Bilimin İncileri : Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede ile Röportaj

    Bilimin İncileri : Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede ile Röportaj Bilimin İncileri : Prof. Dr. Aslı Demirtaş Tatlıdede İle Röportaj

    Bilim insanı ve hekim Sayın Profesör Doktor Aslı Demirtaş Tatlıdede öğrenim hayatı, kariyer yolculuğu ile ilgili tecrübelerini bizlerle paylaştı. MD ve PhD eğitimlerini tamamlayan nöroloji uzmanı Doktor Tatlıdede, yurt içi ve yurt dışı tecrübeleri ile ilgili bizlere önemli tavsiyelerde de bulundu. Bilimin incileri serimizde Aslı Demirtaş Tatlıdede ile tanışacak, kariyer yolculuğunu dinleyecek ve yolculuğunun başında olan biz öğrencilerine tavsiyelerini ve öğretilerini okuyacağız. Keyifli okumalar!

    1) Kendinizden ve çalışmalarınızdan kısaca bahsedebilir misiniz?

    Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp Bölümü'nden mezunum. Nöroloji ihtisası ve Nörobilim doktorası yaptım. Doktora sonrası çalışmalarımı Boston Harvard Tıp Fakültesi Beth Israel Hastanesi Davranış Nörolojisi bölümünde invazif olmayan beyin uyarımı üzerine (TMS ve tDCS) gerçekleştirdim. Klinik olarak uzmanlık alanlarım Davranış Nörolojisi, Demans ve Hareket Bozuklukları. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji ve Nörobilim Anabilim dallarında öğretim üyesiyim ve Fransız Lape Hastanesi'nde TMS Klinik Tedavi ve Araştırmaları Direktörü olarak görev yapıyorum. 

    2) Üniversite eğitiminiz sizin açınızdan nasıl geçti, bu süreçte kendinizi geliştirmek ve gelecek hedefleriniz adına ne gibi şeyler yaptınız? Üniversiteden mezun olduktan sonraki süreçte kararlarınızı almanıza neler etkili oldu? Kariyer serüveniniz nasıl başladı ve şekillendi?

    Üniversite eğitim dönemimde ne istediğini bilen ve emin adımlarla hedefine yürüyen bir öğrenci olmadım, klasik bir hikaye değil benimki. Yıllardır tıp isteyen bir öğrenci değildim, tıp yazmaya son 6 ayda karar vermiştim. Hedefimin ne olduğundan da emin değildim, kafamın karışık olduğu, kendimi çok sorguladığım dönemlerdi. Tıp öğrenimi çok ilgimi çekti ve sevdim ancak bir taraftan da aklım sanattaydı. Tıp öğrenimim sırasında Hacettepe Konservatuvarı bir sınav açmıştı, onu kazandım ve Şan ve Opera bölümünden dersler almaya başladım. Bu iş bir süre sonra ciddileşti, hocalarım kaydımı dondurup opera sınavlarına hazırlanmamı ve o yönde ilerlemem gerektiğini söylemeye başladılar. Bu düşünce benim için en az tıp kadar cazipti, hatta daha heyecan vericiydi. Epey bocaladığım bir süreç oldu ama sonunda tıp ağır bastı.

    Tıp eğitimim sırasında ne alanında uzmanlaşacağım konusunda da net değildim. İki haftalık mini stajlarla buna karar vermek gerçekten güç. Önce göz hastalıklarını seçmeyi düşündüm, hatta İspanya'da bu konuda bir yaz stajı yaptım. Staj harika geçti ama göz doktorluğunun bana göre olmadığı da aşikardı, kendimi göz doktoru olarak hayal edemedim. Sonra psikiyatri ve nörolojinin ilgimi çektiğini fark ettim. Bu ikisi arasında karar vermekte epey zorlandım, iki bölüm de benim için eşit derecede merak uyandırıcıydı. Nöroloji benim için doğru seçim oldu, ilerleyen zamanlarda nörobilim ile birleşti ve beni hem klinik hem de araştırma anlamında fazlasıyla tatmin etti. Klinik olarak da davranış nörolojisi ve nöropsikiyatri alanında uzmanlaştım, yani ibre aslında ikisinin arasında durdu diyebiliriz. 

