Bir hukuk öğrencisi olarak neler yaptım, neler yapıyorum gelin birlikte bakalım. İyi okumalar!
Lise yıllarımda ablamla birlikte Amerikan dizilerini izlemeye bayılırdık. Hukuk okumak her zaman hayalimdi ancak CSI, Cold Case gibi hukuk, polisiye ve kriminoloji konulu dizilerin verdiği heyecan da eklenince kesinlikle hukuk fakültesine girmeye karar verdim.
Sınav sonuçları açıklandı ve Marmara Üniversitesinden kabul aldım. Tarihi bir bina, alanında bir numara profesörler ve akademisyenler, esnek ders saatleri… Kâğıt üzerinden harika bir öğrencilik gibi görünse de üçüncü ayın sonunda büyük bir boşluğa düştüm. Benim gibi çocukluğundan beri çok sosyal ve dışa dönük biri için hayat bir anda yavaşladı. Bu durumu arkadaşlarımla paylaşmaya başladım ve tesadüf o ki birinci sınıfın sonunda bir arkadaşım vasıtasıyla ELSA Avrupa Genç Hukukçular Derneği ile tanıştım.
Aynı sene üst dönemden ve kendi dönemimden benim gibi arayışta olan arkadaşlarımla sosyal etkinlikleri ve projeleri hemen her gün konuşmaya başladık. Ben ve bir grup arkadaşım ELSA'da tüm üniversite hayatımız boyunca gönüllü olarak çalıştık, aynı dönemde diğer arkadaşlarım ILSA (International Law Students Association) - Philip C. Jessup International Law Moot Court Competition, MUN (Model United Nations), ERASMUS, Galatasaray Euroforum gibi grup ve delegasyonlarda görev aldılar.
Bu sosyal platformları üniversitelerin öğrenci kulüplerinden ayıran çok önemli bir fark vardı; o da dünyaya erken yaşta entegre olmamıza imkan vermesi. İş hayatına girdiğim zaman gördüm ki kampüs hayatının daha ilk yıllarından dünyanın farklı coğrafyalarındaki hukuk öğrencileri ile tanışmak, diğer ülkelerin eğitim sistemini, kültürünü anlamak alınan diploma kadar (belki daha) kıymetli.
Önceki gün Sevgili Oya Günay'ın TurkishWIN Online etkinliğine katıldım ve söylediği şu cümleleri büyük harflerle defterime not aldım. "Değişen dünyada elimizdeki diplomaların önemi ve sahip olduğumuz bilgiler artık ikinci hatta üçüncü planda kaldı. Bilgiye erişmenin hiç olmadığı kadar kolay olduğu bu düzende artık fark yaratan şirketler, kendini yönetebilen, karar alabilen, iyi feedback verebilen, kriz yönetebilen, bildiğini ve öğrendiğini yorumlayabilen kişileri tercih ediyor. Yani kişi 'ne biliyordan' öte 'bu kişi organizasyona ne katabilir' çok daha önemli bir katma değer haline geldi."
Peki henüz üniversite hayatına ve iş hayatına çok uzak olan hukuk fakültesine yeni giren öğrenciler nelere dikkat etmeli?
Fakülte hayatı aslında kişisel gelişim için harika bir süreç, bulunmaz bir fırsat. Akademik başarı elbette oldukça önemli ancak CV'nizde yazan mezuniyet ortalama puanınız, iş hayatınızda size ek bir fayda sağlamayacak. Kariyerinizde sosyal girişimciliğiniz, insan ilişkileriniz, global vizyonunuz ve özgüveniniz sizi diğer insanlardan ayıracak.
Öğrencilik sürecinde faydalı gördüğüm beş noktayı paylaşmak istiyorum:
1.Global bir öğrenci derneğinin ya da kulübünün bir parçası ol. Böylece iş hayatında ihtiyacın olacak tüm ayırt edici nitelikleri daha yolun en başında edinmiş olacaksın. Üniversitenin ELSA, ILSA, MUN, CampusWIN gibi fakülte liderleri ile tanışıp bu grupların bir parçası ol!
2.Sivil Toplum Kuruluşları vasıtası ile mutlaka haftada en az beş saatini insanı yardım projelerine ayır. Ben prensip olarak şeffaflığından emin olmadığım STK'lara destek vermiyorum. AçıkAçık platformu üzerinden gönlüne yakın bir STK seçip haftada birkaç saat gönüllü olarak yardım projelerine katılabilirsin. Unutma, dünyayı iyilik kurtaracak!
3.Doğru mentor ile erken yaşta tanışmak bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Alışılmış kalıpların dışına çıkmaya ve potansiyelini keşfetmeye seni itecek biri varsa etrafında yardım istemekten çekinme. Bu kişi her zaman fiziken yanında olacak biri olmayabilir. Dünyanın başka bir coğrafyasında hikayesinden ilham aldığın bir girişimci, akademisyen, iş insanı da olabilir. İnternet çağının en büyük getirisi bu olsa gerek. Doğru liderliğe artık erişim çok kolay. Genç yaştan itibaren rol modellerin olsun, bu insanlarla bağ kur, danış, paylaş, yardım al, deneyimlerinden ve vizyonlarından faydalan.
4.Yabancı dil uluslararası bir kariyerin olmazsa olmazı. Bunun için fakültenin daha ilk yıllarında yurtdışı merkezli sosyal projelerin bir parçası olmak çok önemli. Bol bol yabancı film/dizi izlemeli ve yabancı arkadaşlarla düzenli pratik yapmalısın. Bunun yanı sıra online İngilizce eğitim platformlarından da destek alabilirsin.
5.Akademik ve sosyal gelişim için düzenli okumalısın. Her şeyi oku, sanat, tarih, politika, biyografi, arkeoloji, teknoloji. Benim alanım değil diye bir şey yok, genel kültür insana muhteşem bir özgüven verir unutma. Kulağa klişe gelebilir ama gerçekten çok okuyan insanların çok daha başarılı ve dünyaya faydalı insanlar olduğu istatiksel bir gerçek....
İlham almak, istemek ve karar vermek başarının yarısıdır. Bir şeyi hayatına sokabilmek için önce onu alışkanlık haline getirmelisin. Spor için de kişisel gelişim için de kariyer yolculuğunda ihtiyaç duyduğun yetiler için de bu böyledir. O yüzden tüm hayatını bir günde düzene sokmak yerine adım adım yol kat ettiğin bir planın başarılı olma ihtimali çok daha yüksek.
Öğrencilik ve kariyer yolculuğunda ihtiyacın olan tek şey kendine inanmak, doğru çevreyi oluşturmak ve tutkuyla bir şeyin peşinden gitmek. Bunları okuyup hayal kurarak ilk adımı attın bile!
İlhamla,
Av. Ezgi Harmancı
Bu yazı BinYaprak misafir yazarları Ezgi Harmancı tarafından yazılmıştır. Teşekkürler Ezgi!
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum