Ailemizdeki Hikayeler ve Kahramanları: Masal mı, Gerçek mi?

    WhatsApp-Grsel-2024-12-17-saat-19.41.29_178a6abc

    Kurucumuz Melek Pulatkonak'a, ailesindeki kadınların masallarını ve hikayelerini bizlerle paylaştığı için teşekkür ederiz.

    Masal mı, gerçek mi?

    Seni bilmiyorum ama bu soruyu sorduğum ve yanıtlarının peşine düştüğüm ilk yer ailem oldu.

    Seni de ailendeki hikayeleri - masal ya da gerçek - keşfetmeye davet ediyorum. 

    Tanışalım mı?

     BinYaprak'taki yazı serim sayesinde bir sene içinde derinden tanışacağız. 😊

    Ben Melek. TurkishWIN'in kurucusuyum. Bu blog yazısını yayınlayan BinYaprak, bir TurkishWIN girişimi ve bizi buluşturan dijital kız kardeşlik ağımız (iyi ki 🙏🏻)

    Girişimciyim. Meraklıyım. Özüme olan yolculuğumu her yaşta farklı renk ve tatlarla keşfeden, yaklaşık 20 yıl yurt dışında okumuş ve çalışmış, annem ve halamın hikayesinin bendeki çağrışımlarıyla önce onların, sonra da senin hikayenin peşine düşmüş bir hikâye anlatıcısıyım. Kuyumcu bir baba ile önce hemşire, sonra emlak danışmanı ve girişimci olan bir annenin kızıyım. Bu yaşta artık biliyorum ki çok çılgın ve özgün bir ailem var.

    Gelelim seninle bugün paylaşmak istediğim masal ve gerçeklere. 😊

    Annem ve Babamın Masalı

    Annemle babamın hikayesi tam bir aşk masalı gibi başlamış. Öyle büyük hayalleri falan da yokmuş aslında. Tek istedikleri çocuklarına sımsıcak bir yuva vermekmiş. Neden mi? İkisi de üvey anne-babalarla ve duygusal anlamda inişli - çıkışlı evlerde büyümüşler. O eksikliği çok iyi biliyorlarmış. "Bizim çocuklarımız bunu yaşamasın" demişler (ama biz de bunu yaşadık).  

    Gözlerimi kapatınca hala görüyorum - evimizin her köşesinde dans eden, birbirilerine "sevgilim" diye seslenen iki aşık insan. Annemle babamın dansları ve neşesi herkese bulaşırdı.Pazar kahvaltılarımız var ya, onları hiç unutamam. Kahvaltıdan sonra hepimiz dans ederdik.  

    Anne Ben Evlatlık mıyım?

    Niye mi bu soru? Televizyonda öz ailesini bulan çocuk hikayeleri görüyorum. Eve gelen misafirler kardeşime bakıp "Aaa, Selma (annem) bu çocuk tıpkı sana benzemiş!" diyorlar. Sıra bana gelince... Derin bir sessizlik. Annem hemen atılıyor: "O da halasına çekmiş!" diyor. Kim bu hala? New York'ta yaşayan, hiç görmediğim gizemli biri.

    Bir de şu bilgi var: "Sen yedi buçuk aylık doğdun." Kardeşim Murat'ın hikayesi ise dümdüz: Normal zamanında doğmuş, anneme benziyor. Benim hikayem karmakarışık. Seviliyorum, biliyorum ama anlatılanlarda bir mantık hatası var. Ve beynimin kıvrımlarında dolanan soruyu evrene ve anneme salıveriyorum: Ben evlatlık mıyım? 

    Şimdi size o yaşta bilmediklerimi anlatayım... Meğer babam 20 yaşındayken korkunç bir trafik kazası geçirmiş. Yüzü tamamen değişmiş. Morgda bile kalmış 1 gün! Üç ayrı ülkede ameliyat olmuş. Ne acılar çekmiş...Yukarıdaki askerlik fotoğrafını seneler sonra keşfettim.

