İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü'nden yeni mezun oldum. Bu yazıyı ise şu an Cambridge'den kaleme alıyorum. Hikayem yazıda!
Bu yazı boyunca sizlere düşe kalka büyümeyi öğrenmiş bir kız çocuğunun; kalbinin sesini nasıl dinlediğini, kafasına koyduğu hedefe ulaşmak için hangi yollardan geçmesi gerektiğini ifade etmeyi deneyeceğim. Umarım bu yazdıklarım bir nebze de olsa hayallerinize giden o yola ışık tutabilir.
Bu yazıyı şu an Cambridge'den kaleme alıyorum. Buraya gelmeye neden karar verdim? Nasıl karar verdim? Hadi başlayalım!
2010 yılı ailece zor zamanlar geçirdiğimiz, manevi olarak bizi yıpratan bir yıldı. Ben henüz lise 2. sınıf öğrencisiydim. Dedem Alzheimer hastası olmuştu ve evimizde onun bakımını üstlenerek zorlu bir sürece girmiştik. İşte bu süreç, sinirbilime olan sevdamın başladığı o asıl nokta oldu. Hastalığın evrelerini bire bir yaşadık, bütün sonuçları beraberce gördük. Örnek hastanın hayatımın içinde yer alması; beni hastalığı okumaya ve araştırmaya itti. O yıl, hayatımın bundan sonrasına karar verdiğim "altın yılım" oldu. Kafamda dönüp dolaşan hep aynı şeylerdi:
Genetik okumalısın Bilge ve beynin gizemini çözebilmek için sinir bilime yönelmelisin. Hastalık süresince ailenin geçirmiş olduğu tüm zorlukları, bu hastalığa sahip her hastanın ailesi yaşıyor. O insanlara elini uzatmak zorundasın!
by Author
Üniversite tercih dönemimde bazı özel sebepler dolayısı ile ansızın karar değiştirip Ege Üniversitesi Biyokimya bölümünde üniversiteye başladım. Başladım ama hayalim hala kalbimin bir köşesinde kaldı.
Sonunda kalbimdeki bu sese engel olmamak ve hayallerimi gerçekleştirmek adına İstanbul Kültür Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümüne geçiş yaptım. Burada geçen 2 yıl boyunca bütün hayatım laboratuvar oldu. Hayatımın her gününü, yediğim öğünlerin saatlerine kadar deneylerime göre planlayarak yaşadım. Bundan her zaman büyük haz aldım çünkü olmam gereken yerdeydim. Gereken bütün fedakarlıkları yapmaya hazırdım. Bundan sonra verilecek her emek bu yolda olacaktı.
Hedefime ulaşmak için lisans sonrası 1 yılımı dil eğitimime ve yurtdışında staj eğitimime ayırmaya karar verdim. Cambridge'e gelmeyi düşünmeden aylar önce yurtdışı stajı için mailler atmaya başladım. Hollanda, İngiltere, Almanya, İsveç ve Amerika'da birçok yere mail attım. Hepsinden ret cevabı aldım. Sadece Hollanda'da bir hoca tam anlamıyla reddetmeyerek düşüneceğini söyledi fakat bu benim için net bir cevap değildi. Tüm bu retleri aldıktan sonra, o büyük umutsuzluğun içinde ansızın İngiltere'ye gelmeye karar verdim. İçimden bir his, bulunduğum yolun yanlış olduğunu, yurtdışı stajını bir sonraki aşamada denemem gerektiğini söyledi. Kalbimin sesine her zaman güvendim ve yine ona güvenerek yolumu çizdim. O hafta içerisinde dil şirketi ile anlaştım, gidiş tarihimi belirledim ve kısa bir süre sonra olmam gereken yerdeydim. Cambridge'e geldikten sonra, bir yandan dil eğitimime devam ederken diğer yandan staj mailleri atmayı sürdürdüm. Uzun denemeler sonunda İsveç Karolinska Enstitüsün'de moleküler sinirbilim çalışan bir ekipten kabul aldım. Türkiye'ye döndükten sonra Mart ayında İsveç'e giderek stajıma başlayacağım.
Bütün bu süreç boyunca öğrendim ki, asıl olan emek ve her zaman arkanda olan güçlü bir aile. Her şeyden önce bilmelisin ki hedef yolu çoğu zaman senden birçok şey alıp götürecek. Bazen yapayalnız kalacaksın ama devam etmen gereken yol hep seni bekliyor olacak! Dikenli yollarına çiçekler sermek yine senin elinde. Bil ki mutlaka her emeğinin karşılığını alacaksın.
Er ya da geç…
Amacına, gerçeklerine sımsıkı sarıl. Çünkü iyi gününde de kötü gününde de yanında olan bir tek onlar olacak. Amaçlarını hayatının gerçekleri yapacağın günler yakında. Çiçekli ve aydınlık günler çok yakında!
Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Tansu Bilge KÖSE tarafından yazılmıştır.
2023 BinYaprak. Tüm hakları saklıdır. Bir TurkishWIN girişimidir
Yorum