Doğa Bilim: Biyomimitri

    Doğa Bilim: Biyomimitri

    Büyüleyici tabiat, insanların hayatlarını iyileştirme yollarının ipuçlarını veriyor. Bilimin kapıları aralanıyor ve biyomimetrik göz kırpıyor. Tabiat ile tanışmaya var mısınız? O halde iyi okumalar!

    Bugüne dek tabiat, insanları şaşırtmış ve şaşırtmaya devam etmektedir... Tüm hayatımızı çiçeklerin, göçmen kuşların veya deniz sularının içindeki varlıkların mucizelerini öğrenmek için çaba sarf ederek geçirebiliriz. Büyüleyici olan, tabiat aynı zamanda insanların hayatlarını iyileştirmenin yollarının ipuçlarını veriyor.

    Biyomimetik -diğer adıyla biyomimikri- insanların sorunlarına çözüm bulmak için doğadaki tasarımları, sistemleri inceledikten sonra bu tasarımları taklit ederek, ilham alarak çözüm üretmeyi amaçlayan bilim dalıdır. Bilim, ulaşım, mimari, yapay zekâ, nanoteknoloji, robotik, askeri, endüstri vb. alanlarda yani hayatımızın hemen hemen her noktasında kullanılmaktadır.

    Başlıca ilham kaynağı olan canlılar

    Hoş görüntüsünün yanı sıra olağanüstü bir özelliğe sahip olan Lotus bitkisi, üzerinde toz, kir ve su tutmuyor. Keşfedilen bu özelliğiyle, ıslanmayan ve kirlenmeyen kumaşlar, elbiseler, çatallar, kaşıklar, binaların dış kaplaması ve dahasını yapmak için çalışmalar uzun başladı bile. 

    NASA geçtiğimiz yıllarda Mars'ın doğal ortamına dayanacak şekilde tasarlanmış örnek uzay elbisesi için 3 tasarım sundu. Bu tasarımlar en zorlu koşullara dayanabilecek kapasiteye sahip olmalıydı ve bu zorlu koşullardan biri de kuşkusuz Dünya, derin deniz idi. Sunulan takım; kabuklu, pullu ve parlaktı. Bilim insanları ve mühendisler bir canlı türünden yola çıkmıştı: Balıklardan ilham alınmıştı.

    Diğer bir ilham kaynağı ise köpek balıkları. Bilim insanları, mikroskop altında balığın derisini incelediğinde derinin şeritlerden oluştuğunu ve bu yapının v spiralleri oluşturarak suyu balığın derisine daha çok yapıştırdığını, böylece suyun yüzmeye karşı direncini azalttığını gözlemlemişlerdir. Yeni dokuma teknikleriyle köpek balığı derisine benzeyen mayolar, yüzücünün vücudunu sararak suya en az direnç gösterecek şekilde üretilmiş, profesyonel yüzücüler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.

    Mimaride de biyomimetriden yararlanıldığını görüyoruz. Mimarlar farklı çatı ve tavan için zorlu hava şartları ile aksiliklere dayanacak bir tasarım yapmak istediklerinde, ince olmalarına rağmen kabukları çok yüksek basınçlara dayanabilen istiridye ve midyeyi örnek almışlardır. Midye, istiridye kabuklarında sahip oldukları zıt yönlü eğriliklerle zorlu kuvvetlere karşı dayanıklıdır. Bu nedenle mimarlar kullandıkları mukavvalarda düz olanların yerine kıvrımlı/oluklu olanları tercih etmektedir.

    Bukalemun, mürekkep balığı gibi bulundukları ortama uyum sağlayabilecek şekilde derilerinin, desenlerinin anında değişmesi, askeri üniformalara ilham olmuş bu canlıların sahip olduğu sistem incelenerek benzer bir mekanizma elde edebilme çalışmaları askeri alanda görebileceğimiz bir biyomimetri örneği.

    1940'lı yıllara geri dönelim: İsveçli bir mühendisin köpeğini gezdirirken kıyafetlerine ve tüylerine diken yapıştığını fark ettikten sonra dikeni mikroskop altında inceliğinde yapısındaki küçük kancalar sayesinde tüylere, kıyafetlere tutunarak yapışkan bir özellik gösterdiğini ve buradan yola çıkarak velcroyu yani günümüzde neredeyse her yerde kullandığımız cırt cırtları tasarladığını görüyoruz.

    Tüm bu örneklerden tabiatın bizlere verdiği ipuçlarını bilimsel yöntemlerle birleştirerek yaşayan tüm canlıların, evrenin problemlerine çözümler üretebiliriz. Yeter ki doğayı tahrip etmek yerine ondan ilham alalım!

    Bu yazı Bin Yaprak misafir yazarlarından Seval Kübra Korkunç tarafından yazılmıştır.
     

    Yorum

    Zaten Hesabınız Varsa Buradan Oturum Açın
    Henüz bir yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun
    © 2024 BinYaprak. Tüm Hakları Saklıdır.
    Bir TurkishWIN girişimidir.