    3) Kariyer yolculuğunuzda dönüm noktası diyebileceğiniz şeyler var mıdır, varsa bunlar nelerdir?

    Dönüm noktası çok fazla var, en kritik olanı mühendislik hedefleyen bir fen lisesi öğrencisi olarak aniden karar değiştirip tıp yazmak muhtemelen. Tıp öğrenimim sonrasında da bana yol gösterecek, merakımı tetikleyecek ve ilham verecek çok değerli hocalarla birlikte çalışma şansı elde ettim ve her biri benim için ayrı birer dönüm noktası oldu. 

    4) Türkiye'de hekim olmak isteyen kişiler için yurt dışı tecrübelerinin önemi var mıdır/nedir? Kariyerini yurt dışında şekillendirmek isteyen öğrenciler için tavsiyeleriniz neler olurdu?

    Yurt dışı tecrübelerin önemi kesinlikle var. Alanında yetkin, değerli insanlarla tanışıp uluslararası işbirliği için önemli bağlantılar sağlamasının yanı sıra kendinize ve bulunduğunuz yere farklı bir pencereden bakmaya olanak sağladığı için çok önemli buluyorum.

    Yurt dışında kariyer planlayan öğrencilerin öncelikle çalışmak istedikleri ülkenin dilini hastayla rahat iletişim kurabilecek düzeyde konuşabiliyor olmaları gerekiyor, bu kabul için en kesin şartlardan biri. İyi merkezlerde başvurular oldukça kompetitif, farklı ülkelerden pek çok başvuru geliyor, o nedenle diğer adayların içinden sıyrılmak çok kolay olmayabilir. Tıp eğitimi sırasında yayın(lar) yapmış olmak tüm ülkelerde ihtisas için artı puan, Amerika asistanlık başvurularında ise şart diyebilirim. Eğer PhD de yapmışsanız bu sizi tüm ülkelerde üst sıralara taşıyacak önemli bir avantaj, Amerika'da en iyi merkezlerin bile kapısını açabilir.

    5) Kariyeriniz süresince sizi en çok zorlayan şeyler nelerdi ve bunları nasıl aştınız?

    Beni en çok zorlayan şey annelik oldu doğrusu, çok zaman alan ve sorumluluk isteyen tam zamanlı bir iş. Çocukların büyümesi ile kendi ritmimizi ve dengemizi bulduk sanırım. Bunun dışında nöroloji acili ve nöbetleri yoğun olan ve fiziksel olarak da güç isteyen bir bölüm, asistanlık döneminde sadece 10 dakika uyuduğum ve ertesi gün tüm gün çalışmaya devam ettiğim nöbetler çoktu. 

    6) Tekrar 20 yaşınıza dönseniz neleri farklı yapardınız?

    Güzel bir üniversite hayatı geçirdim, 'keşke'lerim çok fazla değil aslında. Benim dönemimde Hacettepe'deki MD-PhD programı henüz aktif değildi ama mümkün olsaydı MD ve PhD'yi birlikte yapmak çok önemli bir avantaj olurdu. O dönemde ihtisas için yurtdışını hiç düşünmemiştim ama şimdi geriye bakınca belki biraz daha ciddi düşünebilirmişim diyorum. 

    7) Bizler için önereceğiniz film, kitap, dizi tavsiyeleriniz var mı?


    Eric Kandel ve Oliver Sacks'in tüm kitapları, Umberto Eco'dan The Mysterious Flame of Queen Loana okuma önerilerim. Sinemada nöroloji ile ilgili ilk aklıma gelenler Still Alice, Awakenings, The Diving Bell and the Butterfly, Amour, The Machinist, The Theory of Everything, The Music Never Stopped, My Left Foot. 

    Bu yazı CampusWIN yazarı Meltem AKÇAY tarafından yazılmıştır.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.