Bu yazımızda Melek Anqi bizlere kişisel gelişimimize katkı sağlayabilecek küçük ipuçlarından bahsetti. Siz de kendinizi motive etmek istiyorsanız bu yazımıza bekleniyorsunuz!
Farklı sektörlerde çalışmış ve hayatını defalarca baştan yaratmış bir kadın görsel sanatçı olarak işime yarayan birkaç tutumu paylaşacağım bu yazıda. Hayatınızın bu döneminde işinize yarayacak gibiyse söylediklerim, atın heybeye. Kendinize göre bir şekil verin ama. Yoksa uymaz hayatınıza. İşinize yaramayacakları da atın bir kenara. Enerji harcamayın. Gerçekten.
Birinci önerim: kendinizle devamlı uğraşıp durmayın. Bu sayfada bu yazıyı okuyorsanız, büyük ihtimalle hedefleriniz var ve gerçekleştirmek için çaba gösteriyorsunuz. Bu takdir edilesi bir özelliğiniz. Unutmayın, kendinizde eksik gördüğünüz yerleri devamlı onarmaya çalışmak, sizi yorabilir. Kişisel gelişim projesi değilsiniz. Mükemmel değilsiniz. Olmanız da gerekmiyor. Bazen iyi bazen de art niyetli, bazen yardımsever, bazen bencil, bazen karamsar, bazen fazla iyimser olabilirsiniz. Kafanızdaki ideal "siz"le kendinizi kıyaslayıp özgüveninizi içeriden kemirmemeyi öneririm. Buna "kendinden razı olmak" da diyebiliriz. Takıntılarınız, tembellikleriniz, kötü diye etiketlenen huylarınız. Onlar da size ait. Bu "kendinden razı olmak" hali, çoğu zaman hayatı daha keyifli kılar. İstediğimiz sonuçları alamadığımızda, daha kolay atlatırız. Üstümüzden silkelenmesi daha kolay olur başarısızlıkların.
Peki kendimizden fazlaca razı olursak, olduğumuz yerde mi kalacağız? Gelişmeyecek miyiz? Bir özelliğiniz, eğiliminiz işe yaramıyorsa, hayatınızı negatif etkiliyorsa, elbette üzerinde çalışmak iyi gelir. Yargısız bir gözle, bu konuyla ilgili A noktasındayım, B noktasına gideceğim deyip ona odaklanın, derim. Niye A noktasındayım, niye böyleyim, keşke böyle olmasaydım, gibi cümleler boşuna enerji kaybı. Baktınız, ilerleyemiyorsanız, o konudaki bir profesyonelden destek alın. Eğitim, atölye, terapi, uygulamalı bir kitap, koçluk. O konuyu odağınıza alın. Üstüne gidin. Süreçte kendinize biraz da merhametli olun. Mizaç var, doğuştan getirdiğimiz. Çocukluk, gençlik deneyimlerimiz, yeri geldi takılıp kaldığımız travmalarımız var. Derinden değişmek öyle kolay değil. "Olduğu kadar" değişebilmek, kalanını ise kabul etmek iyi gelebilir. Omuzlarınızdaki baskıyı alabilir. Asıl önerim ise, enerjinizin büyük bir kısmını sevdiğiniz, zaten yetenekli olduğunuz, size kolay gelen alanlara ayırın. Orada büyürsünüz. Orada mutlu olursunuz. Rahatlık olan yerde kalın demiyorum. Kendinizi aşabildiğinizi, içinizde büyüdüğünüzü hissettiğiniz o alanları bulun, demek istiyorum. O değişten, dönüştüren, deneyimleri…
Kendinizi tanımak ve keşfetmek, oturduğumuz yerde olmuyor. İdrak edilmemiş, kitabi bilgilerle de olmuyor. Derim ki, ömrünüzün ilk yarısında, heyecanlandıran, korktuğunuz yeni deneyimler yaşayarak, kendinizi deneyimlerde ve ilişkilerde keşfedin. Değerleriniz, arzularınız, yaşamı anlamlı kılan amaçlarınız çıksın ortaya. Kendinizi bir miktar keşfedince ise, hayatın yeni dönemi, kendinden daha büyük bir şeye adanmışlık dönemi başlıyor. O da başka bir yazı konusu.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum