Bilimin Kutsal Kasesi: Kök Hücre ve Bilinmeyenleri

    Bilimin Kutsal Kasesi: Kök Hücre ve Bilinmeyenleri

    Yrd. Doç. Dr. Ayyub Ebrahimi ile canlı yayında Bilimin Kutsal Kasesi: Kök Hücre ve Bilinmeyenlerini konuştuk. Kaçıranlar için canlı yayından detaylar yazıda!

    Ayyub EbrahimiYe sorduk; sizce kök hücre ölümsüzlüğün iksiri mi?

    Kök hücre daha çok farklılaşmamış ve vücudumuzun herhangi bir yerindeki hücrelere dönüşebilme kapasitesine sahip hücrelerdir. Evet, fonksiyonunu kaybetmiş hücrelerin yerine geçebilecek hücre tipleridir fakat yaş aldıkça hasarlı hücrelerin yerine geçebilecek kök hücre sayısı da azalır ve onları kaybederiz. Eğer bu kök hücreleri tekrardan yenileyip vücuda verebilirsek şu an hala bazı araştırmacıların sahip olduğu ölümsüzlük ve yaşlanmayı durdurma sorunlarına belki çözüm getirilebiliriz.

    Peki organ naklinde kök hücrenin ilerideki rolü nedir?

    Organ naklindeki en büyük sorun doku uyuşmazlığıdır. Doku mühendisleri bu soruna çözüm üretmek için çalıyorlar ve 3 boyutlu yazıcılarla doku üretme çalışmaları var fakat dokunun her katındaki hücreleri fonksiyonel bir şekilde elde etmek zor. Büyük bir hayal ama belki kişinin kendisinden alınan hücrelerden kök hücreler; kök hücrelerden de doku elde edilebilir. 

    Kök hücre alanında çalışmalar

    Kök hücreyle ilgili çalışmalardan biri de 2012'de Nobel Ödülü alan Shinya Yamanaka'nın çalışması. Yamanaka'nın asıl yaptığı şey farklılaşmış, gelişim sürecinin sonuna gelen hücreleri tekrar programlayarak onlardan yeniden kök hücre elde etmektir. Bu hücreler indüklenmiş pluripotent kök hücre olarak adlandırılır. Bu hücreleri elde etme yöntemi başta biraz sakıncalıydı ve başka sorunlara yol açabilirdi. Fakat ilerleyen çalışmalarla birlikte 2013 yılında sadece bazı kimyasallar kullanılarak kök hücre elde etme işlemi fare hücrelerinde gerçekleştirildi. İnsan üzerinde gerçekleştirilmesi için araştırmalar baya yoğunlaştı.

    Hücre çalışmalarının başarıları klinik çalışmalara yansımadığı sürece hep tartışmalı görülmekte. Sohbetimizde biraz da kök hücre ile tedavi alanında günümüzdeki klinik başarılardan bahsettik ve Ayyub Ebrahimi şunları ekledi;

    Uzun yıllardır kemik iliği nakli yapılıyor. Kemik iliğindeki kök hücreler mesela mezenkimal kök hücreler vücudumuzdaki hücrelere dönüşebilme kapasitesine sahiptir ve kemik iliğindeki kök hücreler bizim için büyük bir kaynaktır. Mesela kemoterapi öncesi kanser hastalarından alınan kemik iliği, tedavi sonrası tekrar enjekte ediliyor. Kemoterapi süresince sadece kanser tipi hücreler değil diğer hücreler de öldüğü için hastaya geri verilen bu kök hücrelerle yeni hücreler elde edilebiliyor.

    Son olarak kendisine ülkemizdeki hastalık dağılımını göz önünde bulundurursak özellikle hangi hastalıkların çalışılmasını önerirsiniz diye sorduk. Yrd. Doç. Dr. Ayyub Ebrahimi yayınımızda nörodejeneratif hastalıklar; parkinson, alzheimer ve FMF hastalıklarından bahsetti. Yayının tamamını bu linkten izleyebilirsin.

    Yrd. Doç. Dr. Ayyub Ebrahimi'yi tanıyalım:

    Ayyub Ebrahimi 1982'de İran'da doğdu. Lise eğitimine bilime olan merakından dolayı, Fen lisesinde başladı. 1999 yılında liseyi tamamlayıp merakının peşinden gitmek için Üniversiteye Moleküler ve Hücre Biyoloji alanında devam etti. 2005'de akademik hayatına Mikrobiyoloji alanında devam edip yüksek lisansını 2008 yılında tamamladı. Çalışmalarının devamını sağlamak adına Biyoteknoloji Enstitüsünde (ABRII) ve ardından Kanser ve genetik hastalıkların moleküler mekanizmasını incelemek için GATC merkezinde bulundu. Akademik çalışmalarının devamı için 2011'de Türkiye'ye gelip İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsünde, Moleküler Biyoloji ve Genetik Programında doktoraya başladı. 2011-2012 yılları arasında Yeni Yüzyıl Üniversitesinde Araştırma Görevlisi olarak çalıştı. 2012 yılının sonlarına doğru Tıp alanında umut vaat eden İndüklenmiş Pluripotent Kök Hücre alanında çalışmak için Koç Üniversitesi, Tıp Fakültesinde Doç. Dr. Tamer Önder'in Laboratuvarında araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. Tezinde epigenetik ve yeniden programlama üzerine çalışarak 2016 yılında doktora derecesini almıştır. Mezun olduktan sonra doktora sonrası araştırmalarına devam edip, ardından Haliç Üniversitesi, Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaya başlamıştır. Halen Haliç Üniversitesinde akademik çalışmalarına hücre farklılaşması üzerine devam etmektedir.

    Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Seval Kübra Korkunç tarafından yazılmıştır.

     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.