Başkalarını Kendin Gibi Gör

    Başkalarını Kendin Gibi Gör

    ''Başkalarını kendin gibi gör. Başkalarının sana karşı nasıl davranmasını istersen, sen de başkalarına öyle davran'' demiş büyük Konfüçyüs. 

    Bu cümle tek başına "olumlu tavır'' ile ilgili çok önemli ipucu veriyor. Başkalarının bizlere dürüst-açık-net davranmasını, bizi anlamasını, empati kurmasını, dinlemesini, saygı göstermesini, kibar-nazik-güvenilir-önyargısız-objektif olmalarını bekler, pozitif-yapıcı-ılımlı bir ifadeye sahip olmalarını isteriz değil mi? Yanıtı duyabiliyorum, kocaman bir "EVET". Tüm bunlar olumlu tavrın temelinde yatan olgular aslında.
    Mülakatta sorularımı merak ve heyecanla dinleyen, pozitif bir yaklaşımla (tabii "pozitif" derken etrafa manasız gülücükler saçılmasından bahsetmiyorum, anladın sen beni.:)) Yapıcı, o tatlı heyecanını ve isteğini bana yansıtan, kibar ve net şekilde kendini-hayallerini-hedeflerini düzgün ifade eden adaylarla karşılaştığımda ben de çok heyecanlanıyorum.

    İş hayatında "olumlu tavır" çok mühim mesele; zira performansın ne kadar yüksek olursa olsun, tavrın seni başarıya ya da başarısızlığa götürebilir! İletişimde kimi zaman ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimiz çok önemlidir. Başkalarını ikna etmeni gerektiren bazı durumlarda, karşı tarafın fikrini olumlu tavrın ile değiştirebilirsin. Bir kriz veya anlaşmazlık anında, muhatabın son derece "aksi" bir kişi olsa dahi yapıcı, düzgün, sakin ve anlayışlı bir tavırla süreci ve sonucu değiştirebilirsin. Doğru davranış biçiminin rehberliğinde, o krizin sonunda ortaya harika bir iş çıkabilir; o harika iş güzel dostlukların kurulmasını sağlayabilir...
    Olumlu tavır, iletişimle iç içe geçer; onlar birbirini destekleyen kardeş becerilerdir. İyi iletişim kurabilmenin temelinde, olumlu tavrın olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayalım sevgili genç dostum. 

    İş hayatına girdiğinde zaman zaman performansın ile ilgili geri bildirimler alacaksın. Bu geri bildirimleri sana karşı yapılan olumsuz bir eleştiri gibi düşünüp savunma mekanizmanı harekete geçirmek yerine, potansiyelini etkin şekilde kullanman adına sunulan tavsiyeler olarak algılar ve aksiyonlarını buna göre planlarsan gelişim yönünde yol kat etmemen mümkün değil. Gerçi bu "geri bildirim alma" konusunu ben siz gençlere niye anlatıyorum ki, en az takım çalışması kadar bu konuda da çok iyisiniz. Olumlu ya da olumsuz geri bildirim almayı önemsiyor, bunu "gurur meselesi" yapmadan gelişim fırsatı olarak görmesini de iyi biliyorsunuz. Bu konu da sizi kutlamadan geçemeyeceğim, hepinize selam olsun :).
    Sevgilerimle…

    Elif, 20 yıl boyunca TEB İnsan Kaynakları Grubu'nun farklı fonksiyonlarında çalıştı. Sırasıyla İşe Alım ve Kariyer Planlama, Grup Şirketleri İnsan Kaynakları Yönetimi, Seçme Yerleştirme ve Kampüs Aktiviteleri ve son olarak da İK İşveren Markası ve Üniversite- Kampus İlişkileri Müdürü olarak görev aldı. İK Grubu içinde çok sayıda proje yürüttü. Çalışmaları boyunca sistem/iş geliştirme, kariyer danışmanlığı, entegrasyon süreçleri, şube açılışları, bütçe çalışmaları, kariyer planlama, iş hukuku, ücret ve performans yönetimi, gençlik iletişimi, farklı seçme araçlarının tasarımı, uygulanması, marka algısının genç kuşaklarda güçlenmesini sağlamak ve mentorluk gibi konular üzerine çalışmıştır.

    'Öğrenmenin ve gelişmenin yaşı yoktur' yaklaşımını düstur edinmiş biri olarak Bahçeşehir Üniversitesi Stratejik Planlama ve Marka Yönetimi bölümünde yüksek lisans öğrencisi olmuştur ve öğrenci olmaktan çok mutludur.

    Bu yazı BinYaprak misafir yazarlarından Elif Töre Sülüner tarafından yazılmıştır. Teşekkürler Elif!

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.