Fen Bilgisi öğretmeni olan sevgili Özlem ÇALIM tarafından hem öğretmenlik hem de STEM kariyerini anlattığı muhteşem bir yazı hazırladık... Bu güzel süreci sakın kaçırmayın!
Öğretmenlik mesleği kariyerime, Milli Eğitim'de ücretli Fen bilgisi öğretmenliği, sonrasında dershanede Fen bilgisi öğretmenliği ve nihayetinde de kimya öğretmenliği yaparak başladım. Bunun yanında, bir fabrikada kalite kontrol uzmanı olarak çalışmaya da devam ettim.
Kimya öğretmenliğine, bilimsel literatürde "gölge eğitim sistemi" olarak geçen özel bir kurumda, yani dershanede başlamış olsam da, sınav odaklı, bilgi girilen sınavların sonucuna göre test eden eğitim sistemi yerine, yeni şeylerin keşfine açık, yaparak-yaşayarak öğrenmenin peşinde oldum. Belki de bu nedenle, lisans eğitimi sonrasında yüksek lisans eğitimi almak istedim. Bu eğitimle, araştıran, laboratuvarda sentezci olarak çalışan, yeni buluşlar peşinde olmak isteyen tarafım perçinlenmiş oldu. Pedagojik formasyon eğitimi alırken de, en çok sevdiğim dersler, öğretim teknolojileri, materyal tasarımı ve özel öğretim yöntemleri iken, lisans dersleri içerisinde, kendimi en çok gün boyu süren laboratuvar uygulamaları dersinde iyi hissediyor, mutlu oluyor, akşamları yurtta kafamı yastığa koyduğumda, her yanım ağrısa bile, Arşimed'in "Evreka!" dediği an gibi heyecanlı hissediyordum. Buradan yola çıkarak, klasik konu anlatımı-soru çözümü dışında, öğrencilerimin, ya da benim dilimde, çocuklarımın, dersi daha çok sevmeleri için neler yapabileceğimi, fazlasıyla soyut olduğu düşünülen kimya dersini nasıl somutlaştırabileceğimi, ilgilerini nasıl çekebileceğimi, öğretmenlik kariyerime başladığım ilk günden itibaren düşünüyordum. Sonunda, kendi eğitim-öğretim hayatımın ilk okuldan lisans ve lisansüstü eğitimlerime kadar olan süreci geldi gözlerimin önüne. Okul hayatımda, derslerde en çok neyi seviyordum, nerede, neyi yaparken mutlu oluyordum?
90'lı yıllarda, mahallede oynadığımız, kendi kurgumuz olan oyunlardan tutun da, yüksek lisans eğitimimin sonuna kadar tüm anları taradım tek tek. Koşullar elverdiği sürece, derslerime görsellikler, videolar, laboratuvar koşulları ve deneysel etkinlikler ekledim. Ve tam da, "Daha başka ne olabilir?" dediğim bir noktada STEM-FeTeMM ile karşılaştım, araştırdım ve "İstediğim işte bu!" dedim. Fakat bunu, sınıfta var olan müfredata nasıl adapte edeceğimi, konulara nasıl yedireceğimi, konuları aylık deneme sınavları ve konu tarama testlerine nasıl yetiştireceğim konusunda da, mesleki anlamda kendimi sorguladım ve çelişkilerim de oldu. İyi bir okulda mı okumalılar, yoksa analitik düşünen, çevresindeki sorunlara çözüm bulan, araştırmacı, oyun oynayan bir çocuğun saf, sınırsız hayal gücüne sahip, pratik çözümler üretebilen bireyler mi olmalıydılar. Ve derken, 2017-2018 eğitim-öğretim yılının başında, okulumuzda 9. ve 10. sınıflara ders veren fizik, kimya, biyoloji ve matematik öğretmenleri ile birlikte STEM Bütünleşik Eğitim Programı'na dahil oldum. Buna hem çok sevindim, hem de ürperdim. Ders programım, kazanımlar, denemeler… "TÜBİTAK projelerine nasıl yetişebileceğim?" diye düşünmekten alamadım kendimi. Endişe ve heyecanla karışık hâlde, artık yeni bir sistemin içerisindeydim. Bu eğitim, sadece bende değil, diğer öğretmen arkadaşlarımda da merak ve heyecan uyandırdı; sonuçta programı başarı ile tamamlarsak, STEM Lider Öğretmen unvanı ile anılacaktık.
Gelen mailler, video dersler, haftalık ödevler derken, ilk STEM etkinliğini sınıfta uygulamak için ders planı hazırlama haftasına geldik çattık. Hiçbir zaman motamot bilgiyi sunan öğretmen olmak istemediğimden, takip ettiğim süreli yayınlar olması sebebi ile, anahtar kelimelerimi belirledim ve araştırmalarımı yaptım. Konumuz 'atom ve atom altı taneciklerin varlığı' idi. Hedef kazanımlar, disiplinler arası kazanımlar, mühendislik kazanımları, sosyal ürün kazanımları derken, araştırmalar ve zümreler arası bilgi alışverişi sayesinde ilk BHTP' mi yazdım. Öğrenci merkezde idi. Planlama yapması, araştırması, uygulama için materyal seçmesi, ekolojik, yenilenebilir, çevre dostu bir ürün tasarımı oluşturması ve en önemlisi de, dünyanın bambaşka bir yerinde yaşayan ve bu sorunla uğraşan insanlara yol gösterici bir ürün tasarlaması gerekecekti. Test edecek ve aynı zamanda da, atomun içinde, atomdan daha küçük parçacıklar olduğunu deneyerek kendisi keşfedecekti. Deneyler yapıldı, sonuç alınamadı. Fakat test sorusu çözerken, en ufak bir yanlışta pes eden çocuklarım yılmadı. Uygulanan miktarları değiştirdiler, düzeneklerini gözden geçirip eklemeler yaptılar ve sonuçta, "EVREKA!" İşte gözleri ışıldayan, 4 farklı grupta 16 öğrenci… Kazanımlar kazanıldı mı? Evet kazanıldı. Üstelik, öğrencilerim, çocuklarım, kendileri bulmuştu. Ben ise sadece arada sorularımla, kafalarında yeni yeni şimşekler çakmasına sebep olmuştum. Öğrencilerim, 2. STEM uygulamamızda yine probleme çözüm olmuşlar, topraksız sebze yetiştirebilecekleri basit bir düzenek tasarlamışlardı. İlerleyen süreçte, NASA'nın da bunu planladığını ve hatta denemeler yaptığını, üstelik de de kimya dersinde, 'Türler Arası Etkileşimler ve Hidrojen Bağları' konusu dahilinde öğrenmişlerdi. Hoş geldin yeni kimya… Tüm bunları yaparken, birinde elektrik mühendisi, diğerinde çevre bilimci, bir diğerinde botanik uzmanı oluyor ve tüm bu kazanımlara kimya dersi içerisinde, yormadan, yorulmadan sahip olup yol gösterebiliyordunuz.
Bu eğitim ile kendi branşıma ve mesleğime olan bakış açım güncellendi, fakat bir kez daha belirtmek isterim ki, var olan ders saatleri içerisinde, yapılan genel konu taramalarına, deneme sınavlarına ve konu sınırlamasına yetişmemiz ve STEM uygulamasını derslerimize dahil etmemiz hâlâ zor görünüyor. Bu uygulama ile disiplinler arası çalışmanın önemini bir kez daha görmüş oldum. Araştırma, öğrenme, "Dünyada neler oluyor, bunu şu şekilde de kullanabilirim." dediğim kısımlar, bundan sonra da hep olacak. Dersler daha bir heyecanlı, daha proje bazlı işlenmeye devam edecek. Öğrencilerime dediğim gibi, kimya, formüllerden ve sembollerden ibaret değil. Bilim bir bütündür, bir disiplinde öğrendiğinizi başka bir disiplinde de uygulayabilirsiniz. Bilgiyi hayatın içine dahil olarak, hayatın içinden seçip çıkararak ve evet, sınav kaygısı olsa dahi, kalıcı bilgiyi sağlayabileceğimizi tekrar görmemi sağlayan ve bunu öğrencilerime, çocuklarıma göstermeme imkan tanıyan STEM Bütünleşik Öğretmen Eğitimi'ne teşekkürlerimle.
Özlem ÇALIM
Kimya Zümre Başkanı
Bahçeşehir Koleji 50.yıl Nakkaştepe Kampüsü Fen ve Teknoloji Lisesi
BAUSTEM merkezi öğretmen eğitimi uzerine uzmanlaşmış bir araştırma ve geliştirme merkezidir. STEM bütünleşik öğretmenlik bilgi ve becerileri projesine ev sahipliği yapmaktadır. Merkez bünyesindeki programlar ile STEM öğretmenleri yetiştirilmekte ve öğrencilerin çağa uygun becerilerle donatılması sağlanmaktadır.
BAUSTEM merkezi öğretmen eğitimi uzerine uzmanlaşmış bir araştırma ve geliştirme merkezidir. STEM bütünleşik öğretmenlik bilgi ve becerileri projesine ev sahipliği yapmaktadır. Merkez bünyesindeki programlar ile STEM öğretmenleri yetiştirilmekte ve öğrencilerin çağa uygun becerilerle donatılması sağlanmaktadır.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum