Arya ve BinYaprak Ailesinin Desteği ile Oxford'a Giden Esra'nın Deneyimleri

Oxford'dan herkese merhaba! Temmuz ayında çıktığım yolculuktan bahsetmek ve Arya - Binyaprak ailesine teşekkür etmek istiyorum. Aldığım ilhamlarla ve tanıdığım birbirinden güzel insanlardan aldığım güçle Oxford'a geldim. Hem kişisel hem de bilimsel açıdan inanılmaz kazanımlar elde ettim. 

Burada kardiyovasküler hastalıklar hakkında translasyonel çalışmalar yapıyoruz. Bulunduğum yer fizyolojide dünyanın 1 numaralı departmanı olan ve yüzlerce araştırmacıya ev sahipliği yapan muhteşem bir merkez. 3 profesör ve 15'e yakın araştırmacıyla beraber çalışıyorum. Diyabet, spor sağlığı, stres, kök hücre, epigenetic, radyasyon çevresinde sürülen araştırmaların tümünün ortak yanı kardiyovasküler hastalıklar (CVD). Multipliner disiplin kavramını dolu dolu yaşıyorum. Kimya, fizik, cerrahi bilimler, biyomateryaller ve genetik gibi onlarca farklı konuda uzmanlaşmış araştırmacılar CVD konusunda birlikte çalışıyorlar. CVD görüntüleme yöntemleri ve analizleri, kök hücre tedavisinde planlamalar ve uygulanma metodları, invivo deneylerde cerrahi metodlar, mikrorna transferi gibi konularda deneyim kazandım. Projenin yanısıra takım çalışması içinde davranış, tavır ve emeklerimizin ne kadar büyük bir fark yaptığını görmek inanılmazdı.
Westminster ile ortak yürütülen bir çalışmanın anjiyogenez analizlerini yaptım ve sonuçlar çok umut vadedici aynı zamanda bu alandaki ilki ortaya koyduğu için analiz sürecini anlatmak üzere akademik yıl başlangıcında bir konuşma vermem istendi ve kalışım uzadı. Nature gibi büyük yayınların kritiğini belirleyen bir laboratuvarda yaptıklarımın takdir edilmesi çok onur verici oldu.

Yolculuğumun başındaki Esra'ya dönüp baktığımda gördüğüm değişim beni öylesine mutlu ediyor ki! Binyaprak'la ve İnci'yle tanıştıktan sonra hep korkularımızın hayallerimize engel olduğunu söylemiştim ve aldığım ilhamla iyi işler yapacağımdan emin bir şekilde yola çıkmıştım, yine de aklımda çok fazla endişe ve soru vardı. Şimdiyse; mezun olduğunda ne yapacağını bilen, proje yönetiminde tek başına sorumluluk alabilen, kararsızlığa yer vermeyen ve şartlar ne olursa olsun stres ve endişenin tek sorumlusunun kendisi olduğunu bilen bir Esra olduğumu hissediyorum. 

Burada geçirdiğim zaman boyunca her gün inanılmaz tecrübeler kazandım aynı zamanda kendimi tanıma fırsatı buldum. Bugüne dek kendime, ülkedeki tüm kadınlar olarak kendimize nasıl eziyet ettiğimizi çok üzülerek anladım. Olduğum konumdan kendimi çok aşağıda gösterdiğimi keşfettim. Erkeklerin hep kendini daha iyi göstermesine karşın biz kadınların hep ezilmeye hazır olduğunu anladım. Kız çocuğu hep mükemmel olmak zorunda anlayışına nasıl sıkı sıkıya bağlı olduğumuzu gördüm. Aslında bu yazıyı yazarken bunlardan ziyade akademik gelişmelerimi detaylı konuşmayı istemiştim ama bu konu çok daha önemli. Kendimizi strese nasıl kolay teslim ettiğimizi gördüm. Mükemmelliyetçiliğimi kırdığımda çok daha iyi işler yapabildiğimi bizzat görme fırsatım oldu. Önümüzdeki setleri biz yaratıyoruz ve düşünce şeklimizi değiştirmedikçe boşa çırpınmaktan başka hiçbir şey yapmıyoruz. Evet ben bunların farkına varmış olabilirim ama başta ülkem olmak üzere tüm dünyada milyonlarca kız çocuğunun böyle yetişiyor olduğunu bilmek çok acı verici. Bundan sonra akademik alanda kazandığım çalışma stilini ve öğrendiklerimi yer aldığım tüm bilimsel çalışmalarda uygulamaya devam edeceğim ama en önemlisi kadının toplumdaki değerini alçaltmaya çalışan zihniyeti yıkmak, kendi konumundan daha üste çıkmak için cesaret edebilen kadınların yetişmesi için çalışacağım. Umarım bu yolda aldığım ilhamı misiliyle verebilirim. Ve sonucu başarısızlık da olsa yaptığım her çalışmada özgün olup, denenmemişi deneyip her hatanın bir başarının önünü açtığını görmeye devam ederim!

Fatoş Büyükkuşoğlu Ödülü'nü aldığımda kariyerim adına iyi bir adım olacağını biliyordum, artık kişisel anlamda da, bilimde kadının yeri ve erkeklerin yarattıklarını zannettiği bu dünyada başarısızlığa teslimiyetimizi sorgulamak konusunda da çok fazla deneyim kazandım. Arya, Binyaprak ailesine ve bu yolda kazandığım tüm kız kardeşlerime çok teşekkür ederim!

Bu yazı BinYaprak misafir yazarları Esra Şengül tarafındn yazılmıştır.