    Evlatlık sohbetine gelince, annemle aramızda öyle pazarlıklar dönüyordu ki... "Annecim," diyordum, "Seni çok seviyorum ama gerçek annemi de bir kere görmek istiyorum. Söz, sonra yine seninle yaşayacağım!" Sonunda annem kazandı bu pazarlığı. Nasıl mı? Eski fotoğraflar, hikayeler ve en çok da o sonsuz sevgisiyle tekrar ve tekrar beni ikna ederek...

    İşte böyle başladı benim "Masal mı, gerçek mi?" sorusunun peşindeki hikaye hasadı serüvenim. Daha nice yıllar bu sorunun peşinden koşacağımı kim bilebilirdi?

    Tahmin edebileceğiniz gibi, aile masalımda ilk merak ettiğim karakter New York'taki mistik halam oldu. Anlatayım mı Asuman halamın hikayesini? Öyle sıradan bir hikâye değil bu... 

    Rol Modelim Asuman Halam

    Asuman halam 1936 doğumlu, babamın ablası. Ama sadece abla değil - anne yarısı resmen. Başına buyruk, zeki, iddialı, havalı bir kadın... Amerika'da kendi ayakları üzerinde durmayı başarmış, milyoner olmuş ilk kadın girişimcilerimizden.

    Düşünsenize, 1962 yılında tek başına Amerika'ya gitmiş. Hem de nasıl bir hayatı bırakıp! Dans yarışmalarında Türkiye birincisi, Avrupa üçüncüsü olduğu hobisine ortak bir eşi , Kapalıçarşı'da kendi dükkânı ve ekonomik bağımsızlığı var… Ailesini ve işini geride bırakmış. Yıllarca New York'ta çalışıp, yaşadıktan sonra şimdi Florida'da ve 87 yaşında emekli oldu. 

    "Neden Amerika?" diye sordum tabii.

    20'li, 30'lu yaşlarımı halamla ve New York'ta geçirirken öğrendim gerçeği. Tek kelimeyle geldi cevap: İnat!

    Asuman halamla İrfan eniştemin hikayesi tam bir dans gibi başlamış. Dans pistinde başlayan aşkları, yarışmalarda alınan kupalara, birlikte paylaşılan hayallere dönüşmüş. Türkiye birinciliği, Avrupa üçüncülüğü... Her şey masallardaki gibi.

    Ama masalın sonu beklenmedik bir yere gitmiş. Aşk bitince halam "Ben boşanıyorum," İrfan eniştem "Hayır" demiş. O zamanlar kadının tek başına boşanması imkansızmış - kocanın izni şartmış.

    Halam düşünmüş taşınmış. "Madem Türkiye'de olmuyor, başka ülkede evlenirim, mecbur boşar beni" diye bir plan yapmış. Bavulunu toplamış, Amerika'nın yolunu tutmuş. Ve ikinci eşiyle evlenmiş.

    Ama İrfan eniştemin inadı halamınkinden aşağı kalır gibi değilmiş. "Boşamam" diye tutturmuş. Bu çekişme tam 8 yıl sürmüş. Sonunda boşanmışlar ama iki tarafın da inadı hayatlarını nasıl değiştirmiş, değil mi?

    Asuman halam Amerika'da yepyeni bir sayfa açmış. Pes etmek mi? Asla! Kendi markasını kurmuş: Asuman Gowns. Öyle sıradan kıyafetler değil - göz alıcı gece elbiseleri tasarlamış.

    Risk almaktan hiç korkmamış. Moda dünyasına "Ben geldim!" demiş. Ama asıl akıllılığı kazandığı her kuruşu gayrimenkule yatırması olmuş. Bugün serveti 100 milyon doların üzerinde. 

    Aşk hayatı mı? Dördüncü eşinden ayrılırken, 44 yaşında "Tamam" demiş, "bu defter kapandı!" Size halamın Amerika'daki girişimcilik macerasını, politikaya olan tutkusunu, lobi faaliyetlerini ve hayat derslerini ayrı yazılarda anlatacağım.

    Her başarılı kadının arkasında, ona ilham veren başka güçlü bir kadın var. Halam için bu kişi büyük babaannem Meryem Hanım.(Meryem Hanım'ın hikayesini daha önce paylaştığım bu linkten okuyabilirsiniz) 

    Halam ve Annemin Arasındaki Kız Kardeşlik Bağı

    Asuman halam da, annemin hikayesinin ana kahramanlarından: görümcesi, ilham vereni, dostu ve sırdaşı. Annemin hayatına 1972 yılında tam bir masal kahramanı gibi girmiş.

    Annemle halamın hikayesini anlatırken o eski fotoğrafa bakmadan edemiyorum, 1972 yılında annem ile babamın New Jersey'de evlendikleri anı ölümsüzleştiren nikâh anısı fotoğrafı...Solda Asuman halam, ortada annem, sağda ise ünlü ses sanatçısı, aile dostumuz Safiye Ayla. Nikah şahidi olarak orada. 

    Annemin gözlerindeki o umudu görür gibiyim. New York hayalleri kuruyor, doktor olacak, Asuman halama benzeyecek... Halam o zamanlar öyle başarılı, öyle özgür bir kadın ki! Annem başhemşireliğe "kısa bir ara" verecek güya… Amerika'da tıp okuyup doktor olacak.

    Ama hayat bambaşka planlar yapmış. O umut dolu başlangıç, 16 yıllık ev hanımlığına dönüşmüş. İki çocuk büyütmüş sevgiyle (işte biz buradayız!).Sonra da o büyük aşk masalının sonu ve boşanma...

    İşte tam da o zor günlerde, annemin yanında ailesi değil, New York'taki "kız kardeşi" Asuman halam vardı. "Haydi" dedi, "kalk ayağa! Çık, çalış!" Halam annemin her adımında arkasında durdu: emlak danışmanı olmaya karar verdiğinde de, kendinden 12 yaş genç biriyle- sevgili Coşkun Abimizle- evlenip yeni bir hayata başlarken de... Her kritik kararında annemin yanında hep Asuman halamı gördük, bildik. 

    İki kız kardeş gibi büyüdü sevgileri. Halam modayla uğraşıyormuş ama akıllı yatırımlarla büyük başarı yakalamış. Annem de ondan ilham alıp, boşanınca çalışma hayatına döndüğünde, 1986 yılında emlak yatırım işine girdi. Erkek rakiplerini nasıl alt etti biliyor musunuz? Kadınlarla kurduğu sıcacık bağlarla! Yukarıdaki mülakatta paylaşıldığı gibi, Amerika'da eğitim aldığı hikaye tam bir masal tabii. Kendini küllerinden var eden anneciğimin, her sene halamı ziyaret etmesi ve onun maceralarına eşlik etmesi ise gerçek.

    Bu yılın Ocak ayında annemi kaybettik. Halam onu öyle çok seviyor ki onu, kayıp haberini bile kabullenemedi önceleri. "O hâlâ İstanbul'da yaşıyor" dedi durdu. Kız kardeşini kaybetmeyi reddetti… İlerleyen aylarda acı gerçeği o da hepimiz gibi kabullendi

    952 Gün Meselesi

    Annem, önce Allah, sonra çocuklarım, sonra Asuman, sonra eşim ve sevdiklerim diye sıralardı hepimizi dualarında… İnançlı bir kadındı. 

    Evrenin farklı bilgilerine sahipti. Rüyaları ve kahve falları çıkar, hep bir şekilde gerçeğe dokunurdu.

    16 Haziran 2021'de bir rüya görmüş. Bu rüyayı 2022'nin başında benimle paylaştığında, masal ve gerçek arasındaki araf, ikimizin de aklını kurcalamaya başladı - onun tam 952 gün, benim de 700 gün kadar. 

    Annem hep derdi ki "Rüyamda otobüs görürsem, biri vefat edecek demektir." Bu sefer gördüğü otobüs farklıymış. "Bu otobüs benim için gelecek" dedi, "952 gün sonra..." Günü hesaplamaya çalıştık birlikte - 24 Ocak 2024 çıktı.

    Ne yapacağımızı bilemedik bu bilgiyle. Ben mantıklı davranmaya çalıştım. "Annecim" dedim, "bak anneannem 98 yaşında, hâlâ hayatta. Belki de rüyadaki kişi odur?" Konuyu kapatmaya çalıştım.

    Ama annem... "Ya gerçekse?" diyerek yapmak istediği her şeyi yapmaya koyuldu. Sanki zamana karşı yarışıyordu...

    2023'te her şey değişmeye başladı. Annemin sağlığı yavaş yavaş bozuluyordu. Hastane ziyaretlerimiz sıklaştı. Ama biz, gerçekle rüya arasında, tuhaf bir masalın içinde yaşar gibiydik.

    Öyle ki, bir plan yaptığımızda annem hep şöyle derdi: "25 Ocak'ta hâlâ hayattaysam, kutlama yemeği yaparız." "O güne kadar yaşarsam..." "Ben olmazsam sen Şubat'ta yaparsın artık..."

    Düşünsenize, kendi ölüm tarihini bilen biriyle yaşamak nasıldır? Her planı, her sözü, her randevuyu o tarihe göre ayarlamak... Sanki bir masal kahramanı gibi, kendi sonunu bilerek yaşıyordu annem. 

    Canım hayatım, annecim, son günlerine kadar her anının keyfini çıkardı.Hayata öyle sıkı sıkıya bağlıydı ki...

    Hastanedeyken ona bahçeden taze güller getirirdik, o da hemen kameralara poz vermeye başlardı - sanki hiç hasta değilmiş gibi, gülümseyerek. O kırmızı ruju var ya, son gününe kadar hiç eksik etmedi dudaklarından. Özenle, her zamanki gibi güzelce sürerdi.

    Annemin yaşam sevinci bambaşkaydı. Bunu size kelimelerle anlatmam imkansız... Beni, 47 yaşımdayken, "Seni küçükken Disney World'e götüremedim, kalk gidiyoruz, laptop götürmek yok!" diyen, beli ağrıdığı için tekerlekli sandalye ile Orlando'da cirit atan canım hayatım…

    O sevinç, o coşku ancak onunla yaşanınca anlaşılırdı. Instagram sayfamda Disney hatıralarımıza göz atıp ne dediğimi anlayabilirsiniz. 😊 

    Sultanımız... 17 Ocak'ta vefat etti. Ve tam da rüyasındaki gibi, 24 Ocak'ta son yolculuğuna çıktı. Masal ve gerçek arasındaki o araf kapandı gitti. 

    Hikayeler Anlatılmalı Çünkü...

    "Herşey Seninle Başlamadı" diye bir kitap var. Ne güzel anlatır: Beynimiz hikayeleri ve gerçekleri birbirinden ayıramıyor çoğu zaman.

    Yazarak ve anlatarak farkındalığım arttı.Bugün biliyorum ki:

    • Babam annemle ayrıldı, benimle değil
    • Ben halam değilim,
    • Annem evrenin sırlarına ulaşabiliyordu, ben daha orada değilim

    Her girişimcinin hikayesi biraz da kendi hayatının yansıması değil midir? Benim de öyle oldu. Fikrim ve kendi yolculuğum iç içe geçti.

    2010 yılında içimde bir ses vardı. Annemle halamın o muhteşem dostluğunu, kız kardeşliğini, birbirlerine nasıl güç verdiklerini görmüştüm. Düşündüm: "Ya diğer kadınlar? Onların hikayeleri, hayalleri, başarıları?"

    Böyle doğdu TurkishWIN. Kadınların birbirine ilham verdiği, destek olduğu bir platform hayal ettim. Tıpkı annemle halamın hikayesindeki gibi...

    Sonra BinYaprak'ı kurduk. Artık tek tek hikayeler değil, binlerce kadının sesi olduk. Her biri kendi hikayesini anlattı bize. Kimi başarısını, kimi düşüşünü, kimi hayallerini paylaştı. 

    Her hikayeyi dinlediğimde annemle halamı hatırladım. Onların o güçlü bağı, başka binlerce kadına ilham oldu.

    Hep düşünürdüm: "Hikayelerimizi anlatmazsak, kahramanlarımızı hatırlamazsak, zamanla kaybolup giderler" diye. Bu, önceleri kafamda sadece bir fikirdi.

    Ama şimdi... Şimdi bu düşünce kalbime yerleşti. Her zamankinden daha derinden hissediyorum: Anlatılmayan her hikaye, unutulan her kahraman, zamanın içinde kayboluyor. İşte bu yüzden ailemizin kadınlarının hikayelerini paylaşmaya başladım. Bu hikayeler öyle değerli ki...

    Belki bir cümlede annemi tanıyacaksınız, belki halamın cesaretinde kendinizi göreceksiniz. Ya da babaannemin bilgeliğinde kendi büyükannenizi hatırlayacaksınız...

    Çünkü her kadının hikayesi, başka bir kadına ilham olabilir. Tıpkı benim ailemdeki kadınların bana ilham olması gibi... 

    Kendi hikayemizi olduğu gibi ve kalpten yazmak için, ailemizin masallarını ve hikayelerini dinlememiz gerektiğine inanıyorum.

    Annem ve halamın hikayesini etkinliklerde bolca anlatırım ama bugüne kadar hiç yazıya dökmedim, hikayelerin derinine inmedim. Ailemdeki kadınların hikâyelerinin hasadına neden şimdi başladım? İki nedenim var.

    Birincisi, çok kişisel: Benim olmayan yükleri nazikçe salmak, onlarla sevgiyle vedalaşmak için...

    İkincisi, daha derin bir nedeni var: Ailemin kahramanlarını - onların aşklarını, umutlarını, kırılan hayallerini gerçekten anlamak ve anlatmak için. Sadece ne anlattıkları değil, o hikayeleri hangi duygularla anlattıkları...Ya da neden hiç anlatmadıkları… Ah, o anlatılmayan hikayeler... Belki gün yüzüne çıkmayı bekliyorlar. Beni ben yapan bu kudretli kadınlar, hikayeleri anlatılmadığında - asıl o zaman unutulacaklar. 

    Hikâye Hasadına Açık Davet

    Sen, ailendeki kadınların hikayelerini keşfettin mi? Masal, gerçek, aşk, sevgi, hayal kırıklıkları ve umut nerede? Yargılamadan ve merakla, annene, halana, anneannene, teyzenle hep merak ettiğin o soruları sordun mu? Yüreğini açıp, sadece anlamak için dinledin mi onları?

    Kendine ve hikâyene ses vermeye vakit ayırıyor musun?

    Anlatılmayan her hikaye zamanla unutulur. Rüzgarda savrulan yapraklar gibi kaybolur. Eğer sana ilham veren kadınların anılarını ve hikayelerini yaşatmak istiyorsan, seni de hasada davet ediyoruz. Nasıl mı?

    1. Hikayelerini BinYaprak'ta sen de yazabilirsin! Tıpkı benim gibi, şimdi tam zamanı,
    2. Hikaye Hasadı Atölyelerimize katılarak, hem kendi hikayeni paylaşabilir hem de çemberindeki kız kardeşlerine destek olabilir, onların hikayelerinden ilham alabilirsin)
    3. Hasadını yaptığın hikayeyi sosyal medyada kendi tarzınla paylaşabilirsin. #HikayeHasadı etiketini kullanırsan, biz de senin hikayeni keyifle okur ve kendi kanallarımızda paylaşırız. 😊

    Daha fazla bilgiye, BinYaprak Hikâye Hasadı program sayfamızı ziyaret ederek ulaşabilirsin.

    Ailemin masal ve hikayelerini okuduğun için çok teşekkür ederim. Umarım bu yolculukta yollarımız kesişir. Seni ve hikâyelerini hasadımıza merakla bekliyorum. 😊

    Not: Bizim ailedeki hikayeler bitmez. BinYaprak'ta yazmaya ve hasada devam edeceğim. Soru ve yorumlarını heyecanla bekliyorum. 🙏🏻 

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun

    BinYaprak; iş hayatına atılmaya hazırlanan farklı coğrafyalardaki üniversiteli kadınla, çalışan kadının ilham, tecrübe ve iş fırsatlarını paylaştıkları, çalışan kadının dijital kız kardeşlik çemberi.

    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.