Sorumluluk Almaya Üniversiteden Başla

 Sorumluluk yetkinliğini geliştirmek için ne yapmalısın? Tüyolar yazıda, okumaya devam et!

Ben Özge, Koç Üniversitesi'nde Endüstri Mühendisliği 3. Sınıf öğrencisiyim. Hayatım boyunca sorumluluk almayı ve yeni şeyler öğrenmeyi seven bir insan oldum. Üniversiteye girdiğimden beri gerek sosyal sorumluluk projeleri gerek kariyer bazlı birçok faaliyette görev aldım. Bu sıralar Koç Üniversitesi Kadın Mühendisler Kulübü'nün başkanlığını yapmaktayım, Yarış Takımı'nda Teknik kısmın liderliğini üstlenmekteyim, Eğitim Topluluğu'nda ortaokul öğrencilerine gönüllü Türkçe dersleri vermekteyim ve daha birçok aktivitede yer almaktayım. Umarım ileride çok daha fazla faaliyette yer alabilirim. Genelde insanlardan aldığım en yaygın tepki bu kadar işi nasıl bir arada yapabildiğim oluyor. Kolay olduğunu söylersem haksızlık etmiş olurum. Çok yorulduğum ya da işlere yetişemeyeceğime inandığım zamanlar olmuyor değil. Ama bu sorumlulukların bana kattıkları bu yorgunluğu çekilebilir kılıyor. 

Sorumluluk almanın en büyük getirilerinden biri kişiye zamanı nasıl yönetmesi gerektiğini öğretmesi oluyor. Üniversitede geçirdiğim senelerde öğrendim ki sorumluluğunuz ne kadar artarsa zaman yönetim kabiliyetiniz de o ölçüde artıyor çünkü yetişmesi gereken çok iş var ve sizin bu işleri ne zaman ve ne kadar sürede yapacağınız çok büyük önem taşıyor. Sorumluluk almak bana pratik iş yapma, hangi işe ne kadar zaman ayıracağımı belirme ve stres yönetimi konularında büyük kazanımlar sağladı.  

İkinci olarak sorumluluk almak insanın kendine olan inancını ve özsaygısını arttırıyor. Bunlar belki de birçok insanın eksikliğini hissettiği duygular. Sorumluluk almak ve bu sorumlulukların üstesinden gelip yaptığı işlerle kendini geliştirebildiğini hissetmek kişiye belki de hayatta hiçbir şeyin veremeyeceği yılmazlık duygusunu kazandırıyor. Bence her şey inançla başlar ve eğer bir şeye inanmıyorsanız onu baştan kaybetmişinizdir. O yüzden başladığım her işte kendime inanarak adımlarımı atarım. 

Aldığım sorumluluklar üzerine konuşmam gerekirse bir ekibin liderliğini üstlenmek gerçekten zorlu bir mücadele. Sadece insanları anlamak yetmiyor, onlarla nasıl iletişim kurulacağını da bilmek gerekiyor. Her insan birbirinden çok farklı özelliklere sahip ve bir ekibiniz varsa o ekipteki herkese nasıl yaklaşmanız gerektiğini de bilmeniz gerekmektedir. Ben bunları bir işte sorumluluk alarak ve bir ekibe liderlik ederek öğrendim. Her ne kadar kelimelerle ifade edilebilir gibi görünse de göründüğünden çok daha zor. Zorlandığım ve baş edemeyeceğimi düşündüğüm durumlar oldu ama bunların üstesinden gelmek bana hem deneyim kazandırdı hem de kendime olan inancımı tazeledi. 

Onun dışında yer aldığım sosyal sorumluluk projeleri de bana çok şey kattı. Kendim dışında birilerine verdiğim katkı beni vicdanen ve ruhen huzurlu hissettiriyor. İnsanlara bir şeyler öğretmeyi çok seven bir insanım. Hem sevdiğim işi yapmak hem de bu işle karşımdakilere bir katkım olabildiğini hissetmek beni çok mutlu hissettiriyor. Mutluluğun ulaşılamaz görüldüğü ve birçoğumuzun doyumsuz geçirdiği günümüzde belki de kendi bencilliğimizi bir kenara bırakıp başkalarına da dokunabilmeye çalışmak insanın kalbinde kalan o boşluğu doldurabilecek küçük, hiçbirimizden bir şey eksiltmeyecek hatta arttıracak bir çaba.  

Yazılacak daha çok şey var ama en genel şekilde benim sorumluluk almaktan neler kazandığımı açıklamaya çalıştım. Söyleyebileceğim son şey: Asla sorumluluk almaktan çekinmeyin aksine bunun için çabalayın ve bu sorumlulukları alırken mutlu olduğunuz işleri tercih edin çünkü yorulsanız da yapamayacağınızı hissetseniz de mutluluk kişinin kendine verebileceği en büyük motivasyondur.