Son zamanlarda Endüstri 4.0'ın da etkisiyle çokca duyduğumuz kavramlardan biri olan "akıllı şehir" nedir? Öğrenmek için yazıyı okumaya devam et!
Akıllı şehir, Endüstri 4.0'ın da etkisiyle son birkaç yıldır hayatımızda olan yeni bir terim. Bu şehirler varlıkları ve kaynakları daha verimli yönetebilmek için veri toplama sensörlerini kullanan şehir alanlarıdır. Bu veri sensörlerinin içerisine vatandaşlardan, atık yönetiminden okul kütüphanelerine kadar farklı bilgiler içeren farklı cihazlardan veriler bulunur ve işe yarar bir şekilde kullanımı sağlanır.
Akıllı şehir sisteminin tam anlamıyla bir şehirde uygulanabilmesi için birçok etken bir arada bulunmalıdır. Akıllı insan, akıllı yönetim ve akıllı çevre bunlardan en önemlileridir. Akıllı şehir sisteminde asıl amaç şehir yetkilileri ve vatandaşı tek bir çatı altında birbirlerine en verimli olacakları şekilde bir araya getirmek, hizmet verimliliğini ve şehir operasyonları gibi süreçleri en maksimize edilmiş haliyle bir arada kullanabilmektir. Tüm bunları gerçekleştirebilmek ve vatandaş ile bağlantıda kalınabilmesini sağlamak için de bilgi ve iletişim teknolojilerinin o bölge için yeterlinin üzerinde olması gerekir.
Akıllı şehir etiketi altında uygulanan teknolojilerin genişliği nedeniyle, akıllı bir şehrin kesin bir tanımını yapmak oldukça zordur. Deakin ve Al Wear akıllı kentin tanımına katkıda bulunan dört faktörü şu şekilde listelerler:
Fakat akıllı şehirler kulağa bu kadar güzel gelmesine rağmen engelli vatandaşlar için de o kadar iyi olabilecekler mi?
40 yaşındaki aktivist Dr. Victor Pineda birçok ülkeyi gezerek bunun nasıl iyileştirilebileceğine dair yöneticiler, kent planlayıcıları ve geliştiricilerle görüşmeler düzenliyor. Kendisinin karşısına çıkan bir dokunmatik ekran açık büfeyi kullanamamasıysa kafasında büyük soru işaretleri uyandırıyor. Çünkü dokunmatik ekran büfe fikri birçok açıdan iyi gözükse bile ellerini kullanması konusunda engeli olan ya da başka engelleri olan Dr. Victor Pineda gibi insanlar için normalden daha zorluk oluşturucu olabiliyor.
World Enabled danışmanlık grubunun başkanlığını yapmakta olan Pineda bir röportajında "Eğer akıllı şehirlerde bir tren bileti almak için dokunmatik bir büfe kullanmaktan başka bir seçeneğim olmazsa ben bu işin kesinlikle dışına atılmış olurum." diyor.
Boston'da yaşayan ve aynı zamanda bir teknoloji girişimcisi olan Adriana Mallozzi ise, şehir ve teknolojiyi sevdiğine değinerek Victor Pineda ve onun gibi engeli olan insanlara nasıl yardımcı olunabileceğini keşfetmeden bu teknolojinin dağıtılmaya başlanmasının hayal kırıklığı olabileceğini belirtiyor.
En basitinden kolaylık olması umularak yapılmış kapıları açmak ve geçiş sinyallerini etkinleştirmek için kullanılan düğmeler bile çoğu zaman bir mücadele gerektirebiliyor. Bu yüzden bir teknoloji geliştirilirken onu kullanacak kitlenin de kesinlikle iyi analiz edilmiş ve anlaşılmış olması gerekiyor.
Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Buse Güzel tarafından yazılmıştır.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum