"Benim için aile geleneklerini devam ettirmek ve sonraki nesillere aktarabilmek, yaptığımız işlerin tüm değer zincirine hâkim olabilmek, inanan bir takım ile çalışıp ülkemize değer yaratmak tüm kararlarımın altyapısı oluşturuyor." Zeynep Atabay ile gerçekleştirilen röportajımız sizlerle. Keyifli okumalar!
1) Sizi tanımak isteriz: Nerede doğdunuz, ne okudunuz, şimdi ne yapıyorsunuz?
Aile şirketimiz olan Atabay Kimya'ya içine doğmuş ve büyümüş bir kişiyim. 1988 senesinde Robert Kolej'den mezun olup Nottingham Üniversitesi'nde kimya eğitimimi tamamlayıp 1992 senesinde Gebze fabrikamızda ham madde sentez geliştirmede çalışmaya başladım ve 28 senedir değişik bölümlerde görev alıp şu an da yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak şirketin yönetimindeyim. Rekabetçi bir yapım var, işimin dışında aile geleneği olarak bir sporcu geçmişim de var. 2000'lerin başında Camel Trophy olsun sonrasında başka Eco Challenge gibi macera yarışları olsun dünyanın birçok bölgesinde yarışmalara katıldım. Yelken yarışlarında kendi üretimimiz olan teknemiz Orient Express tekneleri ile Babam Bülent Atabay'ın 1980'lerin başından beri katıldığı yarışları devam ettiriyorum ve takım olarak birçok başarıya imza attık. Benim için aile geleneklerini devam ettirmek ve sonraki nesillere aktarabilmek, yaptığımız işlerin tüm değer zincirine hâkim olabilmek, inanan bir takım ile çalışıp ülkemize değer yaratmak tüm kararlarımın altyapısı oluşturuyor.
2) Hayatınıza yön veren olaylar ve ilham aldığınız kişiler hangileri? Nasıl yön verdiler?
İlham kaynağım Babam Bülent Atabay oldu. 1970'lerin sonunda daha 8-9 yaşında çocukken kendisiyle yelken yarışlarına katıldım ve geçen seneye kadar kendisi 81 yaşına gelene kadar hem iş hayatında hem de spor hayatında her sene beraberdik. Spora pek gelemese de, işte halen beraberiz. Birçok macera sporuna girdim ama babamla geçirdiğim o uzun yelken dönemlerinde aileye sahip çıkma, liderlik, zor karar verebilme, tatlı sert olma, takım çalışması ve güven konularında çok ders aldım. Küçük, ıslak, rahatsız ve kaçamayacağınız ortamda saatler geçiriyorsunuz ve harmoniyi kurmanız gerekiyor, babam çok yol gösterici oldu. Zaman geçtikçe daha iyi anlıyorum.
3) Mesleğinizi nasıl seçtiniz? Ailenizin ya da model aldığınız kişilerin etkisi oldu mu? Nasıl?
Mesleğimi aile geleneğinden gelen yolda ilerleyerek kimyager oldum ve aile şirketimizde işe başladım ama baktığım zaman bana uygun bir iş olduğunu düşünüyorum. İnsanlarla iyi anlaşabiliyorum, benden daha iyilerle çalışmayı seviyorum, problem çözmeyi problem olarak değil hayatın parçası olarak gördüğümden her an her konu ile heyecanla ilgileniyorum, devamlı yatırım yapan doğru bir şirketteyim. Konusuna sahip çıkan gönülden çalışan insanlarla aynı ortamda olmak çok değerli. Babamı hem iş hayatında ve spor dünyasında hep örnek aldım. İşin özüne inen, takımını sahada beraber çalışarak yöneten bir kişiliği vardı, beni her zaman çok etkiledi.
4) Bu mesleği seçmeyi düşünenlere ne tavsiye edersiniz?
