VIB-KU Leuven Kanser Araştırma Merkezi'nde Erasmus Stajı

    1

    Moleküler Biyoloji ve Genetik 4.sınıf öğrencisi Hande Nur Şahin "kanser biyolojisi" alanında Erasmus ile Belçika'da yaptığı laboratuvar stajını anlattı. Erasmus stajı nasıl bulunur, başvuru süreci nasıldır, yurt dışında staj yapmak size neler kazandırır, hepsi yazıda! Keyifli okumalar! 

    Eğer bir Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğrencisi iseniz, yazın yapmış olduğunuz stajlar sizin akademik alanda gelişiminize, çok kıymetli deneyimler kazanmanıza, farklı konulara farklı yaklaşımları gözlemleyebilmenize ve sosyal anlamda da gelişmenize fayda sağlar. Ben birinci sınıf yazımı kendi okulumda ilgi alanım olduğunu düşündüğüm bir laboratuvarda staj yaparak geçirdim. Farklı bir yere gitmeyi o yaz düşünmemiştim, çünkü ilk deneyimimi bildiğim bir ortamda yaşamak ve kendimi gelecek tecrübelerime hazırlamak istemiştim. Bir sonraki yılın yazı, yani ikinci sınıf yazımda ise Erasmus desteği ile Belçika'da VIB-KU Leuven Kanser Araştırma Merkezi'ndeki bir laboratuvarda stajımı yaptım. Birazdan anlatacağım bu süreç sonunda fark ettim ki aslında birinci sınıf yaz stajımı da farklı bir ülkede farklı bir tecrübe yaşayarak gerçekleştirebilirmişim, o kadar da gözümde büyütmeme gerek yokmuş. Şimdi diyorum ki keşke ilk yılımda da bu deneyimi yaşasaymışım. Covid-19 sürecine denk gelmesi sebebiyle bu yılki Erasmus sınavını kazanmış olsam da gidemedim maalesef. Dolayısıyla belirtmek istediğim şey şu; elimizdeki fırsatları olabildiğince erkenden değerlendirmek önemli, lütfen siz de benim gibi düşünüp fırsatları kaçırmayın!

    Evet, şimdi gelelim Belçika'daki staj sürecime. Bu sürece tabi ki öz geçmişimi ve motivasyon mektubumu hazırlayarak başladım. Ardından, birinci sınıfta başlamış olduğum laboratuvar çalışmaları sayesinde ilgi alanımın kanser olduğuna daha da emin oldum ve ikinci sınıf yaz stajımı yapabileceğim ve yurt dışında bulunan kanser laboratuvarlarını araştırdım. Araştırma yaparken projelerin içerisinde model organizmaların olup olmamasına da dikkat ettim çünkü o zamana kadar böyle bir deneyimim olmamıştı. Gitmeyi istediğim laboratuvarların internet sayfalarını inceledim, oradan çıkan makaleleri okuyup neden orada staj yapmak istediğim gibi bilgileri de ekleyerek motivasyon mektubu ve öz geçmişimi ilgili laboratuvar hocalarının mail adreslerine yolladım. Çok çeşitli yerlere mail attım fakat bana bir laboratuvardan olumlu dönüş oldu, bana belirttiklerine göre çoğu laboratuvarın kapasitesi dolmuştu. Olumlu dönüş yapan hoca ile Skype üzerinden bir görüşme gerçekleştirdim, bana çeşitli sorular soruldu; benim oraya nasıl bir katkı yapabileceğim, şimdiye kadar yer aldığım deneyleri ne kadar öğrenip onlara bunu aktarabildiğim, hangi dersleri aldığım, gelecek hedeflerim gibi. Bu tarz görüşmelerde sorulara olabildiğince dürüst ve akıcı bir İngilizce ile cevap vermek önemli kriterlerden bence. Bu tarz görüşmeler her zaman olumlu sonuçlanmayabiliyor ve karşı taraf sizinle ilk defa görüştüğü için kendinizin en iyisini anlatmanız güzel bir başlangıç olacaktır. Olumlu bir dönüt aldıktan sonra Erasmus sınavı sonuçlarının açıklanmasının ardından istemiş olduğum kabul mektubumu Erasmus Ofisi'ne götürdüm. Bu kısım aslında oldukça önemli. Çünkü bölümlere düşen kontenjanlar sınırlı olabiliyor ve kabul mektubunu ilk getiren (sınav sonucuna ve not ortalamasına göre geçerli puan alanlar arasından) Erasmus hibesinden yararlanabiliyor. O yüzden sınavdan önce kabul mektubunuzun elinizde olacağından emin olmanızda fayda var.

    Kabul aldığım yer VIB–KU Leuven Kanser Araştırma Merkezi'nden hücresel metabolizma, metabolik düzenlemeler ve kanser ile ilgili araştırma yapan bir laboratuvardı. Vücudun farklı bölgelerine yayılmış olan kanser hücreleri, yayılmayan kanser hücrelerine göre farklı bir metabolik yol izliyor ve bu durum da yayılım gösteren kanser hücrelerini durdurabilecek çeşitli olasılıklar sunuyor. Yer aldığım proje yağ metabolizması ile ilgili bir proje idi. Çeşitli ilaçların kanser hücrelerinin yayılmak için ihtiyaç duydukları farklı metabolik yolu nasıl durdurduğunu çalıştık ve bu ilaçların etkilerini sadece hücre kültüründe değil fareler üzerinde de gözlemledik. Dolayısıyla, çok geniş olan kanser alanına hem farklı bir açıdan bakabildim hem de bir model organizma ile çalışmayı tecrübe ettim. 

    Bu arada şunu da belirtmeliyim ki, deney hayvanları açısından oldukça dikkatli bir prosedür izlenmektedir. İlk zamanlarda ben bu deneylerin içerisinde yer alamadım çünkü hem daha önce bir tecrübem olmamıştı hem de bu deneye katılabilmemi sağlayacak geçerli bir sertifikam yoktu. Staj yaptığım süre boyunca bulunduğum araştırma merkezinin bağlı olduğu KU Leuven Üniversitesi'nde gerekli eğitim ve sertifikayı veren bir kurs vardı, oraya gidip sınavı geçip sertifikamı aldıktan sonra ben de deney hayvanları ile ilgili olan deneye katılabilme şansı elde ettim.

    Hafta içi her gün tüm günümü laboratuvarda geçirdiğim için gezmeye ve farklı yerleri görmeye çok fazla vaktim kalmadı, yalnızca haftasonları ve akşamları vaktim kalıyordu. Fakat, buna rağmen Fransa ve Hollanda'ya gittim, Belçika'nın hemen hemen tüm şehirlerini gezdim. Benim için çok güzel deneyimler oldu. Genel olarak, gezdiğim yerlerde sosyal açıdan veya dil açısından bir sıkıntı ile karşılaşmadım. Leuven küçük bir öğrenci şehri olduğu için genel anlamda ucuz, rahat, güvenli ve keyifli bir şehirdir. Yolunuz düşerse çikolata, waffle ve patates kızartması yemeyi unutmayın!

    Bu yazı BinYaprak misafir yazarlarından Hande Nur Şahin tarafından yazılmıştır. Teşekkürler Hande Nur!

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.