri, satış, porfolyo ve stratejiyi de içeren bu ekibe benim ana katkım onları bioteknoloji ve ilaç üretimindeki zorluklara ve problemlere yaklaştırmak ve ortak bir dil oluşturabilmek. Bunun ötesinde de Cytiva'yi geleceğe hazırlamak.

    Sizi yönlendiren anlar ve kişiler kimlerdi? Mesleğinizi nasıl seçtiniz, karar anlarınız neler oldular?

    Biyolojiyi biraz şans eseri seçtim denebilir. Yıllar içinde bioteknolojinin bu kadar gelişmesi ve son yıllara damgasını vurması iyi ki seçmişim dedirtiyor. Bütün eğitim hayatım boyunca da sonra da iş dünyasında etkilendiğim, örnek aldığım pek çok insan oldu. Bir iki tanesini seçmem çok zor bu soruya cevap vermek için.

    Aileniz kariyer yolculuğunda sizi nasıl yönlendirdi, destek oldu mu?

    Çok okuyan aydın bir ailenin içinde büyüdüm. Her zaman öğrenmek ve soru sormak, yeni şeyler öğrenmeye meraklı olmak için teşvik edildim. İş dünyasına atladıktan sonra her yaptığımı takip ettiler mi bilmiyorum, hatta sanmıyorum ama hep gurur duyduklarını bana hissettirdiler.

    Kendinizi geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

    En çok okuyarak diyebilirim, bir de tabii işteki tecrübeler ile. Birbiri ile ilgisi olmayan konular okumayı, birinden birine atlamayı seviyorum. Genellikle de en iyi fikirleri bambaşka bir konunun içine gömülmüşken buluyorum. Çalıştığım şirket bana her zaman için yeterli ve gerekli dozda "challenge" lar sağladı. Çok şey öğrendim ve hala da her gün öğreniyorum. Zaten her gün yeni şeyler öğrenemediğim bir iş içinde olmak hiç istemem. İşimin beni en çok tatmin eden yönü bu. 

    Hayatınıza etki eden, ilham aldığınız kişiler kimler, bize onlardan bahseder misiniz?

    O kadar çok var ki seçmek çok zor. En başta ailem ve onların arkadaşları. Çocukken sohbetlerini dinlemeyi çok severdim. Başlangıçta beni devamlı odama yollamak isterlerdi ama annemi onların sohbetlerinden çok şey öğrendiğim konusunda sonunda ikna edebildim ve kalabildim. Sonra bütün okul hayatımda çok değerli öğretmenlerim, eğitmenlerim oldu. İçlerinden birini seçmek diğerlerine haksızlık olur. Ortaokul sıralarında o kadar çok ders dışı aktiveye katılma fırsatım oldu ki, bugün düşündüğümde derslerden çok onları hatırlıyorum ve bugünkü karakterimi ve iş disiplinimin temellerinin o günlerde bu aktivitelerde (sahneye konan müzikaller, okul bandosu) atıldığını görebiliyorum. Üniversite yıllarında da bana ilham veren iki kişiden bahsedebilirim. Birincisi yüksek lisans yaptığım hocam, Emel Hanim (Emel Arınç). Laboratuvara ilk girdiğimde pipet kullanma yeteneğimi geliştirmek için bana aylarca bir assay yaptırmasını unutamam. Ondan aldığım derslerden birinde bize yayınlar verir, abstract kısmını kapatır ve özet yazmamızı isterdi. Hızlı yayın okumayı, önemli yerlerine bakmayı da ondan öğrendim. Beni ve birkaç arkadaşımı düzenlediği NATO'nun desteklediği bilimsel toplantılara yardımcı olarak götürdüğünde ilk defa Türkiye dışında önemli bilim adamlarını gördüm ve konuştum. O toplantılardaki titizliği de bende çok iz bırakmıştır. Üniversite yıllarımdan bir diğer hocam da Yaman Ors. Yaman hocam bize bilim etiği ve felsefesi dersine gelmişti. Daha önce hiç düşünmediğim açılar açtı benim için. Ona hazırladığım dönem ödevini "coevolution" Ankara Üniversitesinde hocaların önünde sunmam için beni çok teşvik etti, bana benden daha çok güvendi. Dün gibi aklımda hem konu, hem sunumun nasıl geçtiği, hem de zorlandığım sorulardaki bana arka çıkması. Ne yazık ki Yaman Hocamı kaybettik bir iki yıl önce, Onu saygıyla sevgiyle anıyorum yeniden. ODTU ve hocalarım beni çok güzel hazırladılar iş hayatına. Bana soru sormayı, öğrenmeyi öğrettiler. Amerika'da bir gün dahi kendimi daha eksik hissetmedim iş hayatımda bu yüzden.

    Kendimiz geliştirmek için hangi dijital kaynakları takip edelim? Mutlaka okumalısın dediğiniz kitaplar var mı?

    Benim sürekli takip ettiğim yayınlar şunlar

    -Harvard Business review

    -McKinsey, Deloitte, Accenture gibi profesyonel servis organizasyonları

    -LinkedIn de takip ettiğim gruplar

    -Her gün NY Times

    Kitaplara gelince pek çok kitap var önerebileceğim. En basta Yuval Harari'nin tüm kitapları (beni son işime epey hazırladı ve ilham oldu diyebilirim), Montaigne in denemeleri ve hayatını anlatan "How to Live" adında biyografisi… Bu yıl okuduğum kitaplardan da Carl Zimmer dan "She has her mother's laugh" i hararetle öneririm. Carl Zimmer NY Times in bilim yazarlarından biri ve genetic deki gelişmeleri bugünümüze kadar çok çok iyi anlatmış bu kitapta, hatta bence bütün Biyoloji sınıflarında okutulmalı)

    Daha Teknik kitaplardan ise Gunter Jagschies in editörlüğünü yaptığı en son kitabı iyi ve güncel bir referans kitap. Biopharmaceutical processing: Development, design and implementation of manufacturing processes.

    Tekrar 20 yaşında olsanız neyi farklı yapardınız? Bu mesleği seçmeyi düşünenlere ne tavsiye edersiniz?

    Tekrar 20 yaşında olsaydım daha da çok okurdum herhalde. Bir de matematiğe daha çok önem verirdim J. Gerçekten öğrenmeyi öğrenmem zaman aldı. Herkese en büyük önerim bu, gerçekten anlamak, öğrenmek amaç olmalı, başarı hangi mesleği yaparsanız yapın buna bağlı olarak kendiliğinden geliyor zaten. Bir de anladıkça, öğrendikçe insan daha çok seviyor ve benimsiyor. Bir de yıllar içinde karşımdaki insanların yerine kendimi koyabilmeyi, iletişimin inceliklerini tecrübe ile öğrendim. Bu bilgiler ve bakış açısı 20 yaşında olsa herhalde çok daha farklı ilerler insan ama tabii bu öğrenme yolculuğu da aslında isin en keyifli kısmı.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun

    TurkishWIN, Türkiye ile bağı olan dünya vatandaşı tüm kadınların birbirlerine ilham ve güç verdikleri fark yaratan bir kizkardeslik networkudur. Avrupa, Amerika ve Türkiye'de faliyette olan TurkishWIN’in misyonu, benzer dünya görüşüne sahip, öğrenmeye açık kadınların içten paylaşımlarına ve birbirlerine fırsat yaratmalarına olanak tanımaktır. BinYaprak bir TurkishWIN girişimidir.

    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.