İlaç sektörü ama özellikle sentez üzerinden ilaç geliştirebilmek ülkemizde az yapılan ama çok stratejik ve değerli bir meslek. Bunun yanında biyoteknolojik ilaç üretimi de çok kritik ama ilaç kimyasının yeri ayrı. Emek isteyen, sabır isteyen, halen içinde simya barındıran bir dünya. Bu işin başlangıcı akademi ama ilaç sanayi özellikle de büyük ölçekte küçük molekül ham madde üretimi ve büyük ölçekte biyoteknolojik ilaç üretimi bambaşka bir dünya. Bu bilgi ülkemizde sadece sanayinin içinde bir avuç şirkette var, bunu tecrübe etmeleri çok kritik. Genel baktığımızda Kimya Sanayi, tüm sanayilerin temeli, şu sıralar herkes dijital dünyada heyecanlanıyor ama unutmayalım elimizde tuttuğumuz cep telefonun içinde 1000'in üstünde kimyasal var. Kimya sanayi olmazsa aslında dijital dünyada yok.
5) Bugün bulunduğunuz yere gelmenizde kritik önem taşıdığını düşündüğünüz 3 yetkinliğiniz hangisi?
En iyileri takıma alıp onlarla beraber takım çalışması içinde olmak. Yarış teknemizde de dümene ben geçmem, benden iyisi dümencidir. Çoğu erkek yarış teknesi sahibi kendi dümene geçer, ama yarışı bizim takım kazanır.
Diğer iki özelliğim empati kurabilme yeteneğim ve vefakar olmam diye tanımlayabiliriz. Bugünlere tek başıma gelmedim, şirketimde benden önce çalışan binlerce kişi ve halen çalışan yüzlerce kişi sayesinde geldim. Şanslı bir çocuğum bu ülkede, bu şehirde bu aileye doğdum, bana güzel imkânlar sunuldu. Sanayi hayatı kolay olmasa da konuları dert edinen bu sayede sahiplenen iş arkadaşlarımla beraber hayat daha güzel ve omuz omuza mücadele edebiliyoruz, hepsine vefa borcum var.
Sektör derneklerimiz (TSID, İVEK, SURDER, USİMP) üzerinden bilgi akışı kritik. Workshop Dergisi, winally.com dergileri önemli. DCAT, CpHI, BİO konferansları katıldığımız önemli uluslararası etkinlikler.
8) Sizce COVID-19 ilaç sektöründe hangi yenilikleri tetikledi? İlaç sektöründe COVID sonrasında beklediğiniz en önemli değişiklikler neler?
Tüm tedarik zincirinin yerelleşmesi üzerine çalışmaları göreceğiz. Bu yanında ekonomik zorluklar getirecek ama burada da bir paradigma değişikliği gelebilir. Ülkeler için stratejik önem arz eden sektörlerin kamu-özel sektör işbirliğinde çalışmalar yapacağı ve uzaktan çalışma süreçlerinin devreye girip ev/ofis hibrit çalışma modelinin hem çalışma verimliliğinin arttırması, özellikle İstanbul'da yolda kaybettiğimiz ortalama 2 saati özel hayatımıza ailemize geri kazandırması, ve şirkete maliyet açısından da tasarruf sağlaması sayesinde fark yaratacağını düşünüyorum.
9) Tekrar 20 yaşında olsanız neyi farklı yapardınız?
Bunu sorgulamak için vaktim olmadı. Ama bir an olsun durmadan yaşadım, dünyayı gezebilme imkanım oldu, 30 senedir de çalışıyorum. Çok şey deneyimledim, hepsi mutlu sonla bitmedi ama olduğum noktadan huzurluyum.
10) En son okuduğunuz kitap ya da sizi etkileyen filmi paylaşır mısınız?
Çok film seyredemiyorum ama şu iki film beni etkiledi. İlkinin ismini hatırlayamadım. Konusu şöyleydi: Washington DC'de lobi faaliyetleri yapan kadının gireceği durumu bilip zayıf noktasını bilinçli bir şekilde yaratıp herkesten bir adım önde strateji geliştirebilmesi, tabii kazanmak uğruna kendini de bilerek yok etmesi. Beni çok düşündürdü. Bir diğer film 'Arrival' uzaydan gelen canlıların yaşam biçimlerini yansıtan lisanının da döngüsel olması, hayat hikayesinin baştan ve sondan aynı anda yazılmaya başlaması. Doğacak çocuğunun kanser olacağını önceden bilerek hayatı aynı şekilde tekrardan yaşamaya karar vermesi. O anların değerinin olması, başlangıcın veya sonun değil.
Bu yazı BinYaprak misafir yazarları Azelis (Ekin Kimya) tarafından yazılmıştır.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum